BES katılımcısı sistemden çıkmak için bahane arıyor, demeçlere biraz özen gösterilmesi gerekmez mi? Bireysel Emeklilik Sistemi ( BES) 10’uncu yılını kutladı. Devletin her kesime genişlettiği yüzde 25 katkı ile de geçtiğimiz sene büyük bir atak yaptı. Aynı hızla 2014 yılında da devam edip etmeyeceği tartışılırken, bu yıla da hızlı girdi ve aynı performansını sürdürdüğüne tanık olduk. 17 Aralık ve sonrası yerel seçimlerin BES’in hızını düşüreceği tahmin ediliyordu! Hiç de öyle olmadı. Fon tutarı 26.6 milyar TL, katılımcı sayısı ise 4 milyonu geçti. Bu aslında hiç de küçümsenmeyecek bir performans. Katılımcı sayısında Garanti Emeklilik ve Hayat önde giderken, yatırıma yönelen fon miktarında ise Anadolu Hayat Emeklilik birinci sırada yer alıyor.
Bu rakamların ne önemi var diye düşünebilirsiniz. Bu fon miktarları ülkemiz ekonomisi için çok önemli. Öncelikle biriken fonların yatırımda kullanıldığını ve uluslararası krizlere karşı Türkiye ekonomisinin daha dayanıklı kıldığını biliyoruz artık. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan bu sistemi bizzat destekliyor ve takip ediyor. 12-13 milyar dolarlarla ifade edilen fon miktarları gelişmiş ülkelerde trilyon dolarlarla ifade edildiğinin de altını çizmek gerekir.
Tasarruf alışkanlığımızın olmaması, yastık altı birikimlerin ülke ekonomisine bir fayda sağlamaması bu sistemin önemini bir kez daha öne çıkarıyor. Alışverişte taksit sayısının azaltılması, kredi kartı sınırlamaları ile tüketim frenlenmeye çalışılırken BES’in yüzde 25’lik devlet katkısının yaygınlaştırılması aslında vatandaşlarımız tarafından büyük ilgi görmüştü.
Yüzde 25’lik devlet katkısına henüz alışıyoruz, elimize geçen bir para yok. BES uzun vadeli bir yatırım aracı, erken çıkıldığında devlet ödediği yüzde 25’lik katkıyı zaten geri alıyor. Emeklilik için birikim yapacakların kafalarındaki soru işaretleri henüz bitmedi.
Devlet katkısının bir başka benzeri yok dünyada. Bunun bütçeye bir yük getirdiğini tahmin etmek hiç de güç değil. Tasarruf alışkanlığı için BES’in önemi büyük. Ve devletin büyük fedakarlık yaparak bu yüzde 25’lik katkıları hesaplara düzenli geçtiğini biliyoruz.
Ama BES henüz bebek sayılır, 70 milyonda 4 milyon katılımcı henüz gidilecek çok yolun olduğunu gösteriyor bize. Sistemin içerisinde olanların bir televizyon bir otomobil almak için sistemden çıkmaya fırsat kolladığı dönemlerdeyiz. “Kredi kartımın limitlerine engel, taksit sayılarına engel, ‘benim BES’de biriken param var paramı alayım’ diye akıllarından geçirenlerin sayısının bir hayli olduğunu tahmin edebilirim.
Tam bu sırada Maliye Bakanımıza bir gazeteci meslektaşım devlet katkısının ne zaman düşürüleceğini sordu. Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek ise devlet katkısının düşürüleceği müjdesini! verdi. Biz şaşkınlıkla okuduk haberi. Ardından diğer gazeteci arkadaşlarım ise bu demece yönelik haberler ile konuyu gündemde tutmaya çalıştılar sağ olsun. Sayın Bakan Şimşek zaten sistemde zor tutulan, çıkmak için fırsat kollayanların işlerini kolaylaştıracak bir demeç yerine bunu geçmişte verdiği demeçler gibi “evet BES’e aktardığımız devlet katkısı bütçemiz için bir yük oluşturuyor. Henüz gündemimizde yok ama gelecek yıllarda kademeli olarak düşürülmesi düşünülebilir. Çünkü tasarruf alışkanlığımızın kazanılması, şimdi aktardığımız bütçeden çok daha önemlidir” dese daha iyi olmaz mıydı? Sayın yöneticilerimizi sigorta ve Bireysel Emeklilik Sistemi ile ilgili demeçlerinizi daha özenli kelimeler ile seçiniz. Ve ne olur BES’ime bir süre daha dokunmayın.
Can KANTAR / SEKTÖRÜN İÇİNDEN
dunya@dunyagazetesi.com.tr