Zorunlu Afet Sigortası’nın (ZAS) her türlü afeti kapsam dâhiline alacağını belirten DASK Genel Sekreteri Serpil Günal, “Afet sigortası ile yanardağ püskürmesi, sel, taşkınlar, fırtına, hortum, çığ, heyelan yani tüm afetler teminat kapsamında olacak. Ayrıca ZAS’la Acil İhtiyaç Teminatı da hayatımıza girecek” dedi.
SİGORTAMEDYA ÖZEL
Doğal afetler, dünya genelinde hayatı tehdit eden en büyük risklerden biri olmaya devam ediyor. Türkiye de deprem, sel, heyelan gibi çeşitli afetlerle sıklıkla karşı karşıya kalan bir coğrafyada yer alıyor. Bu tür afetler, sadece can ve mal kaybına yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda ekonomik yük ve toplumsal etkiler de yaratıyor. Bu nedenle, afet sigortası, toplumların bu risklere karşı hazırlıklı olmasını sağlayan, hayati bir güvence aracı olarak öne çıkıyor. Sigorta, afet anında oluşabilecek maddi kayıpların telafi edilmesine yardımcı olurken aynı zamanda afet sonrası toparlanma sürecinin hızlanmasına da katkı sağlıyor. Türkiye’de de zorunlu afet sigortası uygulamaları, vatandaşların bu tür risklere karşı daha güçlü bir koruma altında olabilmesi için kritik bir öneme sahip. Bu bağlamda, Zorunlu Afet Sigortası’nın kapsamının genişletilmesi, tüm doğal afetleri kapsayacak şekilde güçlendirilmesi, büyük bir adım olarak karşımıza çıkıyor.
Sigorta Ekranı’nda Sigorta Medya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’a konuk olan DASK Genel Sekreteri Serpil Günal, Zorunlu Afet Sigortası (ZAS) ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Günal, sigorta sisteminin yalnızca depremle sınırlı kalmayacağını, Zorunlu Afet Sigortası’nın kapsamının genişletileceğini duyurarak yeni düzenlemeyle doğal afetlerin etkilerinin daha geniş bir şekilde sigorta güvencesi altına alınacağını söyledi.
Türkiye’nin Akdeniz Havzası’nda yer alan ülkelerden biri olarak iklim değişikliğinden çok fazla etkilendiğini söyleyen Günal, bu bağlamda afet sigortası mekanizmalarını güçlendirmek için önemli adımlar atıldığını belirterek, “12. Kalkınma Planı’nda, tüm afetlerin Zorunlu Afet Sigortası (ZAS) kapsamına alınması gerektiği vurgulandı. Biz de bu konuda SEDDK’yla çalışmaya başladık. 6305 Doğal Afet Sigortaları Kanunu var. Bu kanunun meclisten geçmesini bekliyoruz. Meclisten geçtiği anda da alt yönetmelikler, tarif ve talimatlar, genel şartlar yürürlüğe girecek. Biz sistem entegrasyonları ve hasar yönetimi anlamında çalıştık, hazırız. Ancak vereceğim bilgiler mevzuat kapsamında yürürlüğe girmediği için değişebilir. Zorunlu Afet Sigortası her türlü afeti kapsam dâhiline alacak. Hali hazırda Zorunlu Deprem Sigortası var. Deprem teminatı kapsamında afet sigortası ile yanardağ püskürmesi, sel, taşkınlar, fırtına, hortum, çığ, heyelan yani tüm afetler teminat kapsamında olacak. Ayrıca ZAS’la Acil İhtiyaç Teminatı da hayatımıza girecek. Bu teminatla, konutta bağımsız bölümde meydana gelen hasar durumunda sigortalıya, hasar oranına göre maksimum 150.000 TL’ye kadar tazminat ödenecek” dedi.
10 ilde bölge irtibat ofisleri açacağız
Hali hazırda Zorunlu deprem Sigortası için sigortalılık oranının yüzde 56 olduğunu belirten Günal, “Bu oran ZAS’la değişecektir. ZAS’la birlikte prim oranlarımızda da bir artış olacak ancak ödeme kolaylıkları ve abonelik sistemleriyle vatandaşların yükünü hafifletmeyi planlıyoruz. Yeni dönemde penetrasyonu artırabilmek adına 10 ilde bölge irtibat ofisleri açacağız. Fiziksel anlamda Bursa’da ve Antep’te açacağız. Diğer bölgelerimizde zaten arkadaşlarımız kontrol noktalarında bilgilendirmelerde bulunuyorlar. Tapu müdürlüklerinde, elektrik, su aboneliklerinde zorunluluk var. Yeni dönemde kontrol noktalarını da artıracağız. Burada internet abonelikleri olacak, doğalgaz abonelikleri olacak” diye konuştu.
Zorunlu Deprem Sigortası’ndan ZAS’a geçiş yapılabilecek
Zorunlu Afet Sigortası’nın kapsamı ve tarifeleri için öncelikle kanunun çıkması gerektiğini söyleyen Günal, meclisten geçtikten sonra kanundaki değişikliklerin kabul edilmesiyle birlikte sigortalıların Zorunlu Deprem Sigortalarını iptal ederek Zorunlu Afet Sigortası’na geçiş yapabileceklerini belirtti. Günal, Zorunlu Deprem Sigortası’ndan Zorunlu Afet Sigortası’na geçiş yapan sigortalıların prim iadesi alacağını ve mevcut yüzde 20 yenileme indiriminin de kaybolmayacağını aktararak, “Sigortalımız, geçiş yaptıktan sonra önceki sigortasındaki prim farkı iade edilecek ve yenileme indirimi de devam edecek. Bu, geçiş sürecini daha sorunsuz hale getirecek. Zorunlu Afet Sigortası, sadece depremi değil, diğer tüm doğal afetleri kapsayan bir paket poliçe haline gelecek. Bu, sigortalılarımız için daha geniş bir güvence sağlayacak” dedi.
ÜFE ile poliçelerde teminat bedelleri artıyor
Günal, her ay açıklanan Üretici Fiyat Endeksi’ne bağlı olarak poliçelerdeki teminat bedellerinin arttığını belirterek, şöyle devam etti: “TÜİK tarafından açıklanan Üretici Fiyat Endeksi ile birlikte her ay bir artış sağlanıyor. Bu artış, mevcut poliçelerimizde de geçerli olacak. Şu anda metrekare bedelimiz yaklaşık 7.300 TL. Maksimum teminatla deprem için verdiğimiz bedel ise 1,6 milyon TL civarına çıkmış durumda. Zorunlu Afet Sigortası’nın amacı, temel teminatı sağlamak. Ancak bunun dışında sigortalılarımızın ihtiyari sigorta alması gerektiğini de vurgulamak istiyoruz. Yani, Zorunlu Afet Sigortası başlangıç noktası olsa da sigorta şirketlerinden ek teminatlar da alınmalıdır.”
Sigorta bilincinin artırılması için çalışmalarımız sürüyor
Günal, Zorunlu Afet Sigortası’nın ve sigorta poliçelerinin kapsamının halka doğru bir şekilde aktarılması gerektiğini söyleyerek, “Doğru bilgilendirme için acenteler kritik rol oynuyor. Bilgilendirme faaliyetlerinin artırılması gerekiyor. DASK için Duster aracımız Türkiye genelinde çeşitli bölgelerde bilgilendirme yapıyor. Geçtiğimiz haftalarda Doğu illerinde çok verimli programlar düzenledik. Özellikle Hakkâri, Tunceli, Erzurum ve Van gibi illerde düzenledikleri etkinliklerle vatandaşlara sigorta bilinci kazandırmaya devam ediyoruz. Doğal afetlere karşı mutlaka sigorta yapılmalı” dedi.
Her afet türü için belirli kat sayılarla prim hesaplamaları yapılacak
Günal, Zorunlu Afet Sigortası (ZAS) kapsamındaki yeni hesaplama yöntemlerine ilişkin olarak önemli açıklamalarda bulundu. Yeni sistemde, afet türlerine göre farklı risk bölgeleri ve prim hesaplamaları uygulanacağını belirten Günal, “Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün sel finansal kayıp haritasını ve AFAD’ın haritalarını dikkate alarak afetlere yönelik hesaplamalarımızı şekillendiriyoruz. Depremde olduğu gibi, sel ve heyelan için de risk bölgelerine göre hesaplamalar yapılacak. Zorunlu Afet Sigortası’nın, deprem, sel, heyelan, fırtına, hortum, orman yangını gibi afetleri kapsayacak şekilde genişlemesiyle birlikte, her afet türü için belirli risk bölgeleri belirlendi. Depremde 7 risk bölgesinden bahsediliyordu, selde ise 5 risk bölgesi var. Aynı şekilde heyelan için de belirli risk bölgeleri mevcut. Haritalar ve hesaplamalar akademisyenlerle yapılan iş birliğiyle oluşturuldu. Her afet türü için belirli kat sayılar kullanacağız ve bu kat sayılarla birlikte prim hesaplamaları yapılacak” açıklamalarında bulundu.
Risk bölgesine göre adil prim hesaplamaları olacak
Günal, fırtına, hortum, orman yangını ve çığ gibi diğer afet teminatları için sabit bir prim alınacağını da belirterek, “Acil ihtiyaç teminatı ise primsiz bir teminat olarak sunulacak. Yani sigortalılarımıza bu teminatla birlikte herhangi bir ek prim ödemesi yapılmayacak. Ortalama prim 100 metrekarelik bir ev için şu an 1.230 TL civarında. Yeni teminatlarla birlikte bu rakam 2.300-2.400 TL seviyelerine çıkacak. Ancak, risk bölgesine ve mahalleye göre prim hesaplamaları farklılık gösterecek. Yeni hesaplama metodolojisi, farklı afet türlerinin yanı sıra farklı bölgelere göre dinamik bir şekilde şekillenecek. Bu yöntemle, sigortalıların bulunduğu risk bölgesine göre daha doğru ve adil prim hesaplamaları yapılacak. Bu da sigortalıların daha doğru bir şekilde korunmasını sağlayacak” dedi.
Her türlü parametreyi göz önünde bulundurduk
ZAS poliçesinin, afet türleri ve risk bölgelerine göre şekillenen, ödenebilir primlerle daha geniş bir koruma sağlayacağını vurgulayan Günal, “Risk bölgelerine göre farklı fiyatlamalar olacak. Özellikle sel teminatı için zemin kattaki konutlar için belirli bir prim olacak, ancak üç ve üzeri katlarda ciddi bir indirim uygulanacak. Bu indirim oranı yüzde 50 civarında olacak. Bu sayede, farklı katlardaki konut sahiplerine daha uygun fiyatlarla sigorta sunulacak. ZAS poliçesinde, sismik izolatörlü binalar için yüzde 30’luk bir indirim verilecek. Poliçedeki tüm parametreler, risk dereceleri ve bina katlarına göre titizlikle hesaplandı. Her türlü parametreyi göz önünde bulundurduk” diye konuştu.
Acentelerimiz bizim için çok önemli
Günal, acentelerin, poliçe üretiminin yüzde 67’sini gerçekleştirdiğini belirterek, “Acentelerimiz bizim için çok önemli. Yeni dönemde onlar için yapay zekâ destekli bir eğitim programı hazırladık. ZAS ile ilgili oluşturduğumuz bu eğitim programını dikkatlice dinlemeleri ve bilgi sahibi olmaları çok önemli. Bazen acenteler, maliyetleri düşürmek amacıyla metrekare bedellerini yanlış giriyorlar. Bu konuda eksik sigorta riskiyle karşılaşıyoruz. Bu yüzden sadece acentelerimizi bilgilendirmekle kalmıyor, aynı zamanda sistemsel önlemler alarak üretim sürecini de yakından takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Amacımız vatandaşlarımızı korumak
Günal, Kahramanmaraş’taki depremin ardından DASK olarak toplamda 39 milyar TL civarında tazminat ödediklerini, ilk 24 saatte hasar ödemeye başladıklarını belirtti. Günal, “Devletin yeniden binaların inşa edilmesi, şehirlerin kurulması gibi ciddi maliyetler üstlenmesi gerekiyor. Biz, devletin bu yükünü hafifletmek adına çok önemli bir kurumuz” diye konuştu. AFAD ve Çevre Şehircilik Bakanlığı ile ortak çalışmalar yaptıklarını da söyleyen Günal, “Devletimiz, doğal afetlerde her zaman vatandaşının yanında olacak. İspanya’daki sistemde olduğu gibi sigorta, tam hasarı öderken, devlet de vatandaşına yardım sağlıyor. Bizim de amacımız, sigorta poliçeleriyle vatandaşımızı tam anlamıyla korumak” şeklinde konuştu.
Türk Reasürans hem kapasitesini hem altyapısını güçlendirdi
Türk Reasürans’ın özellikle Dask’ın teknik işletici şirketi olduktan sonra kapasitesini önemli ölçüde arttırdığını aktaran Günal, “Geçen yıl 280 milyar TL olan kapasitesi bu yıl 355 milyar TL’ye yükseldi. Bu, afetlere karşı herhangi bir sıkıntı yaşanmayacağı anlamına geliyor. İstanbul depremi veya diğer afetler için de herhangi bir risk söz konusu değil” dedi.
Günal, Türk Reasürans’ın sadece kapasite artışı sağlamadığını, aynı zamanda teknolojik altyapıyı da güçlendirdiğini ifade etti ve ekledi: “Olağanüstü Risk Yönetim Merkezi’ni Ankara’da kuruldu. Ardından Kahramanmaraş depremi oradan yönetildi. Altyapı anlamında da önemli değişiklikler yapıldı. Alo 125, e-Devlet web sitesi gibi platformlarda iyileştirmeler yapıldı, serverler güçlendirildi ve veri merkezi yedeklendi.”
Sigorta Ekranı: