23 Aralık 2024, Pazartesi
spot_img

Türkiye sabit getirili ve kısa vadeli yatırımı tercih ediyor

İnsan kaynakları ve yönetim danışmanlığı firması Mercer, Latin Amerika, Orta Doğu, Afrika ve Asya’da yaklaşık 5.2 trilyon ABD doları tutarındaki emeklilik fonu varlıklarını etkileyen varlık dağılımları; ve yatırım eğilimleri hakkında bilgi sağlayan ‘Büyüyen Pazarlar Varlık Dağılım Trendleri 2020’ raporunun sonuçlarını açıkladı.

Firmaların değişen iş gücünün sağlık, varlık ve kariyer alanlarındaki ihtiyaçlarını yönetmeleri için çözümler sunan ve danışmanlık veren Mercer; ‘Büyüyen Pazarlar Varlık Dağılım Trendleri 2020’ raporunu yayınladı. Bu yıl Türkiye ve Hindistan olmak üzere iki yeni ülkenin dahil olduğu raporda, Brezilya, Şili, Kolombiya, Meksika, Peru; Güney Afrika, Hong Kong, Endonezya, Japonya, Güney Kore, Malezya, Tayvan ve Tayland’ın aralarında yer aldığı 16 pazar değerlendiriliyor.

Raporun sonuçlarına göre; 2014 yılından günümüze kadar analiz yapılan dönem içinde büyüyen pazarlardaki varlık dağılımlarındaki değişiklikler ve geçen yıl gerçekleştirilen raporda ön plana çıkan uzun vadeli eğilimlerin; düzenleyici faktörlerin yanı sıra piyasa koşullarının da etkisiyle de daha değişken ve alternatif araçlar yönünde değişiklik göstermeye devam ediyor.

Sabit getirili yatırım araçlarındaki düşüş ile birlikte, hisse senedi yatırımlarının toplam varlıkların arasındaki oranı yüzde 32’den 37’ye yükseldi. Ayrıca ülkelerdeki yatırımlara yönelik önemli önyargılar devam ederken; özellikle hisse senedi bazında yabancı varlıklara yatırım eğilimi de artış gösteriyor. Mercer’ın ‘Büyüyen Pazarlar Varlık Dağılım Trendleri 2020’ raporuna göre; gelecekte de devam etmesi beklenen trend olarak ‘alternatif yatırımlar’ portföylerde ağırlık kazanıyor. Ayrıca rapor, sürdürülebilirlik / ESG, yönetişim ve ücretlere artan odaklanmayı gözler önüne sererken, bu eğilimlerin pazara göre büyük ölçüde değiştiği ve uygulandığı pazar eğilimlerinin devam ettiği görülüyor.

Türkiye’de 407 emeklilik fonuna yatırım gerçekleşti

Türkiye’de 6.8 milyon gönüllü ve 5.3 milyon otomatik katılım planı sahibi yatırımcı, yaklaşık 20 milyar dolarlık fon büyüklüğüyle toplam 407 emeklilik fonuna yatırım yaptı. Türkiye’deki ekonomik dalgalanmalar ve kısa vadede yüksek faiz oranları nedeniyle fon büyüklüğünün büyük bir bölümünü yerel sabit getirili menkul kıymetler oluşturuyor. Yüzde 67’nin üzerinde bir oranda sabit getirili ve kısa vadeli nakit yatırım araçlarına dayalı bir varlık dağılımı görülüyor.

Ancak son yıllarda yatırım dağılımı daha az muhafazakâr olan Türk hisse senetleri; kıymetli maden fonları (temel olarak geleneksel bir yatırım aracı olarak altın) ve kamu kiralaması sertifikaları yönünde artış gösteriyor. Son dönemde uygulanmaya başlayan fon dağılım önerileri ve katılımcıların risk seviyelerine göre otomatik olarak yapılan fon dağılımı değişiklik uygulamalarıyla (robo-advisory) daha uzun vadeli ve farklı yatırım araçlarına yönlenen dağılımlarının artmasını bekleyebiliriz. Devlet, işverenlerin ve bireylerin uzun vadeli tasarruf yapmasını teşvik etmek için reformlar yapmayı düşünüyor.

Latin Amerika daha muhafazakâr

‘Büyüyen Pazarlar Varlık Dağılım Trendleri 2020’ raporuna göre; ortalama yüzde 65 sabit getirili araçlara yatırımla Latin Amerika’nın; diğer ülkelere kıyasla daha muhafazakar olduğu görülüyor. Yüksek yerel faiz oranları nedeniyle yüzde 73 ile Brezilya, yüzde 70 ile Meksika ve yüzde 65 ile Arjantin bölgedeki en yüksek sabit getirili araçlara dağılım oranına sahip ülkeler olarak ön plana çıkıyor.

Kolombiya yüzde 48 ve Peru yüzde 36 ile hisse senetlerinde en çok dağılımı yapan ülkeler. Riskten korunma fonları, gayrimenkul ve özel sermaye gibi alternatif yatırımlar için Kolombiya yüzde 9; Peru yüzde 7 ve Brezilya yüzde5 ile bölgedeki en yüksek tahsisleri kayıt altına alan ülkeler olarak görülüyor.

Bölgede, büyük ölçüde düzenleyici kısıtlamalar nedeniyle, özellikle hisse senedi portföylerinde yabancı varlıklara yapılan yatırımlarda büyük farklılıklar göze çarpıyor. Brezilya ve Arjantin’de yabancı yatırıma çok düşük bir oranda yer verirken, Peru’da bu oran yüzde 73 olarak seyrediyor. Aynı oran Şili’de yüzde 69, Meksika’da yüzde 58 iken, Kolombiya’da bu oran yüzde 48’den yüzde 54’e yükseliyor.

En yüksek hisse senedi yatırım oranına sahip ülke

Orta Doğu ve Afrika bölgesinde büyük bir sofistike yatırımcı havuzu olsa da, bu yatırımcıların fon dağılımlarına ilişkin halka açık veriler sınırlı kalıyor. Güney Afrika yüzde 58.4 ile bölgede en yüksek hisse senedi yatırım oranına sahip. Yöneticiler offshore yatırım yapma kabiliyetini artırıyor gibi görünse de daha fazla yatırım özgürlüğüne yönelik eğilimin tersine çevrilmesine yol açabilecek hükümet düzenlemelerinin değiştirilmesi beklentisi; önemli bir endişe konusu olmaya devam ediyor.

Asya’da ülkeden ülkeye değişiklik

Raporun sonuçlarına göre; Asya bölgesindeki yatırımlar her ülkede farklılıklar gösteriyor. Hindistan yüzde 93 ile en yüksek sabit getirili yatırım araçları dağılım oranına sahipken, Tayvan’da yatırımların yüzde 20’si nakde dayalı araçlar olarak görülüyor. Bunun aksine, büyük ölçüde yaşam tarzı ve bağımsız özkaynak fonlarına ‘Zorunlu İhtiyat Fonu’ seçimleriyle Hong Kong, yüzde 65’lik hisse senedi yatırımıyla Asya’daki en yüksek paya sahip ülke konumunda. Japonya, Güney Kore, Malezya ve Tayvan yüzde 37 ile yüzde 43 arasında oranlarla hisse senedine yatırım yapan ülkeler olarak ön plana çıkıyor. Güney Kore’de yüzde 12 ve Tayvan’da yüzde 10’luk oranlarda alternatif yatırım araçlarının tercih edildiği gözlemleniyor.

Mercer Türkiye Bireysel Emeklilik Danışmanlığı ve Brokerlık Direktörü Serap Özalp

Japonya, büyük ölçüde anket verilerindeki en büyük bileşen olan Devlet Emeklilik Yatırım Fonu’ndaki tahsis değişikliklerinin etkisiyle, tam ölçüm dönemi boyunca hisse senedi dağılımını yüzde 13 oranında artırdı. Ayrıca, yatırımcılar daha fazla coğrafi çeşitlilik arayışında olduklarından, özellikle Japonya, Güney Kore, Hong Kong ve Tayvan’da yerli varlıklardan yabancı varlıklara kayda değer bir kayma yaşandı.Asya bölgesindeki ülkeler için fonların sürdürülebilirliğini artırmak ve sonuçta bireylere fayda sağlamak için emeklilik planlarını yeniden yapılandırma konusundaki potansiyel fırsatlar ön plana çıkıyor.

Fırsatlar da doğurabilir

Yatırımcıların çevresel, demografik, teknolojik ve jeopolitik riskler gibi küresel piyasa endişelerine yanıt verirken, daha yüksek getiri elde etmek; maliyetleri en aza indirmek ve daha iyi yönetişim yapıları uygulamak için büyük bir baskı altında olduklarına dikkat çeken Mercer Türkiye Bireysel Emeklilik Danışmanlığı ve Brokerlık Direktörü Serap Özalp; “Alternatif varlıklara yapılan yatırımlar, yüzde 3.7’den yüzde 4.5’a yükselen yavaş bir ivmede ilerliyor. Daha fazla yatırımcının, daha yüksek getiri ve artan çeşitlilik arayışıyla bu durumun devam etmesi muhtemel. Mevcut koronavirüs pandemisinin neden olduğu yüksek düzeyde değişikliklerin yaşandığı bu dönemde, bu zorluklara cevap vermek daha da önemli hale geliyor” dedi.

Özalp, “Yatırımcıların, yatırım hedefleri ve risk toleransıyla tutarlı bir varlık tahsisi planına sahip olması çok önemli. Piyasanın stresli olduğu dönemlerde, uzun vadeli yatırımcıların varlık dağılımında disiplini sürdürmeleri gerekiyor. Bir yandan da potansiyel senaryoları ve portföy risklerini değerlendirmek ve gelecekteki fırsatlara hazırlanmak için de iyi bir zaman olduğunu söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER