Vakıf Katılım Genel Müdürü Göktaş, ” Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) özüne baktığınız zaman aslında tasarruf anlamında yüzde 25 devlet katkısı var. Bu kadar büyük bir getirinin olduğu herhangi bir enstrüman daha yok” dedi.
Vakıf Katılım Genel Müdürü İkram Göktaş, otomatik Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) ilişkin, “Özüne baktığınız zaman aslında tasarruf anlamında yüzde 25 devlet katkısı var. Bu kadar büyük bir getirinin olduğu herhangi bir enstrüman daha yok. BES’ten caymak ne kadar mantıklı, onu katılımcılara bırakıyorum” dedi.
Göktaş, yaptığı açıklamada, ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in, otomatik BES’ten cayan çalışanlara ikinci bir fırsat tanıyacaklarını söylediğini hatırlattı.
Türkiye’nin tasarruf açığı verdiğine işaret eden Göktaş, hükümetin yürüttüğü projenin ana amacının tasarruf oranını artırmak olduğunu belirtti.
Göktaş, bu kapsamda zorunlu katılımlı BES tercihinin ortaya çıktığını dile getirerek, şöyle devam etti:
“Cayma süresi ilk etapta belki kısa tutulduğu için bayağı bir cayan oldu. Özüne baktığınız zaman aslında tasarruf anlamında yüzde 25 devlet katkısı var. Bu kadar büyük bir getirinin olduğu herhangi bir enstrüman daha yok. BES’ten caymak ne kadar mantıklı onu katılımcılara bırakıyorum. İlerleyen süreçte yeni, tekrardan katılımı artırmaya yönelmenin ben doğru bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Belki burada cayma süresini biraz daha uzatıp insanların düşünmesine fırsat vermek tasarruf miktarını artırabilir.”
BES’ten ayrılma gerekçesi bütçe
Göktaş, BES’ten ayrılan Vakıf Katılım müşterilerine yönelik bir çalışma yaptıklarını ve “Neden caydınız” sorusunu yönelttiklerini ifade ederek, “Genellikle alt gelir seviyesindeki insanlar için ayrılan rakamın, bütçelerinde önemli bir yer işgal ettiği yönünde savunmalar geldi. Tabii bütçe söz konusu olduğu zaman söyleyecek pek fazla şey kalmıyor bize. Saygı göstermek lazım.” dedi.
Katılım bankacılığının potansiyeli yüksek
Türkiye’de katılım bankacılığının pazar payının yüzde 5 olduğunu belirten Göktaş, uzun yıllardır bu seviyenin değişmediğini söyledi.
Müslüman ülkelerde katılım bankacılığının oranının yüzde 5 ile 50’ler arasında değiştiğine işaret eden Göktaş, “Ortalamanın yüzde 20-25’lerde olduğunu düşünürsek, bizim de bu ortalamayı yakalamak istediğimizi varsayarsak, önümüzde oldukça uzun bir yol ve ciddi bir potansiyel olduğunu görüyoruz” diye konuştu.
