AFSAD Başkanı Bekir Özerdem ile sosyal medyadan atışmalarımızı takip etmiş olanlar vardır. Kendisi ile ilgili söylenecek çok şey olabilir. İyi de, kötü de. O konulara çok girmek istemiyorum. Yazılacakları yazmıştım, kendisi sürekli “herkes kendi işini yapsın” derken bizim işe dadandığını, hatta TV programlarında yüzüne gözüne bulaştırdığını görmeyen kalmamıştır.
Geçmişte yaptığımız eleştirilerimiz asla şahsına, kişiliğine değildir. Kendisi sağa sola her türlü hakareti eder, etrafa hakaret edilmesi için TV programında her türlü zemini hazırlar. Ama kendisi saygı beklerse çok bekler. Benim genel eleştirim, körü körüne, gerçekleri görmemezlikten gelerek bir SAİKSAVAR olması ve kendini KASAP’a siper etmesindendi. Bun tercihlerine tabii ki karışamayız. Ama TÜSAF bünyesinde bir derneğin başkanıyken, çatı örgütünün başkanına her türlü hakaretin edilmesine zemin hazırlaması affedilir bir şey olmamalı. Konumuz bu değil tabii ki.
Şimdilerde Sayın Özerdem yaptıklarının acı meyvesini yemek ile meşgul. Afyon’da acentelik yapan bir dostum aradı: “Can Bey biz ATSO‘da Bekir Özerdem‘in muhalif olduğu, hepimiz AFSAD üyesi bir grup acenteyiz. AFSAD Başkanı Bekir Özerdem’in alenen açık olarak desteklediği ve bunun için sitesinde yazı bile yazdığı liste üzgünüz, ama ATSO’da seçimi kaybetmiştir. Ama ATSO’da kazanan listeyi AFSAD’ın sitesine bile koymamıştır. Can Bey sizden ricamız Sayın Özerdem’in ATSO’da desteklediği listenin kaybettiğini lütfen yazar mısınız?” dedi. Ben de böyle bir fırsatı kaçırmak istemedim, açık söyleyeyim. Peki ‘Bu kişiyi AFSAD’da tekrar başkan yapan siz değil misiniz?” diye sordum. ‘Evet’ dedi ve başladı anlatmaya…
ÖZERDEM SÖZ VERMİŞ…
“Biz 104 üyeli AFSAD’da yaşları 40’ı geçmeyen 70 kişilik ve değişim isteyen bir grubuz. Yani sizin hep vurgu yaptığınız STK’lardaki gençleşme sürecinin temsilcileriyiz desek yeridir. Bekir bey AFSAD seçimlerinde bize geldi ‘benim ATSO ile ilgili bir beklentim yok. Sizlere destek olurum ama AFSAD’da bir dönem daha başkanlık yapmak istiyorum’ dediği iddia ediliyor. Grup ise, yaşına hürmeten Özerdem’in bu isteğini kabul edip ATSO için verdiği sözü de göz önünde bulundurarak kendisini tekrar başkan seçmişler.
Sonrasında ATSO için Özerdem’in başka bir liste hazırlattığı ve ona açık açık destek verdiği iddiaları ve sitesinde yazmış olduğu bir yazı var. Yani sözünde durmamış. Ben o davranışını çok iyi bilirim. Benim sitemden de alıntı yapmadan yazıları kopyala yapıştır yaptığında kendisini aramıştım. Her seferinde “Özür dilerim Can abi, tamam abi almam” deyip sürekli almaya devam etmişti. Sonunda ciddi bir rest çekene kadar öyle gitti.
BAŞKANA YAKIŞIRDI AMA…
Neyse şimdi bu kadar karşı listeyi desteklemesine rağmen AFSAD Başkanı Sayın Bekir Özerdem seçimi kaybetmiş. Şimdi büyük olarak oraya seçilmiş Sayın Özerdem’den bu genç arkadaşların beklentisi bir tebrik ve haberin yayınlanması. Bu kadar ama Sayın Özerdem sus-pus… Sanki AFSAD internet sitesi babasının malı. Korkarım kaybeden listeden birini de TV programı yaptığı kanala davet eder mi? Eder…
SEÇİME PARTİ SİYASETİ GİRMEMELİ!
Hatta seçime parti siyasetinin de karıştırılmak istendiğini duyduğumda olmayan saçlarım diken diken oldu. Hatta başka illerden listelerde mezhep tercihlerinin de katıldığını duyuyorum. Sünni-Alevi, ortaya dökülmeye çalışılıyormuş. Tüm burada bir şey demem gerekiyor. Arkadaşlar bizler hepimiz ekmeğimizin derdinde olan kişileriz. Acente seçimlerinde siyaset tabii ki yapılacak ama bu parti siyaseti olmamalı. Hele hele ben Aleviyim, Sünni’yim oradan bu şekilde oy alırım muhabbeti… Bu neyin kafası arkadaşlar, o siyasetle bu siyaset asla birbirine karıştırılmamalı. Sektörde bir bu eksikti zaten. Acenteler ekmeklerinin derdinde. Böyle dertleri olanlar başka kapıya. Bir de burayı karıştırmayalım lütfen.
ŞİMDİ NE OLACAK?
Şimdi ATSO’da listesi kazanan bu genç arkadaşlar AFSAD’dan ayrılmayı, TV programı için kanala gitmeyi falan düşünüyorlarmış. Farklı bir dernek kurmak da bir alternatif olarak önlerinde duruyormuş. Sözün özü ise öncelikle ATSO’da açık açık desteklediği liste seçimi kaybettiyse Sayın Özerdem’in de AFSAD Başkanlığı da meşrutiyetini yitirmiştir. Bence acilen Olağanüstü Genel Kurul’a gidip ya bırakmalı, hala destekleyeni varsa da güven tazelemelidir. Aksi tuhaf olur. Diğer arkadaşlara da iki çift sözüm olacak. Ben bir ilde (büyük iller hariç) birden fazla dernek olmasına karşıyım. Mücadelenin dernek içerisinde verilmesi taraftarıyım. Zaten 100 kişilik dernekler bunlar, böl ikiye yap bir seçim oy vermeye gelen 15 kişi… İstanbul’da bile iki dernekten fazlası gereksiz. Çünkü orada da başkan dukalığı ile oy vermeye gelen 25 kişinin de dernek yönetiminde yer aldığı seçimler çoğunlukta. O nedenle Sayın Özerdem bence madem siyaseti iyi biliyor, acilen Olağanüstü Genel Kurula gidip güven tazelemeli ya da yoluna gitmeli. Zaten yakın zamanda göğsünü siper ettiği arkadaşı da ortada olmayacağı için Sayın Özerdem aksi halde çok yalnız kalacaktır.