Hafta başında sigorta sektörünün uzun süre gündemine oturan Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK) Başkanı Hüseyin Kasap ile bir il delegesinin mail grubu üzerinden kabul edilemez üslup ile tartışmasında yeni boyut… Konuyu tekrar etmem gereksiz, tekrar etmek de istemiyorum. Zaten sektörde herkes bu olayı öğrendi. Sosyal medyada on binlerce okunarak, rekorlar kırıldı. Bu olaydan mutlu olduğumu söyleyemem. Bu rekorlar beni hiç ilgilendirmiyor. Sayın Serdar Gül olayında da olduğu gibi ben işimi yaptım. Ve bu nedenle ben sektörün en yakından takip edilen gazetecisiyim, SigortaMedya da sektörün en etkin ve en çok takip edilen yayın grubu.
Bu arada merak edenler için söyleyeyim geçtiğimiz sene sektörün gündemini uzun süre işgal eden Serdar Gül’ün acenteler ve eksperler için söylediklerini yayınlamamdan sonra özellikle sosyal medyada “Sen bittin Can Kantar, ne seni bir daha acenteler toplantısına davet ederler ne de bu şirketten ilan alabilirsin” denilmişti. Buradan belirtmeliyim ki Mapfre Sigorta’nın yöneticileri yaptığım işe o kadar saygılı davrandılar ki beklenildiği gibi bir sonuç olmadı. Mapfre Sigorta’nın nisan ayı sonundaki acenteler toplantısına bu yıl da davet edildim.
Neyse asıl konumuza dönelim. Evet, geçtiğimiz hafta mail grubunda yaşanan bu iletişim ve üslup faciasından sonra Sayın Kasap’ın ne yapacağı merak konusuydu. Kendisi hakkında yazdığım her yazı sonrası kötü de olsa arayıp derdini anlatıp, iletişimi açık bırakırdı. Bana herkes ‘Kasap seni aradı mı?’ diye sordu. Şimdi, Hüseyin Kasap beni arayıp ne diyecekti ki? Olay yaşanmış. ‘Ben söylemedim’ dese olmaz. Elimde belge var. ‘İyi yaptım sözümün arkasındayım’ dese o da bir haber. Neyse bir kaç gün düşünmüş ve sonrasında bir yazı yazarak özür dilemiş.
Fakat yazıyı okuyunca bana tuhaf gelen taraflar oldu. Yazıyı şöyle yorumlayabilirim. “Bu kart işi sonrası sigorta şirketlerinin, TSB’nin ve bazı gazetecilerin saldırısı (o ben değilim Allah’tan) benim kimyamı bozdu. Bu lafları ettim. Sonra SAİK toplantısında arkadaşlarım “Hüseyin Bey maksadını aştın, özür dilemen gerek” dedikleri için özür diliyorum demeye getirmiş. SAİK’teki arkadaşları Sayın Kasap’a yanlış yaptığını söylemeseler demek ki Sayın Başkan hala doğru yaptığına inanıyordu. Benim yazıdan anladığım bu. Bence sıvamış… Çok özür dilerim. Hiç bu kadar ayrıntıya girmeden özür dilese daha doğru olurdu. Sonrasında da “Bana da hakaret edildiğinde beni savunmadınız ama… Bundan sonra bu mecralarda olmayacağım dileklerinizi TOBB’a yazın gereğini yaparlar” diyerek küsmüş meslektaşlarına. ‘Seçime kadar ne haliniz varsa görün’e getirmiş işi. Korkarım ki seçime kadar artık il il gezip bilgilendirme toplantılarını da yapmayacak. “Beni mahkemeye de veremezsiniz, disipline de. Başkanlığımı da düşüremezsiniz” demiş. Hüseyin Kasap’ın bu özrünü samimi bulmayan Yüksel Kebecioğlu, Sayın Kasap’ı mahkemeye vermekten ve TOBB’a şikayet etmekten vazgeçmeyeceğini söyleyen bir yazıyı grup ile paylaşmış.
