CAN KANTAR | SİGORTAMEDYA
Acenteler zor günler geçiriyor. Bir taraftan trafik sigortası fiyatları yüzde 35 düşürülmüş, bu yetmemiş gibi komisyonları düşürülmüş, gelirler kabaca yarı yarıya azalmış. Hadi bunu da geçtik, bu şartlarda bile olsa acenteler kesecek poliçe bulamıyor. Acenteler, “Komisyonlardan vazgeçtik, poliçe kesebilelim, diğer işlerimizi de müşterilerimiz ile birlikte kaçırıyoruz” diyor. Gece gündüz ofis nöbeti ile poliçe kesmeye çalışan, ilan ile “tıklamacı” arayan acenteler… Kan ağlayan bir meslek grubu. Komisyonların yükselme olasılığı var mı? “YOK”. Geçmiş olsun. Diğer taraftan acenteler, sokakta korsan poliçe satanlar ve bazı illerdeki merdiven altı acentelerle boğuşuyor. Hepsi ekmek derdinde. PTT, tapu dairesinin önüne otobüs çekmiş, poliçe kesiyor. Ve acenteler sahipsiz…
İyi ki seyretmişim!
Digiturk dekoderim Bodrum’da. İstanbul’daki evimde TV’yi uydudan seyrediyorum. Bir dostum aradı “Aman Can koş. Kasap, TV programına çıktı. Murat Büyükçelebi ile başladı, bu program seninle biter” dedi. Hemen TV’yi açtım, aradım 1500’üncü kanalda buldum. Bana tartışma programı dediler, orta oyunu oynanıyor. Bir komik ki sormayın… Dalkavuk, Pişekar, Kavuklu oradalar. Tam bir orta oyunu ve çok komik. İzlemeye koyuldum. Acenteler aç, acenteler poliçe kesmek için on takla atıyor, daha ne olduğu tam anlaşılamamış havuz sistemi var, komisyonlar yerlerde…
Nasıl ihtiras, kin, nefret bu?
Ama nasıl bir hırs ve ihtirastır ki SAİK Başkanı Hüseyin Kasap 25 dakika süren konuşmasını, TÜSAF Başkanı Murat Büyükçelebi ile başladı, Murat Büyükçelebi ile bitirdi. İkinci bölüm Murat aşağı, Murat yukarı… Sonra biraz Levent Ergun, tam kıskanmaya başlamıştım ki uzaylı dernek başkanımız Bekir Bey’in çanak sorusu ile konu bana geldi…
Ben akıllanmayacağım
Bu yazıları yazdığımda şirketlerin üst düzey yöneticileri de okuyor acenteler de. Ve bana diyorlar ki “Biz onun ne olduğunu çok iyi biliyoruz, sen onun seviyesine inip neden yazı yazıp yoruluyorsun. Biz bile onu ciddiye almıyoruz. Sen niye alıyorsun?” Ama ben dayanamıyorum. “Böyle Şaklaban, İbiş, Dalkavuk ve Pişekar’a meydanı mı bırakayım?” deyip başlıyorum yazmaya… Ben akıllanmayacağım.
Şuur kaybı var, doğru karar alamaz
Öncelikle şunu belirtmeliyim. Sayın Hüseyin Kasap’ın ruh hali bozuktur. Şuurunu ve melekelerini kaybetmiştir. Şu anda doğru karar alacak bir durumda değildir. Bu kişiye biri için ceza falan kestirmesin. Her kararı tartışmalıdır. TV programını seyretseniz, ağzından saçılan salyalarla ona buna nasıl saldırdığını göreceksiniz. Nasıl kin ve nefret içerisindedir, suratına baktığınızda anlıyorsunuz. Şuursuz boş bakışlar, karşısındakini bile dinleyememe ve anlayamama durumu… Papağan gibi aynı şeyleri tekrar edip duruyor. Bir de Antakya ve Adana’ da itibarının yerlerde olduğunu görmek de onu çok etkilemiş. Artık acentelerin kendisini yok saymasına içerlemiş. Dipte yani.
