Sigorta sektöründe yabancı sermayeli şirketlerin günah keçisi ilan edildiğini söyleyen Hayatımız Sigortalı dergisi yazarı Dr. Erhan Ayberk, bu şirketlerin en büyük hatasının her şeyi kendi ülkesindeki gibi sanmasının olduğunu belirtti. Ayberk, “Yabancı sermaye girişleriyle birlikte büyük mesafe aldık. İşin bu yönü de var” dedi.Ayberk’in köşe yazısı şöyle:
“Hiç ortamız yok. Ya ifrattayız, ya tefritte… Sigorta sektöründe işler iyi gitmediğinden bu yana, yabancı şirketler aleyhine daha çok atıp tutmalar başladı.
Efendim, onlar yüzündenmiş tüm yaşadıklarımız… Gelmişler ülkemize, sigorta sektörünün altını üstüne getirmişler.
Evet, söylenenlerin bir kısmı doğru. Çünkü birçok yabancı şirkette yapılan en büyük hata, her şeyi kendi ülkelerindeki gibi sanmalarıydı. Eğer eleştirilecekse şu eleştiri getirilebilir. Niye Türk bir ortak ile devam etmeyip şirketlerin tamamını satın aldılar? Huyunu suyunu, tüketici alışkanlıklarını bilmediğin; iş süreçlerindeki yerel alışkanlıkların yabancısı olduğun bir ülkede, şirket satın alırken; insan önce güvenilir bir partner bulup beraber yürütmeyi düşünebilirdi. Yapmadılar… Her nedense doğrudan şirketlerin yüzde yüzünü alıp bir güzel kontrolle işleri yürüteceklerini sandılar. İşin bu kısmı hataydı…
Fakat sadece bu ve seçtikleri idarecilerle ilgili hatalarını eleştirebilirim kendi adıma.
Öte yandan, sektöre büyük bir katkı da verdiler. Onların sayesinde global sigorta sektöründe neler olup bittiğini, hangi eğilimlerin ön plana çıktığını gördük. Dersini iyi çalışanlar için Allah var, bir okul gibiydiler. Adına “know-how” denilen teknik bilgiye, bu ülkenin ihtiyacı vardı. Yabancı sermaye girişleriyle birlikte bu konuda büyük mesafe aldık. Bu da belki en temel faydalarından biridir. İşin bu yönü de var.
Kaliteli insanlar ortalıktan çekildi
Vuralım, fakat dinleyelim… Bu bir ülke işgali filan değildir dostlar… Onca höykürmeyi hak etmediler. Daha serinkanlı değerlendirme yapmak dururken, her şeyi onlardan bilmek gerçekten garip oluyor.
Sektördeki sıkıntının ana nedenlerinden biri mesela, bana sorarsanız, kaliteli insanların ortalıktan çekilmeleridir. Bir hata varsa buradadır. Yıllar içinde yetişmiş birçok değer, bugün sektör dışında.
Mevcutlar ise sanki her şeye yeniden başlamak zorunda bırakılmış gibiler.
Sektörde zirve yapmış bir büyük değerimizin bugün sanki sigortacılığa ilk defa başlıyormuş gibi, yeni şirket kurması ve işe sıfırdan başlaması, onun azmini gösterir, orası başka. Ama bu aynı zamanda sektördeki sağlıksızlığın da bir işaretidir. Sahip çıkılmamış her değer, sektörün biraz daha geriye düşmesine neden olacaktır.
Yabancı şirketlere gelince…
Bu kadar yüklenmeyelim bence…
Şu kaos ortamında onların payı yüzde ondan fazla değildir. Asıl sorun, iyi yetiştirilememiş bir yönetici çoğunluğun, gezer kayar bir habis kütle gibi gittikleri her şirkete sorun yaşatmasıdır. Hem bu kadar başarısızken hem de el üstünde tutulmaları ilginçtir.
Kimse buna değinmez, ama çok iyi bir organizasyon ve adaptasyon yetenekleri vardır. Burayı batırıp, oraya giderler. Sonra bakarsın ki keyifler yine gıcırdır. Yine onları izlemeye devam edersin.
Bırakın yabancı şirketleri günah keçisi yapmayı. Biz birkaç kişiyiz, birbirimizi biliriz. Bu yazıyı okuyanların kafasından şu anda hangi resimler geçtiğinin istatistiğini yapmış olsak; hemen hemen herkeste tam isabet yapıldığını görürüz.
Bu da hiç tesadüf değildir.”