Türkiye’de beş yıl sonra sigorta penetrasyon oranının artmasında ‘Z’ kuşağının da etkili olacağını belirten Sigortayeri Genel Müdürü Cüneyt Tanrıverdi, “Z kuşağı geleneksel kanallar yerine dijital kanallardan ürün almayı tercih edecek. Sigorta şirketlerinin bu kanala daha fazla yatırım yapmaları gerekli” diyor.
ALP SÜER | HAYATIMIZ SİGORTALI
Aralarında Türkiye’nin de yer aldığı sigorta sektörü hızlı büyüyen ülkelerde, sigorta penetrasyon oranının düşüklüğü, bir anlamda da sektörde potansiyelin büyüklüğü bilinen bir gerçek. Swiss Re Institute’nün geçen ay yayımladığı ve 2016 yılında küresel sigorta sektörü ile ilgili gelişmeler hakkında önemli bilgiler içeren Sigma Raporu’nda yer alan bilgilere göre, ülkemiz, yüzde 1.5 düzeyindeki penetrasyon oranı ile (Toplam prim üretimi/GSYİH) söz konusu oranın en düşük olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Penetrasyon oranının artması için de yıllardır değişik öneriler sıralanırken, bireylerin sigorta bilincinin artması bunların başında geliyor. Biz de Hayatımız Sigortalı dergisi olarak bu ay kapağımıza Türkiye’nin en büyük yerli brokerlerinden Sigortayeri Sigorta ve Reasürans Brokerliği’nin Genel Müdürü Cüneyt Tanrıverdi’yi konuk ettik. İstanbul-Zincirlikuyu’daki Genel Müdürlük binasında ziyaret ettiğimiz Tanrıverdi ile sigorta sektörü ve Sigortayeri ile ilgili keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Sigorta penetrasyon oranının gelecekte artması konusunda iyimser olan Tanrıverdi, Türkiye’de beş yıl sonra söz konusu oranın artmasında ‘Z’ kuşağının da katkı yapmaya başlayacağı düşüncesinde. Bugün yaşları henüz 16-17 olan kesimin beş yıl sonra yaşlarının 21- 22’ye geleceğini belirten Tanrıverdi, bu kesimin beş yıl içinde çalışıp, para kazanmaya başlayacağını ve sigorta ihtiyaçlarının artacağını söylüyor.
Dijital kanal güçlenmeli
Z kuşağının tüketici davranışlarının farklılığına dikkat çeken Tanrıverdi, “Yeni jenerasyon zamanının yüzde 60’ını internet ve mobil işlemlerle geçiriyor. Bu nedenle Z kuşağının, sigorta ürünü alırken, geleneksel kanallardan ürün alacağını düşünmüyorum. Ağırlıklı olarak dijital kanallardan ürün almayı tercih edecekler. Bu nedenle, sigorta şirketlerinin de bu kanala şimdiden daha fazla yatırım yapmaları gerekli” diyor.
Sigortayeri’nin de dijital sigortacılık misyonuyla yola çıktığını hatırlatan Tanrıverdi, şirket olarak bu alanda yatırım yapmayı sürdüreceklerini kaydediyor. Aktif Bank’ın dijital bankacılık yapmasının da kendileri için avantaj oluşturduğunu belirten Tanrıverdi, “Aktif Bank’ın, banka ürünü sattığı 3 bin noktada sigorta ürünü satmaya çalışıyoruz. Uygulamalarımızı ortak servis çatısı altında Aktif Bank’ın teknoloji geliştirme ekibiyle birlikte yürütüyoruz” diye konuşuyor. Tanrıverdi, sektörde online sigortacılıkta sadece kendi ürünlerini değil, birden fazla markanın ürününü satan şirketlerin başarılı olacağı düşüncesinde.
Tanrıverdi’nin, Sigortayeri ile ilgili olarak verdiği bilgilere göre, Çalık Grubu bünyesinde ve Aktif Bank’ın iştiraki olarak 2013 yılında faaliyete geçen şirket, 37 milyon TL ödenmiş sermayeye sahip. Çoklu dağıtım kanalını benimseyen Sigortayeri, son dönemde özellikle, ‘inşaat’, ‘enerji üretimi, iletimi ve dağıtımı’ ve ‘yenilenebilir enerji alanında Güneş Enerjisi Santralleri’ne (GES) yönelik sigorta faaliyetleriyle öne çıkıyor. Sigortayeri, Türkiye ile birlikte yakın coğrafyada yer alan ve aralarında Türkmenistan, Gürcistan, Özbekistan, Yemen, Arnavutluk’un da yer aldığı 15 ülkede hizmet veriyor. Şirketin hizmet verdiği ülkeler ağırlıklı olarak Çalık Grubu’nun iş yaptığı ülkeler. Çalık Grubu’nun yatırımlarının yüzde 70’inin yurtdışında olduğunu belirten Tanrıverdi, “Bu durum Çalık Grubu’na ait kurulmuş bir sigorta brokeri olmamız dolayısıyla bizim de ülke dışında iş yapma yeteneğimizi artırıyor. Sözgelimi, Gürcistan’da enerji santralleriyle ilgili ciddi bir portföyümüz oluştu. Çalık Grubu’na ait Arnavutluk ve Kosova’nın en büyük bankası olan BKT Bank, Fiba Holding’in hissedarı olduğu Credit Europe Bank, Romanya, Rusya, Ukrayna, Dubai, Hollanda ve İsviçre’de bulunan bankaların sigorta işlemlerine aracılık ediyoruz. Keza, Çalık Enerji, Özbekistan’da en son doğalgaz dönüşümlü enerji santrali projesine başladı. Bu projenin de iş ortaklarımızla ile birlikte sigortalanmasına katkı yapıyoruz. Çalık Enerji Yemen projesinde ise nakliyat, montaj sigortaları dışında politik şiddet sigortası da yapıyoruz. Bu örnekleri daha da artırmak mümkün” diye konuşuyor.
Hedef ilk 3 içinde yer almak
2016 yılını kârlı bir şekilde tamamlayan Sigortayeri, 100 milyon TL’yi (yaklaşık 25 milyon Euro) aşan prim üretimi ile sektörün ilk yedi oyuncusu arasında yer aldı. Tanrıverdi, beş yıl içinde hedeflerinin 100 milyon Euro (400 milyon TL) prim üretimi gerçekleştirerek ilk üç içinde yer almak olduğunu söylüyor. Sigortayeri, ortaklıklara da sıcak bakıyor. Global networkünden faydalanmak ve mevcut kapasiteyi büyütmek için yabancı bir brokerle ortaklık düşünülebileceğini belirten Tanrıverdi, bununla birlikte Aktif Bank’ın Sigortayeri’nde çoğunluk hisseyi satma planının olmadığını söylüyor. Sigortayeri olarak yurt dışında büyümeyi planladıklarını ifade eden Tanrıverdi, Arnavutluk ve Dubai gibi Çalık Grubu’nun etkin olduğu bölgelerde kendi ofislerini açmayı planladıklarını belirtti. Tanrıverdi, bunun yanı sıra Arnavutluk gibi yakın gelecekte Avrupa Birliği’ne üye olmaya aday ülkelerde almak istedikleri sigortacılık lisansının da büyüme ve küreselleşme hedefleri arasında yer aldığını iletti.
Kurumsal müşterilere Asron markası ile hizmet verilecek
Tanrıverdi, söyleşimiz sırasında, Sigortayeri ile ilgili birkaç önemli gelişmeyi de bizlerle paylaştı. Tanrıverdi’den öğrendiğimize göre, bireysel ve kurumsal müşteri ayrımına giden Sigortayeri, kurumsal müşterilere bundan böyle Sigortayeri markası ile hizmet vermeyecek. Ağustos ayından itibaren kurumsal firmalara ‘ASRON’ (Orta Farsça’da sınıf sisteminde savaşçı anlamına gelen) markası ile hizmet verecek olan şirket, yeni marka sayesinde kurumsal müşterilerle ilişkilerini daha da güçlendirmeyi hedefliyor. Tanrıverdi’den aldığımız diğer önemli bilgi de Asron Sigorta’nın oluşturmak istediği ‘Global Sigorta Programı’ ile ilgili. 2018 yılında başlaması beklenen program, Çalık Grubu şirketlerine ve Sigortayeri’nin kurumsal müşterilerine hizmet verecek. Söz konusu program sayesinde doğrudan uluslararası büyük reasürlere gidilebilecek. Uygun maliyetli, müşteri bazlı özel poliçeler oluşturulabilecek. Tanrıverdi, “Daha şimdiden Asron Sigorta olarak uluslararası reasürans piyasalarına doğrudan entegre olmak üzere girişimlerde bulunuyoruz. Amacımız, bir reasürans brokeri olarak müşterilerimizin risklerine uluslararası piyasalardan alternatifli teminat sağlamak” diyor.
Havuz modeli sektörün büyümesine katkı yapacak
Brokerlik piyasası hakkında da söyleştiğimiz Tanrıverdi, aracılar ve brokerler arasındaki fiyat rekabetinin de tüketici algısını ve güvenini olumsuz yönde etkilediği düşüncesinde. Tanrıverdi, “Rekabetten dolayı müşteriye bir önceki yıla göre daha düşük bir fiyattan iş yapıyorsunuz. Ancak, müşteri ‘Geçen yıl şu fiyattan iş yaptın. Bu yıl fiyat neden düşük? Yoksa geçen yıl fazla mı ödedim?’ diyebiliyor. Aracılar arasındaki fiyat rekabeti, müşterilerde bir güvensizlik duygusu yaratabiliyor. Halbuki fiyat birden fazla değişkene bağlı” diyor. Türkiye’de yaklaşık 130 tane brokerin faaliyet göstermesine karşın brokerlerin resmi bir liginin olmamasından yakınan Tanrıverdi, “Hangi broker nerede, hangi alanlarda büyümüş, ne tutarda bir prim üretimi gerçekleştirmiş? Bu tür istatistiksel bilgilere, Türkiye Sigorta Birliği’nin resmi internet sitesinden ulaşmak mümkün değil” görüşünü dile getiriyor. Trafik sigortasında ‘havuz modelinin de söz konusu branşta, son dönemde yaşanan sıkıntılara bir çözüm sağlamak üzere geliştirilen bir modelleme olduğunu belirten Tanrıverdi, “Modelin, sektörün büyümesinde olumlu yönde etkisi olacağı inancındayım” diye konuşuyor.
http://www.acentam.com.tr olarak kendilerini tebrik ediyorum.
Açıklamayı yapan meslektaşımız için, bir kaç madde sıralayalım ki, haber altı boş kalmasın o zaman;
1-“Z” kuşağının alım gücü gerçekleşince, tüm fiziksel acentelerinizi 5 yıl içinde kapatıp sadece internetten satış yapacağınızı farz ederek bu söylediklerinizi arşive koyalım. Ama öngörünüz yanlışsa, ya tekrar acente kanalına geri dönmeyin ya da kamuoyundan ciddi bir özür dileyerek dönüşünüzü yapın. Zira 10 yıldır, şirket müdürleri aynı cümleleri kurdu, acentelere tarihin çöplüğünü layık gördü, biz hala buradayız ama onlar orta da yok ve ardıllarının maaşı, bizim alın terimizle ödenmeye devam ediyor.
2-Yıl 2017, hala Avrupa, Japonya ve Birleşik Devletler de, piyasa hâkimiyeti acente elinde bulunuyor. Ama siz, Türkiye’yi, sektörün GSMH oranına göre çok geri de bulurken, “Z” kuşağı bağlamın da, teknoloji kullanımın da, bu ülkelerin önüne koyuyorsunuz. Çelişkiniz büyüktür.
3- Sigorta satışını, hem bilgiye dayalı, hem müşteriyi aydınlatan ve aynı zamanda çapraz satışla trafik takipçilikten ayrılıp uzman acenteliği, iyi yerler de görmek istediğini söyleyen şirketlerin, diğer taraftan, sadece fiyata dayalı ve poliçeyi emtia ya indirgeyen topyekûn online satışın komik çelişkisine düşüyorsunuz. Lütfen yapmayın.
4-Sigorta sektörü trafik poliçesinden ibaret değil diyorsunuz. Diğer sigorta dallarının, bilgilendirme formu dâhil ciddi özen isteyen bir süreç olduğunu biliyorsunuz. Müşteriye muafiyet ve kapsam anlatımı, teminat teyitleri, teknik bilgi aktarımı, yenileme, tahsilat, hasar, zeyil vb. süreçlerin çok hayati olduğunu biliyorsunuz. Acentelerin diğer sigorta dallarını satmak için müşteriyle, önce trafik sigortası üzerinden bağlantı kurduğunu biliyorsunuz. Bu nokta da iki tane sorun var. Ya acentenin lokomotif sigorta dallarını kendiniz yazıp diğer zor sigorta dallarını “aptal yerine koyduğunuz” acentelerin üstelenmesini istiyorsunuz. Kaldı ki bir acente bu düzenle ayakta kalamaz. Ya da sektör bilgi ve tecrübeniz o kadar zayıf ki, ya ne istediğinizi ya da sektör bağlamın da finansal okuryazarlığın ne demek olduğunu bilmiyorsunuz.
5-En önemli madde şu ki; bu düşünceleri size dikte eden yabancı menşeili küresel şirketlerin müdürleri 2008 de 55 tane sigorta şirketini 30 şirkete düşürdü ve sonraki adımda 10 şirkete kadar düşürmeyi başararak, pasta payını büyütüp, acente üstünde tam baskı hedefini tamamlamak istiyorlar.
Sonuç olarak tavsiyemiz; acentenin alın teriyle kazandığı komisyon rahatsızlık veriyorsa, bu iş, internetten, her sigorta dalın da, acentesiz daha iyi yapılır, düşüncesi hâkimse, lütfen bu şirketler, “delikanlı” olup, kamuoyuna şu açıklamayı yapsınlar. “Tüm acenteleri fesih ediyoruz. Ve bu karardan dönmemek üzere tüm sorumluluğu alarak bundan böyle sadece internetten satışa başlıyoruz.” desinler. Acentenin emeğiyle o koltukta oturup, gelecek için ihanet planı yapıp hem de diğer taraftan acentelere “aslansın, kaplansın” ya da acenteler ayağını denk alsın ilerde yoksunuz üzerine mizansenler kurup, röportaj veren “siyo”lar “kabak tadı” vermeye başladı artık.
Saygı ve selamlarımla;