Acenteler bu sektör için önemli. Acenteler sektörün olmazsa olmazları. Quick Sigorta Genel Müdürü Levent Uluçeçen, Osmaniye’de yaptığı konuşmada “siz gücünüzün farkında mısınız?” diyerek başlamıştı söze. Bütün acente toplantılarında benzer söylemlerde bulunur şirket yöneticileri. Sektör üretimininin 3/2’sini gerçekleştiren bir iş ortağı nasıl önemli görülmez.
Acenteler aralarındaki “çürük elmaları” ayıklamalı
Ben işin tam burasındayım acentelerin sorunlarıyla ilgilenmem bu sebeple. Şayet acenteler kurumsallaşır, gelişir ve haksızlıklara uğramazsa bundan faydayı sektörün tümü görecek. Sektör endüstrisinin bir oyuncusu olan medyanın bir temsilcisi olarak benim konuya ilgim bu. Bana ne acenteden diyemem, bu kadar açık söylüyorum. Ama ne yazık ki acentelerin mesleki temsilcileri arasında sıkıntılar çürük elmalar var. Ben bunları sektörün ayıklamasına ön ayak oluyorum. Çünkü acenteler bu mesleki yöneticileri sayesinde yaşanan kötü günlere gelmiştir. Ben bu çürük elmaları deşifre ettiğim için küçük bir kesim tarafından tu kakayım. Bunların tekerine çomak soktuğum için kötü oluyorum. Bana ne diyorlar biliyor musunuz? “sen şu toplantıyı neden önceden duyuruyorsun, sana ne neden bu konularla ilgili yazı yazıyorsun SANA NE diyor adam. Biz yazman gerekeni sana yazar göndeririz! Bir tanesi çıkıyor “biz acenteler arasındaki sorunları kendi aramızda çözeriz bizim meslekten olmayanlar bizim işlerimize müdahil olmasın” Yahu ben gazeteciyim, benim görevim sektörü bilgilendirmek, ben bu işlevi yerine getirmeden önce bunlar köşeleri tutup bu görevleri kendi menfaatlerine kullanıyorlarmış ki, benim yazılarımdan rahatsız oluyorlar. İş bu kadar basit. Bu kişiler hangi konuda benim yanlış haber yaptığımı iddia edebilir. Ediyorsa yargı yolu açık gidip mahkemeye gidip düzeltme-tekzip hakkını neden hiç biri kullanmamış bu güne kadar. Çünkü hepsi doğru ve belgeli. Bu kişiler kendilerinin ne mal olduğunu benden iyi biliyor.
Bana saldıranlar, saadet zincirlerini kırdıklarımdır
Bakın sosyal medyada bana atıp tutanlara, hep bu saadet zincirindeki kişi ve gruplar. Bakıyorsun hiç tanımadığım bir kişiye bana öyle böyle yazıyor. Bir bakıyorum kaymak tabakası ile yemek masasında. Yani bir saadet zinciri, bu insanların hepsinin bir menfaat beklentisi var. “Dernek yönetimine seçilir miyim? Sonra Odalardaki meslek komitelerine zıplar mıyım? Orada oda üyeleri ile tanışarak işimi geliştirip onların sigorta işlerini alır mıyım? Sonra SAİK’e girip TOBB içerisinde yürür gider miyim? Sonrasında bir siyaset fırsatı yakalar mıyım, şimdi ki başkan gibi, atlarım siyasete, yerim acenteleri, acenteliği. Kurtarırım hayatımı” bakış açısı inanın böyle. Bunları göstere göstere yapan 2-3 tane kaymak grup var. Bu Meslek Komitelerine yapışmış durumdalar. Bırakmak istemiyorlar. Orası için de bir desteğe ihtiyaç var ya. Onun için ellerinin altında bir dernek tutuyorlar, başına düşük profilli bir garibi koyuyorlar, onunda etrafında bir sürü yağdanlık. İşin özeti bu.
TÜSAF saadet zincirinin dışında
Ben neden TÜSAF’a destek oluyorum. Başkanından tut yönetim kurulu üyelerine ve bağlı derneklere kadar bu saadet zincirinden uzaklar. Meslektaşları için çabalıyorlar. Kendi ceplerinden para ve zamanlarını harcıyorlar. Saadet zincirine bağlı dernekler TÜSAF’a üye olsalar da bu temiz kesim içerisinde zaten kendilerine yer bulamıyorlar.
Acentelerin sorunlarını kim çözecek o zaman?
Hazine’de fotoğraf çektirmek moda!
Acenteler sigorta şirketlerine sözleşme ile bağlı kurumlar. Demek ki önce sorunlar sigorta şirketleri ile çözülmeye çalışılacak. Sonra genel konular için yetkili kurumlar regülasyona yani Hazine’ye gidebilir. Ama durum öyle mi? Eline bir dosya alan Hazine’nin kapısında sonra yan yana bir fotoğraf “Hazineyi ziyaret ettik” eee “sorunları ve çözüm önerilerini onlara verdik” onlar sorunları ve çözümlerini emin olun ki ilk sizlerden duydular. Sağ olsun Hazine Müsteşar Yardımcısı Ahmet Genç, Genel Müdürlük zamanından kalma nezaketinden dolayı bu kişileri alıştırdı zırt-pırt Hazine’ye gelmeye. Bunlara “bize gelmeyin bu konulara müdahil olamayız. Sigorta şirketleri ile çözün” dese bir daha kimse gitmeyecek. Bana soracak olursanız Acente sorunlarının yüzde 60-70’ini sigorta şirketleri ile çözmelidir. Regülasyonun payı burada yüzde 30’u geçmez. TÜSAF bunu gördüğü için İstanbul’da bütün sigorta şirketlerini gezdiler ve en üst düzeyde kabul edildiler. Bu bir devrim niteliğindedir. Ekmeğini yediği şirketler hakkında “bunlar vatandaşı soydular” nefret söyleminden ( abiye soran yok, bunlar soyarken sen de yüzde 20 komisyon alıp altındaki arabayı, evini değiştiriyordun diye) şimdi iş empatiye dönüşmeye başladı. Doğru da olan bu.
SAİK Çalıştay’a taş koyuyor!
Çalıştay’a taş koymaya çalışmıştır SAİK. Ben öyle böyle anlamam. Çalıştay duyurusu yapıldıktan 4 gün sonra benimle birlikte dernek üyeleri Ankara’daki toplantıdan haberdar oldu. Kıvırmaya gerek yok. Ben Hazine ve TOBB yöneticilerinden çarşamba-perşembe günkü toplantıyı iptal etmelerini bekliyorum. Neden mi? Bu dernek başkanları zaten işlerinden zaman harcayarak oralara gelecekler. 3’er 5’er aralarında toplanıp ya minibüs kiralıyorlar ya da kendi otomobillerine doluşup geliyorlar. Bütün toplantılara neredeyse böyle gidiyorlar. Bu insanların başına yolda birşey gelirse vebali omuzlarınızdadır. Çünkü Ankara’dan çıkıp yine otomobillerine binip İzmir’e Çalıştaya gidecekler bir çoğu. Bir de mesela Denizli’den toplantıya gidecekleri düşünün, Denizli Ankara, oradan İzmir, sonra tekrar Denizli. İnsanlara bunu yapmaya kimsenin hakkı yok. SAİK’çilerin umurunda değil artık onu biliyorum ama Hazine’nin ve TOBB Yönetiminin bunun öneminin farkında olması gerekir. Vebali omuzlarınızdadır. Haberiniz olsun bu insanlara yollarda birşey olursa.
Çalıştay önemli çünkü düzenleyeci kamu tarafı, şirketler ve acenteler bir masada oturup sorunları tartışıp çözüm önerilerini konuşacaklar. Taraflardan ne kadar çok temsilci katılırsa Çalıştay’a o kadar başarılı olunur. Hazine sadece Müsteşar Yardımcısı Ahmet Genç tarafından temsil edilmemeli. Hazine’den geniş bir bürokrat ekip katılmalı toplantıya. Acente dernekleri ve bireysel olarak acenteler de katılmalı toplantılara. Şirketleri temsilen sadece TSB Genel Sekreteri Mehmet Akif Eroğlu değil, şirket temsilcileri de orada olmalılar.
Çalıştay’a geniş katılım şart
Sosyal medyada sorunları tartıştığımız sırada o kadar çok ve güzel öneriler geliyor ki bana, “işte bu” dediğim oluyor. İşte tam da bunların Çalıştay’a taşınılması gerekir. Çalıştay’ın başarılı olması için geniş bir katılım gerekir, ama hazırlıklı gelinmesi ikinci ana unsur. Klasik çiğ anlamsız tartışmalar ile vakit kaybedilmemeli. Yani şunu söylemek istiyorum.
- Şirketin zarar etmesi beni ilgilendirmez benim komisyonum düşürülmemeli.
- Banka sigorta satmasın, o satmasın bu satmasın…
Olmamalı artık konular.
- Acentelerin kurumsallaşması, dijital dünyaya hazırlanması
- Ortaya çıkacak zorluklarla nasıl rekabet edebileceğini bilmesi
- Geleceğin sigorta acentesi nasıl olması gerekiyor ?
Sorunu masaya getiren çözüm önerisini de getirmeli
Bunun için Hazine, sigorta şirketlerinin ve en önemlisi acentelerin yapabilecekleri tartışılmalı oturumlarda. Çalıştay bir ağlama duvarına dönüştürülmemeli. Sorunu masaya getiren mantıklı çözüm önerisini de masaya getirmelidir. Meslek Grubu’nu yönetenler acenteleri geri zekalı olarak görse de, bence acentelerin büyük bir çoğunluğu zeki insanlardan oluşuyor. Çünkü siz bir söz ile bir kağıt satabilen bir meslek grubunu temsil ediyorsunuz, bunun ötesi var mı? Levent Beyin dediği gibi “siz yaptığınız işin öneminin farkında mısınız ? Süper bir Çalıştay umuyorum. Ben de orada olacağım. Notlarımı alacağım.
Çok güzel olmuş yine. Tespitler harika…
ÇALIŞTAYLARA KATILMAK GEREK ,
SEKTÖRÜ İLĞİLENDİREN TÜM DAVETLERE HİÇ BİR POLİTİKA GÜTMEDEN KATILMAK GEREK,
KATILMAK İSTEYENLERİN ÖNÜNÜ KESMEMEK GEREK,
KONUŞMAK , TARTIŞMAK GEREK,
BİRLİK OLMALI DENDİĞİNDE BERABER OLMAK DEMEK,
AVAM OLMAMAK ACENTE OLMAK DEMEK,
,
,
,
,
BENCE YÖNETMELİĞİ’DE DEĞİŞTİRMEK GEREK,