Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinin yol açtığı felaketin Türkiye ekonomisi üzerindeki toplam yüküne ilişkin bir rapor yayımladı. Rapora göre sigortacılık sektörü kayıpları ve esnafın gelir kayıpları ile makroekonomik etkiler dikkate alındığında, depremin yol açtığı felaketin Türkiye ekonomisi üzerindeki toplam yükünün yaklaşık 2 trilyon lira (103,6 milyar dolar) düzeyinde.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın yayımladığı “2023 Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu”nda, asrın felaketinin yol açtığı kayıp ve hasarın boyutu ortaya konuldu. Ağır insani kayıpların yanı sıra fiziki varlıklarda oluşan hasarlara, kayıplara ve ihtiyaçlara ilişkin tespitler yapıldı.
Rapora göre, Türkiye’de 1900 yılı ile 2023 yılı arasında can kaybına veya hasara neden olan 269 deprem meydana geldi. Can kaybı ve ağır hasar bakımından en büyük depremler, 2023 Kahramanmaraş, 1939 Erzincan ve 1999 Gölcük merkezli Marmara depremi olarak sıralandı. Rapora göre sigortacılık sektörü kayıpları ve esnafın gelir kayıpları ile makroekonomik etkiler dikkate alındığında, depremin yol açtığı felaketin Türkiye ekonomisi üzerindeki toplam yükünün yaklaşık 2 trilyon lira (103,6 milyar dolar) düzeyinde. Bu büyüklüğün 2023 yılı milli gelirinin yaklaşık yüzde 9’una ulaşabileceği öngörüldü.
Yarım milyondan fazla bina hasar gördü
6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen iki deprem ile 20 Şubat’ta Hatay’ın Yayladağı ilçesinde yaşanan deprem 11 ilde büyük yıkımlara yol açtı. Rapora göre, depremler nedeniyle 48 binden fazla insan hayatını kaybederken, yarım milyondan fazla bina hasar gördü, iletişim ve enerji altyapısı zarara uğradı ve önemli maddi kayıplar oluştu.
Afet bölgesinde 3,8 milyon kişi istihdam ediliyordu
Depremden etkilenen 11 ilin toplam nüfusu, 2022 yılı için 14 milyon 13 bin 196 kişi olarak kayıtlara geçti. Bu nüfus, ülke demografisinin yüzde 16,4‘üne tekabül ediyordu. Bu nüfusun 13 milyon 553 bin 283’ü (toplamın yüzde 96,7’si) il ve ilçe merkezlerinde ikamet ederken, kalan kısım (459 bin 913 kişi) belde ve köylerde yaşıyordu. Ayrıca deprem bölgesinde 1 milyon 738 bin 35 kişi geçici koruma kapsamında ikamet eden göçmen nüfusu olarak kayıtlara geçmişti. 2021 yılı verilerine göre 11 ili kapsayan afet bölgesinde 3,8 milyon kişi istihdam ediliyordu ve bölgenin ülke istihdamı içindeki payı yüzde 13,3 olarak hesaplanmıştı.
11 ilin ekonomik büyümeye etkisi 0,98 puan
Raporda, bölgedeki toplam bina sayısının yaklaşık 2,6 milyon olarak belirlendiği, söz konusu bina stokunun yaklaşık yüzde 90’ınını mesken, yüzde 6’sını iş yeri ve yüzde 3’ünü kamu binalarının oluşturduğu, depremden etkilenen 11 ildeki konut sayısının 2022 yılı itibarıyla 5,6 milyon düzeyinde olduğu, bunun toplam konut stoku içindeki payının yüzde 14,05 düzeyinde bulunduğu belirtildi. 2021 yılında Türkiye genelinde kaydedilen yüzde 11,4’lük ekonomik büyümeye depremden etkilenen 11 ilin katkısının 0,98 puan olduğu, bu illerin 2022 yılı ihracatı içindeki payının da yüzde 8,6 olarak hesaplandığı ifade edildi.
Şehirleri tekrar ayağa kaldırmanın yükü çok ağır
Raporda, hasarların, sosyal sektörler (konut, eğitim, sağlık, istihdam, çevre), altyapı sektörleri (içme suyu-kanalizasyon, belediye hizmetleri, enerji, ulaştırma, haberleşme) ve ekonomik sektörler (tarım, madencilik, imalat sanayi, turizm) ayrımında incelendiği belirtildi. Yaşanan ağır insani kayıpların yanı sıra zarar gören fiziki sermayenin oldukça maliyetli olduğu bildirildi. Şehirlerin tekrar faaliyete geçmesi için harcanacak kaynakların yükünün de oldukça ağır olduğu vurgulandı.
Kayıp ve hasarların Türkiye ekonomisi üzerindeki yükü
– Konut hasarı 1 trilyon 73,9 milyar lira (56,9 milyar dolar)
– Kamu altyapısı ve hizmet binalarındaki yıkım 242,5 milyar TL (12,9 milyar dolar)
– Konut hariç özel kesim hasarı ise 222,4 milyar TL (11,8 milyar dolar)
(Bu kalem içinde imalat sanayi, enerji, haberleşme, turizm, sağlık ve eğitim sektörleri, küçük esnaf ile ibadethanelere ilişkin hasar yer almaktadır.)
Maddi hasar ve kayıplar 1999 Depremi’nin 6 katı
Raporun uluslararası standartlarla uyumlu şekilde hazırlandığı vurgulanarak şunlar kaydedildi: “Sahadan gelen güncel verilere göre, toplamda 1,6 trilyon lira maddi hasar tespit edilmiştir. Öte yandan, deprem bölgesine yapılan acil destek ve harcamalar, enkaz kaldırma faaliyetleri, sigorta ödemeleri, gelir kaybı ödemeleri, diğer tüm destek ve harcamaların yanı sıra milli gelir azalması nedeniyle toplamda 351,4 milyar liralık bir kayıp oluşmuştur. Asrın felaketinin ülkemize maliyeti yaklaşık 2 trilyon lira (103,6 milyar dolar) olup bu rakam, 2023 yılı milli gelir beklentimizin takriben yüzde 9’una denk gelmekte ve 1999 Marmara Depremi’nden yaklaşık 6 kat daha fazla maddi hasar ve kayıplarımızın olduğunu göstermektedir. Türkiye, büyük, güçlü ve dinamik bir ülkedir. Küresel ekonomide taşların yerinden oynadığı 2022 yılında dahi yüzde 5,6’lık bir büyümeyle diğer ülkelerden pozitif ayrışarak en iyi büyüme performansı gösteren ülkelerden biri olmayı başarmıştır. Yüksek büyüme performansımız ve uyguladığımız mali disiplin sayesinde elde ettiğimiz mali alanın sağladığı gücü de arkamıza alarak, milletimizle birlik ve dayanışma içinde bu büyük felaketin açtığı tüm yaraları en hızlı şekilde saracak iradeye, azim ve kararlılığa sahibiz.”