Yılda ülkemizde iki milyon trafik kazası meydana geliyor. Bunların bazıları ufak kazalar, fakat bu kazalarda ağır hasarlı sonuçlar da yaşanabiliyor. Can kaybı olmasın yeter. Gerisini sigorta şirketlerine bırakın. Bir şekilde sorun çözüme kavuşuyor, yeter ki araç sigortalı olsun. Bu iki milyon trafik kazasında ağır hasarlı yani sigortacılık deyimi ile ‘çekme belgeli’ yani neredeyse hurdaya çıkmış bu araçlar sigorta şirketlerince alıcılara satılıyor. Bu konuda bir pazar oluştuğunu da söylemeliyim. Sayıları onbinleri bulan bu araçlar sonrasında ne mi oluyor? Bu araçları alan servisler, oto sanayiindeki tamirhaneler bu araçları parçalıyorlar ya da diğer benzer modellerinden aldıkları parçalarla otomobili tekrar yürütmeyi başarıyorlar.
Ağır hasar, ağır kaza!
Bu konunun pert araçlarla karıştırılmaması gerekiyor. Sigorta şirketleri belirli bir oranda hasar oluşan aracı tamir edeceklerine pert’e çıkarmayı yeğliyorlar. Bunlar biraz onarımla bir muayene ile trafiğe çıkabiliyor. Hatta buna trafik sigortası ve kasko yaptırılması da mümkün oluyor. Durum ‘çekme belgeli’lerde farklı. Ağır hasarlı araç toplanılıyor ve muayeneye götürülüyor. Yüzeysel teknik ile yapılan muayene sonucunda bu araç canlı bomba gibi yollara çıkıyor. Bu araçların çok kritik mekanik ve elektrik aksamlarını içeren derin bir muayene tekniği zaten yok. Bu araçları satın alan kişiler gidip trafik ve kasko yaptırmak istiyor. Şayet muayeneden geçmişse trafik tescili tekrar yapılmışsa araca trafik sigortası yaptırmasında bir engel kalmıyor. İş kaskoya gelince ne yazık ki sigorta şirketleri kasko yapmakta geri duruyorlarmış. Bir iki şirket varmış bunlara kasko yapan, onların da tekrar bir kontrolden geçirme şartı oluyormuş.
Süreci eksper takip etmeli
Özetle bu çekme belgeli araçların toplanılmasının mutlaka eksperlerin kontrolünde yaptırılması gerekiyor. Bunun için ne düzenleme yapılması gerekiyorsa ilgili merciler tarafından yapılmalı. Bu araç muayeneye gitmeden önce, raporun altına eksperlerle birlikte servis yetkilileri de imza atmalılar. Sonra muayeneye gitsin farlarının izasına falan da bakılsın.Allah korusun mekanik, teknik bir arıza sonucu bir kaza oluştuğunda, bunun altında imzası bulunan kişilerin sorumluluğu olsun. Ve bu araçlar canlı bomba gibi yollarda dolanıp diğer araçlara zarar vermesin. Yetkililerin dikkatine.
Bu konuyu değerli ağabeyim Ali Bayülken yıllardır söyledi. Bu konu yıllardan beri konuşulan ancak bir türlü sonuca ulaşmamış bir konu. Bu konuyu gündeme aldığınız için tebrik ediyorum
bence bu konu tamamiyle araç muayene istasyonu kontrol ,güvence ve sorumluluk poliçesiyle desteklenmeli,