Sigorta şirketleriyle anlaşmak yerine, yolcularını maddi ve manevi zararlara karşı, kendi bünyesinde oluşturduğu ‘Dahili Sigorta Fonu’ ile koruyan TCDD, 2013 yılı sonu itibarıyla söz konusu fon kapsamında 165.3 milyon TL biriktiğini açıkladı.
Şerife TÜRK / SİGORTALI
Türkiye’de karayolu, havayolu ve denizyolu ile taşımacılıkta yolcular ferdi kaza, zorunlu trafik, mali sorumluluk sigortaları gibi sigortalar ile korunuyor. Trenlerde ise yolculara yönelik özel sigorta uygulaması bulunmuyor. Yolcular, maddi ve bedeni zararlara karşı Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) Sigorta İşleri Yönergesi hükümleri doğrultusunda kendi bünyesinde oluşturduğu ‘Dahili Sigorta Fonu’ ile korunuyor. TCDD’den aldığımız bilgiye göre, olası bir kaza durumunda yolculara ödenen maddi ve manevi tazminat tutarının sigorta şirketlerine ödenecek prim tutarından daha düşük olduğu, bu nedenle fon dışı uygulamaların ekonomik olmadığı belirtiliyor.
TCDD’den Sigortalı’ya yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Demiryolları ile seyahat eden yolcularımızın, herhangi bir sigorta şirketi ile çalışılmak suretiyle temin olunmuş yolcu sigortaları bulunmamakla birlikte, tüm yolcular her yıl belli oranlar üzerinden prim ayrılmak suretiyle teşekkülümüz bünyesinde oluşturulan Dahili Sigorta Fonu ile sigortalıdır.”
TCDD hangi durumlarda yolcularını koruyor?
Sigorta İşleri Yönergesi’nin 20’nci maddesinde, TCDD’nin olası bir kaza durumunda nelere teminat sağladığı açıkça belirtiliyor. Yönergeye göre, TCDD kusurundan kaynaklanan çarpma, çarpışma, yangın dolayısıyla yolcuların, personelin ve diğer şahısların can kaybı veya yaralanmaları, TCDD’ye teslim edilmiş eşya ve bagajların hasar veya ziyanı, bir tren üzerinde fiilen görev yapan personelin, bu görevi ifa ettiği sırada can kaybı veya yaralanmaları, yangınlar sonucu üçüncü şahıslara ait tarla, bağ, bahçe, bağ evleri, orman ve fidanlıklar gibi alanlarda meydana gelen zarar ve ziyanlar, tedavi giderleri, sulh ve ibra yoluyla ödeyeceği veya mahkeme kararıyla ödemeye mahkum olacağı tazminat, dava ve mahkeme masrafları Dahili Sigorta Fonu’ndan karşılanıyor.
TCDD’den aldığımız bilgiye göre, kuruluşun sulh ve ibra yoluyla ödeyeceği veya mahkeme kararıyla ödemeye mahkûm olacağı tazminat, dava ve mahkeme masrafları, çeken-çekilen araçların sigorta kapsamına giren bir olayda hasar veya ziyana uğramaları nedeniyle meydana gelen zararlar, her yıl genel müdürlük tarafından belirlenen limitler dâhilinde, Dahili Sigorta Fonu kapsamında yer alıyor. Hasar ve tazmin bedellerinin belirlenen limitleri aşan kısımları, bütçenin ilgili tertiplerinden karşılanıyor. Karayolu Araçlarına İlişkin Mali Sorumluluk Sigortası Hakkındaki Yönerge’nin 36’ncı maddesine göre işlem yapılıyor.
Son dört yılda 445 bin TL tazminat ödedi
Dahili Sigorta Fonu’nda 2013 yılı sonu itibarıyla 165 milyon 358 bin 416 TL biriktiğinin bilgisini veren TCDD, 2009-2013 yılları arasında gerçekleşen kazalar sonucunda yolculara toplam 445 bin 297 TL tazminat ödemesi yapıldığını açıklandı. Motorlu araç işletenler için uygulanan asgari sigorta teminatları ile karşılaştırıldığında bu meblağının düşük olduğu görülüyor. Dört yıllık süreçte meydana gelen kazalar sonucu TCDD tarafından ödenen toplam tazminat miktarı 445 bin TL iken, Güvence Hesabı’nda, otobüslerde, minibüslerde ve dolmuşlarda sağlık giderleri ile sakatlanma ve ölüm halinde uygulanan asgari sigorta teminatının kişi başı 250 bin TL olduğu belirtiliyor.
TCDD, neden sigorta şirketi ile çalışmak yerine Dahili Sigorta Fonu ile koruma sağladığı sorusunu ise Sigorta İşleri Yönergesi gereği sigorta temin yöntemine karar verme yetkisinin genel müdürlükte olduğunu açıklıyor. TCDD’nin sahibi, kiracısı, emanetçisi ve işleticisi bulunduğu menkul ve gayrimenkul kıymetlerle, hak ve menfaatleri ile sorumluluklarının, hangi şartlarla ve hangi rizikolara karşı sigorta edileceğine, dâhili, harici veya müşterek sigorta ile teminat altına alınacağına genel müdürlük karar veriyor. Temini yasal mevzuatla emredilen veya akdedilen sözleşmelerde yer alan sigortaların uygulama esasları da yine genel müdürlük tarafından belirleniyor ve değiştiriliyor.
“Dahili Sigorta Fonu’nun uluslararası örneği yok”
“Hiç kimse sigorta yaptırmayacak kadar zengin değildir” diyen Sigorta Eksperi Mustafa Nazlıer, TCDD’nin yolcularını güvence altına almasında kendi oluşturduğu fonu tercih etmesinin nedeninin yönetimsel bir karar olduğunu açıkladı. Bunun uluslararası örneği olmayan yüksek riskli ve maliyetli bir tercih olduğunu belirten Nazlıer, “Dahili Sigorta Fonu uygulamasına en son hangi ülkede ve hangi tarihte rastlandığını araştırmak için tarihçilere danışmak gerekecek” diye konuştu. Nazlıer, yolcu taşımacılığının büyük bir bölümünün demiryolu ile yapıldığı Avrupa’da dahi fon kullanan hiçbir ülke olmadığını söyledi.
Sigortacılarla anlaşmak sorumlulukları hafifletir
Olası bir zararın karşılanmasında sigorta sisteminin daha etkin olacağını belirten Nazlıer, TCDD’nin sigorta şirketleriyle anlaştığında sorumluluklarını hafifleteceğini söyledi. TCDD’nin kaza ve benzer kayıplara yol açan olaylarda hiç tereddütsüz her konuyu hukuk sistemi içinde çözmeye çalıştığını ifade eden Nazlıer, “İnisiyatif ile palyatif çözüm üretmek yerine çok daha maliyetli olmasına rağmen Dahili Fon Sistemi işletiliyor. Geçmiş dönem hukuk düzeninde kamuyu korumak adına alınan yargı kararlarının da bunda etkisi mutlaka var. Ancak hukuk hiçbir zaman zararın karşılanmasında sigorta kadar etkin değil. Aynı hukuk düzeninin sigorta şirketlerine karşı yine aynı korumacılık ile hareket ettiğini asla düşünemeyiz. Bu durumda kamu dayanışmasından fayda sağlama arzusu baskındır” diye konuştu. TCDD dâhil hiçbir kamu kurumunda fon yönetimi etkinliğinden bahsedilemeyeceğini vurgulayan Nazlıer, bugüne kadar TCDD’nin dâhil olduğu hiçbir kazada hukuk dışında fon yönetimiyle sonuca gidilmediğini de sözlerine ekledi.
Riski elinizde tutmayın sigortacılarla paylaşın
Şüphesiz demiryolu ile ulaşım, havayolu ulaşımından daha çok tercih ediliyor. Küreselleşmenin de etkisiyle ülkemizde son dönemde raylı sistem yatırımlarının çok fazla arttığı görülüyor. Birçok çalışmaya imza atan TCDD’nin son projesi ‘Yüksek Hızlı Tren’. 2003 yılında inşa edilmeye başlayan Yüksek Hızlı Tren hattının ilk etabı Ankara-Eskişehir kesimi 2009’da, ikinci hattı Ankara-Konya ise 2011’de, Eskişehir-Konya YHT hattı 2013’de hizmete açıldı. İstanbul’u Başkente ve Anadolu’ya bağlayan Yüksek Hızlı Tren hattının Ankara-İstanbul hattı da 2014’ün Temmuz’unda hizmete girdi. Hızlı tren projesinin ilk adımı 2004 yılında atılmış, ama büyük bir facia ile sonuçlanmıştı. Ankara-İstanbul arasında hızlandırılmış tren seferini yapan “Yakup Kadri Karaosmanoğlu” treni aşırı hızdan dolayı Temmuz 2004 günü Sakarya’nın Pamukova ilçesinde raydan çıkmıştı. Toplam 230 yolcudan 41’inin ölümüne, 80’inin de yaralanmasına sebep olan kazanın, yetersiz altyapı nedeniyle meydana geldiği belirtilmişti. Geçtiğimiz ay, açılışından önce, Köseköy-Gebze kesimindeki hatta deneme sürüşü yapan “Piri Reis” treni de ray bakım makinesine arkadan çarparak kaza yaptı. Bundan sonrası için tüm güvenlik önlemleri alınıyor olsa da ne zaman, nerede, ne ile karşılaşılacak bilinmiyor. Ama tüm sektörlerin, riski elinde tutmak yerine sigorta şirketleriyle paylaşması sorumlulukların paylaşılmasını, hafifletilmesini mutlaka sağlıyor.
Hızlı tren yüzünden 600 kuşun öldüğü iddia ediliyor
Ankara-Eskişehir Hattında Hizmete Giren Hızlı Tren’in güzergahının Samsun Bafra Kuş Cenneti’ndeki balık gölleri ile Kuzey Akdeniz Göller Bölgesi arasındaki en önemli kuş göç hattı olan ”Sistem 5” in üzerinden geçtiği söyleniyor. YHT’nin Eskişehir yakınlarında kuş sürüsüne çarptığı bu nedenle 600 kuşun öldüğü iddia ediliyor. TCDD’nin yaptığı açıklamada, göçmen kuşların YHT’ye alışacağı söyleniyor. Ankara- Eskişehir arasını 1 saat 20 dakikada alan YHT’nin ilk yıllarda daha fazla kuş sürüsüne çarptığını belirten TCDD yetkilileri, şu açıklamada bulundu: “Bu artık azalmaya başladı. Çünkü kuşlar da YHT’ye alıştı ve göç yollarını değiştirmeye başladılar. Ancak zaman zaman göç eden kuş sürüleri YHT’ye çarpıyor. Kuş sürüsü yüzünden YHT hızını düşürmeyecek, 250 kilometre hızla seferlerine devam edecek. Zaman içerisinde kuşlar YHT’ye alışıp göç yollarını tamamen değiştirecektir.”