DASK, depreme karşı ilk adımdır. Ancak evinizi ve eşyalarınızı güvence altına almak için konut sigortası da şart. Doğal afetlere karşı tam koruma, iki adımda mümkün. Uzmanlar, konut sigortası ve DASK’ın ihmal edilmemesi uyarısında bulunuyor.
Son yıllarda iklim değişikliklerinin sebep olduğu yangın, sel gibi birçok doğa olayını hem dünyada hem de ülkemizde sıkça yaşamaya başladık. Öte yandan bir deprem ülkesi olan ülkemizde 6 Şubat depremleri ve sonrasında İstanbul’da gerçekleşen 6.2 büyüklüğündeki deprem hepimize bu gerçeği yeniden hatırlattı.
İşte tüm bu riskler karşısında dikkat etmemiz gereken en önemli şey ise yaşadığımız yerlerin ve yapıların güvenliği. Bu noktada hem kamu otoritelerine hem de bireylere önemli görevler düşüyor. Depreme karşı sağlam bir şekilde inşa edilen yapılan hayatlarımızı kurtarırken, binalar için yaptırılan Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) ve konut sigortaları ise sonrasında sağladığı maddi güvencelerle hayatın kaldığı yerden devamı edebilmesini sağlıyor.
Fakat ülkemizde sigortalılık oranlarına bakıldığında yaşadığımız konutların sigortalanması açısından hala yeterli bilinç ve sigortalılık oranına sahip değiliz. Türkiye Sigorta Birliği’nin verilerine göre 2024 yılı sonunda Türkiye’de DASK penetrasyonu yüzde 56 oranında iken konut sigortası poliçelerinde bu oranın hala yüzde 25 civarında. Bu veriler her ne kadar geçtiğimiz yıllara nazaran sigorta bilincinin arttığını gösterse de henüz yeterli seviyelerde olmadığımızın da önemli bir göstergesi.
Yaşanan depremler talebi artırıyor
Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinden sonra konut sigortalarında ve DASK’ta ciddi bir farkındalık yaşandığı da bir gerçek. 23 Nisan’da İstanbul’da yaşanan depremin ardından da DASK ve Konut Sigortası’na olan talep ciddi biçimde arttı. Sigortacılar bu artışın Türkiye genelinde yüzde 30 oranında olduğunu söylüyor. Bu noktada sigorta sektörüne de büyük görevler düşüyor. Türkiye Sigorta Birliği (TSB), özellikle 6 Şubat depreminden sonra hazırladığı Deprem Odaklı Reform Ajandası ile önemli çalışmalara imza atıyor. Bu ajanda ile deprem riski tüm sigorta poliçelerine dâhil edilmeye başlanırken, sektörde alternatif fonların yaratılması, dağıtım kanallarındaki bilinç düzeyinin artırılması ve sektörel düzenlemeler gibi birçok hazırlıklar dikkat çekiyor. Sigorta şirketleri de hazırladıkları alternatifli konut sigortası ürünleri ile bu branşta sigortalılık oranlarının yükselmesi için çalışıyor.
Farklı ihtiyaç ve bütçelere göre 3 farklı planla ürün sunuyoruz
Allianz Türkiye Elementer Bireysel Sigortalar Genel Müdür Yardımcısı Emrah Gökmen, ülkemizde konut sigortası sahipliğinin maalesef olması gereken düzeyde olmadığını söyledi. Konut sigortasının önemine dair farkındalığı artırmak hedefiyle farklı bütçelere ve ihtiyaçlara göre üç farklı plan dâhilinde Yuvam Sigortası’nı müşterileriyle buluşturduklarını söyleyen Gökmen, “Teminat kapsamı deprem sigortasına göre daha geniş olan ve hayatta karşılaşabileceğimiz birçok olasılığa karşı güvence sağlayan Yuvam Sigortası; eko, ekstra ve premium olmak üzere üç farklı paketten oluşuyor. Cam kırılmasından tesisat sorunlarına, çilingir hizmetinden evcil hayvan asistans hizmetine, zengin teminat içeriğiyle öne çıkan Yuvam Sigortası’ndan hem ev sahipleri hem de kiracılar faydalanabiliyor” açıklamasını yaptı.
Çevre dostu özellikleriyle öne çıkan Allianz Yuvam Sigortası; yağmur suyu depolama ünitesi, su sensörü, hareket sensörü, kompost makinesi, voltaj regülatörü ve çöp öğütücü gibi birçok çevre dostu eşyayı da güvence altına alıyor.

