USFK’nın son gününde ‘Avrupa’da Sigorta Aracılarının Sektördeki Pozisyonu ve Türkiye’de Sigorta Aracılarının Bugünü ve Geleceği’ konulu oturum düzenlendi.
Uluslararası Sigorta Fuarı ve Kongresi son gününde düzenlenen oturumlarla sektör paydaşlarını bir araya getirdi. Son gün düzenlenen oturumlardan birisinin konusu; “Avrupa’da Sigorta Aracılarının Sektördeki Pozisyonu ve Türkiye’de Sigorta Aracılarının Bugünü ve Geleceği” oldu. Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel Müdürü Ahmet Genç’in moderatör olarak yaptığı panele acente, broker ve sigorta şirketi yöneticileri panelist olarak katılırken üzerinde durulan konuların başında ‘bankaların sigorta poliçesi’ satmasının haksız rekabet olduğu yer aldı. Panelin açılışında devlet kanadında sigortacılık sektörü açısından bugüne kadar yapılan mevzuat ve reformalar yer veren Ahmet Genç, yeni dönemde sektörde yapılması gerekenleri başlıklar halinde sıraladı.
SBD Başkanı Selcen Gür: “Sigorta penetrasyonunu artırmak için ürün gamımızı çeşitlendirmeliyiz”
Oturumda konuşan Sigorta Brokerleri Derneği Başkanı Selcen Gür, konuşmasını bankaların sektörde yarattığı haksız rekabete ve dijitalleşmenin gerekliliğine dikkat çekti. “Bizler ya dijital ya dijital olmayalım diye bir tercih yapmak zorunda değiliz” diye konuşmasına başlayan Gür, “Hepimiz bir nevi dijitalleşmeye zorunlu bırakıldık. Dijitalleşme dünyanın bir gerçeği. Bundan uzak duramayacağımız için buna da düşman olmak zorunda değiliz. Biz ne yapacağız. Bunları harmanlayacağız. Her ikisini de bir arada yaşamaya devam edeceğiz” dedi.
Asıl meselenin dijitalleşirken neyi sattığımıza odaklanmak olduğuna dikkat çeken Gür, “Yine trafik ve kaskoya yoğunlaşırsak ana fikri kaybediyoruz demektir. Pastayı büyüteceğimiz ürünler siber saldırı, eğitim giderleri, riskli hastalıklar sigortasıdır. Dünya büyüyor ve riskler çeşitleniyor. Bizler ürün gamımızı çeşitlendirmeliyiz”
Acentelerle değil bankalarla rekabet ediyorum
Prim üretimi kısmında özellikle bankalar kanadında haksız rekabet olduğuna dikkat çeken Gür, şunları söyledi: “Çünkü kredi verirken fabrikanın sigortasını da ben yapayım diyor. Ben bununla boy ölçüşemem. Ben piyasada acentelerle değil bankalarla rekabet ediyorum. Bankalar poliçe kesmesin demiyorum. Ama bir fabrikaya gidip kredi kullandırıp buranın sigortasını yapmasın. Çünkü hasar olduğu zaman biz bunu ödeyemiyoruz bundan eksik sigorta var deniyor. Sigortalı hasarını alamıyor. Hasarını alamayan bir adam sigorta sektörüne güvenebilir mi? Sonra sigorta sektörünün itibarını etkiliyor. Bankacılar sigorta yaparsa sonucu da bu oluyor.”
Parametrik sigortaları çok önemsiyorum
Brokerler olarak pastayı büyütmeye odaklandıklarını kaydeden Gür, “Parametrik sigortayı çok önemsiyorum. İklim değişikliği çağımızın bir gerçeği. Hayatımız iklime bağlı. Bu nedenle bu sigortayı boş geçemeyiz. Bu nedenle SBD olarak parametrik sigortayı gündemimize aldık” dedi.
Gür, panelde ayrıca brokerler olarak birlik statüsünde olmak istediklerine de vurgu yaparak, “Öz denetim ve disiplinin bir gerekçesi olarak birlik olmamız gerektiğine inanıyoruz. Herkes birlik yapısı altında bir tek brokerler dernek yapısı altında. Daha ciddi ve daha disiplinli bir şekilde brokerlerde birlik olsun istiyoruz” diye konuştu.
