Geçtiğimiz sene içerisinde Hazine içerisindeki çatışmaların merkezini Tahkim Komisyonu’ndaki rant kavgası oluşturuyordu. Bu ranttan pay edinmek isteyenler birbirine girdi olaylar ve Tahkim içerisindeki bütün sıkıntılar ortaya dökülmüştü. Sonra hukuksuz olarak dosya bakanlara bu işten el çektirilmişti. Sonra iki kurumun yöneticileri değişti ve kavga bitti. Bu kişilere tekrar dosya bakma hakkı verilmiş. Bir orta yol bulunmuştu. Kavga bitmişti. Ben öyle biliyorum ya da.
DEĞER KAYBI İLE SEKTÖRÜ KEMİREN ÇETELER
Ben o dönemde kimin ne kadar dosya baktığı, kim bu işten para kazanıyor kısmına bakmamıştım hiç. Tahkim içindeki organize işlere vurgu yapılmıştı yazılarda. Çünkü hakem, eksper, avukat, tamirci zincirini oluşturan gruplar bu işi suistimal ettiği konusunda ciddi söylentiler vardı. Burada küçük bir grup işaret edilirken, büyük bir kesim tepki göstermişti. Çok da haksız olduklarını düşünmüyorum. Bu iş ekmekleri ne olsa. Benim asla kimsenin ekmeği ile uğraşmaya niyetim de yok. İşini doğru yapana sözüm yok. Onların alınmasına da gerek yok. Ben buradaki organize grup oluşturanlara ve sigorta şirketlerini kemirenleri söylüyorum. İddialar bu yönde . Avukat, eksper, ve Sigorta hakemi bunların güvenirliliğine kim laf edebilir. Avukatlar için barolar kanalıyla açıklama yapılıp suistimallere karışıp sigorta sektörünü kemiren avukatlara işaret edildi. Hatta Sayın Bakan bile vurgu yaptı olaya. Eksper derseniz, hiç diyecek bir şeyimiz olamaz. Ama içlerinden birkaç eksperin, şifrelerini günlük 300 TL’ye avukatlara verdikleri tesbit edilmiş haklarında kanuni süreç başlatıldığı iddiaları var. Hakemlerin hepsi sütten çıkmış ak kaşık mı ? İçlerinde avukat ve eksperlerle organize olanları yok mu ? Bu konuda çok iddia var. Avukat, eksper, sigorta hakemi ile yazı yazıldığında nasıl bu mesleği yürütenlerin hepsi işaret edilmiyorsa da bu işi doğru yapanlar kendi aralarındaki çürük yumurtaları temizlemelidirler.
HABER DEĞİL KULİS, MUHATAP BİZ DEĞİLİZ
Bu konuda hiç yazı yazmak niyetinde değildim. Geçtiğimiz ay içerisinde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı temsilen Bakan Yardımcısı Bülent Aksu Türkiye Sigorta Birliği‘ni ziyaret etmiş. Toplantıda Birlik Başkanı, YK, ve Sigorta şirketlerinin Genel Müdürleri bulunmuş. Sayın Bakan’a birçok konuda bilgi aktarılmış. Sayın Bakan da bunları dikkatle dinlemiş ve notlarını almış. Konulardan biri Tahkim Komisyonu’ndaki organize işlerin sigorta sektörüne maliyetinin 200 Milyon TL’yi bulduğu telaffuz edilmiş. Biz de bunu bir kulis bilgisi olarak yayınladık. Baktım yine ortalık karışmış::))
HAMAMCILAR DA AYAKLANMIŞTI
Hani bir hamam filmi vardı ya… Tellak homoseksüeldi de bütün hamamcılar ayağa kalkıp, “biz hamamcılar homoseksüel değiliz” diye basın bildirisi yayınlamışlardı. Bu iş de aynı. Yok hakemler karalanmak istiyormuş, birileri tekrar harekete geçmiş, bana yazar bile denilmezmiş. (Benim mesleki ünvanım ve kariyerim isimlendirmek sana mı kalmış arkadaşım) bu ısmarlama yazı yazdırıyormuş falan filan. Daha öncede bir acente “sana bu yazıyı kimin kaça yazdırdığını biliyorum”:::)) gibi saçmalamıştı ya bu eski kavganın artık kişilerini muhatap almak istemem. Çünkü SDK ve SGM’nün başında çok saygıdeğer genç bürokratlar var. Kavga geride kaldı. Benim ve tüm sektörün bu bürokratlara güveni sonsuz. Bu abiler bu “abilik” işlerini sürdürmek niyetindeler anlaşılan. Ama ben sigorta hakemlerinin tümünü itham altında bırakacak bir cümle kurmadım kurmam da.