SAİK başkanlığın bile tartışmalı
İşte bu nedenle kendisinin yetkilerini yardımcısına vermesini teklif ettim, ediyorum. Seçilmiş bir insana ‘istifa et’ demeyecek kadar demokrat birisiyim. Nasıl seçildiğini de çok iyi biliyoruz. Bir dostum hakkından feragat etmese, seçilemeyecekti bile o ayrı bir konu. Ama bu ruh hali, hırs ve kin ile görev süresi bitene kadar çok hata yapmaya ve intikam almaya yatkın bir tavır içerisinde. Seçenler yüzde 50’de olsa şu anda kandırıldıklarını düşünüyorlardır.
Siyaset için bir zıpladın, ikincisi zor
“Onu oraya ben getirdim, şunu buraya ben getirdim, en iyisini ben bilirim. TOBB bana bir şey yapamaz” edaları. Sayın Kasap, seni de oraya getiren adama da, Murat Büyükçelebi’nin sana yaptığının kaç katını yaptın. Sen yapınca iyi başkası yapınca kötü. Yok Süleyman Demirel’in yanında yetişmiş de yok sabrı ondan öğrenmiş de… Senin ajandan belli, TOBB’u kullanarak siyasete zıplamak. Bu kadar net! Bir kere sıçradın olmadı, ikinciye hazırlanıyordun ki ağzından TOBB adına acenteye küfür kaçınca, ikinci sıçrama tehlikeye girdi. TOBB varsa sen varsın, TOBB yoksa sen yoksun Hüseyin Kasap. Lobi yaptığına dair fotoğraflar gösterdin çok gülmüş herkes. Seni Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakana elinden tutup götüren Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu ve Sayın Ender Yorgancılar’ın olduğunu bilmeyen var mı? Ama sen bakan önünde 15 dakikada SAİK’in görevleri yerine acentelerin sorunlarını anlatsaydın, belki acenteler bu duruma düşmezdi.
SAİK’in itibarı için kenara çekil!
Ben SAİK’in itibarını korumak için istifa et demiyorum, kenara çekil diyorum. SAİK bir kurum olarak kalacak. SAİK han ise sen yolcusun, hatta sen geçtin gittin bile farkında değilsin. Bize hala varmışsın gibi oynuyorsun. Bu arada TOBB Yüksek Disiplin Kurulu’ndaki soruşturma için gösterdiğin kanun maddesi komik. Sen ona buna küfret, seni kimse soruşturamasın. Hiçbir kanun maddesi bir kurumu arkana alarak oraya buraya küfür etmene izin vermez. Sonuçlandığında göreceksin. Zaten hakaret ettiğini TV’de de kabul ettin. Burada sayın delegeye vereceğin ödülü herhalde Kütahya Sigorta Acenteleri Derneği adına vermeyecektin. TOBB bunu yutarsa onlara da diyecek lafım var. Ama o koltukta hayaletin oturuyor olsa da halen, bence istifa et, erkeklik sen de kalsın. Çünkü SAİK Yönetim Kurulu’nda da destekçilerin azaldı, orada da yalnız kaldın. İyi mi, istifa etmeyeceksen kenara çekil, acente önüne çıkma. Benden naçizane öneri.
