CAN KANTAR / POSTA GAZETESİ
Geçtiğimiz haftalarda bir günlük gazetenin sosyal medya paylaşımındaki videoyu izleyince gözlerime inanamadım. İşin içinde umursamazlık, Türkiye ekonomisini göz ardı etme, milli servete verilen zarar, bunların hepsini gördüm. Bir tek bu memurun görevini yapıyor olması dikkatimi çekmedi. Evet aslında görevini yaptığını düşünerek yukarıdaki saydıklarımı yapıyordu. Hiçbir kolluk kuvvetine diyecek bir sözümüz olamaz. Üstelik görevini doğru yapıyorsa. Fakat bu olay biraz farklı. Olayı anlatmadan önce şu anekdotu da iletmem gerekiyor. Benim de başıma geldi. İstanbul’da ne yazık ki bir çekici sorunu yaşanıyor. Bir sebep ile araçlar çekiliyor ve otoparka bırakılıyor. Çekme, otopark parası ceza derken rakam 300 TL’leri buluyor. Burada otoparkçı ve İstanbul Trafik Vakfı bu işten para kazanıyor. Başıma gelen olayda ise aracımın kavşakta park edilmiş diye çekildiği söylendi. Bende, ‘Peki ceza gelsin orasının kavşak olmadığını size ispat edeceğim’ dedim. Otoparkçı, çekici parasını aldı, ceza yazılmadı. Devlet kaybetti. Çünkü orası kavşak değildi.
Ya kaskosu yoksa!
Buraya kadar anlattıklarım mağduriyetin bir bölümü. Diğer bölümü ise çekilirken araçlara verilen zarar. Öncelikle fikrim şayet araç yanlış bir yere park edilmiş ve trafiği engellemiyorsa yazarsın cezanı geçersin. Ama illa ki para kazanılmak için çekiliyorsa buna bir dur denilmeli. Çünkü geçtiğimiz hafta yayınlanan video da buna iyi bir örnek. Bir araç park yasağı olan yere park etmiş ama görünen trafiği engellemiyor. Çekici de gelmiş bu aracı çekmeye çalışıyor ama fiziken zorlanıyor. Otomobile çekebilmek ciddi anlamda zarar veriyor. Bir kişi bunu videoya çekmiş ve yayınlamış. Hatta TV programlarına bile konu olmuş olay. Videoyu çeken kişi memuru uyarıyor, “Memur bey aracın el freni çekili, araç viteste, araca zarar veriyorsunuz bir dişlisi kırılsa 3-4 bin TL zarar. Trafiği engellemiyor, yazın cezasını yeter” diyor. Çekici içindeki polis memuru da, “Kasko karşılar kardeşim” diyor. Eh be memur kardeşim. Bu doğru bir cevap mı? Milli bir servet ve günümüzdeki kur artışları dikkate alınınca yedek parça fiyatlarındaki hızlı yükselişi de göz önünde bulundurursak sizce yapılan doğru mu? Ayrıca aracın kaskosu da olmayabilir. Trafik sigortaları da bu tip durumlardaki hasarları karşılamıyor. Ne olacak şimdi? Bu araç sahibine, Türkiye Ekonomisi’ne yazık değil mi? Bu aracın kaskolu olduğunu varsayalım, aracın sahibi aracı hasar gördüğü, vurulduğu ve çizildiği için bir daha ki yıla daha çok prim ödemek zorunda kalacak. Yazık günah. Bu çekicilerdeki memur kardeşlerime sesleniyorum. Tabii ki görevinizi yapacaksınız ama lütfen yaparken daha dikkatli, saygılı olun. Ve tabi ki ülke ekonomisini de düşünün.