Hepiyi Sigorta’nın bir maraton koşucusu olduğunu söyleyen Hepiyi Sigorta Genel Müdürü Şenol Ortaç, sektörün en hızlı hasar ödeyen şirketi olmak istediklerini açıkladı. Ortaç, “Geçtiğimiz yıl 100 binin üzerinde bir hasar dosyası ödedik. Eksper raporunu tamamlayıp giriş tuşuna bastıktan sonra ortalama 3 günde hasar ödemesini gerçekleştiriyoruz. Hayalimiz hasar ihbarını alır almaz hasar ödemek” dedi.
Hepiyi Sigorta, Türkiye’nin en hızlı hasar ödeyen şirketi olma hedefine odaklandı. Sigorta Ekranı’nda Can Kantar‘ın konuğu olan Hepiyi Sigorta Genel Müdürü Şenol Ortaç, Hepiyi Sigorta’nın hasar süreçlerini hızlandırmak ve iyileştirmek adına çalışmalar yaptığına dikkat çekti. Hepiyi Sigorta’nın genç bir sigorta şirketi olduğuna vurgu yapan Ortaç, “Geçtiğimiz yıl 100 binin üzerinde bir hasar dosyası ödedik. Eksper raporunu tamamlayıp giriş tuşuna bastıktan sonra ortalama 3 günde hasar ödemesini gerçekleştiriyoruz. Hayalimiz hasar ihbarını alır almaz hasar ödemek” açıklamasını yaptı.
Herkese kapımız açık
Hepiyi Sigorta’nın ilk poliçesini 17 Haziran 2022’de kestiklerini ve henüz bir buçuk yaşında bir şirket olmalarına rağmen önemli bir yol katettiklerini dile getiren Ortaç, şöyle devam etti: “İlk günden bu yana manifestomuz “Bizle çalışmak isteyen herkese kapımız açık, hepinizle çalışmak istiyoruz” oldu. Sistemlerimizi de bu yönde kolaylaştırdık, cep telefonundan mobil imzalar atarak bile acentelik almayı mümkün kıldık. Acentelerimiz de bize güvendiler ve biz bu bir buçuk yılda 6 binden fazla acenteye ulaştık. Bugüne kadar hiçbir acentemize üretim yetersizliği ya da kârlılık nedeniyle bir uyarı gitmedi. Hiçbir acentemize “Bize niye kasko yazmıyorsun, tamamlayıcı sağlık ver, trafiği az yaz, ferdi kazayı ayda bir tane yaz” demedik, demeyeceğiz de. Acentenin portföy mülkiyetini koruyacağımızı ve hiçbir acentemizin müşterisine direkt ulaşmayacağımızı ve acentenin müşterisi direkt bizden poliçe alırsa o poliçelerin komisyonunu yine acentemize vereceğimizi söylemiştik. Bunlara da uyduk.”
Fark yaratmak istiyoruz
Hepiyi Sigorta’nın bir maraton koşucusu olduğunu söyleyen Ortaç, acentelerinin hiçbir zaman büyük dalgalanmalar ve büyük fiyat indirimleri görmeyeceğinin altını çizerek “Biz istikrarlı büyümeyi seçen, kâr etmeyi bilen ama aynı zamanda da acentesine olabildiğince destek veren bir şirketiz. Ciddi bir acente sayımız ve onlardan gelen binlerce istek var. Burada operasyonel süreçler için teknolojiden çok faydalanıyoruz. Benim metal yaka diye nitelendirdiğim robotik prosesler var. Hedefimiz gelen taleplerin yüzde 95’ini ilk 15 dakikada tamamlamak. Diğer tarafta sektörün en hızlı hasar ödeyen şirket olmak istiyoruz ve onun için elimizden geleni yapıyoruz. Şirketin sahip olduğu mali güçle burada fark yaratmak istiyoruz. Geçtiğimiz yıl 100 binin biraz üzerinde bir hasar dosyası ödedik. Biz ekip olarak eksper raporunu tamamlayıp giriş tuşuna bastıktan sonra ortalama 3 günde hasar ödemesini gerçekleştiriyoruz. Bunların arasında tabii ki daha uzun sürenler var ama aynı gün ödediğimiz hasarlar da var. Hayalimiz hasar ihbarını alır almaz hasar ödemek. Bütün ekibimiz de bunun üzerinde çalışıyor” dedi.
Motor sigortacılığındaki gücümüzü korumayı sürdüreceğiz
Kuruldukları günden bu yana şirket stratejilerimizde neredeyse hiç değişiklik olmadığını aktaran Ortaç, “Biz, motor kası kuvvetli bir ekibiz. Kasko, trafik ve yan ürünler konusundaki bilgimizle öne çıkıyoruz. Piyasayı, acenteyi ve Türk müşterisini iyi biliyoruz. Bu alanda başarılıyız ve bu başarıyı sürdüreceğimize inanıyoruz. Öte yandan sadece motor poliçelerinde değil, aynı zamanda bireysel müşterilere de odaklanıyoruz. Tamamlayıcı sağlık, seyahat sağlık ve yabancı sağlık alanlarında önemli adımlar attık. Konut poliçelerine de yeni giriş yaptık. İlk başta tereddüt ettik, ancak müşterilerimizin sürekli talepleri üzerine bu alanda da faaliyet göstermeye başladık. 2023 yılında hem kasko hem trafikte bireysel müşterilerde yüzde 4’ün biraz üzerinde bir pazar payına ulaştık. Yenileme sürecimiz de devam ediyor. Gelecekte de motor sigortacılığındaki gücümüzü korumayı ve bireysel müşterilere odaklanmayı sürdüreceğiz” dedi.
2023, hedeflerimize ulaştığımız bir yıl oldu
2023’ün Türkiye için zor bir yıl olduğunu ifade eden Ortaç, “Yılın başında yaşanan deprem, ekonomik belirsizlikler, piyasadaki daralmalar, döviz değerlerindeki dalgalanmalar gibi sıkıntılarla mücadele ettiğimiz bir dönem oldu. Ancak, şirket olarak her şeye rağmen iyi bir sene geçirdik. 2022, bizim için bir hazırlık dönemiydi. Teknoloji altyapımızı güçlendirdik, acente kanalımızı hazırladık, organizasyonumuzu tamamladık ve tarifelerimizi oluşturduk. 2023 ise beklenmedik bir hızla geldi. Üretim ve karlılık açısından beklediğimiz hedeflere ulaşabildiğimiz bir yıl oldu. İş yapış şeklimiz, bu tür zorluklardan fırsat yaratma yeteneğimize dayanıyor. Eğer her şey sütliman olsa, işimiz daha zor olabilirdi. Bu şirket Japonya’da kurulmuş olsaydı, oradaki koşullar altında başarı sağlamak belki de daha uzun sürebilirdi. Ancak, kısa dönemde bu tür dalgalanmalara adapte olma yeteneğimizle öne çıkıyoruz” şeklinde konuştu.
2023’te 1,3 milyar lira kâr elde ettik, vergi rekortmenleri listesine giriyoruz
2023 yılını 1,3 milyar lira kârla kapattıklarını aktaran Ortaç, bunun yaklaşık 40 milyon dolara tekabül ettiğini söyleyerek “300 milyon lira vergi vereceğiz. İlk yılımızda vergi rekortmenler listesine giriyoruz. Bu yıl birçok ödül aldık. Doğan Holding tarafından çıkış gösteren en başarılı şirketi seçildik. İşler iyi gidiyor. Biz kurulur kurulmaz neredeyse orta ölçekli bir şirket konumuna geldik. Şimdi önümüzde bir seçim var ve dolayısıyla bir belirsizlik söz konusu. Ekonomi tarafında Türkiye bir miktar küçülecek gibi görünüyor. Faizlerin bu denli yüksek olması yatırımı azaltacak. Sigorta sektörü hemen etkilenmiyor ama yakında etkilenecek. Türkiye’de çok uzun vadeli planlar yapmak zor gerçekten ancak her gün dünden biraz daha iyi olmayı becerirsek o günün sonunda su akacağı yolu buluyor zaten. O yüzden bu yıl için çok iyi ya da çok kötü geçecek diyemiyorum ama ben şirketim adına acentelerime her geçen gün bir gün öncesinden daha iyi geçeceği sözünü verebilirim” açıklamalarında bulundu.
Reasüransta kapasite bulurken çok zorlanmadık
Yeni bir şirket olarak, deprem sonrası yaklaşık 50 milyon TL deprem hasarı ödediklerini belirten Ortaç, “Kasko sigortalarında yüzde 5 pazar payına sahibiz ve İstanbul’da önemli bir pazar payımız var. Deprem, özellikle konut poliçeleri için önemli bir faktör. Ticari ve sınai alanlarda poliçemiz bulunmamakla birlikte reasürans kapasitesi bulmakta zorlanmadık. Aldığımız reasürans korumalarının yüzde 95’i A rating reasürörlerden geldi. Brokerlerin yardımı ve bireysel odaklanmanın etkisiyle sorunsuz bir şekilde reasürans korumalarını aldık. Doğan Holding’in, sigortacılık ve risk yönetimi konularında bilgi sahibi olması da bizim için bir avantaj. Reasürans şu anda gayet yeterli görünüyor. Yıl içerisinde çok büyürsek ek koruma alabiliriz ama buna ihtiyaç olmadan bu yılı bitireceğimizi düşünüyorum. Öte yandan depreme karşı da her daim hazırlıklı olmak durumundayız” dedi.
Trafikte ve oto sigortalarında serbest tarife rejimine geçilmeli
Trafik branşında yaşanan sorunlarını çözmek için serbest piyasa rejimine geçilmesi gerektiğini söyleyen Ortaç, “Bizim burada yaklaşık 4,5 buçuk gibi bir pazar payımız ve dengeli bir portföyümüz var. Trafik poliçesinde rekabetçiyiz. Yeni kurulan bir şirketiz. Eskiden yükümlülüğümüz olmadığı için yeni rezervleri ona göre ayırıyoruz. Yeni kurulan bir şirket için yüzde 4,5-5’lik pazar payına ulaşmak aslında o arza çok önemli bir destek verdi. Kâr etmesi çok kolay bir ürün değil. Önümüzdeki asgari ücret, anayasa mahkemesi ve ortalama hasardaki gelişmeler bizleri zorluyor ama bizim kasımızın kuvvetli olduğu bir iş. Bu yılda benzer pazar payında devam edeceğiz gibi görünüyor” diye konuştu. “Oto sigortalarında iyi müşteri ile kötü müşteri ayrılmalı” diyen Ortaç, sözlerine şöyle devam etti: “Serbest piyasa aslında acenteler açısından da önemli. Kolay değil ama havuzu küçültüp ve serbest tarifeye geçiş yapılması gerekiyor.Ben bunun olacağına da inanıyorum. Türkiye’ye ve Türk ekonomisine de güveniyorum. Sigortacılık sigortanabilir menfaatinin artmasıyla gelişiyor. Biz zenginleştikçe, Türk ekonomisi geliştikçe sigorta sektörü de gelişecek, o yüzden güzel bilinen sigorta sektörünü bekliyorum.”
Deprem eylem planı üzerine çalışıyoruz
Olası İstanbul depremine ilişkin açıklamalarda bulunan Ortaç, herkesin bu konuda çok hazırlıklı olması gerektiğini söyleyerek “Bizim şirket olarak bir süredir üzerinde çalıştığımız bir deprem planı var. Ankara’da da bir ekibimiz var. Bazı arkadaşlarımız oradan çalışıyor. Test senaryoları devam ediyor. Sigorta şirketleri bu konuda bir miktar daha hassas olmak zorunda. Çünkü depremde ilk biz ayakta kalmalıyız. İnsanlara yardım elini uzatmak, onların sigortalarıyla ilgili işlerini rahatlatmak zorundayız. Yeni kurulan bir şirket olarak bu konuda çok önemli yatırımlar yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz” açıklamalarında bulundu.
Bütün acentelerimiz bizim için eşit
Acente tarafıyla ilgili konuşan Ortaç, tüm acentelerinin kendileri için eşit olduğunun altını çizerek “Acentelerimizin hiçbirinde komisyon farklılığımız ya da farklı bir protokolümüz yok. Hiçbirinde fiyat farkı yok. Aynı durum dijital için de geçerli. Ayda bir tane poliçe kesen acentelerimiz de var bin tane kesen de var. İkisi de aynı komisyonu alıyor. Bizim ürünlerimizde acenteler daha zor satılması gereken teminatları sattığında gelirini çok yükseltebiliyor. Kişiselleştirebiliyorlar poliçeyi müşteri adına. Bu sistemi çok iyi kullanıp sürekli ortalamanın iki katına yakın komisyon alan acentelerimiz var. Önümüzdeki dönemde yine onlar için kampanyalarımız olacak. Bölgesel toplantılar yapmak istiyoruz çünkü bu işin özünde iletişim var. Sosyal medyayı etkin kullanıyoruz. Önemli bütçelerle İki televizyon reklamı yaptık. Bunların da hepsi acentelerimize destek. 8 Şubat’ta bir araba çekilişimiz olacak. Katılan acentelerin önemli de şansı var” dedi.
İki şirkete el konulmasında en büyük sıkıntıyı acenteler çekti
Sigortacılığın finans ve sermaye işi olduğuna dikkat çeken Ortaç, bu işi yapacak şirketlerin yeterli sermayeye sahip olmaları gerektiğini ve yasa koyucunun da o sermayeyi denetlemek zorunda olduğunu söyledi. Ortaç, yakın zaman önce iki sigorta şirketine el konulmasının sektörde önemli bir etki yarattığını ifade ederek “Aslında burada en büyük problemi acenteler çekti. Bir anda müşteriyle karşı karşıya kaldılar. Hepimiz elimizden geldiğince destek olmaya çalıştık. O poliçeleri bir an önce yeniledik. Bunun bir daha yaşanmamasını diliyoruz” dedi.
İşlerimizi geliştirerek yolumuza devam edeceğiz
Dijitalleşme ile ilgili görüşlerini paylaşan Ortaç, dijitalleşmenin acenteler için bir gereklilik olduğunu belirterek “Dijitalleşmek sadece dijitalden satış yapmak değil. Bu, aynı zamanda operasyonlarını iyileştirmek içinde gerekli. Acentelerimizden bu yıl bu yönde bir talebimiz olabilir. Hep bir gün önceden bir tane daha fazla tuğla koymayı becerebilirsek zaten güzel yerlere geleceğiz. Hepiyi Sigorta, sektörün farklı bir şirketi ama farklı bir şey yapmazsanız yaşamak için bir nedeniniz yok. Dünden farklı olmak zorundasınız. Biz de farkımızı olumlu anlamda iyileştirerek devam etmek istiyoruz. 2024’ün bizim için güzel bir yıl olmasını diliyorum” diye konuştu.
Sigorta Ekranı: