23 Kasım 2024, Cumartesi
spot_img

Can Kantar – “Bana bir şey olmaz” mı demiştin?

ck_sonSon yıllarda araştırma şirketlerinin sayısı hızla artıyor.  Bilimsel araştırmaların faydasına inanıyorum. Karanlıkta yol bulmak gibi… Türkiye Sigorta Birliği (TSB) bir araştırma şirketine çalışma yaptırmış. Amaç, “Türkiye’de mevcut sigorta ve BES algısını daha olumluya çevirebilmek”. Buraya kadar her şey tamam. Her ne kadar sonuçları bizim bilmediğimiz şeyler olmasa da bu tür bilimsel araştırmaların ara ara yapılmasında fayda var. Araştırmanın detayını göremedim ama 12 il seçilirken neyin göz önünde bulundurulduğunu merak ettim.

Sigorta yaptırmak aslında bir gelişmişlik göstergesi. Bu bilincin edinilmesinde bu kültürün önemi büyük. 90’lı yıllarda hayat sigortalarından mağdur olan ve bugün bu nedenle kasko yaptırmayan kişilerin çocuklarıyız biz. Hangi bilinçten hangi kültürden bahsedebiliriz?  Bu bilincin oluşturulması için hem tüketici hem sigorta sektör temsilcileri geçmişe yönelik tüm doğru bildiklerini unutmalı.

Araştırma sonuçlarında sigorta yaptırılmamasının en önemli nedeni ‘maddi durum yetersizliği’ çıkmış. Bu ne yazık ki en çok kullandığımız bahanelerin de başında geliyor.  Zamanı gelince her şeye para bulabiliyoruz. Sigorta yaptırmak için önce bir değerimizin oluşması gerekiyor. Bir ev, bir otomobil alacağız ve sonra bu değerlerimizi kaybettiğimizde mağdur olmamak için sigorta yaptırmalıyız. Çok zor edinilen değerlerin yerine konması çok hiç kolay olmuyor. Fakat bankadan ev, otomobil için kredi alındığında binde ikisi kadar bir sigorta primi ile kendine hayat sigortası yaptırmayı kabul etmeyen bir tüketici profilinden bahsediyoruz. Bence bunların hepsi bahane, bir varlığı yoksa neyini hangi parası ile sigorta yaptıracak vatandaşımız… Benim sözüm bir şekilde mal mülk edinmeye parası olup da sigortaya parayı kıyamayanlara.

Sonrasında dövünmemek için…

Bu araştırmayı yaptırmayıp bana sorsalardı, “Sigorta bilinci oluşturmak için önce sigorta şirketleri kendilerine düşen görevleri yerine getirmeli. Sigortalı sigorta yaptırırken ‘acaba hasar sonrası mağduriyetim giderilir mi ?’ endişesinde olmamalı.  Bazı sigorta şirketleri ödemesi gerektiğini bile bile hasarı reddedip Tahkim’e gitmesine neden oluyor. Sonunda da ödüyor.  İşte bunun gibi şeyler sigorta şirketlerine dolayısıyla sektöre zarar veriyor. Diğer taraftan suistimallerle uğraştıkları için ince eleyip sık dokuduklarını biliyorum ama kurunun yanında yaş yanınca durum böyle oluyor. Tüketici de haklarının savunulacağını bilmeli. Bu nedenle sigorta yaptırmaktan çekinmemeliler. ‘Bana bir şey olmaz’ diyerek sigortadan tasarruf etmeye çalışmamalılar. Çünkü her dakika insanlar kaza yapıyor, ölüyor, yaralanıyor, evlerine hırsız giriyor, evleri yanıyor.  Hele hele iklim değişimleri nedeniyle fırtına ve sel sonucu hasar olasılıkları her geçen gün artıyor. Bu olaylara maruz kalanların da ‘bana bir şey olmaz’ dediklerine eminim” derdim.

Felaket tellallığı yapmak istemem her an her şey olabilecek bir ortamdayız. Maddi olanaklarımız elverdiğince risklerimizi sigortaya devretmeliyiz. Sonrasında dövünmemek için her şeye bulduğumuz gibi sigorta primine de para bulabiliriz.

Türkiye Sigortalar Birliği’nin araştırmasındaki BES ile ilgili bölümleri ise gelecek hafta gündeme getirmeyi planlıyorum.

SON EKLENEN HABERLER