Sayın Hüseyin Kasap ona küsüp, buna küsüp bu işlere böyle çözüm getiremezsiniz. O mail gruplarında olmaya devam edip, il toplantılarınıza da devam etmelisiniz. O mevkide bulunduğunuz sürece görevlerinizi yerine getirmeniz gerekiyor. Bu görevlerinizi yerine getirirken tepki alacağım korkusu ile ara vermeyin. Bunu o lafları yazarken düşünecektiniz. Bence ya o koltuğun hakkını vermeye devam edin ya da kısa yoldan istifa edin, siz de kurtulun. İstifa etmeyecekseniz, gelecek seçimlerde şayet tekrar seçilmek isteyecek olursanız zaten sizi seçecek olan kişiler size gerekli cevabı vereceklerdir. Yanlış anlamayın, bunu kötü niyetle yani bir daha seçilemeyecek anlamında söylemiyorum. Cevap olumlu da olur, olumsuz da onu sandık gösterir. Çünkü onaylayan meslektaşlarınız olabilir ya da olanları unutanlar olabilir, bunlar size oy vermeye devam edeceklerdir mutlaka. Sıkıntı yapmayın.
Bu arada son dakika olarak Sayın il delegesinin Hüseyin Kasap’ın özür yazısına cevabı da bana ulaştı. Kastamonu İl Delegesi Sayın Yüksel Kebecioğlu Hüseyin Kasap’ın samimi bulmadığı özür yazısı sonrası, ‘Keşke beni arayıp telefonda özür dileseydi. Gösterdiği örnek ile beni mahkemeye ya da disipline versen bir şey çıkmaz’ aba altından sopa gösterme olarak algıladığını belirtiyor, Sayın Yüksel Kebecioğlu. Mahkemeye müracaattan ve TOBB’a şikayetten vazgeçmeyeceğini dile getiriyor. Ve kendisini mail grubundaki arkadaşlarını nezakete davet ediyor. Ben de bu nezaketinden dolayı Sayın Yüksel Kebecioğlu’nu tebrik ediyorum, saygılı duruşu için.
Bir gazeteci olarak ilk yazıdan sonraki bu gelişmeleri sizlerle virgülüne dokunmadan yayınlamayı etik ilkeler doğrultusunda borç biliyorum. Aşağıda Sayın Kasap’ın yazısı, ardından Sayın Yüksel Kebecioğlu’nun kendisine cevabını bulacaksınız.
———————–
Sayın il delegeleri
Geçen hafta Acente Asist ürünü ile ilgili sigorta şirketlerinden, birlikten ve bazı gazetecilerden direk saldırı almıştık. Bunlarla uğraşırken bir il delegesi meslektaşımdan gelen mail aşırı tepki vermeme neden oldu. Dün yapılan SAİK toplantısında bütün arkadaşlarım maksadını aşan bir tepki verdiğimi ve ağır bir uslup kullandığımı, özür dilememin doğru olacağını söylediler. Ben de kendilerine olanlardan sonra gelinen noktanın maksadı aşan bir duruma geldiğini, üzüldüğümü ve özür dileyeceğimi söyledim. Bu açıklamadan sonra bu gruptan yine çıkacağım, önümüzdeki yıl seçim sürecine kadar bu tip bir ortamda olmayacağım, kimseyle de polemiğe girmeyeceğim. Talepleriniz ve istekleriniz olursa TOBB Sigortacılık Müdürlüğüne yazarsanız haberim olur. Gereğide yapılır.
2015 ekim de bir delege SAİK üyelerine aleni olarak hakaret etti, hiç birinizin gıkı bile çıkmadı. Sadece Binnur Aktaş müdahale etti. Üstelik bu hakaret mahkeme tarafından tescillendi ama hükmün ertelenmesine karar verildi. Şu anda manevi tazminat davası devam ediyor, bugünlerde o da sonuçlanır. Buradan şu anlaşılıyor SAİK Başkanı veya üyelerine hakaret edilince ya susuyorsunuz ya bana bulaşmasın diye ya da hoşunuza gittiği için tepki bile vermiyorsunuz.
Ben ne SAİK başkanı olarak ne de SAİK olarak Generali Sigorta Genel Müdürü ile hiç bir yerde toplantı yapmadım. Ne ben ona plaket verdim ne de o bana plaket verdi. Çamur at izi kalsın. Ya da işin gücün yoksa bunu ispat etmeye çalış. Onun için buralarda olmamak en güzeli.