Fakat bu son tepki bana bu işte ciddi bir rant olduğu konusundaki hislerimi artırdı. Çünkü işlerini kaybettiler geri aldılar, tekrar borca girdiler herhalde, kaybetmek istemiyorlar anlaşılan. Çünkü abi, “bütün arkadaşlar ulusal basında BİRİLERİNİ bulalım gibi benim meslektaşlarımı aşağılayıcı ifadeler kullanmış. Sonra 3 gazeteye ilan vermek istemişler tam sayfa. Bir gazete de tam sayfa ilanın 150 bin TL olduğunu ve bu iş için yarım milyon TL ‘lik bir bütçenin oluşturulmasını biliyor olmalı. Demek ki balık büyük. Ve bu arkadaşlarda da para var. Benim anladığım bu.. Helali hoş olsun da….
BANA ULAŞTINIZ DA BEN Mİ YAZMADIM!
Bu yazılar yazıldığında hiçbir avukat, eksper ve sigorta hakemi bir yıldır bana ulaşıp “arkadaş sen bunları yazdın bir de bizi dinle” demedi. Geçtiğimiz TSB çalıştayında bir SDK yöneticisi geldi yanıma, tanıştık, “Can bey siz gazetecisiniz işinizi yapıyorsunuz ama geçtiğimiz sene biz size ulaşıp derdimizi anlatamadığımız için sorumlusu biziz aslında” diyerek bir özeleştiri yapmıştı. Bu kulis haberi sonrasında sosyal medyadan birkaç mesaj aldım. Yazılan yazıyı okuyup anlayamayan hakem, ayda 100 dosyayı okuyup anlayıp nasıl raporunu yazıyor ben anlamış değilim. Onlarda kes yapıştır yapıyorlar anlaşılan. Tabii ki bu küçük bir kısmı için geçerli. Sevgili hakem dostlarım, yazının muhatabı ben değilim. TSB bir kere. Biz bu kulis bilgisini yayınladık. O toplantı da SDK Başkanı da varmış. Ona sorun bu bilgi Bakan’a aktarıldı mı ? Aktarıldıysa bu benim için yazılanları ve soruların muhatabı TSB’dir. Eğer konuşulmamışsa ben yanlış bilgi almışım diye çıkar düzeltme yazısı yazar özür dilerim. İş bu kadar basit. Ya da konu ile ilgili kendi görüşlerini içeren bir yazı hazırlarlar bana ulaştırırlar ben yayınlarımda kullanırım bunu. Bunun yolu yordamı budur.
AYHAN APAK NOTUNU İLETİYORUM!
Bu kulis yayınlandığında sektörün duayenlerinden Ayhan Apak beni aradı. Kendisi şimdi sigorta hakemliği yapıyor. Ayhan Abi’ye saygı duyarım, en ufak yanlışını duymadım. Bana dedi ki, “Biz hakemlere sigorta şirketleri haksızlık ediyor. Biz işimizi doğru yapıyoruz. Sigorta şirketleri önce hasar işini iyi öğrensin ve hasar servislerinde yetkin işi bilen kişiler çalıştırsınlar. Bize öyle savunmalar geliyor ki felaket. Başı sonu tutmuyor. Kes yapıştır yapmışlar. Sana göstersem gülersin. Hasar servisleri de hukuk servisleri de bir felaket. Sigorta şirketleri önce kendilerine çekidüzen versinler” dedi. Görüldüğü üzere bize gelen tüm enformasyonları değerlendiriyoruz. Benim hiç bir kişi ve kurum ile husumetim olamaz. Ama yanlış işleri de duyduğum gördüğümde bir gazeteci olarak yazma hakkım var. Bu arada bir sosyal medya mesajında bir kişi bana işimi öğreterek karşı tarafın görüşü alınmadan yapılan haberin etik olmadığını yazmış. Efendim bu haber çalışması değil bir kulis notudur. Bunun karşılığında sizin notlarınız da olursa veya sigorta şirketlerinin felaket savunmalarını paylaşırsanız ben o bilgileri de kulis notu olarak okurlarla paylaşırım. Ben işimi iyi yaparım benim de medya da 40’ıncı senem, etik işlere dikkat ederim. Siz rahat olun” !
SORUNLARI HERKES KABUL EDİYORSA…
Şayet bu hakem dostlarım grup içi, bu yazıları yazarken tüm hakemler adına yazıyorlarsa içlerindeki çürük yumurtalar ortaya çıktığında (eksperlerde çıktı, ağır cezada yargılanıyorlarmış, iddia böyle) bu arkadaşlar bunları da savunacak mı çok merak ediyorum. Fakat bu geçmiş kargaşadan hala orada takılı kalan bürokratımız , Tahkim içerisinde sorunların olduğunu kabul etmiş.. Eeee ben de bu kadarını diyorum, sorun var diyorum zaten. Niye bana kızıyor anlamıyorum. 🙂
Bu arada başlık konusundaki eleştirilere gelince. Sigorta Tahkimin zararı 200 milyon derken Sayın Bakan’a sunulan raporda suistimallerden doğan ekstra yükten bahsedildiği ayrı bir gerçek. Bu hedenle Tahkim’in faydası ve gerekliliği konusunda tabii ki hiç bir kesimin sorguladığı yok. Sonuçta hepimiz bir tüketiciyiz.