23 Kasım 2024, Cumartesi
spot_img

Türkiye'de sigortacılık eğitimi

Sigorta sektöründe çalışanların çoğunluğunun sigortacılık bilgisini bir işte çalışırken kazandığını belirten Hayatımız Sigortalı Yazarı Erhan Ayberk, eğitim alınmayan bir konuda kaş göz çıkartıldığını ve tüketicinin sigortaya güveninin sarsıldığını söyledi.

erhan ayberk

Tüm sigorta şirketlerinde çalışan personelin sadece yüzde 8,53’ünün sigortacılık ve aktüerya eğitimi aldığını söyleyen Hayatımız Sigortalı Yazarı Erhan Ayberk, sigorta eğitiminin, bağımsız ve kendi içinde bir disiplin olması gerektiğini belirtti. Çalışanların yüzde 91,47’sinin ise sigortacılık bilgisini işte çalışırken kazandığını ifade eden Ayberk, bunun zaman ve kaynak israfı olduğunu kaydetti. Ayberk, daha önce eğitim alınmayan bir konuda kaş göz çıkartıldığını dile getirerek,  bu durumun da tüketicinin sigortaya güvenini sarstığını söyledi. Ayberk, köşe yazısında şu ifadelere yer verdi:

“Sigorta şirketlerinde çalışan personele ilişkin 2013 yıl sonu istatistikleri oldukça şaşırtıcı:

Tüm sigorta şirketlerinde çalışan personelin sadece yüzde 8,53’ü sigortacılık ve aktüerya eğitimi almıştır. (Kaynak: SGM İstihdam Raporu).

Daha da önemlisi, bu eğitim alanlarının genel disiplin adı da “Bankacılık ve Sigortacılık”tır. Yani sadece Sigortacılık disiplinine ilişkin bilgiler verilmiyor. Hatta eğitim içeriklerine bakıldığında, bankacılık konusunun baskın olduğu açıkça görülüyor.

Küresel anlamda uzmanlaşmaya gidildiği bir dönemde, bu rakam hakikaten çok düşük bir yüzdeyi haber veriyor.

Bu oranın en kestirme sonucu şu: Sigorta şirketlerinde çalışanların yüzde 91,47’si, sigortacılık bilgisini işte çalışırken kazanmış!

Bunun ne denli bir zaman ve kaynak israfı olduğu çok açık. Yani önce çeşitli bilim disiplinlerinden gelmiş insanları işe alıyor ve sonra çok uzun bir eğitim sürecini başlatıyoruz. Bu esnada onlara görevler de veriyoruz. Onlar ise daha önce eğitimini almadıkları bir konuda kaş göz çıkartıyorlar.

Sonra da dönüp, tüketicinin sigortaya niye güvenmediğini düşünüp duruyoruz. Sıkıştığında “sallayan” yöneticiler herkesin malumudur. Çünkü gerçekten de sigortacılığı bilmiyor ve bir sorunla karşılaştıkça çözmeye çalışıyor; bu arada da çeşitli gaf kazaları meydana geliyor.

Diğer bir sorun ise sigorta eğitimi veren kurumlardaki akademisyenlerin nitelikleri. Onların da çok azı sigorta disiplininden geliyor. Çoğu verdiği ders sayesinde önce öğrenip sonra anlatıyor.

Bu durum çok kısa zamanda değiştirilmeli. Sigorta eğitimi, bağımsız ve kendi içinde bir disiplin olmalı.

Yani şunu demek istiyoruz: Evet, sigorta öğrencisinin işletme, muhasebe, yönetim, istatistik gibi bilgilere de ihtiyacı var. Fakat bu ve benzeri eğitimler, bir şekilde çatısı “sigortacılık” olan bir disiplin içinde uyarlanmalı. Hepsinin sigortacılıkla ilişkisi kurulmalı ve uzmanlaşmaya gidilmeli.

Peki, “Bu eğitimin açılması yaklaşık 19 bin çalışanı bulunan bir sektör için ne derecede makul?” diye bir soru akla gelebilir.

Sigorta sektörü sadece sigorta şirketlerinde çalışan personelden oluşmuyor. Bunun yaklaşık rakamlarla acenteler kısmında 16 bin acente ve 70 bin acente çalışanı var. Eksper tarafında, bin 100 eksper ve 3 bin 300 eksper çalışanı var. 80 broker ve 750 broker çalışanı ile 9 bin 500 banka teknik personeli var (Kaynak: Türkiye’de Sigortacılık ve Aktüerya Eğitimi Çalıştay Raporu,2011).

Hepsini topladığımızda, yaklaşık 120 bin kişinin istihdam edildiği ve gelişmeye çok açık bir sektörden bahsediyoruz.

Cazip eğitim ve istihdam sahası

Konunun önemli bir boyutu daha var. Herhangi bir işletme ve benzeri okulundan mezun olacak kişinin mesleği çok değişebilir ama sigortacılık okumuş biri öncelikle sigorta acenteliği yapabilir. Yani mezunlar açısından da ileriyi görmek daha kolay. Meslek hazır.

Hal böyleyken, ülkemizde sigortacılık eğitimine ilave kaynak ayırmamak yanlış.

Devlet ve vakıf üniversitelerinin bu konuya eğilmesi gerekiyor. Potansiyeli bakımından cazip bir eğitim ve istihdam sahası bulunuyor.

İleride bu okullarda verilmesi gereken eğitim üzerine düşünce ve önerilerimizi de yazacağız.

Esen kalın…”

  1. Dr Ayhan ERBERK ‘in tespitleri fevkalade doğru. Gerek Sigorta şirketleri ve acentalarında ve gerekse sigorta Eksperlerinin istihdam ettikleri personelin yaptıkları icraat ve hizmet potları yüzünden,sektörde anormal bir gerilme var. Bu gerilme sonucunda sigortalı ve sigortadan menfaaet temin edenlerin sektöre GÜVEN endeksi eksi 70 dolaylarında… 2010 yılında TSB eski Başkanı Mustafa SU ‘nun yaptırdığı kamu oyu yoklamasında yine yanılmıyorsam % 67,9 mertelerinde Sigorta Sektörüne sigortalılar ile sigorta poliçesinden menfaat sağlayanların GÜVEN duymadıkları bilimsel olarak tespit edilmişti…Yani 2010 yılından beri sektörün bütün oyuncuları olan sigorta şirketleri,çalışanları+sigorta eksperleri ve çalışanları+sigorta acentaları ile çalışanları hala kendilerine çeki düzen vermiş değiller.. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu düzeyde bir güvensizlik yüzdesi yok…Durum vahil ve endişe verici .Diğer taraftan Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Denetleme Kurulu 2012-2013 ve 2014 raporları da sektöre GÜVENSİZLİĞİN vehametini ortaya koymuş durumda.. Sektörün bütün oyuncuları artık kafalarını devkuşu misali kumdan çıkarmazlar ise,bunun sonuçlarına da katlanmak zorunda kalırlar !!!!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER