Vallahi pek seveni yok gibi görünen sigortacılar hakkında senelerce, ‘Poliçe kesene kadar iyi, hasar sırasında ortadan kaybolurlar’ denildi. Hasar sonrası artık sorun yaşanmayınca bu sefer trafik sigortalarındaki fiyat artışı ile ilgili antipatik bir durum oluştu. Sektörün ne yapıp edip bu algıyı tersine çevirmesi gerekiyor. Aslına bakarsanız topladığı 100 TL primin neredeyse 105 TL’sini hasar olarak ödeyen bir sektör. Ya da daha açık söylemek gerekirse her 100 adet hasar talebinin 96 tanesini hemen karşılayan ve mağduriyeti önleyen bir sektör. Geri kalan yüzde 4 ise hastayken gidip sigorta yaptırarak sağlık masraflarını sigorta şirketine ödetmek isteyen, amcasının oğlunun otomobiline arkadan çarparak daha önce vurulmuş aracını sigortadan tamir ettirmeye çalışan, fabrikasını üç kuruş için kendi yakan veya birden fazla sigorta şirketinden ferdi kaza sigortası yaptırarak parmağını kesip tazminat almak isteyenler oluşturuyor. Yani, suistimali ispat edilebilenlere sigorta şirketleri ödeme yapmıyor.
Milyonlarca sigortalıya ödeme
Tüm bunların yanında mağduriyeti hemen önlenen yüzde 96’lık bölümde, ne ailelerin ne kurumların ne de bireylerin mağduriyetleri çözülmüş sağlıklarına geri kavuşmuş… Kaza yaptığı otomobilinin tamiri yapılmış ya da pert ise tazminatı tam ödenen binlerce sigortalı var. Geçen yazımda yazmıştım, Marmaris’te kaza yapan araç 560 TL poliçe primi ödemiş ve mağdur yakınlarına tahminen 1.5 milyon TL tazminat ödenecek belki. Bunu yapan başka bir sektör var mıdır?
Sektör şirketleri birçok sosyal sorumluluk projelerine imza atıyor, kimse bunları görmüyor ne yazık ki. Mesela yıllardır Anadolu Sigorta “Bir Usta Bin Usta” sosyal sorumluluk projesi ile onlarca kaybolmaya yüz tutmuş mesleği tekrar geri kazandırmak için kurslar açtı. Bu mesleklerin gençlere nakledilmesine öncülük eden Anadolu Sigorta bu işe 100 binlerce lira bütçe ayırıyor.
Sigorta Haftası başladı
Sigorta şirketleri ne yazık ki kendilerini topluma doğru ifade edebilmekte eksik kalıyor. Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Şerif Çakırsoy, Türkiye Sigorta Birliği yeni başkanını tebrik mesajında “Kamuoyu algısının doğru yönetilmesi için size büyük görev düşüyor” diyerek bence en eksik noktaya işaret etmişti. Kamuoyunda sigorta bilincinin artırılması, algının değiştirilmesi için mayıs ayının son haftası Sigorta Haftası ilan edilmişti. Bu hafta Sigorta Haftası mesela. Ama bu haftanın gerektiği gibi değerlendirilmediğini de belirtmem gerekiyor. Sadece acente dernekleri kendi illerinde, kendi kısıtlı olanaklarıyla bu haftayı kutlamaya çalışıyorlar o kadar. Geriye ne kalıyor derseniz, hakkını yemeyim her sene SEGEM sponsorluğunda bir toplantı düzenliyoruz. 364 gün hiç konuşmuyormuşuz gibi sektör sorunlarını masaya yatırıyoruz. Bugün mesela “sektörde inovasyon” konuşulacak. Geçtiğimiz senelerde de kasko, trafik konuşuyorduk. Böyle bir haftada bir ünlü kişi sigorta ile ilgili anısını paylaşsa ve çeşitli branşlardan mağduriyetleri önlenmiş sigortalıların anılarının paylaşıldığı bir etkinlik falan olsa…
Yani değişik, 364 gün hiç yapmadığımız bir şey yapsak…
Yok yok…
Sayın Can Kantar,
Seviyorum yazılarınızı ve sizi, Bizi ancak bu denli güzel anlatabilirdiniz…
Selçuk Dönmez
Can bey, sanırım aşağıda yazınızdan aldığım alıntıda sigora şirketlerinin 96% ya verdikleri önemli hizmetin altını çizmek istemişsiniz.
”….Tüm bunların yanında mağduriyeti hemen önlenen yüzde 96’lık bölümde, ne ailelerin ne kurumların ne de bireylerin mağduriyetleri çözülmüş sağlıklarına geri kavuşmuş…”
Haddim olmayarak, küçük bir ifade değişikliği yaparsanız daha net anlaşılacağını düşünüyorum. Şu an sanki bu tarafların mağdur bırakıldığı gibi bir algı oluşuyor.
Yazınızın temel yapıcı yaklaşımı için teşekkürler. Sigorta, sektör olarak gerçekten önemli misyon üstlenmiş ve en azından bizim ülkemizde küçük marjlarla opere etmek durumunda olan, hali hazırda da sürdürülebilir karlı büyüme konusunda ciddi sıkıntılar yaşayacağı (mevcut dinamikler dikkate alındığında) neredeyse kesin olan bir sektör.
Tüm tarafların bu geniş perspektifle birbirine destek vererek gelişimine katkıda bulunma hedefiyle hareket ettiği nice verimli yıllar diliyorum.
ÖRNEĞİN KARARLARI ALIRKEN ACENTENİNDE FİKRİNİ ALSAK,SBM DE TSB.DE TAHKİMDE ACENTEDE OLSA .HANİ BİLEŞKELERDEN BİRİYİZ YA YAAAAA