Küresel finans liderlerini, 15-16 Eylül 2014 tarihlerinde bir araya getiren İstanbul Finans Zirvesi’nde “Türkiye’nin Yeni Sigorta Ekonomisi” başlıklı bir panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak katılan Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin, konuşması sırasında “Trafik sigortalarına da yüzde 25 devlet katkısı olursa belki pastayı biraz artırabiliriz” dedi.
Yerli ve yabancı finans piyasalarının önde gelen temsilcilerini buluşturan “5. İstanbul Finans Zirvesi” 15-16 Eylül 2014 tarihlerinde, Conrad Otel’de gerçekleşti. “Yenilikçi Finans” temasının işlendiği İstanbul Finans Zirvesi’ne bu yıl konuşmacı olarak katılan küresel ekonomi liderleri, küresel dünyanın gündemindeki konuları, birçok spesifik başlık altında irdeledi, ülke deneyimlerini, en iyi uygulamalar ve çözüm önerileriyle birlikte sundu. Zirvede, yerli ve yabancı finans piyasalarının önde gelen temsilcileri çeşitli sunumlar gerçekleştirdi.
Uluslararası nitelik kazanan zirvede, “Sermaye Piyasaları ve Yenilikçilik; Yenilikçi Kalkınma ve Altyapı Finansman Yöntemleri; Finansal Merkezler: Yenilikçi Finansman ve Büyüme; Para Politikası, Finansal İstikrar ve Yenilikçilik; Yatırım Bankacılığı, Risk Sermayesi Fonları, Kitle Finansmanı, Melek Yatırımcılık ve Yenilikçiliğin Finansmanı ile Türkiye’nin Yeni Sigorta Ekonomisi” konulu paneller düzenlendi.
Açılış seremonisi Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hasan Basri Gökten ve IFS Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Yülek’in katılımıyla gerçekleştirildi.
Turhan, açılışta yaptığı konuşmada, bugünden 2025 yılına kadar geçecek sürede ortaya çıkacak her 10 küresel şirketten 7’sinin gelişmekte olan ülkelerde olacağını belirterek, bunun iktisadi yapı ve ilişkiler sistemi açısından önemli bir değişime işaret ettiğini ve Türkiye’nin de buna mutlaka hazır olması gerektiğini söyledi. 2025’e kadar gerçekleşecek projeksiyonlar dikkate alındığında, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki yatırım finansmanı için ihtiyaç duyulan öz kaynak sermaye miktarının 12,5 trilyon dolara yakın olduğunun tahmin edildiğini ifade eden Turhan, “Önümüzdeki 10 yılın meselesi bu 12,5 trilyon dolarlık açığın ne şekilde kapanacağına odaklanmak olmalıdır” dedi.
25 Kalkınma Planı için eylem planları hazırlanıyor
Zirvenin son gününe katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yaptığı konuşmada, hükümet olarak 5 yıllık 10. Kalkınma Planı’nın özel dönüşüm programları üzerinde çalıştıklarını belirterek, “25 programında şu anda eylem planlarını hazırlıyoruz. Yaklaşık bin 200’ün üzerinde bir eylemin 2018’e kadar takvimlendirilmesini yapıyoruz. Ekim sonu kasım başı gibi başbakanımız tarafından açıklanacak bu eylem planı Türkiye’nin detaylı bir yol haritası olacak. 25 dönüşüm programından bir tanesi de İstanbul Finans Merkezi ile ilgili programımız” ifadelerini kullandı.
“Sıkı bir duruşla enflasyonu tekrar 5-7 aralığına indirmeyi hedefliyoruz”
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise enflasyon rakamlarına ilişkin, “Enflasyonun neredeyse zirveyi bulduğu kanısındayız, bundan sonra sıkı bir duruşla enflasyonu tekrar 5-7 aralığına, daha sonra da orta-uzun vadede yüzde 5’in altına düşürmeyi ümit ediyoruz” dedi. 2015-2019 arasında seçim olmadığını anımsatan Şimşek, “O zaman çok güçlü reformlar yapacağız. Türkiye bu dönemde 2002-2007 arasında olduğu gibi yüzde 6-7’ler büyüme ile hedeflerine ulaşacak” dedi.
“TCMB kötü gün dostudur”
TCMB’nin kötü gün dostu olduğunu belirten TCMB Başkanı Erdem Başçı, “Küresel kriz öncesinde bankalara borç verme faizini yüzde 10’dan yüzde 7’ye çektik, güven verdik. Dünyada faizler kalıcı olarak düştüyse ve ABD’de normalleşme bittikten sonra faiz oranları yüzde 4’ü geçmeyecekse bizim yüzde 10 fazla mı geliyor? Büyük ihtimalle cevap evet. Yani iyi zamanlarda yüzde 10 fazla geliyor. Benim kişisel tahminim, iyi zamanlarda biz bunu rahatlıkla yüzde 9’a çekebiliriz. Arkadaşlara söyledim çalışacaklar. Eğer bu son borç verme faizini iyi zamanlarda kalıcı şekilde bir miktar indirebilirsek, belki orada bir miktar indirim düşünebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
“Türk sigortacılığı yenilikçilik anlamında geride kaldı”
Bu yıl beşincisi düzenlenen İstanbul Finans Zirvesi’nde “Türkiye’nin Yeni Sigorta Ekonomisi” başlıklı bir panel de düzenlendi. Panele konuşmacı olarak katılan Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin, konuşması sırasında “Trafik sigortalarına da yüzde 25 devlet katkısı olursa belki pastayı biraz artırabiliriz” dedi.
Moderatörlüğünü Sigortayeri.com CEO’su Ali Erhan Tamer’in yaptığı Türkiye’nin Yeni Sigorta Ekonomisi” başlıklı panele, Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Ahmet Genç, Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Mehmet Bostan ve Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin konuşmacı olarak katıldı.
Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Mehmet Bostan, sürekli ulaşılabilir olmanın günümüz sigortacılığındaki önemine değinirken bunun müşteri deneyimini de artıracak bir yaklaşım olduğunu belirtti.
Sigorta sektöründe ülke ekonomisine kıyasla daha büyük bir büyüme gözlendiğini belirten Güneş Sigorta Genel Müdürü Serhat Süreyya Çetin ise Türk sigortacılığının yenilikçilik anlamında geride kaldığını ayrıca her yıl ülke ekonomisinin iki üç katı üzerinde büyüyerek büyük bir başarı kaydettiğini söyledi. Çetin, konuşmasının sonunda Hazine Müsteşarlığı Genel Müdürü Dr. Ahmet Genç’e dönerek trafik sigortalarında yüzde 25 devlet katkısı olursa pastanın artabileceğini düşündüğünü belirtti. Çetin’in bu esprisi katılımcıları da gülümsetti.
Hazine Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Ahmet Genç ise sigorta sektörünün yenilikçiliğe açık olmasının son yılları 5’er yıla bölerek daha iyi değerlendirileceğini belirtti. Genç, “Önceki beş yıllarda sektöre sunulan yenilikçi kararlara şirketler hemen ‘hayır’ diyerek tepki koyuyorlardı. Son yıllarda bu değişti” şeklinde konuştu.
Çok hoş ya…
Ortalama prim 200TL desek;
Sigortasını yaptırmayan 3 milyon araç için 600 milyon prim daha toplanır. Sigortasız olanların hepsi devlet desteğini duyduklarında poliçeleri yaptırmaları için kuyruk oluştururlarsa eğer…
Neymiş?
Sektöre 600 milyon ilave prim girsin diye, 15 milyon araca 750 milyon devlet desteği çıkmalıymış.
Sektörün sonuçlarına bakınca, prim hesabını da bu matematik bilgisiyle yaptıklarına hiç şüphe yok.
Sektördeki zararın sebebi budur işte.
Hazine şirket yöneticilerine matematik dersi vermeli ya da bir sınavdan geçirmeli.
Bu matematikle ilelebet sınıfta çakmaya mahkumlar çünkü.
Ya da iki sene üst üste çakanın tasdiknamesini vermek gerek…