Kamuoyunda sigortanın pahalı olduğu konusunda bir önyargı var. Örnek vermek gerekirse ben bir dostuma “Neden konut sigortası yaptırmıyorsun?” diye sorduğumda “Çok pahalıdır” cevabını alıyorum. “400-500 TL’ye evini sigortalatabilirsin” diyorum. “Aylık değil mi?” sorusuna “Yok yıllık, aylık 35 TL taksit ile” dediğimde ise şaşırılıyor veya hemen gidip yaptırılıyor. Aynı örnek diğer sigorta ürünleri için de verilebilir.
Sigorta primleri size özellikle trafik sigortalarında veya kaskoda yüksek gelebilir. Bu branşta risk yüksek olduğu için, yani mobil durum söz konusu ve her an bir kaza mümkün olduğu için diğer branşlara göre primi yüksek. Sigorta şirketleri bu primleri minimumda tutmak için çaba içerisinde. Hasarlarını iyi yönetmek en temel unsur. Örneğin döviz artıyorsa, yedek parça maliyeti nedeniyle prim yükseliyor. Sektörün yargı ile ilgili sorunları ne yazık ki sona ermedi. Uzman mahkemeler olmadığından sadece tüketicinin hakkını korumak temelli yanlış kararlar çıkabiliyor.
ŞİRKETLER ÇİFTE TAZMİNAT ÖDEYEBİLİYOR
Bir diğer unsur, kanun çıktığında veya mahkeme bir karar verdiğinde örnek oluşturuyor ve bu geriye dönük 10 yıl bütün ödenmiş hasarları kapsayabiliyor. Örnek mi; geçmişte trafikte hayatını kaybeden biri için ödenecek tazminat, o günün şartlarında hesaplanıp ödenir. Burada ölen şahsın geliri asgari ücret üzerinden hesaplandığında, asgari ücrette geçtiğimiz yıl olduğu gibi önemli bir artış gerçekleştiğinde tazminatını almış kişiler tekrar mahkemeye başvurup tazminatın yeni asgari ücrete göre hesaplanmasını isteyebiliyor.
Mahkeme de bunu kabul ediyor. Böylece sigorta şirketleri çifte tazminat ödemiş oluyor. Bu tazminatlar mağdur kişiye verilse canım feda, ama ne yazık ki aracılara gidiyor. Ya da değer kaybı tazminatında olduğu gibi kan emiciler sigorta şirketlerini soymaya çalışıyor. Özellikle tamirhanelere kartvizit bırakan işsiz avukatlar, çekicilere getirdiği araç başına 1000 TL’lere varan el altından paralar vererek araçların, şirketlerin yetkili servislere götürülmeden kendilerine getirilmesini sağlıyor.
Dışarıda ise bu tazminatların peşindeki özel kuruluşlar. İşte bunlar hep primlerin artmasına sebep olan unsurlar. Bu arada özellikle değer kaybı müracaatlarını bir avukat aracılığı ile almayı kabul eden bir sigortalı hak ettiği tazminatın yarısına razı olduğunu bilmelidir! BURASI ÇOK ÖNEMLİ! İşte bu gibi suiistimaller olmasa primler en az yüzde 30 düşer. Bundan emin olun.
