Geçen yıl yaşanan onca olaya karşın, sigorta sektörü 2016 yılında en hızlı büyüyen sektörlerin başında geldi. Trafik sigortasının etkisiyle yüzde 30’un üzerinde büyüyen sektörde bu yıl prim üretimindeki artışın yüzde 10-15 seviyesine gerilemesi bekleniyor.
ALP SÜER / HAYATIMIZ SİGORTALI
Son olarak İstanbul-Beşiktaş’ta ve Kayseri’de yaşandığı gibi bitmek bilmeyen terör olayları, 15 Temmuz’daki darbe girişimi, özellikle yurtdışı kaynaklı finansal piyasalarda yaşanan dalgalanma ve doların 3.50 TL’li seviyeleri görmesi… Bu listeyi daha da uzatmak mümkün. Toplum olarak yaşadığımız onca olay ve badireyi göz önüne aldığımızda, “2016 yılı çok zor bir yıldı” demek mümkün. Ancak, Türkiye ekonomisinde bazı sektörler var ki, tüm yaşanan olumsuz gelişmelere karşın bırakınız daralmayı, hızla büyümeyi sürdürüyor. Bu sektörlerin başında da ‘sigorta sektörü’ geliyor. Gerçekten de ekonomideki varlıkların ve değerlerin en büyük güvencesi sigorta sektörü, 2016’da çok hızlı büyüdü; hızlı büyümekle de kalmadı; bir yıl aradan sonra ‘kârlı büyümeyi de (dokuz aylık verilere göre) gerçekleştirdi. 2016’yı artık geride bıraktık. Her yılbaşında olduğu gibi sektörün 2017 yılına ilişkin falına baktık. Sigorta sektörü temsilcilerinin yeni yıla ilişkin beklentilerini öğrendik. Aldığımız izlenimlerden bir iki cümle ile şunu söyleyebiliriz ki; “2017 yılı sektör açısından zor geçecek”, “Sektör, büyüme hızı düşmekle birlikte gene de çift haneli büyüme hızını yakalayacak.”
Sektör 2016’da kârlı büyüdü
2017 yılı beklentilerine geçmeden önce, geride bıraktığımız 2016 yılının kısaca genel bir değerlendirmesini yapalım. Büyüme cephesinden bakıldığında sektör gerçekten de iyi bir yıl geçirdi. Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) elimizde şimdilik 11 aylık verileri mevcut. Söz konusu dönemde sektörde toplam prim artışı yüzde 31.8 olarak gerçekleşti. Ancak, sektördeki hızlı büyümeye karşın, büyümenin asıl dinamiğinin, ilgili dönemde prim üretimi yüzde 89.71 artan ‘trafik sigortası’ olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor. Trafik dışında pazar payı yüzde 10’un üzerinde olan branşlardan bir tek hastalık/sağlığın yüzde 20’nin üzerinde büyüdüğü (yüzde 21.24), diğer branşlarda ise büyümenin yavaş olduğu dikkat çekiyor. Sektöre bir de kârlılık cephesinden baktığımızda, 2016’nın dokuz aylık döneminde hayat dışı sektör olağan sigortacılık faaliyetlerinden 1 milyar 9.3 milyon TL kâr (teknik kâr) etti. Geçen yılın ocak-eylül döneminde 1 milyar 659.5 milyon TL zararla adeta dillere pelesenk olan ‘trafik’ branşındaki teknik zarar, bu yılın aynı döneminde 211.6 milyon TL’ye geriledi.
Trafik etkisi azalıyor
Şimdi de sektörde 2017 yılıyla ilgili beklentilere yer verelim. Sigortacılardan aldığımız bilgilere göre, öncelikle bu yıl geçen yıldan daha zor geçecek. Bunun da temel nedeni, geçen yılki büyümede etkili olan ‘trafik sigortası’nın etkisinin, geçen yılın son aylarından itibaren azalmaya başlaması. Trafik etkisinin kalkmasıyla birlikte sektörde büyüme hızı da doğal olarak gerileyecek. Ekonomideki büyümede düşüş beklentisi yanında, sektördeki pek çok şirketin risk seçiminde dikkatli hareket etmeleri sonucu, trafik dışındaki branşlarda da bu yıl olağanüstü bir büyüme beklenmiyor. Olaya kârlılık perspektifinden baktığımızda ise doların 3.50 TL’li seviyeleri görmesi oto sigortalarında da maliyetleri artıracak. Ayrıca, başta Güneydoğu olmak üzere artan terör olaylarının da sigorta şirketlerinin hasarlarını ve ayırdıkları karşılıkları artırması bekleniyor. Bununla birlikte sigortacılar arasında 2017’nin de kârlı bir yıl olacağı yönünde iyimser bir beklentinin olduğunu da not düşelim.