Maddi zorluk yaşamamak için hem DASK hem konut sigortası önemli
sigortaladım.com, İstanbul’da 23 Nisan 2025 tarihinde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından, ülke genelinde sigortaladım.com sistemine düşen Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) ve Konut Sigortası taleplerinin, yüzde 30 oranında arttığını açıkladı.
Zorunlu Deprem Sigortası yalnızca deprem değil; deprem kaynaklı yangın, infilak, tsunami ve yer kayması gibi doğal afetler sonucu oluşabilecek maddi zararları da karşılıyor. Konut Sigortası ise hem deprem hem de yangın, hırsızlık, su baskını, fırtına gibi risklere karşı evin tüm yapısal unsurlarını ve isteğe bağlı olarak içindeki eşyaları da güvence altına alıyor.
sigortaladım.com Genel Müdür Yardımcısı Orçun Kızıltepe, “Deprem sonrasında olası hasar durumlarında maddi zorluk yaşanmaması için hem DASK hem de Konut Sigortası yaptırmak çok önemli. Her iki sigortayı birlikte yaptırmak ev sahiplerinin riskleri daha kapsamlı şekilde yönetmesini sağlıyor ve olası hasar durumlarında maddi kayıpları en aza indiriyor. Üstelik birçok sigorta şirketi DASK ve Konut poliçesini birlikte alan kullanıcılara özel indirimler sunuyor. Bu avantajlı poliçeleri sigortaladım.com üzerinden karşılaştırmalı olarak kolayca incelemek mümkün” dedi.
Kızıltepe, “Türkiye Sigorta Birliği’nin verilerine göre, 2024 yılı sonunda Türkiye’de DASK penetrasyonu yüzde 56 oranında olup, Konut Sigortası poliçelerinde bu oranın yüzde 25 civarında olduğunu görüyoruz. Bu veriler her ne kadar geçtiğimiz yıllara nazaran sigorta bilincinin arttığını gösterse de henüz yeterli seviyelerde değil. Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinden sonra ciddi bir farkındalık söz konusu olmuştu. 23 Nisan’da yaşadığımız depremin ardından da vatandaşlarımız aynı farkındalıkla DASK ve Konut Sigortası’na yöneldi. Talep Türkiye genelinde yüzde 30 oranında arttı” dedi.

Varlıklarımızı sigorta ile güvence altına alabiliriz
Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Gülen, sigorta sektörü olarak, depreme yönelik dönüşümde kritik bir görev üstlendiklerine dikkat çekerek, “Riskleri doğru analiz edip, uygun sigorta çözümleri sunarak insanların güvenli ve sürdürülebilir yaşam alanlarına kavuşmalarını destekliyoruz. Bu amaca yönelik Türkiye Sigorta Birliği olarak Deprem Odaklı Sigorta Reform Ajandamıza 2023 depremlerinden hemen sonra çalışmaya başladık. Deprem Odaklı Sigorta Reform Ajandamız, ülkemizin hassas noktası olan deprem riskinin tüm sigorta poliçelerine sabit ve özel hazırlanmış kapsamıyla dahil edilmesinden başlayıp, sigortalılığın artması, alternatif fonlar yaratılması, dağıtım kanallarının bilinç düzeyinin artırılması, sektörel düzenlemeler dahil olmak üzere sigortalıyı odağına alan birden fazla alanda, çok taraflı ve çok boyutlu reform önerilerini içeriyor” diye konuştu.
Marmara’da 20 milyon konutun 6 milyonu sigortalı
Marmara Bölgesi’ndeki deprem teminatı içeren sigortalılık oranları hakkında da bilgi veren Uğur Gülen, Türkiye genelindeki 20 milyon 32 adet konutun yaklaşık yüzde 35’lik büyük bir kısmı olan 6 milyon 840 bin adedinin Marmara Bölgesinde olduğunu söyledi. İstanbul’da ise konut sayısının 4 milyon 153 bin olduğunu belirten Gülen şöyle konuştu, “Marmara Bölgesi’ndeki 6 milyon 840 bin konutun yüzde 63,43’ünü oluşturan 4 milyon 338 bininde DASK poliçesi var. Toplam içinde yüzde 36’lık bir kısmın ise yaklaşık 1 milyon 821 bin konutun ihtiyari deprem teminatı bulunuyor. Bölgedeki ticari ve sinai işletmelerimizin yaklaşık yüzde 40’ı olan 392 bin 136’sının da ihtiyari deprem teminatı bulunuyor. Bu veriler isteğe bağlı yapılan ihtiyari deprem teminatında gidecek önemli bir yol olduğunu ortaya koyuyor.”