HDI Sigorta Genel müdür Yardımcısı Emrah Çalık:“Pandeminin en şanslı sektörlerinden birisi sigortaydı”
Sigortayı pandeminin en şanslı sektörlerden birisi olarak tanımlayan HDI Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Emrah Çalık, “Bu süreçte işimizi devam ettirebildik. Acentelerimiz faaliyetlerini sürdürdü. Bunu uzaktan yapan altyapımız zaten varmış” dedi.
Konuşmasında dağıtım kanallarının Avrupa’daki yapısına da değinen Çalık, şöyle devam etti: “Avrupa’daki kırılıma baktığınızda genelde bu rakamları hayat dışı verileri olarak söylemek istiyorum. Çünkü hayat branşında Avrupa’da sigorta acenteleri üzerinde değil banka ve broker üzerinde bir yoğunluk var. Hayat dışı üretim ise daha farklı. Bu veriler HDI International’dan aldığım veriler. Grubumuz aslında Türkiye’de olduğu gibi dünyada da üretimin yüzde 89’unu acente kanalı üzerinden yapıyor.”
TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut: “Bankalar poliçe satarak haksız rekabet oluşturuyor”
Konuşmasına, “Sigortacılık sektöründeki en büyük dağıtım kanalı olan acenteler sektörün mihenk taşıdır” diye başlayan TOBB SAİK Yönetim Kurulu Başkanı Levent Korkut, ama günün sonunda herkesin aynı geminin yolcusu olduğuna dikkat çekti. Korkut, “Dertlerimiz bir. Sadece sapla saman birbirine karışıyor. Bugün trafik sigortasının yüzde 90’ını, kaskonun yüzde 80’ini, yangın sigortalarının yüzde 47’sini, sağlık sigortalarının yüzde 56’sını acenteler üretiyor. Ama finansal sigortalar olmadığı için ortalamamız yüzde 60’lara düşüyor. Bireysel işlerde öndeyiz. Ama bankalar ve finans kuruluşları bizlerin ve sigortalının elinden seçme ve seçilme hakkını alıyor. Hepimize haksız rekabet oluşturuyor. Sigortalının seçme hakkını olmazsa olmaz hale getirmeliyiz. Ne broker ne acente kavramı önümüzdeki en büyük takoz banka ve finans kuruluşlarıdır” diye konuştu.
Bankaların yaptıkları poliçelerin yüzde 90’unun eksik poliçe olduğunu kaydeden Korkut, “Kalıcı ve sürekli penetrasyonu yapacaksak buna bir düzenleme getirmemiz gerekiyor. Bankalara yönelik bir yönetmelik yapmalıyız. Yönetmeliği olmayan ve denetlenmeyen bankaların sigorta satmaması gerekiyor. Bizim acenteler olarak müşteriye 7/24 yakın olmamız bizi çok güçlü kılıyor. Denetim ve yönetim çok önemli. Özellikle denetim sadece bize bırakılmamalı. Biz SAİK olarak cılız mücadelemizle bunun hakkından gelemeyiz. SEDDK ve sigorta şirketleri birliği, brokerler ve eksperler adına bizler hep birlikte bu haksız rekabetin önüne geçeriz. Yoksa bunları 50 sene daha konuşuruz” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Doğukan Karakaya: “Hızla değişen müşteri tercihlerine uyum sağlamak gerekiyor”
Konuşmasında sigorta bedellerinin arttığı, enflasyonun arttığı ve müşterilerin şikayetlerinin daha da artacağı bir yıla girdiğimize vurgu yapan Türkiye Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Doğukan Karakaya, “Bu süreçte acentelerin görevi daha çok artacak. Siz bunlarla uğraşırken hızla değişen müşteri tercihleri var. Ekonomik gelişmelere baktığınız zaman karşımıza yepyeni bir konjonktür çıktı. Acentelerin kendi ofislerinde CFO ve CEO gibi çalışması gerekiyor. Kendi mevcut portföyünü büyütmesi gerekiyor. Burada hakikaten herkes son 10 yıldır dijitalleşmeyi konuşuyor. Bunların ete kemiğe bürünmesi lazım. Ama şu bilinmeli ki dijitalleşme bir amaç değil araçtır. Amacımız hızla değişen dünyaya uygun çalışan portföyü yaratmaktan geçiyor” diye konuştu. Karakaya, acentelere özellikle sosyal medya hesaplarını kendilerine getiri getirmesi amacıyla kullanmaları gerektiğini söyledi.