Türkiye’de sigortanın halen talep edilen bir ürün haline gelmediğini belirten Bereket Sigorta Genel Müdür Vekili Balkan Akbaş, “13 TL verip sigara alan bir kişi, günde sadece 1 TL verip, ferdi kaza, sorumluluk gibi ürünleri de alabilir. Yeter ki bu ihtiyacı hissetsin” diyor.
ALP SÜER | HAYATIMIZ SİGORTALI
Türkiye’de sigorta sektöründe sessiz ve derinden ilerleyen, ancak gerçek anlamda büyük bir potansiyel taşıyan bir şirket var: Bereket Sigorta. Biliyorum, sigorta sektörü ve sigorta şirketleri deyince ‘potansiyel’ sözünü işitmekten gına gelmiş bireyler olacaktır. Ancak, bu sefer manzara biraz farklı. Türkiye Tarım ve Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği’nin ana sermayedarı olduğu Bereket Sigorta’nın, 18 Kasım 2018 yılında Groupama ile acentelik ilişkisi bitecek (münhasırlık anlaşmasının süresinin dolması nedeniyle) Tarım Kredi Kooperatifleri ile acentelik ilişkisi başlayacak. Bu da çiftçilere en yakın dağıtım kanalından, Bereket’e büyük bir prim akışına yol açacak.
Bugün 150-200 milyon TL düzeyinde mütevazi bir prim üretimine sahip şirketin, birkaç yıl içinde 1.5 milyar TL’lik prim üretimine sahip şirket haline gelmesinden bahsediliyor. Biz de Hayatımız Sigortalı Dergisi’nin kapağında bu ay Bereket Sigorta ve Bereket Emeklilik Genel Müdür Vekili Balkan Akbaş’a yer verdik. Bereket Sigorta’nın Ümraniye’deki Genel Müdürlük binasında gerçekleştirdiğimiz keyifli röportajda Akbaş, sigorta sektörü, Bereket Sigorta ve Bereket Emeklilik ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Türkiye’de sigorta sektörünün çok önemli olduğunu ancak, potansiyelinin çok altında çalıştığını belirten Akbaş’a göre bu durum sigortanın halen talep edilen bir ürün haline gelmemesiyle yakından ilgili. Sigortanın sadece satılan değil bireylerce talep edilen ürün haline gelmesi gerektiğini belirten Akbaş, “13 TL verip sigara alan bir kişi, günde sadece 1 TL verip, ferdi kaza, sorumluluk vb. ürünleri de alabilir. Yeter ki bu ihtiyacı hissetsin” diyor.
“Geliri düşüren her şey sigortalanabilir”
Akbaş, sektörde son 1-1.5 yıldır trafik sigortasının konuşulmasını da eleştiriyor. “Hayat dışı sektör trafikten, hayat ve emeklilik sektörü de otomatik katılımdan ibaret değil” diyen Akbaş, yeni sigorta alanlarının oluşturulması gerektiğini düşünüyor. Geliri düşüren, gideri artıran her şeyin sigortalanabileceğini ifade eden Akbaş, sigorta şirketlerinin bu ürünleri geliştirebileceğini söylüyor.
İsim değil, markaya yatırım önemli
Bereket Sigorta ve Bereket Emeklilik Genel Müdür Vekili Balkan Akbaş’a şirketin isminin neden Bereket olduğunu sorduk. Akbaş da şirketin isminin hikayesini şöyle anlattı; “Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği, sigorta şirketi satın almaya karar verdiğini ortaklara duyurdu. Daha sonra kamuoyuyla paylaştı ve bir anket yaptı. Anket sonucu Bereket ismi ön plana çıktı. Bereket ismi çok güzel. Ancak, doğru iletişim stratejileri oluşturulursa isim çok önemli değil. Önemli olan sermayedarın, çalışanların ve müşterinin kattığı değer; şirketin o markaya ne kadar yatırım yaptığı önemli.
Sözgelimi, elma resmini gördüğünüzde aklınıza hemen Apple geliyor. Bereket de Türkiye’nin en önemli markalarından biri haline gelecek.” Akbaş, şirketin logosundaki nar’ın da pek çok uygarlıkta bereketi temsil ettiğini söylüyor.
2020’de prim 1 milyar TL’yi aşar
Akbaş’la kapak röportajımızda, Bereket Sigorta’yı da detaylı olarak konuştuk. Akbaş’ın “Bereket Sigorta’nın hedefleri nelerdir?” “Hangi branşlara ağırlık verecek?” gibi sorulara yanıt vermesini istedik. Akbaş’ın verdiği bilgilere göre, katılım sigortacılığı yapan ve faizsiz esaslara göre çalışan şirket, çok iddialı hedeflere sahip. Atılım yılı olarak gördükleri 2018 yılıyla birlikte yeni bir iletişim stratejisini hayata geçirecek şirketin 2016 sonu itibarıyla 150 milyon TL düzeyinde olan prim üretiminin, 2020’de 1 milyar TL’yi aşması, 2022’de 1.5 milyar TL’ye ulaşması ve beş yılda 10 kat büyümesi hedefleniyor. Söz konusu hedeflerin gerçekleşmesi durumunda Bereket Sigorta, hayat dışı sektörün de en önemli oyuncularından bir haline gelecek. Akbaş’tan aldığımız bilgilere göre, iddialı hedeflerin gerisinde de birkaç önemli faktör yatıyor: Birincisi, Tarım ve Kredi Kooperatifleri’ne 1 milyon çiftçi ortak. Söz konusu kesimin sigorta ihtiyacı, şirket önünde de büyük bir potansiyel oluşturuyor. İkincisi, 2018 yılında Tarım Kredi Kooperatifleri ile acentelik ilişkisi başlayacak. Tarım Kredi Kooperatifleri’nin kestiği TARSİM poliçelerinin, Bereket Sigorta tarafından kesilmesi gündeme gelecek. Böylece, şimdilik Groupama’ya giden yaklaşık 450 milyon TL tutarında bir prim ileride Bereket’in hesabına yazılmaya başlayacak.
Tamamlayıcı sağlık da sunacağız
Üçüncü önemli faktör de şirketin ana iştigal konularının başında gelen ‘tarım sigortası’ ile ilgili. Tarım Sigortaları Havuzu’nun (TARSİM) kapsamının genişlemesi ve farklı risklerin de teminat kapsamına alınması bekleniyor. Bu da doğal olarak Bereket Sigorta’nın tarım sigortaları branşında gelecekte daha fazla prim üretmesine yol açacak. Bunlarla birlikte, Türkiye’de tarım yapılabilir alanların da yüzde 89’ı sigortalı değil. Bu durum, Bereket gibi çiftçilere yönelik ürün sunan şirketler önünde büyük bir potansiyel oluşturuyor. Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri ile birlikte yüzde 89 oranındaki sigortasız ekilebilir alanların sigortalanmasına talip olduklarını vurgulayan Akbaş, sadece tarım sigortası şirketi olmayacaklarının da altını çiziyor. Çiftçilerin ve diğer kesimlerin her türlü sigorta ihtiyacını karşılayacaklarını ifade eden Akbaş, “Çiftçiye bizim gibi yakın olan başka banka ve sigorta kuruluşu yok. bin 625 kooperatiften çiftçilerimiz yani ortaklarımızın sigorta ihtiyaçlarını karşılayacak yenilikçi ürünler çıkaracağız” diyor. Akbaş, çiftçilerin ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik ‘tamamlayıcı sağlık sigortası’nı piyasaya sunmak için çalışmalarını sürdürdüklerini söylüyor.
“Dijitale yatırım yapacağız”
Akbaş’ın verdiği bilgilere göre, Bereket Sigorta’nın dağıtım kanallarını yüzde 90- 95 ile acente ve broker oluşturuyor. Bir anlamda, Bereket Sigorta tam bir acente şirketi. Bununla birlikte, dijital devrimin de dışında kalmayacak olan şirket, dijital kanala da yatırım yapacak ve bu kanaldan da ürünlerini satacak. “Teknolojinin geliştiği ve akıllı telefonların yaygınlaştığı bir ortamda neden sigorta da cep telefonundan satılmasın?” diyen Akbaş, dijital kanaldan satışlarının acentelerin satışlarını azaltmayacağını önemle vurguluyor.