Benim sayemde SAİK Başkanı oldun
Sevgili Kavuklu, Pişekar ve Dalkavuklar siz biliyor musunuz? Acenteler üzerinde emeğim çoktur. Sorunlarını bu platformlarda sıklıkla dile getirdim, getireceğim de. Ulusal basın, TV, dergi ve sosyal medyada acentelerle ilgili yazı ben yazmışsam yazılmıştır. Ben yazmazsam kimse de yazmıyordur. Sigortacı Gazetesi’ndeyken araya adamlar sokarak TÜSAF olarak yemeğe çıkarmıştınız beni Sayın Kasap. “Bu dergide neden sadece SAB’a sayfa ayrılıyor” diye ağlayıp benden sayfa isteyen sen değil miydin? İlk orada SAB tekeli kırılıp, TÜSAF olarak da görüşlerinize ben yer verdim. Sonrasında kendi işimi kurduğumda Levent Ergun’un ileri görüşlülüğü sayesinde TÜSAF e-gazete’yi çıkardım. Ben e-gazeteye isim ararken Levent Ergun biz bunun maliyetinin bir kısmını üstlenelim, bizim adımıza çıkar dedi. Bir editör ve grafiker aldım ve her gün 18 bin kişiye mailing yapmanın da ciddi bir maliyeti vardı. İki kere ödeme yapıldı, bir de yazılım firmasından ilan geliri oldu. O kadar, gerisini ben cebimden karşıladım. Bunun aksini ispatlamak zorundasın Sayın Kasap. Server almak da nereden çıktı J Benim hiç serverım olmadı. Komiksiniz. Bu arada ben Sigortacı Gazetesi’nden atılmadım. Ayrıldıktan sonra TRT ve BEST Dergisi’nde çalıştıktan sonra kendi işimi kurdum. Orası da yalan yani. Ama o kadar yalan söylüyorsun ki tanıyan tanımış sizi Sayın Kasap.
TÜSAF e-gazete ile risk aldım
Levent Ergun gitti, TÜSAF e-gazete bitti. Çok maliyetli bir proje olduğundan devam ettirmekte zorlandım. E-gazeteyi, HDI Sigorta Genel Müdürü Enis Talaşman’ın “Can, bu projeyi sürdür. Biz sana endirekt olarak destek olalım. Hep sigorta şirketlerinin ağzından yazılanları okumaktan bıktık. Sektörün farklı sese ihtiyacı var” demesiyle sürdürdük. Bu arada TÜSAF e-gazetede sigorta şirketlerinin hoşuna gitmeyen başlıklar attığımız için TSB Genel Sekreteri Erhan Tunçay tarafından kibarca uyarıldım. Bana denildi ki “Can Kantar bütün gelirlerini sigorta şirketlerinden kazanırken bize karşı nasıl bir yayını hazırlar?” Ama ben devam ettim. Bazı kayıplarım olmasına rağmen.
Sigortacım acenteye hizmettir
SİGORTACIM Dergisi de bana getirilen bir projedir. Diğer yayın kuruluşuna teklif edildikten sonra bana gelinmiştir. Ve ben de bunu kar amacı gütmeden üstlenmişimdir. Benim haber havuzumdan faydalanılarak dışarıdaki editör ve grafikere yaptırdığım iştir. İşi cebimden finanse ettim. Hala paramın yarısını almış değilim. Bu arada bu fiyatlardan dergi hazırlayacak birini tanıyorsan Şemsiye ve Hayatımız Sigortalı dergilerimizi hemen kendilerine aktarabiliriz.
Ne husumeti, ne maması
Aramızda husumet var havası yaratmayın Sayın Kasap. Benim mamamı dört yıl önce kesmişsin senin deyiminle… O günden sonra kaç kez seninle yemek yedik, görüştük, haberini yaptım. Bir söyle lütfen. Geçen yıl sarmaş dolaş resimlerimiz vardır arasam. Olayı çarpıtma, yalan söyleme. Sana hiç yakışmıyor. Yani özetle, senin TÜSAF’ını da, SAİK’ini de, seni de sektör camiasına tanıtan benim. Benim sayemde oralara geldin, şimdi afra tafra yapıyorsun.
Zanzibar’a gidelim, sen de ben de kurtulalım
Sayın Hüseyin Kasap’ın diline doladığı bir Zanzibar gezisi var ki anlam vermek mümkün değil… Niye eleştirdiğini de anlamış değilim. Biz gazeteciler olarak acente toplantılarına ve acente gezilerinize yıllardır davet ediliriz. Zanzibar’da iki SAİK üyesi dostum da vardı. Diline doladığına göre oraya neden davet edilmediğine takmış olmalısın. Sayın Kasap, SAİK üyeleri o şirketin acentesi, sen değilsin. Ama söylerim onlara, ilk gezilerine seni onur konuğu olarak davet ederler. Sıkıntı yok.
SigortaMedya Haber acentelerindir
Ben ayrıca gelirimi sektör endüstrisinden karşılıyorum. Benim dergilerim tüketiciye yönelik. İlan verenlerim sigorta şirketleri. Benim acentelerle bir alışverişim yok. Dergi çıkarıp zarar etmişliğimden gayri. Benim e-gazetem, sadece acente sorunlarının tartışıldığı platform olarak zaman zaman kullanıyorum. O kadar. Çatlasanız da patlasanız da sektörün, şirketlerin acentelerin en çok takip ettiği gazeteciyim. Bana da saldırmanızın sebebi bu. Anlıyorum.
Dalkavuk kısmı
Dalkavuk, Türk Dil Kurumu’nda “Kendisine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse, huluskâr, yağcı, yalaka, yağdanlık, yalpak, yaltak, yaltakçı, kemik yalayıcı, çanak yalayıcı” diye geçiyor. Daha usturuplu Kasap tabiri ile “övücü” diyerek Sayın AFSAD Başkanı Bekir Özerdem’den bahsetmeliyim. Yukarıdaki sebeplerle bir biat söz konusu olabilir. Ama programda kendisine attığım mesajı okumuş olmasına rağmen yayında paylaşmayarak zaten suç işledi. Çanak sorular sorarak şahsıma hakaret edilmesini sağladı. Türk Dil Kurumu’nun açıklamasına baktığımda bir kısmı aynen Bekir Bey’e uyuyor: “Kendisine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse.”
Ben şebek miyim?
Ama Sayın Özerdem amaç buysa yanlış kişi karşınızda oturan. Çünkü artık Hüseyin Kasap’ın değil çevresine çıkar sağlamak, kendine bile hayrı yok. Sayın Özerdem’e yayın sırasında mesaj attım. Kanuni haklarımı kullanacağım, cevap hakkım doğdu “Komiksiniz” dedim. Cevap yazdı: “Ben ŞEBEK MİYİM?” Tövbe tövbe estağfurullah dedim. Ama yayının tümünü seyredince Dalkavuk olduğuna kanaat getirdim. Bu arada yayındaki Pişekar Copy Paste çocukla beni aynı kefeye koyman, Noyan Doğan üst kalite falan demen çok komikti Bekir hocam. Yanındaki adam kendine gazeteci bile diyemiyor, zaten demesin de. Ben Şeref Sarı Basın Kartı taşıyorum Bekir Bey. Daha ne diyeyim size… Saygıdeğer abim. Fazla kaplıcalara girerek güzel Afyon’da idrak azalmışa benziyor. Halbuki sağlığa faydalı bilirdik kaplıcaları.
Can Kantar da dahil olmak üzere herkesi esefle kınıyorum. karşılıklı atışma, ağız dalaşı yapma biz acentelere kesinlikle hiçbir fayda sağlamıyor. Acentelere nasıl faydalı olabilirizi tartışsaydınız daha çok memnun olurdum. Change org sitesinde başlattığım imza kampanyası bile sizden daha çok fayda sağlıyor. Aşağıda linkini paylaşıyorum. umarım ki sizin vasıtanızla çok daha fazla kitleye ulaştırabiliriz. fazla söz söylemek istemiyorum. fayda sağlayacak bir çalışma olan imza kampanyasına destek olun. saygılar.
https://www.change.org/p/hazine-m%C3%BCste%C5%9Farl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-sigorta-acentelerinin-komisyonlar%C4%B1-ve-di%C4%9Fer-haklar%C4%B1-kanunla%C5%9Ft%C4%B1r%C4%B1ls%C4%B1n?recruiter=383380088&utm_source=share_petition&utm_medium=copylink&utm_campaign=share_petition&utm_term=share_petition
Halil Bey merhaba. kınamanıza beni dahil etmenize üzüldüm gerçekten. Saygı duyuyorum. Yerel bir TV’de olsa çıkıp birisi sizin isminizi vererek hakkınızda mesnetsiz yalan iftiralarla hakarette bulunsa gazeteci olsanız aynı tepkiyi vereceğinizden eminim. Hatta daha fazlasını. Programda cevap hakkımın doğması nedeniyle programı sunan Bekir Beye msj atmama rağmen, bana cevap hakkı vermemiştir. olay bundan ibarettir. Bu arada sizin kampanyanıza ne gibi bir destek vermemi istiyorsanız bana ulaşın lütfen. Saygılarımla.
