2 Kasım 2024, Cumartesi
spot_img

Acenteler Doğu’da sektörün kahramanı

Sigorta sektörünün duayen ismi David Kohen, Sigortalı Dergisi’ne verdiği röportajda, bireysel işlerde acentenin önemini vurgulayarak, Doğu’da faaliyet gösteren acentelerin kahraman olduğunu söylüyor. 

ALP SÜER / HAYATIMIZ SİGORTALI

Türkiye’de prim üretiminin yüzde 60’ı acenteler tarafında karşılanıyor. Sigorta sektörünün duayen ismi David Kohen de acentelerin internetten satış ve bankasüransa rağmen tüm dünyada devam edeceğini ifade ediyor.

Bireysel işlerde acentelerin halen önemli olduğunu ve müşterilerine danışmanlık verdiğini kaydeden Kohen, şunları söylüyor: “Ayrıca, Türk insanı halen bir şey satın alırken karşısında sohbet edecek bir insan arıyor. Acenteler, Anadolu’daki insana derdini daha kolay anlatır.” “Benim için Van’da bir acente sektörün kahramanıdır” diyen Kohen, “Bu nedenle belki THY bileti internetten alınabilir. Otel rezervasyonu internetten yapılabilir. Ancak, sigorta ürünü farklı. Müşterinin ne satın aldığını bilmesi gerekli” şeklinde konuşuyor.

Kohen, sektörde müşteri bağlılığının kalmamasının ve ucuz fiyat arayışının ise serbest tarifenin ve ticaretin olumsuz sonucu olduğunu söylüyor.

Müşterim batan gemisine sigorta yaptırmamı istedi

Sigortacılıkla ilgili bir anısını da paylaşan Kohen, “1970’li yıllarda bir müşterim, Amerika-New York’tan 1 milyon dolarlık büyük bir parti rulmanı Türkiye’ye getirecekti. Gemi, New York’tan yola çıktıktan aşağı yukarı 6 saat sonra fırtınaya yakalanarak, battı. Müşterim beni arayarak batan gemiye nakliyat sigortası yapılmasını istedi.

O tarihlerde iletişim şimdiki gibi güçlü değildi. Lloyds’un o tarihlerde yayımlanan bir bülteninden geminin battığını öğrendim. Ben de bunu öğrendiğim için sigorta yapılamayacağını söyledim.

Sigorta yaptırmayınca müşterim de benimle uzun süre ilişkilerini kesti. Ancak, müşterim geminin battığını biliyordu. Bildiği halde benden sigorta yaptırılmasını istemişti” şeklinde konuşuyor.

[vc_images_carousel images=”31093,31094,31095,31096,31098,31099,31100,31101,31102″ img_size=”medium” onclick=”custom_link” speed=”3600″ autoplay=”yes” hide_pagination_control=”yes” hide_prev_next_buttons=”yes” wrap=”yes” custom_links=”http://www.dijimecmua.com/hayatimiz-sigortali/,http://www.dijimecmua.com/hayatimiz-sigortali/,http://www.dijimecmua.com/hayatimiz-sigortali/,http://www.dijimecmua.com/hayatimiz-sigortali/,http://www.dijimecmua.com/hayatimiz-sigortali/,http://www.dijimecmua.com/hayatimiz-sigortali/,http://www.dijimecmua.com/hayatimiz-sigortali/,http://www.dijimecmua.com/hayatimiz-sigortali/,http://www.dijimecmua.com/hayatimiz-sigortali/,http://www.dijimecmua.com/hayatimiz-sigortali/”]

Düdüklü tencere kömür oldu, tavuk da yok oldu!

David Kohen, acentelik yaparken bir müşterisiyle yaşadığı ilginç bir olayı da şu şekilde anlatıyor: “1960’lı yıllarda İmtaş Sigorta’nın acentesi iken bir bayan, bizden ev eşyalarının sigortasını yaptırdı. O zamanlar da düdüklü tencereler yeni yeni yaygılaşmaya başlamıştı.

Ev eşyalarını sigortaladığımız bayan bir gün bizi aradı ve şunları söyledi: “Düdüklü tencere içinde tavuk pişiyordu. Ancak, işe giderken altını kapatmaya unutmuşum.

Eve geldiğimde bir de ne göreyim: Düdüklü tencerem kömür olmuş, tavuk da yok olmuş. Sigorta şirketi zararımı  tazmin eder mi?

Kendisine küçük bir tazminat ödendi. Neyse ki evde yangın çıkmamıştı.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER