SPK eski Başkanı Vedat Akgiray, emeklilik şirketlerinin aracılığının uzun vadeli tasarrufta negatif algı yarattığını belirterek, “Dünyada bunun örneği yok. Lüzumsuzdur, gereksizdir, büyük bir maliyettir” dedi.
Ekonomi ve Finans Konferansı (ICEF 2014) bu yıl Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından “Yeni Finansal Düzen Arayışları” temasıyla düzenlenirken konferansa SPK eski Başkanı Vedat Akgiray’ın sözleri damga vurdu.
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) eski Başkanı Prof. Dr. Vedat akıllıca kurgulanmış Bireysel Emeklilik Sistemi’nde uzun vadede bir sıkıntı gördüğünü ifade ederek, “Türkiye’de emelilik şirketleri var. Dünyanın hiçbir ülkesinde emeklilik şirketi diye bir aracı yoktur. Lüzumsuzdur, gereksizdir, büyük bir maliyettir. Aracı oldukları için kârın büyük bir kısmı oraya gidiyor. Bu, uzun vadeli tasarrufu negatif algıyla bozan bir şey” diye konuştu.
Yurtdışında iki ayaklı sistem var
Türkiye’deki BES’te, emekliliği kurgulayan ve poliçe hazırlayan şirketler, toplanan tasarrufları yöneten portföy şirketleri ve saklama hizmeti veren üçüncü bir şirket yer alıyor. Böylece bireysel emeklilik sistemine giren kişi üç farklı kuruma, birikimlerinin getirisinden hizmet ücreti ödüyor. Getiriler de azalıyor. Dünyadaki örneklerde ise kişiler emeklilik fonlarına direkt dahil oluyorlar. Yani 3 ayaklı sistem yerine 2 ayaklı sistem çalışıyor.
Birisi kral çıplak demiş sonunda. Hayat sigortalarındaki kötü sonuçlardan etkilenen sigortalılar önüne, kıyafeti-makyajı-adı değiştirilmiş olarak sunulan bu üründe, reel getiri (-) yazıyor ve böyle de kalacak. Ama, borçlanma ihtiyacı içinde olan devlet için ucuz maliyetli borçlanmanın önünü açık tutması nedeniyle sistem pompalanmaya devam ediyor. Devletin ali menfaatleri söz konusu yani. BES şirketleri reel getiriden pay alsalar, kaç tanesi ayakta kalabilir. Bu sorunun cevabı, tüketicinin BES’de kazanç elde etmediğini ortaya koyacaktır. BES sistemi aslında diyor ki, sana düzenli tasarruf yaptırıyoruz, bunun karşılığında da senden bir bedel alıyoruz.
Borç içinde yüzen devlet, %25 katkıyı neden veriyor acaba? Vatandaşa kıyak olsun diye mi? Bir avanta gördüğümüzde üzerine atlamayı ihmal etmiyoruz. Arkasında ne var düşünmeden.
Sazan misali…