Sigortasızlık çok büyük kayıplara yol açabilir
Türkiye’nin büyük bir kısmının çeşitli doğal afetlere yatkın olduğuna vurgu yapan Ray Sigorta Genel Müdürü Koray Erdoğan, sigorta şirketlerinin karşılaştığı riskleri yönetmenin önemine değindi. Sigorta primlerinin yüksek olmasının, bu risklere karşı bir önlem olarak değerlendirilebileceğini belirtti ve uzun vadeli risklerin göz önüne alındığında, sigortasız kalmanın çok büyük kayıplara yol açabileceğini ifade etti. Sigorta sektörünün 2025 ajandasında Zorunlu Afet Sigortası (ZAS) gibi önemli dönüşüm başlıklarının bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, tüm dünyada artan doğal afet risklerinin sigortacılığın en önemli gündemlerinden biri haline geldiğinin altını çizdi. Erdoğan, ülkemizde de özellikle olası bir İstanbul depremi gerçeğine karşı etkili bir farkındalık yaratmanın önemine dikkat çekti. “İstanbul için vakit kaybetmeden harekete geçme zamanı” diyen Erdoğan şöyle devam etti: “Mevcut DASK’ın geliştirilmesi ile ilgili yani, Zorunlu Afet Sigortası’na (ZAS) ürünü üzerinde çalışmalar uzun zamandır devam ediyor. Ancak penetrasyonu artırmak adına yeterli olduğunu düşünmüyorum. Dolayısı ile olası İstanbul depreminin risklerini hem zorunlu sigortalar hem de konut sigortalarına dair farkındalıkla el ele yönetmeliyiz. Bizim açımızdan en doğru çözüm, sigorta poliçelerinin, sigorta ettiren açısından vergi avantajlarına çevrilebilmesi yönünde. Konut ve iş yeri sigortalarının devletimizce daha fazla teşvik edilmesinin depremin finansal kayıplarını asgariye indirmek konusunda çok önemli olduğunu düşünüyorum.”

Tüm konutların deprem teminatlı olması içi sorumluluk almalıyız
Doğal afetlerle mücadelede en etkili yolun toplumsal bilincin güçlendirilmesi olduğunu söyleyen Türkiye Sigorta Genel Müdürü Taha Çakmak, “Türkiye’nin büyük bir bölümü aktif fay hatları üzerinde yer alıyor. Bu durum bizlere her zaman doğal afetlere karşı hazırlıklı ve tedbirli olmamız gerektiğini hatırlatıyor. Bu bilinçle hareket ederek, ülkemizdeki tüm konutlarımızın deprem teminatlı olması için sorumluluk almalı ve sigortalılık oranını artırmalıyız” diye konuştu. Zorunlu Deprem Sigortası’nın (DASK), depremin ve deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami ve yer kayması gibi durumların doğrudan binaya vereceği maddi zararları, poliçede belirtilmiş limitler dahilinde karşıladığı bilgisini paylaşan Çakmak, deprem teminatının sadece DASK ile sınırlı olmadığını ifade etti.
Poliçelerde mutlaka deprem teminatı olmalı
Çakmak, eşya ve konut sigortalarından ferdi kaza sigortalarına, iş yeri sigortalarından kaskoya kadar bireysel ve ticari birçok sigorta ürününde deprem teminatının sunulduğunu kaydederek, şöyle konuştu: “Bu nedenle, vatandaşlarımız sigorta yaptırırken poliçelerinde deprem teminatı olup olmadığını mutlaka sorgulamalı ve yoksa poliçelerine ekletmeliler. Unutmamalıyız ki sigorta sadece bireysel güvence sağlamakla kalmaz, aynı zamanda toplum olarak afetlere karşı daha güçlü bir yapıya sahip olmamıza da katkıda bulunur. DASK’ın her şeyden önce kendi yaşamlarımıza ve sevdiklerimize karşı bir sorumluluk.”