BES’te büyüme hız kesti
Hayat dışı sektörü bir kenara bırakıp, biraz da Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) 2016’da neler olup bitmiş, ona bakalım. Sistemde 2013 yılında başlayan, yüzde 25 devlet katkısı’nın etkisiyle katılımcı sayısı artmayı sürdürüyor. Emeklilik Gözetim Merkezi’nin (EGM), elimizde 16 Kasım 2016 tarihli verileri mevcut. Verilere göz attığımızda, sistemde toplam katılımcı sayısı, 6 milyon 590 bin 594 kişiye, katılımcıların toplam fon büyüklüğü (devlet katkısı hariç) ise 52 milyar 643.1 milyon TL’ye ulaşmış durumda. Bu rakamların Türkiye’de henüz 13 yıllık bir mazisi olan BES’te oldukça anlamlı olduğu söylenebilir. Ancak, bir iki hususu vurgulamakta da yarar var: Sisteme katılımda artışın özellikle devlet katkısının başladığı 2013’ten sonra hız kazandığı dikkat çekiyor. Ancak, katkının varlığına karşın sisteme katılımda son yıllarda bir yavaşlama söz konusu. Bir iki rakam verecek olursak, 2013’te sisteme net 1 milyon 24 bin 925 kişi, yani 1 milyonun üzerinde kişi katılmışken, bu 2015 yılında 945 bin 561 kişiye, geçen yılda (11.5 ay itibarıyla) 552 bin 162 kişiye gerilemiş durumda. Bir anlamda sisteme katılan katılımcı sayısı (net), üç yıl öncesine göre neredeyse yarı yarıya azaldı.
2016 yılında da devlet katkısının ve şirketlerin tanıtım kampanyalarının devam etmesine karşın katılımcı sayısındaki azalışın nedenle; sistemin özellikle gelir düzeyi ve tasarruf yeteneği yüksek potansiyel katılımcılara ulaşmış olması, sigorta sektörü ve BES’in büyümesinde de etkili olan Türkiye ekonomisinde büyümenin özellikle yılın ikinci çeyreğinden itibaren hız kesmesi ve 15 Temmuz’daki darbe girişimi ve dolardaki hızlı yükseliş olarak özetlenebilir. Katılımcı sayısındaki artışın azalmasına karşın, 2017’de katılımcıların devlet katkısı hariç fon tutarının ise yaklaşık 10 milyar TL artmasını (finansal piyasalardaki dalgalanmaya karşın) ise BES’in ve emeklilik şirketlerinin başarı hanesine kaydetmek gerekiyor.
Sektörde 2017’de büyüme hızı neden düşecek?
◆ Sektörün geçen yıl yüzde 30’un üzerinde büyümesinde etkili olan trafik sigortasında büyüme hızı bu yıl düşecek.
◆ Dolar kurunun 3.50 TL’li seviyelere ulaşması, sektörün özellikle oto sigortalarında hasar maliyetini artıracak.
◆ Güneydoğu başta olmak üzere, artan terör saldırıları sigorta şirketlerinin hasarlarını ve ayırdıkları karşılıkları artıracak.
◆ Sigorta sektörünün büyümesinde etkili olan ekonomideki büyümenin bu yıl biraz hız kesmesi, sektörü de olumsuz etkileyecek.
‘Otomatik katılım’ nefes aldıracak
2017 yılının ise BES’te çok farklı bir yıl olması bekleniyor. Bunun da temel nedeni, yıl başından itibaren sistemde otomatik katılım sistemin başlaması. 45 yaş altında özel ve kamu kesiminde çalışan bireylerin, çalıştıkları şirketler tarafından otomatik olarak BES’e dahil edilmesine olanak sağlayacak uygulama, geçen yıl ivme kaybeden sisteme de bir anlamda nefes aldıracak. İlk olarak 1.000 ve üstü çalışana sahip şirketlerle başlayacak ve ‘kademeli geçiş’in olacağı otomatik katılımla birlikte sistemde 6.5 milyonu aşan katılımcı sayısının 2017 yılı sonuna kadar 12 milyonu aşması bekleniyor.
