Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyonu (TÜSAF), sigorta şirketlerinin acenteleriyle haksız rekabete girdiklerini belirterek, imza kampanyası başlattı. TÜSAF, kampanyaya katılmak isteyen acentelere “Mesleğine sahip çık, dik dur, geleceğe yön ver!” diye seslendi.
Türkiye Sigorta Acenteleri Federasyonu (TÜSAF), “Mesleğine sahip çık, dik dur, geleceğe yön ver!” sloganıyla imza kampanyası platformu change.org’da bir kampanya başlattı. Sigorta şirketlerinin internetten ve çağrı merkezlerinden (call center) acente komisyonunu düşerek iş ortağıyla rekabete girdiğini belirten TÜSAF, acenteleri zor duruma düşürerek satış yapmanın iş ahlakına sığmadığına dikkat çekiyor.
İmza kampanya duyurusunda sağlıklı büyümenin yolunun sigortacılığı meslek haline getirmiş acentelerden geçtiğini belirten TÜSAF, “Bugün sesimizi çıkarmaz ve ‘öğretilmiş çaresizlik’ içinde boyun eğersek, yarın hiçbir konuda şansımız kalmayacak” diyor.
TÜSAF, birlik ve beraberlik içinde hareket etmeye çağırdığı acentelere, “Gücümüzü ve tepkimizi yapacağımız eylemlerle, sadece bu şirketlere değil, aynı tavrı sergilemeyi düşünen ya da düşünecek olan tüm şirketlere de göstermiş olacağız” şeklinde sesleniyor.
TÜSAF’ın “Mesleğine sahip çık, dik dur, geleceğe yön ver!” sloganıyla başlattığı imza kampanyasına katılmak isteyenler buradan ulaşabilir.
İmza kampanyasının tam metni ise şöyle:
“Değerli Meslektaşımız,
MESLEĞİNE SAHİP ÇIK, DİK DUR, GELECEĞE YÖN VER…!
Bu mesajımız gelecek tehlikeleri önleyebilmemiz adına tek ses, tek vücut olabilmemiz için bilgilendirme ve uyarı amaçlıdır.
Son dönemlerde bazı sigorta şirketlerinin, brokerlerin ve kanunla sigortacılık hakkı tanınmış kurumların sigortacılık sektörüne verdiği zararları üzülerek görüyoruz.
Sigorta şirketlerinin diledikleri dağıtım kanalıyla çalışması yasal haklarıdır; ancak iş ortakları acenteleriyle haksız rekabet içine girmeleri kesinlikle kabul edilemez.
Sigorta şirketinin internetten ve çağrı merkezlerinden (call center) acente komisyonunu düşerek iş ortağıyla rekabete girmesi; iş ortağının portföyünü yasal olmayan yöntemlerle elde ederek, dataları satın alarak ve iş ortağını zor duruma düşürerek satış yapması iş ahlakına sığmamaktadır.
Mevcut datalar, acentelerin alın teriyle, yılların emeğiyle oluşmuştur. Bu dataları kullanmanın, üreticinin ektiği mahsulün başkası tarafından haksız yöntemlerle alınmasından farkı var mıdır?
Komisyon düşürmenin dışında mesleğin itibarını ve saygınlığını zedeleyen PROMOSYON’larla, sigorta poliçesinin bilgi, tecrübe ve hizmeti hiçe sayarak verilmesi; kısa dönemde fayda sağlayacak gibi görülüp, orta ve uzun vadede vereceği büyük zararların görülmemesi tam anlamıyla son dönemlerde gördüğümüz yönetici profiline uygundur. Günü kurtaran, kısa dönem göz boyayan istikrardan uzak sadece sektöre zarar veren çabalardan öteye gitmediği de, hepimizin bildiği örnekler ve rakamlarla sabittir.
Kaldı ki bu işi yapan şirketlerin sıralamalarının değişmediği, aksine harcadıkları büyük paralar ve hasar tazminatları ile kendilerine ve sektöre zarar verdikleri, mali yapılarını bozdukları bilinen bir gerçektir.
Bu konuda sermaye sahiplerini de uyarıyoruz, bu uygulamaların örneklerini deneyenler tarihte kötü izler bırakmışlardır. Sağlıklı büyümenin yolu Sigortacılığı meslek haline getirmiş acentelerden geçer.
İnternet ve call center satışları ne bizler için ne de sigorta şirketleri için uygun değildir. Rekabetin daha fazla artacağı, karlılığın düşeceği kaçınılmazdır. Vatandaşımız için ilk bakışta karlı gibi gözükse de hizmetteki sorunlar ve özellikle bilgi eksikliğinin sonucunda elde edecekleri zararlar, fiyatta elde ettikleri küçük avantajları ortadan kaldıracaktır.
Biz acenteler rekabetten değil, haksız rekabet ve mesleğe zarar veren yöntemlerden şikayetçiyiz. Çağa ayak uydurmak zorunda olduğumuzun da farkındayız. Ayrıca İnternetten satış yapılırken sigorta şirketlerinin brokerlere web servislerini açıp acentelerine açmamaları çifte standart değil midir?
İsteyen şirket sadece internetten ve call center’den satış yapabilir; ancak acentesinden daha ucuz fiyat veriyorsa, ya acenteleri ve diğer dağıtım kanallarıyla aynı fiyatı verecek ya da acentelerle çalışmayacaktır.
Satışın bir maliyeti vardır, bu maliyet acentelere komisyon olarak verilmektedir. Herkes çok iyi bilmektedir ki bu maliyet verilen komisyonların üzerindedir.
Sigorta şirketleri iş ortaklarıyla ortak akılla üretimi arttırmalı ve “kazan-kazan” ana hedefiyle projeler üretmelidir. Komisyonu maliyet olarak görmek doğru bakış açısı değildir.
Değerli meslektaşlarımız,
Dik durmasını bilmek ve tek ses olarak tepkimizi ortaya koymak zorundayız.
Bugün sesimizi çıkarmaz ve ”öğretilmiş çaresizlik” içinde boyun eğersek, yarın hiç bir konuda şansımız kalmayacak demektir.
Biz dürüst, güvenilir, ulaşılabilir ve bilgiye dayalı hizmet verirken sigortalı adayları üzerindeki gücü kullanarak sadece FİYAT ve PROMOSYON reklamları ile poliçe yapmak ETİK olmayan fırsatçılıktan başka bir şey değildir.
Acenteleriyle rekabete girmiş şirketlerin acenteliğini yapan, acentelik almak isteyen meslektaşlarımız bir an önce yaşananların farkına varmalı, kısa vadede fayda elde ettikleri düşüncesinden kurtulmalı ve gelecekte hem meslektaşlarına hem de mesleklerine zarar vereceklerini öngörmelidirler.
Değerli meslektaşımız,
Çözümsüz değiliz.
Birlik ve beraberlik içinde hareket edersek sesimiz çok daha güçlü çıkacak. Gücümüzü ve tepkimizi yapacağımız eylemlerle, sadece bu şirketlere değil, aynı tavrı sergilemeyi düşünen ya da düşünecek olan tüm şirketlere de göstermiş olacağız.
Bu son uyarıdır. Biz acenteler, bu haksız uygulamaları her fırsatta yasal yollarla ve göstereceğimiz tepkilerle, var gücümüzle engellemeye çalışacağız. Önümüzdeki dönemlerde bununla ilgili yasal düzenlemeleri de hep birlikte göreceğiz.”
doğru söze ne denir.Nihayet Diyojení hatırladık