CAN KANTAR/ Sektörün içinden Can Kantar’ın Tüm Yazıları
Bayramlarda yaşanan trafik kazaları yıllardır hepimizi üzüyor. Bayram sonralarında “Bayramın kanlı bilançosu” başlıklı haberler ile trafik kazalarında ölenlerin sayısı mutlaka veriliyor. Bu gibi haberler bir ibret vesilesi ile kamuoyu ile paylaşılsa da sonuca pek etki ettiğini söylemek mümkün değil. Çünkü biz hep iyi sürücüyüz ve bize bir şey olmaz. Bayram öncesi Ergo Sigorta’nın acenteler toplantısı için aracım ile Antalya’ya gittim, sonrasını da bayrama denk getirip akraba ziyaretlerimi yaptım. Özetle, bu yolu bayram öncesi gidip bayramda da geri döndüm. Yol yeni, pırıl pırıl, duble ve dümdüz. Çok rahat bir yolculuk yaptım. Tek sıkıntı yollardaki çok eski otomobiller. Bu araçlar yollarda ne yazık ki, güvenliği tehdit ediyor. Çok hız yapma istekleri de işin facia boyutu. Söylemek istediğim, duble yollar ile karayolu ulaşımı çok rahat oldu. İyi ve dikkatli bir sürücüyseniz ve hıza merakınız da yoksa kaza olasılığınız oldukça düşük.
Tatilin ikinci üçüncü günü İstanbul’a döndüm. Akşam TV’den haberleri izlerken bir baktım bir kişi çıkmış yollardaki trafik kazalarını anlatıyor. “Trafik kazası yaptınız ve bir yakınınız öldü. Sigorta şirketi adam başına 250 bin TL tazminat ödüyor. Bu geçmiş 10 yılı kapsıyor. Kaza yapılan aracın trafik sigortası yoksa “Güvence Hesabı Fonu” bu tazminatı ödüyor” diye lotarya, piyango anlatır gibi aktarıyor. Gözlerim faltaşı gibi açıldı. Ne oluyor adam başına 250 bin TL falan, böyle şeyler lotarya gibi anlatılır mı? Röportajı bir ajans yapmış, TV’ler de almış kullanıyor. Baktım aynı ajans bu röportajı haber olarak da geçmiş, fakat bu bölümler orada yok.
Şimdi özetle, şunu söylemek isterim. Evet trafik kazaları sırasında hayatını kaybeden, sakat kalan veya yaralıların hastane ücretsiz tedavi edildiği kamuoyu ile paylaşılmalı. Fakat böyle değil… Bir avanta, kazanç teklif eder gibi ulusal yayın yapan TV’lerden yayınlanması sakıncalı. Hele hele rakamları böyle en üst seviyelerden herkese veriliyormuş gibi milletin gözüne sokarsan, yakında aile içi tuzaklara bile rastlamak mümkün. 1000 TL için annesini, babasını, kardeşini öldüren insanlara bu böyle anlatılır mı? Yurtdışındaki örnekler ve bizdeki benzer çakma girişimler hiç mi dikkate alınmaz? Yurtdışında insanlar hayat sigortasından tazminat almak için kocalarını öldürürken, biz de parmağını kesen mi istersin, yoksa amele pazarından adam alıp çiftliğinde yakıp yanına kimliğini bırakıp tazminat almayı bekleyen mi? Bu nedenle bu tür haberler sakıncalıdır.
Sigortacılar, sadece hayatınızı geri veremez
Şimdi diyebilirsiniz ki, “Vatandaşı uyarmak suç mu? Vatandaş hakkını almasın da sigortacılara mı kalsın para?”. Yahu sigortacılar özel dedektif ile trafik kazası haberlerini takip ediyorlar, bir an evvel tazminat vereyim de dosyayı kapatayım diye. Diğer taraftan Türkiye Sigorta Birliği, mağdurlar tazminatlarını alsınlar diye “Güvence Hesabı” için TV’lerde program yapıyor. Sigorta şirketlerini koruduğumu zannetmeyin. Onlar gerçekten bu tazminatları vermek istiyorlar, ama yazımın başında belirttiğim gibi bu şekilde haberler yapıldığında suistimallere neden olabilir.