EGM’nin düzenlediği panelde Bireysel Emeklilik Sistemi ve Otomatik Katılım bütün yönleriyle ele alındı. “Emekliliğiniz İçin Buluşuyoruz, Türkiye BES’leniyor” projesi kapsamında İTO’da düzenlenen panelde “Tasarrufu önceleyen bir hayata bakışı ortaya koymamız gerekiyor” vurgusu yapıldı.
Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM), “Emekliliğiniz İçin Buluşuyoruz, Türkiye BES’leniyor” projesi kapsamında İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO), sektörün önde gelen temsilcilerinin katılımı ile bir panel düzenledi. Gazeteci Noyan Doğan’ın moderatörlüğünü yaptığı panele, Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve EGM Yönetim Kurulu Üyesi Burak Ali Göçer ile İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç konuşmacı olarak katıldı.
Bireysel Emeklilik Sistemi’nin ve Otomatik Katılım’ın bütün yönleriyle ele alındığı panelde konuşan Göçer; tasarruf sistemlerinin ülke ekonomilerine ve kişilerin yaşam standartlarına sağladığı katkıyı anlattı. Batı ülkelerinde söz konusu yapıların tarihçesinin 1800’lere kadar uzandığını söyleyen Göçer; 2017 yılında hayata geçen Otomatik Katılımda hali hazırda biriken fon tutarının 5 milyar lira, sisteme dahil olan kişi sayısının ise 5 milyon olduğunu aktardı. Göçer, kısa zamanda kat edilen yolun Türkiye için önemli olduğunu vurguladı.
Her 100 kişiden 64’ü tasarrufu düşünüyor
Açıklamalarında çeşitli araştırmalara değinen Göçer, “Yurt dışında yapılmış bir araştırmaya göre, her 100 kişiden 64’ü tasarruf etmesi gerektiğini düşünüyor. 24’ü bu konuda bir aksiyon alıyor ama 3’ü bu işi devam ettiriyor. EGM olarak şu anda yurt dışı tasarruf modellerini inceliyoruz. Başarılı ülke örneklerine bakıyoruz. Belli istisnalar harici çıkışın olmadığı, işveren destekli, devlet destekli birçok modele bakıyoruz. Bütün bunları süzgeçten geçirince, 2017’de başlayan Otomatik Katılım’ın çok yerinde bir uygulama olduğunu görüyoruz” dedi.
İşverenlerin sistemi desteklemesi önemli
Otomatik katılımda sunulan yüzde 25’lik devlet katkısının son derece önemli olduğunu kaydeden Göçer; sistemin gerekliliğinin işverenler tarafından çalışanlara anlatılmasının, işverenlerin maddi katkısı kadar önemli olduğunu ifade etti. Göçer sistemin işverenlere çok büyük operasyonel yükler getirmediğini; emeklilik şirketlerinin otomatik katılım süreçlerini kolaylaştırıcı önlemler alarak operasyonlarını dijital platformlara taşıdığını belirterek sistemin devamı için işveren desteğinin kritik olduğunu belirtti.
Çalışanların sistemde kalıcı olması için işveren katkısının önemli bir husus olduğunu ifade eden Göçer, işverene ek yük getirmeyecek modeller üzerinde çalıştıklarını vurguladı.
Ocak 2019 itibarıyla Otomatik Katılım sistemine 5–9 çalışanı bulunan firmaların dahil olmaya başladığını söyleyen Göçer, buradaki 200 bin şirketin sisteme girmesini beklediklerini ifade etti. Göçer, yakın zamanda gerçekleşen bireysel emeklilik mevzuat değişikliği hakkında da bilgi vererek, “2017 yılından itibaren başlayan Otomatik Katılım Sistemine henüz giriş yapmayan bütün firmalara Şubat sonuna kadar hak tanındı. Çalışanlarının sisteme girişini yapmamaları halinde firmalar cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalacaklar” diye konuştu.
Türkiye toplam vergi gelirlerinin yüzde 46’sı İTO’dan
İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç ise konuşmasına İTO’nun Türkiye ekonomisine sağladığı katkıyı rakamsal verilerle anlatarak başladı. 137 yıllık tarihi ile Türkiye’nin ilk odası olduklarını, Paris Ticaret ve Sanayi Odası’ndan sonra Avrupa kıtasının en büyük ikinci yapısı durumunda bulunduklarını aktaran Avdagiç; üye sayısını 406 bin olarak açıkladı. Üyelerinin 2.6 milyon kişiye istihdam sağladığını kaydeden Avdagiç, “Ülkemizdeki dört firmadan biri İstanbul’da bulunuyor. Türkiye’nin katma değerinin yüzde 27’sini İTO üyeleri sağlıyor. İhracat ve ithalatımızın toplamının yüzde 55’ini yine bizim üyelerimiz sağlıyor. Ayrıca Türkiye’nin toplam vergi gelirlerinin yüzde 46’sını İstanbul Ticaret Odası üyeleri üretiyor ve ödüyor. Bunun yaklaşık yüzde 4’ünü İstanbul kullanıyor, yüzde 42’si ise merkezi bütçeye gidiyor” dedi.
Yurt dışı tasarruflarını bize borç olarak veriyor
Tasarruf konusunda milli seferberlik çağrısında bulunan Avdagiç, bunun önem ve gerekliliğini ekonomik verilerle aktardı. Avdagiç, “Maalesef ülke olarak tasarrufta arzu ettiğimiz noktada değiliz. Türkiye’de kredi olarak dağıtılan her 116 liranın ancak 100 lirasını biz yatırıyoruz, kalanını yurt dışından elde ettiğimiz kaynakla yapıyoruz. Bu sürdürülebilir bir şey değil, olmamalı da. Mutlaka bizim kişi olarak, şirket olarak, kamu olarak hepimizin tasarrufu önceleyen bir hayata bakışı ortaya koymamız gerekiyor. Çocuklara, tasarrufla ilgili eğitim de mutlaka verilmeli. Burada bir milli seferberlik yapılmalı. Milli bir politika haline getirilmeli. Biz bunu bu platforma taşırsak ancak o zaman Türkiye’nin dış kaynak ihtiyacını sıfırlamış oluruz” diye konuştu.
Tasarruf üzerine kurulu bireysel emeklilik sistemlerinin başta gençler olmak üzere geniş kitlelere yeteri kadar anlatılmadığını da söyleyen Avdagiç, buraya ağırlık verilmesinin önemine dikkat çekti. Avdagiç, sistemi çalışanlara yeteri kadar anlatmadıkları özeleştirisinde de bulundu. Operasyonel süreçlerin biraz daha sadeleştirilebileceğini, bu durumun sistemin verimliliğine olumlu katkı sunacağını söyledi. Bu ve buna benzer başka önerilerin bütün tarafların hazır bulunduğu bir masa etrafında karara bağlanmasının önemine de dikkat çeken Avdagiç, tasarrufu büyüyen kartopuna benzeterek bunu başarabileceğimizi söyledi.