26 Nisan 2025, Cumartesi
spot_img

“Yenilenebilir enerji yatırımları sigorta sektörü için fırsat sunuyor” 

Türkiye’de son güneş ve rüzgar enerjisi alanında yatırımların arttığını söyleyen IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi,bu durumun sigorta stratejisi önemli olduğunu belirterek “Ulusal Enerji Planı’na göre 2035 yılına kadar güneş enerjisinde 52,9 GW, rüzgar enerjisinde ise 29,6 GW kurulu güç hedefleniyor. Bu da önümüzdeki 10 yıllık süreçte sadece bu iki alanda yaklaşık 65 milyar doların üzerinde yatırım potansiyeli anlamına geliyor. Bu ivme, sigorta ve reasürans sektörü açısından da önemli fırsatlar sunmakta” dedi.

Yenilenebilir enerji kapasitesinde son dönemde istikrarlı büyümesini sürdüren Türkiye’nin toplam kurulu gücü 2025 itibarıyla 118 GW’a ulaştı. Bunun yaklaşık yüzde 60’ı ise yenilenebilir kaynaklardan elde ediliyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi, özellikle hidroelektrik, rüzgar ve güneş enerjisindeki büyümeye dikkat çekerek “2023-2024 döneminde yenilenebilir enerjiye yapılan yatırım yaklaşık 2,5 milyar dolar seviyesindeydi. Bu da yıllık bazda yüzde 8-10 arasında bir artış anlamına geliyor. 2025 yılı sonuna kadar ise mevcut kapasitenin yüzde 15’e kadar artırılması hedefleniyor. Bu büyüme sadece enerji arz güvenliği açısından değil, aynı zamanda düşük karbon ekonomisine geçişte de kritik bir rol oynuyor. Bu veriler, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki kararlı büyümesini ve sürdürülebilir enerji hedeflerine ulaşma yolundaki ilerlemesini göstermektedir” dedi. 

“Gelecek 10 yılda 65 milyar doları aşan yatırım potansiyeli”

Türkiye’de son dönemde en fazla yatırım yapılan alanların güneş ve rüzgar enerjisi olduğunu hatırlatan Çiftçi, bu ivmenin sigorta stratejisi için de büyük önem taşıdığını belirterek “Özellikle lisanssız güneş enerjisi santrallerine olan talep ciddi şekilde artmış durumda. Ayrıca kara tipi rüzgar santrallerine ek olarak deniz üstü (offshore) rüzgar enerjisi projeleri de gündeme gelmeye başladı. Ulusal Enerji Planı’na göre 2035 yılına kadar güneş enerjisinde 52,9 GW, rüzgar enerjisinde ise 29,6 GW kurulu güç hedefleniyor. Bu da önümüzdeki 10 yıllık süreçte sadece bu iki alanda yaklaşık 65 milyar doların üzerinde yatırım potansiyeli anlamına geliyor. Bu ivme, sigorta ve reasürans sektörü açısından da önemli fırsatlar sunmakta” açıklamalarında bulundu.

“Parametrik sigortalar yükseliyor”

Çiftçi, yenilenebilir enerji projelerinin yapıları gereği inşaatta ve operasyonel süreçlerde birçok risk barındırdığını aktararak “Globalde sigorta sektörü bu alan için özel ürünler geliştirmiş durumda: Mühendislik sigortaları, iş durması teminatları, doğal afet teminatları, enerji verimliliği performans garantileri gibi. Türkiye’de de bu ürünler hızla adapte ediliyor ancak sektör olarak henüz yolun başındayız. Avrupa’da ve ABD’de ise özellikle “parametrik sigorta” çözümleri öne çıkıyor. Bu sistemlerde, örneğin bir rüzgar hızının belirli bir eşiği aşması durumunda otomatik ödeme mekanizması devreye giriyor. Aynı şekilde iklim temelli risk modellemeleri ve dijitalleşme, enerji projelerinin risk yönetimini daha öngörülebilir hale getiriyor. Türkiye sigorta sektörü olarak biz de bu çözümleri lokal ihtiyaçlara uyarlayarak müşterilerimize sunmaya başlıyoruz” diye konuştu.

“Afet riskleri için önerimiz all-risk poliçeler”

İklim değişikliğiyle birlikte artan sıcak hava dalgaları, fırtınalar, dolu yağışları ve kuraklık gibi olayların yenilenebilir enerji yatırımlarını doğrudan etkilediğini söyleyen Çiftçi, “Örneğin aşırı sıcaklar, güneş panellerinin verimini düşürebiliyor; fırtınalar rüzgar türbinlerini fiziksel olarak tahrip edebiliyor. Geçtiğimiz yıl Ege bölgesindeki bir rüzgar santralinde meydana gelen fırtına sonrası rotor hasarı yaklaşık 3 milyon dolarlık bir zarara yol açtı. Bu zarar, kapsamlı enerji tesis sigortası kapsamında karşılandı. Ayrıca, yangın riski de artan bir tehdit. Özellikle ormanlık alanlara yakın güneş enerjisi santralleri için yangın teminatları daha önemli hale geldi. Sigorta sektörü olarak biz, bu tür afet risklerine karşı “all-risk” poliçeler ve özel doğal afet teminatlarını proaktif biçimde öneriyoruz” dedi. 

“Yenilikçi enerji projelerini özel çözümlerle destekliyoruz”

Çiftçi, yenilikçi düşük karbonlu enerji projeleri hakkında da bilgiler verdi. “Hidrojen teknolojileri, enerji depolama sistemleri, karbon yakalama ve biyokütle gibi yenilikçi çözümler bu kapsamda değerlendiriliyor” diyen Çiftçi, şöyle devam etti: “Bu projeler, karbon ayak izini minimize etmeyi hedefliyor ve sürdürülebilir kalkınmanın temel taşlarından biri haline geliyor. Sigorta sektörü olarak biz de bu projelerin risklerine özel çözümler sunuyoruz. Özellikle yeni teknolojilerle ilgili belirsizlikler, yatırımcılar açısından önemli bir engel oluşturabiliyor. Bu noktada mühendislik teminatları, ürün sorumluluk sigortaları ve çevresel zarar sigortaları devreye giriyor. Ayrıca bu alandaki Ar-Ge projeleri için yatırımcıya güven veren “risk transfer çözümleri” geliştiriyoruz. Uluslararası reasürans piyasalarıyla iş birliği içinde, inovatif projelere yönelik destek mekanizmalarını ülkemizde de yaygınlaştırmak önceliklerimiz arasında yer alıyor” şeklinde konuştu. 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER