CAN KANTAR / POSTA GAZETESİ
Geçtiğimiz yıllarda DASK (Zorunlu Deprem Sigortası) ile ilgili bir yazı yazdığımda, tüketicilerden sosyal medyadan ve mail olarak çok yorum alıyordum. “Can bey bir büyük deprem olsa DASK-mask kalmaz, nasıl ödenir bu kadar hasar” diyorlardı. Bizde o dönemlerde kendilerine “DASK’ın kendi üzerinde tuttuğu bir para var, bunu değerlendiriyor. Aynı zamanda yurtdışı reasürans desteğini de unutmamak lazım. Sigortacının da sigortası var. Yani reasürans teminatı” diye açıklama yapıyorduk. Dünyanın dev reasürans şirketleri bunlar. Dünyanın farklı bölgelerinden riskleri üstleniyorlar. Dünyanın her yerinde aynı anda felaketler yaşanmadığı için yumurtaları aynı sepete koymuyorlar. Oluşan hasarların ödemesi böylece yapılabiliyor. DASK‘ın da böyle garantileri var. Bu nedenle “Büyük bir deprem olsa nasıl ödenir?” “Devlet o paralara el koyar ihtiyaç anında para mara kalmaz?” düşüncesi görüldü ki boşa çıktı.
DASK, 1999 deprem sonrası kuruldu. Yalova-Düzce depremlerinde DASK yoktu belki ama sigorta şirketleri milyarlarca TL hasar ödemelerini hızla yapabilmişti. Şimdi sektör çok daha güçlendi. Bir de buna DASK koruması eklendi, daha da güçlendi. Rakamlarla bir iki ayrıntı vermekte fayda var. Geçtiğimiz hafta sonunda SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu ve DASK Genel Müdürü Selva Eren‘in katıldığı bir iftar yemeğine katıldım. O güne kadar yapılan DASK’ın ödemesi 13 milyar TL idi. Rakam çok büyük. Daha ilk günden neredeyse ödemeler başladı. DASK kendi eksperleri ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hızlı tespitlerini baz alarak ödemelerini hızlıca yapmış.
“SİGORTALILIK ORANINI ARTIRMALIYIZ”
SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, yaptığı açıklamalarla DASK’ın çok daha yaygınlaşması gerektiğinin üzerini çizdi: Eroğlu, “Keşke yüzde 100’lük bir DASK oranı olmuş olsa da herkese parasını ödeyebilseydik” diyor ve ekliyor: “Bizim diğer bir üzüntümüz bölgedeki konutlarda isteğe bağlı sigortalılık oranının çok düşük olması ve tabii ki araçların Kasko oranlarının da çok düşük olması. Aynı şekilde iş dünyasında özellikle KOBİ’lerin sigortalılık oranlarının da çok düşük olduğunu gördük. Bu işletmeler sigorta yaptırmış olsalar belki şimdi üretimlerine tekrar başlamışlardı bile.”
DASK Genel Müdürü Selva Eren ise, “DASK olarak her türlü felaketlere hazırız. Sistemlerimizi farklı illere taşıyarak olası deprem sonrası sigortalılara kesintisiz hizmet sunabilmenin alt yapısını kurduk. Deprem gerçeğini hepimiz biliyoruz. Vatandaşlarımıza da bu gerçeği kabullenip mutlaka DASK’larını yaptırmalarını öneririm. DASK’ı bir vergi veya bir masraf olarak görmemiz gerekiyor. Bu sıfırıncı dakikada bir maddi destektir. Biz ödemeleri hızla yaptık. Bazı sigortalılarımızın bankalardaki paralarını henüz almadıklarını görüyoruz. Bu konuda kamuoyunu uyarmak isterim. Depremzedeler biran evvel gidip paralarını alsınlar.”