Şirket olarak acentelere de gerekli desteği vereceklerini ifade eden Akbaş, “Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla dağıtım kanallarımızı eğiteceğiz. Acentelerimizin de hep yanında olacağız. Onları geliştirmek için gerekli yatırımları yapacağız. Acenteler vasıtasıyla ürünlerimizi talep edilebilir hale getireceğiz” diye konuşuyor. Şirketin toplam dağıtım kanalları içinde bankasüransın yani banka yoluyla satışın payının yüzde 5 olduğunu belirten Akbaş, Albaraka, Türkiye Finans ve Anadolu Bank, Vakıf Katılım ile çalıştıklarını ifade ediyor.
Balkan Akbaş, tüketicilere ve acentelere ne mesaj verdi?
[quote font_size=”15″ color=”#160000″ bcolor=”#dd3333″ arrow=”yes”]
▼ Çiftçilere en yakın şirketiz. Çiftçileri yeni ürünlerle buluşturacağız.
▼ Acentelerimiz gözbebeğimiz, beraber büyümeye devam edeceğiz.
▼ İhtiyaçları doğru analiz edip, ürünlerimizi doğru fiyatlarla satıyoruz.
▼ Hasar olduğunda da satış anında da kolay ulaşılabilir şirket olacağız.
▼ Ürünlerimizi dijital kanaldan da satmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
[/quote]
Bereket Emeklilik 2018’den umutlu
Akbaş’la röportajımız sırasında biraz da Bereket Sigorta dışında da Genel Müdür Vekilliğini yaptığı Bereket Emeklilik’i konuştuk. Bu yıl başında başlayan ve 45 yaş altında özel ve kamu sektöründe çalışan bireylerin çalıştıkları kurumlar aracılığıyla Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES), dahil olmasına olanak sağlayan ‘otomatik katılımda’ 2017 yılını yeterince değerlendiremediklerini (bilhassa, nisan başından itibaren sisteme dahil olan memurlarla ilgili katılımlarda…) belirten Akbaş, buna karşın 2018’den çok umutlu. Akbaş, “Ocak ayından itibaren, kamudaki çalışanlardan yeni katılımlar olacak; bazı KİT’ler ve belediyelerin çalışanları sisteme dahil olacak. 2018 yılında 4.6 milyon kişinin sisteme girmesi bekleniyor. Biz de Bereket Emeklilik olarak, bunun önemli bir kısmına talibiz” diyor.
Otomatik katılımda emeklilik şirketleri çalışanları da mı bilgisiz?
Otomatik katılımla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Balkan Akbaş, şunları söylüyor: “Otomatik Katılım mevzuatı çok çabuk ve bazı hususlarda beklemediğimiz bir şekilde çıktı. Çünkü cayma süresi ile ilgili, işveren katkısı ile ilgili farklı konular konuşmuştuk. Geldiğimiz noktada, işveren katkısının olmadığı, devlet katkısının sadece taahhüt olarak sunulduğu, katılımcıların tam olarak bilinçlendirilemediği bir sistem ortaya çıktı. Şu anda herkes cayma oranlarının yüksek olduğunu söylüyor. Buradaki ana konu ise bilgilendirme eksikliği olarak gösteriliyor. Ama emeklilik şirketlerinde çalışan katılımcıların cayma oranlarına baktığımızda, daha yüksek olduğunu görüyoruz. Peki, emeklilik şirketleri kendi çalışanlarını da mı bilgilendiremedi? Cevap hayır: Çünkü onların işveren grup emeklilik sözleşmeleri var. O zaman mevzuat çıkarılırken, belki de ‘işveren grup sözleşmesi olan kurumlar otomatik katılımın dışındadır’ denilmeliydi. Geldiğimiz noktada otomatik katılımın tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. O zaman demek ki sistem kurgusu değişmeli.”