23 Mart 2025, Pazar
spot_img

“AXA Türkiye olarak sembolik değil, gerçek çözümler üretiyoruz”

AXA Türkiye’nin geliştirdiği büyük veri ve yapay zeka tabanlı çözümlerin, grup genelinde yoğun bir şekilde kullanılmaya başlandığını söyleyen AXA Türkiye CEO’su Yavuz Ölken, 17 uluslararası pazar bölgesinde, 17 ülkenin yapay zeka inisiyatif liderliğini üstlendiklerini açıkladı. “Bu çalışmalar yalnızca sembolik değil, somut çözümler üretiyoruz. 2030 yılına yönelik olarak, AXA Grubu içinde yeni nesil davranış ekonomisine odaklanan bir inisiyatif yürütülüyor. Türkiye, bu proje kapsamında seçilen beş ülke arasında yer alıyor. Tüm bu gelişmeler, global ile yerel arasında artık bir fark kalmadığını gösteriyor ve bu durum bizleri gururlandırıyor” dedi.

SİGORTAMEDYA ÖZEL

Son yıllarda sigorta sektöründe yaşanan dönüşüm, yalnızca ürün ve hizmetlerin geliştirilmesinden ibaret değil. Davranış ekonomisi yaklaşımı, sigortacılık alanında müşteri davranışlarını analiz etme ve bu verilere dayalı stratejiler geliştirme konusunda önemli bir rol oynamaya başladı. Sigortalıların karar alma süreçlerini anlamak, onlara daha uygun ürünler sunmak ve risk yönetimini daha verimli hale getirmek için davranışsal verilerin kullanımı giderek artıyor. Sigorta şirketleri de bu alanda geliştirdikleri yapay zekâ ve büyük veri tabanlı çözümlerle, sektördeki geleneksel anlayışı dönüştürmeye ve müşteri odaklı yaklaşımı bir adım öteye taşımaya yöneliyor. Sigorta Ekranı’nın deprem bölgesi Kahramanmaraş’tan yapılan yayınında Sigorta Medya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’ın konuğu olan AXA Türkiye CEO’su Yavuz Ölken, sektör için büyük veri ve yapay zeka tabanlı çözümler ile yeni nesil davranış ekonomisi yaklaşımının önemine dikkat çekti. Ölken, şirketin gelişen stratejileri, hedefleri ve sektöre yönelik yenilikçi yaklaşımlarına dair kapsamlı açıklamalarda da bulundu.

AXA Türkiye’nin geliştirdiği büyük veri ve yapay zeka tabanlı çözümlerin, grup genelinde yoğun bir şekilde kullanılmaya başlandığını belirten Ölken, 17 uluslararası pazar bölgesinde, 17 ülkenin yapay zeka inisiyatif liderliğini üstlendiklerini açıkladı. “Bu çalışmalar yalnızca sembolik değil, somut çözümler üretiyoruz. Global AXA, özellikle Afrika’yı stratejik bir hedef bölge olarak bize emanet etti. Çünkü Türk yatırımcısının da Afrika’da önemli bir varlığı var. Afrika’da bir Türkiye Stratejik İcra Kurulu kuruldu. Ben de bu kurulda başkan yardımcılığı görevini üstlendim” dedi. 2030 yılına yönelik olarak, AXA Grubu içinde yeni nesil davranış ekonomisine odaklanan bir inisiyatif yürütüldüğünü aktaran Ölken, “Türkiye, bu proje kapsamında seçilen beş ülke arasında yer alıyor. Bu, yalnızca güçlü altyapımızdan değil, Türkiye’deki ekiplerin müşteri odaklı yaklaşım ve emeğinden kaynaklanıyor. Çalışanlarımız müşteriyi derinlemesine anlamak için yoğun bir çaba sarf ediyor. Tüm bu gelişmeler, global ile yerel arasında artık bir fark kalmadığını gösteriyor ve bu durum bizleri gururlandırıyor” diye konuştu.

