Sigorta sektöründe doğru bilgilendirmenin çok önemli olduğunu dile getiren sigorta eksperi Sezen Ulusoy, deneyimlerine göre eksperleri en çok zorlayan konuların başında eksik sigorta ve eksik bilgilendirme geldiğini açıkladı. Ulusoy, “Bizi en çok zorlayan bilgilendirmenin tam olarak yapılmadığı durumlar ve eksik sigorta gibi konular. Hasar sonrasında yüzde 50’nin üzerinde eksik sigorta çıkan dosyalar var ve bunları izah etmek gerçekten zor” dedi.
Beklenmeyen kazalar, doğal afetler ve öngörülemeyen pek çok risk yaşam boyu pek çok hasara neden olabiliyor. Sigorta, şüphesiz tüm bu hasarların telafi edilmesinde en etkili kalkan. Ancak sigortalı olmak kadar söz konusu zararların telafi edilebilmesi için hasar sonrası süreçte doğru yapılan bir ekspertiz çalışması ile kayıpların doğru tespit edilmesi de önem taşıyor. Sigorta Ekranı’nda Damla ile Sabah Kahvesi programına konuk olan sigorta eksperi Sezen Ulusoy, eksperlik mesleğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Eksperlik işinin sadece ölçüp biçmek olmadığını vurgulayan Ulusoy, “Biz eksperler bazen sadece telefon görüşmesiyle de hasarı tespit edebiliriz ama çok basit bir hasar bile olsa gidip dinliyoruz. En çok zorlayan ise poliçe yapılırken yapılan bilgilendirmenin tam olarak yapılmadığı durumlar ve eksik sigorta gibi konular. Hasar sonrasında yüzde 50’nin üzerinde eksik sigorta çıkan dosyalar var ve bunları izah etmek gerçekten zor. Banka kanalıyla zorunlu bir sigorta yapılıyor. Sigortalılar her şeyin tam kapsamlı sigortalı olduğunu düşünüyor. Teminat kapsamı dışında bir hasar durumunda sigortalılar biz neden sigorta yaptırıyoruz o zaman diyorlar. Bu durumda sigortanın kapsamını anlatıyorum. Bir kişi bile güvenerek ve inanarak sigorta yaptırıyorsa bu sektörümüz için bir faydadır. Bilgiyi almaya açık insanlara anlatmak çok kolay ancak tam tersi durumda zor oluyor” diye konuştu.
Büyük hasarlarda ciddi performans sergiliyoruz
Ulusoy, her işin kendine göre zorlukları bulunduğunu söyleyerek, “Biz işimize zarar, ziyan, ihbar, kayıp, afet, fırtına, sel gibi hep olumsuzluk içeren kelimelerle başlıyoruz zaten. Ben keyifli tarafına bakıyorum. İyi bildiğiniz iş, kolay iştir, en kısa yol da bildiğiniz yoldur. Biz bu işin eğitimini aldık ve kendi işimizi yapıyoruz. Elbette zor tarafları var. Büyük hasarlarda, çok fazla alanı etkileyen işlerde sahada ciddi performans sergiliyoruz. Herkesi dinlemek zorundasınız” diye konuştu.
Sigortacılığa zorunlu stajla girdim
1998 yılında girdiği Uludağ Üniversitesi Sigortacılık bölümünün ardından Anadolu Üniversitesi‘nde İşletme bölümünü bitirdiğini aktaran Ulusoy, sigorta sektörüne Sigortacılık Meslek Yüksek Okulu‘nda okurken zorunlu staj ile girdiğini belirterek, şunları söyledi: “Benim sektöre girişim hasar ile oldu. Marmara bölge müdürlüğünde çalıştım. Mezun olduktan sonra bir sigorta acentesinde kısa süre çalıştım ama tabii eğitimi bölge müdürlüğünde yaptığım için isteğim kurumsal bir şirkette olmaktı. Daha sonra Bursa’da bölge müdürlüğü açacak olan eski adıyla Birlik Sigorta şirketinde daha sonra adını değiştirerek Halk Sigorta olan şirkette hasar servisinde sorumlu olarak başladım. Bir yılın sonunda şef olarak devam ettim ve 2010 yılına kadar aynı şirkette hasar servisinde çalıştım. 2009 yılında eksperlik ön eleme sınavına ve kursa katıldım ve sonra eksperlik sürecim başladı.”
Gençlere sigortacılık bölümünü tavsiye ederim
Sigortacılığın hala geliştirilebilir ve payı artırılabilir potansiyeli olan bir alan olduğuna dikkat çeken Ulusoy, “20-25 yıl önce, bu bölümde okuduğumuz zamana göre pasta büyüdü ve o pasta büyüklüğü hala duruyor. Sigortacılık gerçekten doğru yapıldığında iyi ve ülke ekonomisine katlı sağlayacak bir iş. Gençlere sigortacılık ve bankacılık bölümünü tavsiye ederim. Sigorta eksperliğini kendi çocuklarıma da önerebilirim ancak onların tercihine bırakırım. Bu alana yönelirlerse desteklerim” diye konuştu.
Kadınlar engel koyulmadığı sürece her işte başarılı olabilir
Kadın eksperlere karşı farklı tepkiler olduğunu ifade eden Ulusoy, emekle yapılan işin cinsiyeti olmaması gerektiğinin altını çizerek, “Ataerkil toplumlarda kadın işi, erkek işi algısı var. Şu an pompa başında da kadın görebiliyorsunuz. Kadınlar siyasette de sporda da varlar ve her alanda başarılılar. En ünlü aşçılar erkektir ama evde yemeği kadınlar yapıyorlar. Biz nasıl ünlü bir aşçıya bu kadın işi diyemiyorsak, kadınlar için de elinin hamuruyla erkek işine bulaşma deyimini toplumun unutması lazım. Engel koyulmadığı sürece her işte başarılı olabiliriz” dedi.
Doğal afetlerde yapılmış bir poliçe varsa hasar mutlaka karşılanır
Doğal afet kaynaklı hasarlarla ilgili de programda bilgi veren Ulusoy, genel şartlarda aşırı yağışlar nedeniyle sel basması, nehirlerin taşması, yağışlar nedeniyle foseptik çukurunun taşması gibi durumların tanımlı olduğunu belirterek, “Süreçler yaşandıkça görülüyor. Sel baskınları gibi riskler için devlet tarafından belirlenen oranlar var. Örneğin sıklıkla sel oluşuyorsa bu sigortalı alanlarda çok daha fazla hasar olması riski görülüyorsa muafiyet oranları değiştirilebilir. 2015 yılında Bursa bölgesinde yaşanılan rüzgâr kaynaklı hasarlardan sonra hasar gören bölgelere belli muafiyetler konuldu poliçelerde. Yapılmış bir poliçe ve gerçekleşen hasar varsa, şartlar da uygunsa bunun karşılanmaması gibi bir durum söz konusu değil” açıklamalarında bulundu.
İşlerin yüzde 3’ü kadarını uzaktan yapıyoruz
Uzaktan çalışma konusuna değinen Ulusoy, pandemi döneminde uzaktan ekspertiz yöntemini çok kullandıklarını aktararak, “Uzaktan ekspertiz yapabilmek pandemi döneminde işimizi kolaylaştırdı. Görüntülü görüşmelerde de bir şekilde çözüme kavuşturduk. Şu an yine kullanıyoruz. İşlerin yüzde 3’ü kadarını uzaktan yapıyoruz. Uzaktan ekspertiz sonrasında olumlu bir kanaat yoksa ve şüphe varsa ya da suiistimal olduğunu düşünüyorsak bunu fiziksel ekspertize dönüştürüyoruz. Hasarı koklamak diye bir deyim var aramızda. Fiziksel ekspertizde daha iyi gözlem yapabiliyorsunuz. Geleneksel yöntem her zaman daha iyidir” şeklinde konuştu.
Eksperler arasında güzel bir dayanışma var
Yeni eksperlerin sektördeki konumu ile ilgili konuşan Ulusoy, deneyimsiz ekperlerin küçük işleri aldığı görüşüne katılmadığını belirterek, şöyle devam etti: “Ben yaş itibariyle ve aldığım dönem itibariyle en genç eksperlerden birisiyim. En deneyimsizlerden biriyim ama aslında on bir yıllık deneyimim var. Deneyimli eksperler büyük işleri, deneyimsiz olanlar küçük işleri alıyorlar konusuna ben katılmıyorum çünkü işin büyüğü küçüğü olmaz. Alanımızda çalışarak deneyim kazanıyoruz. Bugüne kadar aradığım eksper büyüklerim de beni cevapsız bırakmamıştır. Bizim aramızda güzel bir dayanışma var. Elbette belirli bir deneyime ulaşmış eksperler belirli hasarlara bakacaklar. Ben konut hasarlarına bakan bir eksper olarak milyon dolarlık hasar olan durumlarda ‘bunu ben yöneteceğim sizden neyim eksik’ dersem haksızlık etmiş olurum. Aynı şekilde bilgi ve deneyime sahip olan eksper bir konuta giderek mutfak dolabının altına eğilip tesisata bakarak hasar tespiti yapmaz.”