15700 acenteyi disipline verip, yargılama görevi SAİK te. 7 saik üyesinin disipline verilip yargılanacağı yer TOBB Yüksek Disiplin Kurulu. Ama onların da bizim de yargılamamız sigortacılık faaliyetleriyle ilgili sınırlı. Şimdi duyuyorum ki birileri yine ellerini ovuşlamaya başlamış. Yüksek Disipline veririz, alacağı en küçük bir ceza SAİK üyeliğini düşürür. Bunu düşünenler boşuna heveslenmesin.
Sayın Yüksel Kebecioğlu,
Şahsım ve başkanı olduğum Sigorta Acenteleri İcra Komitesi olarak göreve geldiğimiz günden bu yana il delegelerimizle, mesleğimizin kanaat önderleriyle istişareye büyük önem verdik.
Seçilerek göreve gelen bizlerin hizmet ettiğimiz kitlenin görüşlerini ve eleştirilerini sonuna kadar dinlemek en önemli sorumluluğumuzdur. Eleştiri olmadan mesleğimizin gelişmesinin mümkün olmadığına yürekten inanıyorum. En son 7 Mart 2017’de tarihinde gönderdiğiniz e-postaya cevaben yazdığım maksadını aşan sözler camiamıza yakışmamıştır, bunu kabul ediyorum. Yazdıklarımı sigorta acenteliği mesleğinin gelişmesi için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan birinin bir anlık boş bulunması olarak kabul etmenizi diliyorum. Bu çerçevede, büyük bir üzüntü içinde olduğumu ifade ediyor ve bu istenmeyen olaydan dolayı şahsınızdan, tüm il delegelerimizden ve camiamızdan özür diliyorum.
Saygı ve sevgilerimle,
Hüseyin Kasap
—————–
Değerli meslektaşlarım;
Sayın Kasap’ın özür mailini okudum ve çok üzüldüm. Özür dilemek büyük erdemdir ama özürü değerli kılan da samimiyetidir.
Sayın Kasap, SAİK üyeleri “özür dilemen gerekir” dediği için özür dilediğini söylüyor. Keşke Sayın Kasap, kendisine üslubundan dolayı tepki gösteren il delegesi arkadaşımı arayıp, “Niye böyle yazdın?” diye sormak yerine, beni arasaydı. Herhalde Sayın Kasap benim de kendisine hakaret edeceğimi sandı.
Biz eşimle Sayın Kasap’ın hakaretlerini okuduk, önce üzüldük, sonra “kem söz sahibine aittir” dedik, başkanı üslubundan dolayı ayıpladık ve bu yaşananları da hayatımızdan çıkardık.
Sayın Başkanın son mailini okuduğumda şunu fark ettim;
SAİK üyeliğinin düşürülmesi, disiplin cezası alması, koltuğa başkasının oturması, yeni dönemdeki seçimler, bunların hiç biri benim gündemimde yok. Benim meslek adına tek gündemim, eleman çıkarmadan, küçülmeden, nasıl kiramı, eleman giderlerimi, kredilerimi, bağ-kur borcumu öderim? Emin olun, çoğu acente arkadaşımın da gündemi bundan ibaret.
İl delegesi olarak da gündemim, teveccüh gösterip, oy veren, beni delege seçen arkadaşlarımın, mesleki sorunları konusunda nasıl yardımcı olabilirimden ibaret. 30 yıllık acentenin dibinde, sadece ikisi kendisinin olmak üzere yirmi tane ekran var, kimse bir şey yapamıyor. Allahtan reva mıdır bu? Kanun çıkarmakla bitiyor mu her şey? Takibi yapılmayacak mı? Yaptırımı yok mu? Ben şartları sağlayamayacağımı düşündüm, illegal bir şey yapmamak için, tanınan süre içinde dört tane şubemi kapattım. Allah aşkına halen açık, ticaret siciline kayıtlı kaç şube var, kaçı kanuni yeterliliğe sahip? Merdiven altı sigortacılarla mücadele için ne yapılıyor? Aidat ödeyen, istihdam sağlayan, levha kayıt ücreti, levha aidatı ödeyen gerçek meslek erbabı nasıl korunuyor?
İl delegesi olduğumuzda, diğer delege arkadaşım Fatih Bekar Bey’le oturduk. “Biz kimseyi tanımıyoruz, iki liste var, oyları paylaştıralım” dedik. Arkadaşım, “Ben Bülent’e söz verdim, oyumu Hüseyin Kasap listesine vereceğim” dedi, ben de hiç kimseyi tanımadan, (hala listeden bir kişinin dahi telefonu yok bende), oyumu Levent Korkut listesine verdim. Bugüne kadar il delegeleri toplantısı haricinde, İTO tarafından düzenlenen bir toplantıya katıldım. Bu toplantıya Sayın Kasap’ın da geleceği söylenmişti, gelmeyeceğini İTO salonunda öğrendim. İki defa da Sayın Kasap’ın da katıldığı, biri ATO’da, diğeri AKSARAY TİCARET ODASI’nda yapılan toplantıya katıldım.
Bu toplantılarda da Sayın Kasap’ın önceki toplantılarda yapacaklarını vaad ettiği şeylerin son durumunu, direkt muhatabına sordum. Sanırım bunlar beni Sayın Kasap’ın gözünde muhalif yaptı. Bunun için de kendinden olmayanlara olan kinini bana kustu.
Oradan bakınca nasıl görünüyor bilmiyorum ama, ne birilerinin adamıyım ne de birilerinin muhalifiyim. Sayın Kasap beni arama nezaketini gösterseydi, bunları kendisine de anlatmayı düşünüyordum. Mahkeme ve TOBB’a müracaat edeceğim. Sayın Kasap’ın aba altından sopa gösterir gibi “buradan bir şey çıkmaz tabirini” yersiz ve yanlış buluyorum. Ben müracaatımı yaparım, hak neyse o olsun.
Kendi adıma Sayın Kasap’ın samimiyetsiz, kerhen dilenmiş özrünün kıymeti yok. Hiç kimseyi tanımıyorum ama SAİK üyelerine aklı selim davranışlarından dolayı teşekkür ederim.
Temennim, bu yaşananların bizler için milat olması. Herkesi paylaşımlarında nezakete davet ediyorum. Çünkü,
NEZAKET ZEKİ İNSANLARIN ORTAK ÖZELLİKLERİNDEN BİRİDİR.
Saygılar sunarım.
Yüksel KEBECİOĞLU
Kastamonu İl Delegesi
Süleyman Sultan Başkanına engel olmalı seçim giderse bunalıma girebilir
İNKAR ETMEK DURUMU DEĞİŞTİRMİYOR.
ANKARA RİXOS OTELDE (O TARİHLERDE TRAFİK SİGORTA KOMİSYONUNU %1’E ÇEKEN) BİR SİGORTA ŞİRKETİNİN SPONSORLUĞUNDA TOPLANTI YAPAN VE KENDİ ELLERİYLE O ŞİRKETİN GENEL MÜDÜRÜNE PLAKET VEREN KİMDİ?
FARKLI İLLERDE BENZER TOPLANTILARI TEKRARLAYAN KİMDİ?
SEVİYE DÜŞTÜ DİYEBİLSEYDİK KEŞKE, GERÇEK SEVİYE ORTAYA ÇIKTI DEMEK DAHA DOĞRU OLUR.
ACENTELERE, İL DELEGELERİNE HAKARET ETMİŞSEN, ÖZÜR DİLEMEK YETMEZ.
ZORLAMA KASAP İSTİFA ET…
Özür ,hata yapılınca dilenir.Ama arka arkaya bilgisiz,cahil,yalama,
ödül falan girince artık hata olmaktan çıkar.Kaldıki Kasap’ın dediği gibi burda delegenin eleştirisi yok, iş ile ilgili tesbitleri var.
Dönüyorum tam da o sırada buna benzer TSB nin ve sigorta şirketlerinin bu konu üzerinden ciddi saldırısı varmış.Be arkadaş o zaman yazsana TSB başkanı cahildir,yalama dır.Ona yalama ödülü vereceğim desene.Yada dön şimdi de duruşunu karakterini ortay koy.Ama diyemezsin diyemeyincede maalesef Kastomonu delegesi yalama olmuyor bence başka bir yalama var onu bulmalıyız:).Kısaca yazdığın özür olmamış Kasap.Konu buralara gider, onu sil daha dikkatli bir yeni özür kaleme al bu patlamış mısır tarifi gibi olmuş.
Yüksel bey sizi tebrik ederim sesinizi iyi duyurmuş seviyenizi saygınızı ön planda tutmuşsunuz. Umarım delegeler bir olur tek bir ağızdan meslektaşlarımız için her atılan adımlar hayırlı olur.
Recep Dinç Sigorta Ltd. Şti.