Açıklanamıyor, açıklamıyorlar, açıklayamıyoruz… Hiç kimsenin açıklamasının bir önemi de yok gibi. Ama sürekli övülmek istiyorlar, plaketler istiyorlar, makamlar istiyorlar… İstiyorlar da istiyorlar. Sonuç:
◆ Sigorta şirketine el konuluyor, sigorta şirketleri sıkıntıda,
◆ Acentelerin en az yüzde 50’si kapatılmalı imiş,
◆ Eksper sayısı fazla imiş,
◆ Sektör karlı büyümüyormuş.
Durumumuz bu iken reel durumun tam tersine halimiz muhteşemmiş gibi açıklamalar yapılıyor.
Gerçekçi olmanın ötesine geçtik. Ülkemizde gerçek dışı yaşam konusunda çok yüksek bir performans var. Reel durumu yok sayıp görmezden gelerek gerçekleşen olaylara da susarak ve seyrederek devam ediyoruz.
Basına yansıdı, Ege Sigorta’ya el konulmuş. 104 milyon TL zararı varmış. Güvence Hesabı’na devredilmiş. 2007 yılından bu yana kara geçemiyormuş. Sigortalıların mağduriyeti, acentelerin ve eksperlerin mağduriyeti, brokerlerin mağduriyeti, çalışanlarının mağduriyeti bir yana bu operasyonun Güvence Hesabı’na yaklaşık maliyetinin 600.000.000 TL’yi bulacağı belirtiliyor. Neden, nasıl bu duruma gelindi? Bu maliyet kimlere ne şekilde yansıyacak? Sebebi ne? Bilinmiyor muydu? Hata kimin? Maliyeti kime?
Acente ve eksperlerin durumu için icra komiteleri hariç kime sorsanız veya sosyal medyadan takip etseniz, her iki grupta bugün olduğundan hiçbir zaman daha kötü olmadıklarını söylüyor. İcra komiteleri kurulduğundan bu yana her iki meslek örgütü için de olması gerekenler hemen hemen oldu sayılır. Hem acenteler hem de eksperlerin bir bölümü icralık, kalanları da varoluş savaşında. Yanlış anlaşıldı “icra”dan kasıt. Yavaş yavaş, seyrederek bu duruma gelmeden önce yazılar yazıyoruz, uyarıyoruz, talepte bulunuyoruz; sonuç değişmiyor. Müdahale edip proje yaratıyoruz. Projelerin bir kısmı dikkate alınmıyor bir kısmı bilgisizlikle batırılıyor. Meslek hakkında dünyadaki tüm uygulamaları getiriyoruz. Emsali olmayan bir model ile hala devam ediliyor da mesleğin göz göre göre refüze olmasına engel olunmuyor.
Yakın sebep analizi
Sektörün hiçbir tarafı mutlu değil. Kendine güvenen anket yapsın. Sigorta şirketleri için, brokerler için, acenteler için eksperler için web ortamında memnuniyet ve şikayet anketi yapılsın. Konu kapansın.
Birileri sorumlu olduğu halde bu durumu sahiplenmelerini beklemiyoruz. Muhalif bir düşünce içinde yazıldığını söylemek kolaycılıktır, kaçmaktır. Bu durumun sorumluları dışında kalan muhalif görünümlü düşünceler değildir. Olamaz da. O zaman açıkla, açıklayın, açıklasınlar… Ya da düzelt.
Gerçekleşen her risk için yakın sebep analizi yapar kök nedeni buluruz! İşimiz bu. Bunu da meslek olarak yıllardır yapıyoruz. Elbette durumumuz içinde Yakın Sebep Analizi yapıyoruz. Sebepte belli. Zaten bir sebep aranmayacak kadar her şey açık ve net. En büyük Risk ülkemizde insan değil mi?
Kendi sektörümüzü güvenilir hale getirmeden güven satarak sigorta sektörünü büyütmeyi söylemek ölçüsüz espri olur. Kendi adıma sigorta eksperliği mesleği için 2007 yılından bu yana pozitif katkı ile gerçekleşen bir konudan istifade edebilmiş değilim. Hatta akıl sağlığımı zorlayan zorunlu bir eğitime dahi aldılar. Valf ve tüpler klozunun musluk valfi ve piknik tüpü olduğu konusunda zorunlu eğitime tabii tutuldum. Kimseye söylemeden uzun süre içimde sakladım. Biri bir açıklama yapar diye. Açıkla. Neden, niçin, nasıl?
En büyük destek yasal destektir
Hangi eksper ile görüşsem susmuyor, dertli. Her birinin anlattığı sayısız olay var. Oto eksperliği tükenirken oto dışında sigorta şirketleri haklı olarak önlem almaya çalışıyor. Birkaç kez bu köşeden gerekçeleri ile uyararak duyurularda da bulunduğum bir konuyu tekrar hatırlatmak İsterim. Eksperlere verilen en büyük destek, yasal destektir. Yasa ve yönetmelik ile belirlenen mesleki durum için bir başka destek gerekli değil. TOBB’u arkalarına alan eksperlerin sigorta şirketlerine karşı olarak sigorta sektöründe iş yapmalarının olanaksız olduğunu söylemiştik. Elbette en büyük sivil toplum kuruluşu, elbette siyasi gücü de var. Hangi bağımsız ve tarafsız hakemin, bilirkişinin böyle bir desteği ihtiyacı olabilir ki? Hakemin ve bilirkişinin ihtiyacı; duruşu, bilgisi, kişiliği, emeğidir. Bunun dışında siyasi otoriteden makarna, kömür yardımı bekler gibi destek isteyip sektörü kendine taraf ederek sektörden iş ve kazanç sağlamak? Yok öyle bir dünya…
Zor günler yaşanıyor. Hiçbir meslektaşımız ve sektör paydaşının zor durumda olmasını (kendisi hak etmediyse) elbette istemeyiz. Ayrıca her kişi ve kuruluşun kendi kaderini kendisinin belirlemesi doğru olandır. Ancak 12-13 yıldır sigorta sektörüne verilmeye çalışılan şekil ve sürecin sonuçları ortada. Bu bir görüş değildir, saptamadır. Öyle değilse zaten kimse şikayette etmiyor demektir?
Ne yapalım?
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu elbette tek bir dokunuş ile mükemmel sonuçlar yaratmayacaktı. 60 yıllık 7397 sayılı kanunun tortusunu dibine kadar yeni kanun temizleyemez. Lakin çok daha kötü bir durumda isek bir durum tespiti yapmak gerekmez mi?
Açıklanmasın mı, açıklamasın mı? Açıklamalılar mı? Bekleyelim mi? Susalım mı? Ne yapalım? Hep beraber bir şey yapalım ama kimseye zarar vermek için değil. Kendi işimizi kurtarmak için. Ve mutlaka bir şeyler olmalı.
Her zaman en iyisini yapmaya çalışacağız
Sürekli aynı şeyleri yapıp, her defasında farklı sonuçlar beklemeyi, Einstein çok hoş karşılamıyor. Haksız da değil. Delilik diyor. İşimi seviyorum, emek verip, çabalayıp var olmaya çalışıyorum. Ama bir başkası veya başkaları yüzünden bunu kaybetmeyi kabul etmiyorum. Koşullar ne olursa olsun her zaman en iyisini yapmaya çalışacağız. Kendi emeklerimizle var olduk. Kişisel çaba ile yapılan meslekler. Biz buraya gelirken katkısı olmayanın zarar vermeye zaten hakkı yok. Amacı doğru olan herkese destek de olacağız. Ama önce açıkla. Hiç olmazsa rahatlarım.