Geniş teminat sunan konut sigortaları hasarlarda hayati rol oynuyor
Türkiye Sigorta Birliği Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar, Marmara Denizi’nde meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından özellikle Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) ve Konut Sigortası arasındaki farklara dikkat çekti. İstanbul’da yaklaşık 1 milyon 700 bin konutun ihtiyari sigorta kapsamına alındığını ve sigortalılık oranının yüzde 26 civarında olduğunu belirten Yaşar, “Zorunlu Deprem Sigortası sadece deprem kaynaklı hasarları kapsıyor ve belirli bir teminat sınırı bulunuyor. Konut sigortası ise deprem dâhil birçok riski kapsayarak daha geniş bir güvence sunuyor” dedi. Yaşar, konut sigortasının yangın, sel, su baskını gibi pek çok hasarı teminat altına aldığını ve ZDS’nin üst sınırını aşan zararları da karşılayabildiğini ifade ederek, “Eksik sigorta mağduriyeti yaşanmaması için mutlaka konut sigortası yaptırılmalı. Bu ürün pahalı değil; yıllık en fazla 10 bin liraya kadar temin edilebiliyor” diye konuştu.
Konut sigortası yaptırırken nelere dikkat edilmeli?
– Poliçe Kapsamını Detaylıca Araştırın
– Önceliğiniz Fiyat Değil, Poliçenin Kapsamı Olsun
– Eşyalarınızı da Güvence Altına Alın
– Poliçede Gösterilen Miktar Konutunuzun Değerini Yansıtsın
– Poliçenizde Teknolojik Cihaz Teminatı Olsun:
Kiracılar da konut sigortası yaptırabilir
Ev sahibi veya kiracı olmanız fark etmeksizin konut sigortası yaptırabilirsiniz. Ancak bina teminatını yalnızca ev sahibi olmanız durumunda alabilirsiniz. Ev sahibiyseniz hem eşya hem de bina teminatlı konut sigortası yaptırmanız mümkün. İkamet ettiğiniz konutta kiracıysanız da yalnızca eşya teminatlı bir konut sigortası ile eşyalarınızı koruyabilirsiniz.
Konut Sigortası Neleri Kapsar?
Konut Sigortası kapsamı, evimizi ve içindeki eşyalarımızı, su baskını ve deprem gibi doğal afetlerin yanı sıra hırsızlığa, yangına, su ve elektrik tesisatlarındaki arızalara ve rutubete kadar pek çok riske karşı koruyabiliyor. Oluşan hasar ya da tamir masraflarını kısmen veya tamamen karşılıyor. Bu sayede tüketici hem yüksek maliyetli hasar masraflarını kendi cebinden ödemek zorunda kalmıyor hem de halı yıkamadan klima bakımına kadar pek çok asistans hizmeti, poliçe şartlarına göre ücretsiz sunulabiliyor. Konut sigortası poliçelerinde eşyalarınız da teminat altına alınabiliyor. Sadece eşyalarınızı koruma altına almak istiyorsanız, bina teminatı olmayan, sadece eşya Teminatlı konut sigortası (Eşya Sigortası) yaptırmanız mümkün.
DASK ve konut sigortası arasındaki farklar nedir?
Zorunlu Deprem Sigortası, yaptırılması zorunlu tutulan bir sigorta türüdür. Konut sigortası ise isteğe bağlı olarak yaptırılır.
Konut sigortası poliçesi, sigorta şirketlerinin şartlarına bağlı olarak iptal edilebilir. Zorunlu Deprem Sigortası ise iptal edilemez ve her yıl süresi dolduğunda yenilenmek zorundadır.
Zorunlu Deprem Sigortası, yalnızca deprem nedeniyle binanın hasar görmesi ve bu hasarın sigortalılar için maddi kayıp oluşturması durumunda geçerli olur, sigortalıların deprem nedeniyle zarar gören evlerinin değerini karşılar. Konut sigortası ise çok daha geniş kapsamlıdır. Bu sigortanın ana teminatı yangın olsa da poliçeye pek çok teminat eklenebilir.
İki sigorta türü için ödenecek prim tutarları farklılık gösterir. Zorunlu Deprem Sigortası için taban fiyat her yıl yeniden belirlenir. ZDS’de aynı zamanda üst limit de belirlidir. Konut sigortası primi ise sigorta şirketlerinin belirledikleri fiyatlar ve kişilerin istedikleri ek teminatlara göre şekillenir.
Zorunlu Deprem Sigortası ve konut sigortası yaptıranlar, belli şartlara bağlı olarak indirimlerden yararlanabilir. ZDS için indirim, her yıl poliçe yenilenirken, bina kat sayısına ve inşaat tarihine göre uygulanır. Konut sigortası indirim oranlarını ise sigorta şirketleri belirler.