Yüzde 10 büyüme bile sektörde başarı olarak görülebilir
2017 yılında sektörde 2016 yılı kadar hızlı bir büyüme olmayacağını belirten Groupama Genel Müdürü Ramazan Ülger, şunları söylüyor: “Trafik primlerinde, maliyetlerle ilgili olağan dışı gelişmeler olmazsa artış olacağını düşünmüyorum. Ayrıca trafik sigortası poliçe adetlerinde de büyüme beklemiyorum. Trafik dışındaki branşlarda ise enflasyonun ve maliyetlerdeki artışın etkisiyle büyüme beklenebilir. Bu nedenle sektörün 2017’de yüzde 10’lar seviyesinde büyüyeceğini tahmin ediyorum. Yüzde 10 büyüme bile sektörde başarı olarak görülebilir. 2016 yılında da trafik sigortasındaki büyüme dışarıda bırakıldığında sektördeki prim artışı yüzde 10’lar seviyesinde.”
Trafik kaynaklı büyüme 2017’de devam etmez
Sigorta sektörünün 2016 yılını, yüzde 30-31’lik büyüme hızıyla kapatacağını belirten Allianz Türkiye CEO’su Aylin SomersanCoqui, 2017 yılına ilişkin olarak şunları söylüyor: “2016 yılında özellikle trafik branşından kaynaklanan bir büyüme gördük. Ancak, 2017 yılında trafik kaynaklı büyümenin devam etmeyeceğini düşünüyorum. Büyüme hızı düşmekle birlikte sektörde yine de çift haneli bir büyüme yaşanır. Sektörün 2017’de yüzde 12-14 büyüyeceğini tahmin ediyorum.”
Hasar maliyetlerinin artması şirketleri epey zorlayacak
Axa Sigorta Teknik ve Bilgi Teknolojilerinden Sorumlu Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Yavuz Ölken, 2016’dan farklı olarak 2017 yılının sektör için biraz zor geçeceğini dile getiriyor. Başta kasko olmak üzere, sağlık, yangın ve doğal afetler gibi sektörün önde gelen branşlarında kâr marjındaki düşüş, artan rekabet, dolar kurundaki artışa bağlı olarak ‘hasar maliyetleri’nin artacak olmasının, sektördeki şirketleri epey zorlayacağını belirten Ölken, bu yıl trafik sigortasının da etkisiyle yüzde 30’un üzerinde büyüyen sektörde büyüme hızının gelecek yıl yüzde 10-15 seviyesine düşeceğini tahmin ediyor.
2017’de sektörde teknik sonuçlar daha da iyileşecek
Türk sigorta sektöründeki büyümenin, ekonomik büyüme ile ilgili olduğunu belirten Neova Sigorta CEO’su Özgür Koç, şunları söylüyor: “2017 yılında ekonomik büyüme beklentimiz düşük. Ayrıca, geçen yılki büyümede etkili olan trafik primlerinde son aylarda düşüş başladı. Bu nedenle, bu yılın sektör açısından sıkıntılı bir yıl olacağını düşünüyorum. Enflasyonun yüzde 7-7.5 olduğu bir yerde sektör olarak yüzde 10 gibi bir büyüme yakalarsak iyi olacak. Ancak, Suriye ve Irak’la ilgili problemlerde çözüme gidilebilir ve dünyada pozitif ekonomik büyüme olursa bu durum Türkiye’ye de yansıyabilir ve her şey daha iyi olabilir. Kârlılık açısından da 2017’de geçen yıldan biraz daha iyi teknik sonuçlar elde edilebileceğini düşünüyorum.”
Sektörde her zaman reel büyüme potansiyeli var
Türk sigorta sektörünün 2016’da, çoğunlukla trafik sigortalarının etkisiyle büyüme açısından olumlu bir dönem geçirildiğini ifade eden Anadolu Sigorta Birinci Genel Müdür Yardımcısı Filiz Tiryakioğlu, şu görüşleri dile getiriyor: “Türkiye’de sigorta sektörü uzun bir geçmişe sahip olmasına rağmen kişi başına düşen sigorta primi ve sektörün, milli gelir içindeki payı beklenen düzeyin oldukça altında. Bu açıdan sektör her zaman için reel bir büyüme potansiyeli barındırıyor ve ekonomik gelişmeler, konjonktür ne kadar olumsuz olursa olsun, bu özelliğiyle de genel olarak büyüyor. Bu bakışla, 2017 yılında sektördeki reel büyümenin devam edeceğini tahmin ediyoruz.”