Evet getirilir ama… Sigorta yaptırırken genelde fiyatlarına bakıyoruz. En ucuzunu araştırıyoruz. Ve o fiyatla sigortamızı yaptırıyoruz. Öncelikle şunu söylemem gerekir; her pahalı sigorta iyi, her ucuz sigorta da kötü sigorta değildir. Trafik sigortası, DASK gibi zorunlu sigortaları birer vergi gibi görüyoruz. Yaptırmak zorunda olduğumuz için yaptırıyoruz. Bu görüş tüm alanlarda ağır bastığı için “aman ne kadar az ödersek iyidir” anlayışı hâkim.
Çok önemli iki konu var ki bunlara değinmeden geçemeyeceğim. Bir; Sigorta satın alırken, bir danışmana ihtiyacınız var. Bunun için ülkemizde her üç kişiden ikisi sigorta satın alırken ‘sigorta acentesi‘ni tercih ediyor. Benim de önerim bu doğrultuda. Bir acenteyi tercih ettiğinizde poliçe oluşturulurken riskinizi belirlemeleri ve hasar sırasında yanınızda olup süreci takip etmeleri çok önemli. İki; Bütün sigorta şirketleri SEDDK denetiminde, hatta yakın markajında. Yani ‘ben sigorta yaptırdım, ama hasarı kabul eden sigorta şirketi benim tazminatımı ödemiyor’ gibi bir iki özel durum olabilir. Ama… gerisi mümkün değil. Parası olmadığı için ödemeyi erteleyen sigorta şirketine zaten SEDDK kesinlikle müdahale eder.
AZ PRİM ÖDEYEYİM DERKEN…
Buradaki en önemli konu yine siz tüketicilere düşüyor. Ben az para ödeyim derken büyük mağduriyetleri kabul etmiş sayılırsınız. Trafik sigortası, DASK gibi zorunlu sigortalarda hangi sigorta şirketini tercih ettiğinizin bir önemi yok. Ama bunların dışındaki sigortaları yaptırırken 10-20 TL fazla prim ödeyerek çok büyük teminatlarla kendinizi geniş bir korumaya alabilirsiniz. Burada tam tersi de mümkün, 10-20 TL daha az ödeyeyim derken büyük mağduriyetler de yaşayabilirsiniz.
Önemli olanı herkes her konuyu bilmez. Sigorta acentesine danışarak ondan yol göstermesini isteyerek sigorta yaptırırsanız, mağduriyet yaşama riskinizi de en aza indirgemiş olursunuz.