Can Kantar
Adam yerine bile koymuyorum kasap olacak yaratığı…
Hiçbir programını da izleyecek kadar vakit zengini değilim.
Saçma sapan konuşmalar, etrafa çamur atma gayretleri.
Sanıyor ki, attığı çamur yüzünden insanlar kirlenecek ve kendi temiz kalacak.
Bana göre tam anlamıyla kıt zeka ürünü bir yaklaşım türü.
Lafı fazla uzatmayacağım. Sayın Kantar’ın yazdıkları doğrudur ve SAİK üyeleri olarak almakta olduğumuz “huzur hakları” SAİK üyeleri dışında bir arkadaşımızda toplandı ve acenteler için yapılacak faaliyetlerde harcanılması kararı alındı. TÜSAF E-Gazete de bu faaliyetlerden biridir ve yayının bir kısım maliyeti bizler tarafından karşılanacaktı. İlk birkaç sayıda da böyle oldu ama huzur hakkından vazgeçmek istemeyen, bunu kendi cebine girmesi gereken bir hak olarak gören kasap efendi maraza çıkartınca, Sayın Kantar’ı da yarı yolda bırakmak zorunda kaldık.
Ancak, yollanılan ödemelerden tüm SAİK üyelerinin haberi vardı. Bugünlerde acentenin kasapı ünvanına sahip olan kişinin de.
Söz konusu yayında, bunu inkar etmiş. Güya haberi yokmuş…
Bu durumda ikimizden birisi yalan söylüyor demektir ki,
AÇIK VE NET OLARAK ŞUNU SÖYLEYEYİM:
ACENTELERE VE KAMUOYUNA YALAN SÖYLEYEN KİMSE, O KİŞİ Y…. Ç……..
VE AÇIK VE NET OLARAK ŞUNU SÖYLEYEYİM Kİ;
BENİM BAŞKANLIK YAPTIĞIM DÖNEMLERDE, %10 OLAN TRAFİK SİGORTA KOMİSYONLARI ÖNCE %17’YE ÇIKARILMIŞ, SONRASINDA İSE SERBEST KALMIŞ VE %25’LERİ VURMUŞTU. KEZA, %10 İLE SINIRLANAN KASKO KOMİSYONLARI İÇİN AÇMIŞ OLDUĞUM DAVA SONUCUNDA, İLGİLİ ACENTELER YÖNETMELİĞİ MADDESİ İPTAL EDİLMİŞ VE KOMİSYON SINIRI KALKMIŞ, ACENTELER KASKO POLİÇELERİNDE %15-20 ARASI KOMİSYON ALMAYA BAŞLAMIŞTI. BU ÇABALARIN VE AÇILAN DAVALARIN HİÇBİRİSİNDE, KASAP ADI VEYA GAYRETİ YOKTUR VE AKSİNİ İSPAT EDEMEZ.
BENİ BARON OLARAK SUÇLAYAN BU AHLAKSIZ VE D……K ADAMIN DÖNEMİNDE İSE, ACENTELERİN TRAFİK BRANŞINDAKİ GELİRLERİ %60-70 ORANINDA AZALMIŞ BULUNUYOR. BUNA RAĞMEN POLİÇE BİLE ÇIKARTAMIYORUZ, MÜŞTERİLERİMİZİ KAYBEDİYORUZ.
DİĞER YANDA, BANKACILARIN VE ARABACILARIN POLİÇE ÇIKARTMA KONUSUNDA BİR SIKINTISI GÖZÜKMÜYOR. BİZE POLİÇE VERMEYEN ŞİRKETLER İNTERNETTEN DOĞRUDAN SATIŞ YAPIYORLAR. SAİK’ÇİLERDE TIK YOK. BELKİ DE ONLARIN DA BU KONUDA BİR SIKINTISI BULUNMUYOR.
ORTALAMA BİR ACENTENİN SENELİK KOMİSYON KAYBI EN AZ 50.000TL MERTEBESİNE ULAŞTI. SAYESİNDE VE BU GİDİŞLE ACENTELERİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU MEFTA OLMAK ÜZERE.
BU ZAVALLI DÖNEMİNDE ACENTELER LEHİNE TEK BİR GELİŞME OLMADIĞINDAN, KENDİ MARİFETLERİNİ UNUTTURABİLMEK GAYRETİYLE, ETRAFA SIÇRAMAYA BAŞLADI.
ANKARA TİCARET ODASI VE ATO YÖNETİM KURULUNDAKİ KEMAL GAZİOĞLU ARKADAŞIMIZIN GAYRETLERİNİ DAHİ, BÜYÜK BİR PİŞKİNLİK İÇİNDE SAHİPLENMEYE ÇALIŞMIŞTIR. KOBİ OLARAK KABUL GÖRMEMİZDE KENDİSİNİN HİÇBİR EMEĞİ YOKTUR.
EYYY KASAP, SENDEN KASAP BİLE OLMAZ DA, HASBEL KADER BİR MAKAMI İŞGAL EDİYORSUN. SEN, KENDİ İKBALİN UĞRUNA ACENTELERİ SATTIN. KOMİSYON DÜŞÜREN ŞİRKETİN SPONSORLUĞUNU YAPTIĞIN VE BU YÖNETİCİLERE ŞÜKRAN PLAKETİ VERDİĞİN GÜNLER UNUTULMADI.
AYRICA, BUGÜN SAHİBİ OLDUĞU BÜROSUNUN ALINIŞ HİKAYESİNİ HİÇ ANLATMAYALIM. AMA KENDİSİ ÇOK İSTERSE, HANGİ SİGORTA ŞİRKETİNDEN DESTEK ALDIĞINI SÖYLERİZ.
KENDİSİNİN SON OLARAK, SİGORTA ŞİRKETLERİNİ REKABET KURULUNA JURNALLEDİĞİ VE KOMİSYONLARI DÜŞÜREN HAZİNE MÜSTEŞARLIĞINA TOBB ADIYLA TEŞEKKÜR MEKTUBU YOLLADIĞI KONUŞULUYOR. ACENTELERİN BAŞINA GELEN BU MUSİBETİN DE HAZIRLAYICISI OLMUŞ EĞER DOĞRUYSA. DOĞRULUK VE KESİNLİK PAYINI BİLMEM AMA YALAMA USTASINA DA YAKIŞIR DİYORUM.
SAYIN KANTAR’A BENİM YOLLADIĞIMI İDDİA ETTİĞİN PARAYI İSPAT EDEMEZSEN EĞER, ŞEREFSİZ VE MÜFTERİSİN.
DİKKAT ET, PARANIN ÇIKIŞ HESABI BUGÜN SENİN YARDIMCIN OLAN BİR İSİM ÇIKMASIN.
TOBB’DA KRAL OLDUĞUNU SÖYLÜYORSUN, YÜREĞİN VARSA TOBB TV’DE BİR PROGRAM AYARLA DA, YÜZLEŞELİM.
BELGELERİNİ TOPLA DA GEL, YALANCI MAHLUK.
HODRİ MEYDAN…
DİĞER YANDAN;
BU AHLAKSIZ PROGRAMIN ACENTELERE DUYURULMASI TOBB KANALIYLA YAPILMIŞTIR. O HALDE, TOBB DA İNSANLARA ATILAN BU PİSLİKLER KARŞISINDA TAVRINI BELİRLEMELİDİR. AKSİ HALDE, İNSANLARIN ŞEREFLERİYLE VE NAMUSLARIYLA OYNANMASININ ORTAĞI OLACAKTIR Kİ, TOBB’UN BÖYLE BİR OLAYA ORTAK OLMAYACAĞI KANAATİYLE BELLİ BİR BEKLEME DÖNEMİNİN ARDINDAN TOBB HAKKINDA DA SÖYLENECEK BİR SÖZ HAKKIMIZ ORTAYA ÇIKAR VE BİZ DE BU HAKKI SONUNA KADAR KULLANIRIZ.
LEVENT ERGUN
Sayın CAN KANTAR
Yazınızı büyük bir dikkatle okudum. Uzun yıllardır sizi takip ederim. Son dönemde acenteler tüm kazanımlarını bir bir yitirir durumdalar. Yazınızın içeriğinde acentelerin lobi yapması gerektiğinin çok açık ip uçları var. Sizin yazınızda belirtiğiniz üzre acente lehine çıkan yazılara verilen tepkiler ortada. O dönem çıkan e gazeteye verilen destek, tamda bu lobi faaliyetleriyle ilgilidir. Bu lobi faaliyetleri sayesinde kamu oyu oluşmuş ve kural koyucular bu sayede ikna edilmiştir.
Sizin çıkardığınız e gazeteye o dönemde verilen maddi destek dönemin tüm SAİK üyelerinin bilgisi ve onayıyla verilmiştir. Sayın Levent ERGUN’ u yakından tanıyan herkes onun para konusunda hassasiyetini gayet iyi bilir. Benim tanıdığım levent o dönem para işleriyle ilgilenmediği gibi kurul üyeleri adına oluşturulan fon hiç bir kurul üyesinin kontrolüne verilmedi. Ne levent ne ben, nede diğer kurul üyeleri bu tür ödemelerde bulunmadı. Bu yetki o dönem sektör meclisi başkan yardımcısı Bülent yalçın beye verildi. Bülent beyin kontrolünde yönetildi. Ayrıca kimin ödediğinin önemi de yoktur. atla deve parası hiç değildir. Amaç acenteler adına lobi oluşturmaktır. Bu ve benzeri karalama iftira ve kirli dedikodular geçmişte de yapıldı. Bundan yarar sağlayıp kendilerini bazı mevkilere oturtanlar görülüyor ki aynı yöntemle şimdi bir birlerine sallıyor. Federasyon başkanı ile SAİK başkanı sayın Kasap bu yola kol kola çıktılar. Hüseyin beyle derin görüş ayrılığımız varken şimdi karşısında olanlar bizlere yapmadıkları haksız itam bırakmamışlardı. Bu tür üslup ve geçmişte yapılan işlerin ortalığa dökülmesi yakışıksız ve çirkin. Esefle kınıyorum. Herkes görev ve sorumluluğu çerçevesinde konumuna yakışır hareket etmeli ve sorumlu davranmalıdır. Kurumları yıpratan açıklamalardan uzak durmalı ve şahsileştirmemelidir.
ŞUAYİP ŞENEL
Şuayip Bey paylaşımınız için teşekkür ederim. Görüyorsunuz ne kadar önemli işler çözüm ve tartışmak için önümüzde dururken biz nelerle uğraşıyoruz. Size bana gönderilen bir başka msj paylaşmak isterim. Çok naif ve gerçeği direkt yansıtan bir görüş… Saygılarımla
,,,,,,,,,,,,
Hüseyin Kasap’ı aklı başında işi bilen sektör için her türlü fedekarlığı yapacağına inanan bir kişiydim ve SAİK seçiminde kendisine oy vermiş bir kişiyim. oysa evelki akşam TV 3 te yaptığı oturumu sonuna kadar dinledim ve bu programdan utandım hicap duydum. Programı sunan modaratörler, ve Hüseyin kasap seviyesiz konuşmaları, yalan söylemeleri ve yapmadıkları şeyleri yapmış gibi lanse etmeleri beni hayal kırıklığına uğrattı. Fakat bu programdam şunu çıkardım Hüseyin Kasap Ben artık seçilemem gidiyorum giderken etrafıma çamur atayım belki izi kalır düşüncesi taşıdığı kanısındayım.
NAMIK DİLEK