Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) yeni Genel Sekreteri Mehmet Kalkavan, araçlarıyla trafiğe çıkan vatandaşların sadece trafik ve kasko sigortalarıyla yetinmemeleri, bunların yanında kendilerini güvence altına almak için mutlaka “ihtiyari mali mesuliyet sigortası” poliçesi satın almaları gerektiğini söylüyor.
HAYATIMIZ SİGORTALI / ALP SÜER
Ramazan Ülger’in başkanlığını yaptığı Türkiye Sigorta Birliği (TSB) yeni yönetimi son günlerde hummalı bir çalışma içinde. Bunun da temel nedeni, haziran ayında bir basın toplantısıyla kamuoyuyla da paylaşılan “Oto Sigortaları Projesi”nde (OSP) çalışmaların hızlanması. Birliğin, oto sigortalarında köklü değişiklikler yapacak projesinin, bazı fazlarının aralık ayı sonunda hayata geçmesi planlanıyor. Söz konusu projenin mimarlarından birisi de TSB Genel Sekreteri Mehmet Kalkavan. Temmuz ayında, TSB Genel Sekreterlik görevine getirilen Kalkavan’la OSP’de gelinen son nokta ve sigorta sektöründeki güncel sorunlarla ilgili olarak söyleştik. TSB’nin yeni projesinden oldukça umutlu olan Kalkavan, söz konusu projenin, sektörde trafik (kara araçları sorumluluk) ve kasko sigortalarını (kara araçları) birleştirici bir rol oynayacağını düşünüyor. Tüketicilere yönelik de önemli mesajlar veren Kalkavan, araçlarıyla trafiğe çıkan vatandaşların, sadece trafik ve kasko sigortalarıyla yetinmemeleri bunların yanında mutlaka “ihtiyari mali mesuliyet sigortası” poliçesi satın almaları gerektiğini söylüyor.
Doğrudan Tazmin 2015’te
Kalkavan’ın verdiği bilgilere göre, OSP’nin en önemli ayaklarından biri olan “Doğrudan Tazmin” projesinin aralık ayı sonunda bitirilerek 2015 yılında uygulanabilir hale getirilmesi bekleniyor. Söz konusu sistemin hayata geçmesiyle mevcut durumda trafik kazası sonrası zararını karşı tarafın (kusurlu taraf) sigorta şirketinden karşılayan kişiler, yeni sistemin hayata geçmesiyle artık zararlarını kendi sigorta şirketinden karşılayacak. Söz konusu sigorta şirketi de ortalama hasarı, kusurlu tarafın sigorta şirketinden rücu ederek tahsil edecek. Sisteme katılım ihtiyari olmakla birlikte hayat dışı sektördeki şirketlerinin çoğu sisteme katılma konusunda istekli. Ancak bu konuda altyapının da iyi oluşması gerekiyor.
Sigorta sektörü ile ilgili olarak da görüşlerini aldığımız Kalkavan’a göre, hayat dışı sektörde ilk yedi ay itibariyle nominal büyüme hızının yüzde 9’un altına gerilemesinin iki temel nedeni var: Bunlardan birincisi 2013 yılındaki rakamların yüksekliği ile ilgili “baz etkisi.” İkincisi ise bu yıl yeni oto satışlarındaki düşüş. Kalkavan, “2013 yılında oto sigortalarında fiyatlarda ciddi artış yaşandı. Trafik sigortasında fiyatlar ortalama yüzde 38 arttı. 2014 yılında ise fiyatlar artmadı. Tam tersine reel olarak yaklaşık yüzde 2 daraldı. Ayrıca, ekonomik gelişmelere bağlı olarak oto satışları düştü. Tüm bunların sonucu olarak hayat dışı sektörün büyüme hızı geriledi. Temmuz ayı itibariyle hayat dışı sektör reel olarak da küçülmeye başladı. Bu da 2001 kriz yılından sonra sektörde ilk kez rastlanan bir durum” diyor. Oto sigortaları dışında yangın, nakliyat, sağlık ve genel zararlar branşlarının büyüdüğünü hatırlatan Kalkavan, “Bu branşlarda prim üretimindeki artışlar, hayat dışı sektörün daha da küçülmesini engelledi. Sektör, yılın ikinci yarısında da aynı trendde devam eder. 2014 yılında hayat dışı sektörün nominal olarak yüzde 7.5-9 büyüyeceğini tahmin ediyorum” diyor. Kalkavan, bu yıl hayat branşındaki küçülmenin ise tüketici kredilerindeki düşüşle bağlantılı olduğunu söylüyor.
Yılın ilk yarısında hayat dışı sektörde kârlılıktaki artışla ilgili görüşlerini aldığımız Kalkavan, kârlılığın yangın branşı başta olmak üzere birçok branşta sigorta şirketlerinin aldıkları önlemler ve risk seçiminde daha dikkatli davranmalarıyla ilgili olduğunu vurguluyor. Kârlılığın, yılın üçüncü ve son çeyreğinde de sürmesinin beklendiğini belirten Kalkavan, sektörde konsolide kârlılığın geçen yılın üzerinde gerçekleşeceğini tahmin ettiğini belirtiyor.
Bedeni hasarlar konusu Torba Yasa’da yer almadı
Kalkavan’dan aldığımız bilgilere göre, bedeni hasarlı trafik kazalarında sigortalı yakınlarına ödenen ve sektör üzerinde ciddi bir yük oluşturan ‘Destekten Yoksun Kalma Tazminatı’nın hesaplanmasında bir standart oluşturulması konusunda TSB tarafından hazırlanan rapor, Hazine Müsteşarlığı’na sunuldu. Ayrıca mevzuat çalışmalarında da hesaplamalarda standardizasyonun sağlanması yönünde TSB’nin önerileri, Müsteşarlık ile paylaşıldı. Müsteşarlık tarafından gerekli mevzuat düzenlemelerinin hayata geçirilmesi bekleniyor. Ancak, söz konusu düzenlemelerin geçen günlerde Meclis’te kabul edilen Torba Yasa’da yer almadı.
3 bin TL’lik otomobil için bin TL prim olur mu?
Kalkavan, oto sigortalarında fiyatların artışı ile ilgili sigorta sektörüne yönelik eleştirilerden duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor. “3 bin TL değerinde bir otomobil için bin TL sigorta primi mi olur?” şeklinde eleştirileri hatırlatan Kalkavan, şunları söylüyor: “Ancak, söz konusu araca bakıyorsunuz. Aracın yaşı 25. Muayenesi yapılmamış, 10 yıldır servise götürülmemiş. Balataları tutmuyor. Bunların her biri risk oluşturuyor. Bu nedenle riske göre doğru fiyatlandırma büyük önem taşıyor.”
Vatandaş neden ihtiyari mali mesuliyet poliçesi almalı?
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Mehmet Kalkavan, kasko ve trafik sigortaları birleştirilse bile kendi aracıyla trafiğe çıkan bireylerin mutlaka ihtiyari mali mesuliyet sigortası almaları gerektiği düşüncesinde. Kalkavan, bunun gerekçesi konusunda şu örneği veriyor: “Sözgelimi, bir kişi trafik kazası sonucu kusurlu olarak yüksek gelire sahip iki bireyin ölümüne sebep olduğunda; hele de bu kişiler 30’lu yaşlarda ve birkaç çocuğu varsa oluşan tazminat 7-8 milyon TL’yi aşabilir. Sigorta şirketi ise bireyin trafik sigortası varsa yaklaşık 268 bin TL ödüyor. Bunun üstünü ise bireyin kendi imkânlarıyla karşılaması gerekiyor. Bunu karşılayamadığında da icra takibi başlıyor. Bu durumlara düşmemek için bireylerin “ihtiyari mali mesuliyet sigortası” yaptırmaları, böylece aradaki farkı, söz konusu sigortanın karşılaması gerekli. Ayrıca, ihtiyari mali mesuliyetin prim tutarlarının çok düşük olduğu da unutulmamalı.
Pert aracın satışından sağlanan gelir vergiye tabi olmaz
Kalkavan, kasko ve trafik sigortası olup da trafik kazası sonucu “pert” olan araçlarla ilgili sigorta şirketleri açısından vergi ile ilgili önemli bir konuya da açıklık getirdi: “Sözgelimi, bir bireyin 50 bin TL değerinde bir aracı ‘pert’ oldu. Aracın hurda değerinin de 10 bin TL olduğunu varsayalım. Sigorta şirketi müşterisinden vekâlet alıp, bu aracı hurda değerinden sattığında bu mali tablolarında bir gelir kalemi olarak yer alıyor. Ancak bu sigorta şirketleri açısından vergiye tabi bir gelir değil. Çünkü bu satıştan sigorta şirketi lehine bir kazanç yok. Sigorta şirketi satıştan elde ettiği geliri, tamamıyla müşterisinin hesabına aktarıyor. Bunu da müşteri memnuniyeti açısından yapıyor. Aracın satışından neden vergiye tabi bir gelir oluşmadığı konusunu Gelir İdaresi Başkanlığı yetkililerine de anlattık.”
Eksperlerle üyelerimiz arasındaki sorunları gidereceğiz
TSB Genel Sekreteri Mehmet Kalkavan, dağıtım kanallarına yönelik olarak da projelerini şu şekilde açıklıyor: “Eksperlerle ilgili çalışmalarımız var. Eksperlerle, sigorta şirketi üyelerimiz arasındaki sorunları gidereceğiz. Brokerlerle ilgili olarak yetki mektubunun standart hale gelmesi için çalışmalar sürüyor. Acentelerin de gelirlerinin artırılmasına yönelik önemli çabalarımız oldu. Trafik sigortasında özellikle galeriden satışlarda trafik sigortası düzenlendiği gün iptale alınıyor ve acentenin emeği karşılıksız kalıyordu. Ayrıca satın alan kişi de sigortasını yaptırmazsa sigorta şirketi bu poliçeye 15 gün teminat veriyordu. Hazine Müsteşarlığı’nca yapılan düzenleme ile bu gibi durumlarda belli bir tutarın iade edilmeyerek acente ve sigorta şirketi arasında pay edilmesi mümkün hale geldi.”