Sektörde çıta yükseliyor

2024 yılını değerlendirirken 2023’ü de birlikte ele almak gerektiğini belirten AXA Ölken, “Tam da sigortacı olma zamanı” diyerek yola çıktık çünkü fırsatların çok fazla olduğu bir dönemden geçiyoruz. Hiper enflasyon ortamında geçen son iki yılda sigorta sektörü öz kaynaklarını ve rezervlerini güçlendirdi. AXA Türkiye olarak biz de benzer bir tabloyla yılı kapattık. Bu süreçte bir satın alma da gerçekleştirdik. Yılsonunda, kârlılık açısından bizi son derece memnun eden bir seviyeye ulaştık. Sermaye yeterlilik oranımız yüzde 150’ye çok yakın bir seviyede gerçekleşti ve yaklaşık yüzde 70 oranında büyüdük. Sektördeki tüm oyuncular büyümeyi konuşuyor. Büyümeden bahsetmek sektörümüz açısından son derece olumlu. Çünkü koruma açığı yüksek, sigortalanma oranı ise düşük. Dolayısıyla sektör büyümeyi konuşabiliyorsa bir kez daha söylüyorum: Tam da sigortacı olma zamanı” ifadelerini kullandı.

Geleneksel ürün sistematiğinin dışına çıkmalıyız

Sigortalıların satın alma gücündeki zorlukların göz ardı edilemeyeceğini vurgulayan Ölken, bu alanda AXA Türkiye’nin pozitif ayrıştığını belirtti. Ölken, DASK ve trafik sigortalarının zorunlu olmasına rağmen, müşteri başına poliçe adedinin hâlâ düşük seviyelerde olduğunu ve bununla yüzleşilmesi gerektiğini dile getirdi. Ekim ayında yapay zekâ destekli modellerin devreye alınacağını ve yılın ikinci yarısında piyasada olacağını açıklayan Ölken, “Bu sistemlerle müşterilerin davranış ekonomisini analiz ederek hangi ürünleri tercih edebileceklerini de öngörebileceğiz” dedi. Müşteri başına poliçe adedinin artırılmasının, acente sistematiğinde de önemli bir komisyon fırsatı sunduğuna dikkat çeken Ölken, “Artık geleneksel ürün sistematiğinin dışına çıkmalıyız. Yeni riskler, yeni ürünler anlamına geliyor. Örneğin, siber sigorta alanında önemli bir adım attık. KOBİ segmentinde güçlü bir büyüme sağlıyoruz. Parametrik Sigorta ve Çiftçi Paketi gibi ürünleri de sunmaya hazırlanıyoruz. Türkiye’de ve dünyada tarım sektörü giderek daha karmaşık bir hale geliyor. Bu nedenle, tarım İş kolunda ciddi bir koruma açığı ortaya çıkabilir. TARSİM’in sunduğu imkânların mutlaka desteklenmesi gerekiyor. Müşteri odaklılık yalnızca söylemde kalmamalı. Müşterinin davranış ekonomisine göre ürün, hizmet ve çözüm geliştirme zorunluluğumuz var. Sigortacılık biraz inovasyon, biraz geliştirme, biraz heyecan ve biraz da tutku gerektiriyor. Bardağın dolu tarafında tüm bunlar var” diye konuştu.

2025, sektör açısından daha zorlu bir yıl olacak

Enflasyonun büyüme üzerinde bir sorun yaratmayacağını belirten Ölken, “Ancak bu kez farklı bir durumla karşı karşıyayız. 2024 yılında, sektör olarak bazı dönemlerde finansal gelirlerin etkisiyle olması gerekenden daha az fiyat artışı yaptık. 2025 ise sektör açısından daha zorlu bir yıl olacak. Çünkü mali gelirlerin düşmesiyle birlikte teknik sigortacılığa daha fazla odaklanmamız, riske uygun fiyatlama yapmamız gerekecek. Büyüme tarafında sektörde bir sorun olacağını düşünmüyorum. AXA Türkiye olarak 2025 yılı için yüzde 45 ile 50 arasında büyüme hedefliyoruz. Sektördeki birçok oyuncu da rezervlerini güçlü seviyelere taşıdı. 2025 sigorta sektörü için iyi bir hazırlık yılı. AXA Türkiye olarak yalnızca hayat dışı branşlarda değil, hayat ve emeklilik tarafında da önemli bir sinerji yakaladık. Hayat ve emeklilik tarafını göz ardı etmemeliyiz. Pandemi dönemi bize tasarrufun ve özellikle 18 yaş altı bireylerin finansal güvenliği konusunun ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Ayrıca, acente dağıtım kanallarımızın hayat ve emeklilik alanında da ne kadar etkin olabileceğini görmüş olduk. Özellikle Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve otomatik katılım uygulaması hayatın önemli bir parçası haline geldi” açıklamalarında bulundu.

Türkiye, AXA Global için stratejik öneme sahip

AXA Global’in, Türkiye operasyonlarının performansından son derece memnun olduğunu ifade eden Ölken, AXA Sigorta’nın kuruluşundan bu yana fırsatları doğru değerlendirdiğini söyledi. Şirketin güçlü bir altyapıya ve yaygın bir acente ağına sahip olduğunu vurgulayan Ölken, “2018’den bu yana her türlü ekonomik koşulda teknik rasyolarımız olumlu sonuçlar verdi. Sermaye yeterlilik oranımızı da sürekli güçlendirerek ilerliyoruz. AXA Türkiye olarak 100 milyon euro tutarında bir sermaye artışı gerçekleştirdik. AXA Global’de toplam ciro ve kâr içinde, Türkiye’nin de dâhil olduğu uluslararası pazarların ağırlığı yüzde 7 ila 8 seviyesinde. Türkiye ise bugün itibarıyla bu uluslararası pazarlar içinde yüzde 1 ile 1,5 arasında bir paya sahip. Bu azımsanacak bir oran değil; çünkü AXA’nın faaliyet gösterdiği yaklaşık 50 ülke var. 2025 sonu itibarıyla hedefimiz 2,1 milyar euroluk prim üretimi ve 100 milyon euroyu aşan bir kârlılık. Bu rakamlarla Türkiye’nin AXA Grubu’nun toplam üretimi ve toplam kârı içindeki uluslararası pazar payını yüzde 11’in üzerine çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.

Deneyimli acentelere her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var

“Keşkelerle yaşamak yerine, doğru sigorta teminatlarını zamanında almalı ve işletmemizi, sigorta yokmuşçasına da korumalıyız” diyen Ölken, her dönemde yeni risklerin ortaya çıktığını ve bu risklere uygun poliçeler hazırlayabilmek için en önemli unsurun deneyimli acenteler olduğunu vurguladı. AXA Türkiye olarak bu konuda Gelecek Fakültesi ile sektöre öncülük ettiklerini belirten Ölken, “Gelecek Fakültesi’nde çok nitelikli eğitimler veriyoruz. Ayrıca Türkiye Sigorta Enstitüsü Vakfı’nda da son dönemde çok olumlu ve birlikteliği destekleyen değişiklikler yapıldı” dedi. Müşterinin tüm detaylarını dikkate alarak hazırladıkları poliçelerde herhangi bir sorun yaşamadıklarını da ifade eden Ölken, doğru risk analizinin ve deneyimli acente desteğinin sigorta sektörünün sürdürülebilir başarısı için kilit rol oynadığını söyledi.

Müşteriye dokunmadan sigortacılık olmaz

Sigortacılığın yalnızca teknik bir iş olmadığını vurgulayan Ölken, “Sigortacılık aslında veri ve inovasyonla iç içe, ama özünde insan olan bir meslek. Çalışanlarımız, acentelerimiz, dağıtım kanallarımız ve tüm ekosistem paydaşlarımız bu insan odaklı yapının parçası. Kültürümüzde insana dokunmak bir zorunluluk. Ne kadar yapay zekâdan bahsetsek de müşteriye dokunmak zorundayız” dedi. AXA’da olmanın, müşterinin yanında durup onun dert ortağı olmayı da gerektirdiğini ifade eden Ölken, bu yaklaşımı sahada aktif bir şekilde uyguladıklarını belirtti. Türkiye genelinde 9 bölgede faaliyet gösterdiklerini ve 400’ün üzerinde çalışanla hizmet verdiklerini söyleyen Ölken, “Bugün Kahramanmaraş’tayız, acentelerimizin yanındayız. Yarın Gaziantep’te olacağız, ertesi gün başka bir şehirde. Bölgelerimiz güçlü ve tam teşekküllü; teknik, hasar, satış, idari işler, tahsilat, risk mühendisliği gibi tüm birimleriyle sahadayız. Herkesin AXA’daşı olmaya çalışıyoruz. Son 3 yıldır çalışanlarımızı merkeze koyarak müşteri davranışlarına daha da yakın olabilmek için çalışıyoruz” dedi.

Lokomotif branş yok, lokomotif müşteridir

AXA Türkiye’nin belirli bir lokomotif branşı olmadığını, bunun yerine ürün dengesini koruduklarını ifade eden Ölken, “Bu dengeye planlı bir şekilde geldik ve artık bu dengeyi bozamayız. AXA Türkiye olarak organizasyon yapımızı da değiştirdik. Klasik branş bazlı yapılanmanın yerine farklı bir yaklaşım benimsedik. Yangın sigortaları gibi ayrı bir departmanımız yok. AXA’da artık bireysel ürün fabrikası ve ticari/kurumsal ürün fabrikası diye iki temel yapı var. Bu yapının altında sağlık, bireysel emeklilik ve hayat emeklilik gibi ürün kümeleri yer alıyor. Ürün fabrikası diyoruz çünkü o kümeye giren müşteri profiline uygun tüm çözümleri aynı anda sunmak istiyoruz. Eğer sadece kasko ürününe odaklanır ve diğer ihtiyaçları göz ardı ederseniz sağlık sigortası fırsatını kaçırabilirsiniz. Bu da bize yanlış sonuçlar doğurur. Biz de bu bakış açısını değiştirmek için çalışıyoruz. Ayrıca yeni fiyatlama modelleri üzerine de çalışıyoruz ve bunları piyasaya sunacağız. Lokomotif branş yok. Lokomotif müşteridir ve müşteri bizi nereye çekerse biz de oraya gidiyoruz” şeklinde konuştu.

KOBİ’leri hedef almak sektör açısından elzem

KOBİ’lere yönelik değerlendirmelerde bulunan Ölken, Türkiye’deki 4 milyon KOBİ’nin yalnızca 1,5 milyonunun sigortalı olduğunu aktararak bu durumu değiştirmek ve farkındalığı artırmak için acente sistematiğinin sahada daha fazla yer alması gerektiğine dikkat çekti. KOBİ’leri hedef almanın sigorta sektörünün geleceği için elzem olduğunu vurgulayan Ölken, “Sigorta sektörü, KOBİ’lere sunduğu fırsatları daha da esnetebilir. Özellikle TSB bünyesinde gerçekleştirilen çalıştaylar büyük önem taşıyor. Sigorta sektörü olarak ürünleri daha etkin bir şekilde hazırlamalıyız. Acenteleri desteklemeye devam edeceğiz ve sahada KOBİ’lere odaklanmamız lazım. Ticaret odaları ve sanayi odalarıyla iş birlikleri de bu sürecin başarısı açısından kritik” dedi.

Büyümeyi  sağlıklı ve sürdürülebilir kılmalıyız

Büyüme konusunda herkesin zaman zaman tedirgin olduğunu, ancak sigorta sektörünün diğer sektörler gibi büyümeden başka bir alternatifinin olmadığını belirten Ölken, büyümenin yalnızca maddi kazanç sağlamakla sınırlı olmadığını, aynı zamanda istihdam yaratmak ve sektörü genişletmek anlamına geldiğini vurguladı. “Büyümeden başka çaremiz yok. Ancak büyümeyi verimli, sağlıklı ve sürdürülebilir kılmalıyız” dedi. Ölken, acentelerin sahada müşterinin yanında olmaları ve çok çalışmaları gerektiğini belirterek, “Fiyat odağı her zaman olacaktır, ancak fiyat dışında neyi sattığımızı çok iyi anlatmamız gerekiyor” şeklinde konuştu. 2025 yılında “Tam da Sigortacı Olmak” kavramını, Türkiye’deki çok önemli sayıda acenteye güvenerek dile getirdiğini söyleyen Ölken, şöyle devam etti: “Bankalar ve brokerler de önemli rol oynuyor ancak Türkiye genelinde sigorta üretiminin yüzde 70-75’i acenteler tarafından sağlanıyor. Herkese ihtiyaç var ve koruma açığı büyük. Sektörde herkesin iş yapabileceği geniş bir ortam bulunuyor” diye konuştu.

Sosyal sorumluluk reklam değildir

Spor alanında çok önemli adımlar attıklarını belirten Ölken, özellikle voleybola verdikleri katkıları sürdürdüklerini ve kadın sporculara ağırlık verdiklerini ifade etti. Bireysel sporcuları arasında Olimpiyat beşincisi olan, üst üste iki kez 5. olan İlke Öz Yükselim ve modern pentatlonda başarılar elde eden Bengisu Avcı gibi önemli isimlerin olduğunu belirtti. Üniversiteleri de desteklediklerini vurgulayan Ölken, özellikle inovasyon ve teknoloji alanında uluslararası gençlerle bir program başlattıklarını ve bu tür projelerin kesinlikle reklam amaçlı düşünülmemesi gerektiğini söyledi. Tarih ve sanat alanındaki sürpriz gelişmeleri de paylaşarak mayıs-haziran aylarında açıklayacakları yeni değer ortaklıklarının olduğunu ifade etti. Ayrıca, Türkiye’ye büyük katkı sağlayan biyoçeşitlilik, denizaltı araştırmaları ve tarih alanlarındaki projelere sponsorluklarının başladığını duyurdu.

Sigorta Ekranı:

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER