Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Özgür Obalı, eldekileri yerine koymanın çok zor olduğu bir dönemde olunduğuna dikkat çekerek “Zorlu ekonomik koşullar varlıkların değerlerini hızla arttırıyor. Risklere karşı sigortalanma en büyük güvencemiz.” dedi.
Pandemi sonrası değişen düzende tedarik zinciri, bölgesel çatışmalar, iklim krizi ve dünya genelindeki zorlu ekonomik koşullar bir tarafta riski arttırırken diğer tarafta da varlıkların değerini hızla yükseltti.
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Özgür Obalı, tüm bu gelişmelerle enflasyon ve döviz kurundaki dalgalanmanın Türkiye’deki yansımalarına dikkat çekerek “Bir yıl öncesiyle karşılaştırıldığında, gayrimenkul, otomotiv gibi sigorta ile yakından ilgili alanlarda varlık değerleri yüzde 100’ü aşan oranda değer kazandı. 1 yıl önce ortalama 500 bin TL seviyelerindeki C segment bir aracın ya da 500 bin TL civarındaki bir konutun ortalama fiyatı bugün 1 milyon TL’yi aştı. Bu değerlemeler ışığında sigortasız bir varlığımızı kaybettiğimizde, aynı değerden yerine koymamız mümkün görünmüyor.” dedi.
Sigorta bilinci giderek yükseliyor
Sahip olunanları korumanın yolunun sigortalanmak olduğunu altını çizen Obalı, ülkemizde ‘sigorta bilincinin’ yükselerek arttığını belirterek “Sigorta, geleceğe huzurlu ulaşmada önemli bir güven unsuru. Ekonomik koşullara rağmen vatandaşların sigortaya olan ilgisi ve teveccühü sürüyor. ‘Sigorta, kıymet bilmektir’ diyerek çıktığımız bu yolda, sigortaya ilgiyi sektör olarak doğru işler yaptığımızın önemli bir göstergesi kabul ediyoruz.” diye konuştu.
Sigorta prim artışlarına da değinen Obalı, konunun bugünden değil, geçen yılbaşından itibaren değerlendirilmesi gerektiğini aktararak “2021 yılında pandemi kaynaklı yavaşlayan hayat, özellikle motor ve sağlık branşındaki ‘hasar frekanslarını’ ciddi oranda düşürdü. Daha uygun fiyatlama yapılmasına imkân sağlayan bu durum, sigorta şirketlerince tüketicilerin lehine kullandı ve bir nevi iskontolu fiyatlarla ürün sunuldu.” ifadelerini kullandı.
Sigorta önemli bir gelişmişlik göstergesi
Sigorta şirketlerinin 2022 yılı için değişen ekonomik koşullar çerçevesinde fiyatlama politikalarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalmalarında özellikle maliyet ve hasar gibi etmenlerin belirleyici olduğunu söyleyen Obalı, “Maliyetler ile primlerin uyuşmadığı, maliyetlerin yüksek olduğu bir dönemden geçiyoruz. Pandemi kurallarının gevşetilmesi ile birlikte otomotiv ve sağlık alanında artan hasar maliyetleri sektörümüzü zorluyor. Vatandaşlarımız geçen yılı göz önüne alarak primlerin bu yıl çok artığını düşünüyor olabilirler; fakat primlerin tüm maliyetler düşünüldüğünde ve varlık fiyatlarının hızla artığı günümüzde primlerin bununla uyumlu olarak artığını söyleyebiliriz. Doğal afetler vb. gibi riskler hızla yükselirken, varlıklarımızı korumak da gitgide zorlaşıyor. Oysa varlıklarımızı, değerinin neredeyse binde biri-ikisi oranındaki primlerle sigorta güvencesi altına alabilir, olası kayıp durumunda sigorta ile tekrar yerine koyarak hayatımıza kaldığımız yerden devam edebiliriz. Sigorta önemli bir gelişmişlik göstergesi ve ülke ekonomimizin güçlenmesinde önemli anahtar sektör. Her zaman olduğu gibi ‘Sigorta kötü gün dostu bir sosyal politika aracıdır’inancıyla hareket ederek sorumluluklarımızı eksiksiz yerine getirme gayretiyle tüm paydaşlarımızla birlikte çalışıyoruz.” dedi.