18 Kasım 2024, Pazartesi
spot_img

Sporcular kulüplerden ‘sigortayı’ talep etmeli

Profesyonel kariyerlerinin bitiminde değil en başında sigorta planlamasını yapmalı. Sporcuların sigorta konusunda bilinçlendirilmesi için ise önce kulüplere sonrasında ise menajerlere büyük görev düşüyor.

SİGORTAMEDYA ÖZEL

Peşinden milyonları sürükleyen fenomen sporcuların attıkları her adım haber konusu olabiliyor. Bazen bir yatırım, bazen adını taşıyan bir aksesuar lansmanı. Kolunu ve bacağını milyon dolarlara sigortalayarak gündeme gelen bile var. İşte bu noktada “Spor Kulüpleri ve Sporcu Sigortaları” ne kadar önemli güvenceler sunduğunu anlıyoruz. Fakat Avrupa’daki spor kulüpleri ile Türk kulüplerini kıyasladığımızda Türk sporcuları sigorta yaptırma oranı hala çok düşük.

‘Spor Kulüpleri ve Sporcu Sigortaları’, konusu Sigorta Ekranı’nda da yer aldı. SBD Türkiye ve Sigorta Ekranı YouTube kanalları üzerinden eş zamanlı yayınlanan programda Nildem Global Sigorta ve Reasürans Brokerliği Genel Müdürü Elif Hazinedaroğlu’nun moderatörlüğünde; J Stern & Co. Kıdemli Danışmanı Ebru Köksal, konuyla ilgili tüm merak edilenler mercek altına alındı.

Geleceklerini garantiye almalılar

Sporcuların kariyer sürelerinin çok kısa olduğuna dikkat çeken J Stern & Co. Kıdemli Danışmanı Ebru Köksal, “Sporcular maalesef belki 10, eğer kendine çok iyi bakarlarsa 15, çok nadiren de 20 sene ücret alarak sporculuk hayatını profesyonel olarak sürdürebildiği bir dönemden bahsediyoruz. Sporcunun kalıcı veya geçici sakatlığı, mensubu olduğu kulübün finansal durumunda da ciddi bir aksama yaratıyor. Daha önemlisi o futbolcunun belki de ömür boyu gelir elde edememe ihtimalini ortaya çıkıyor. Özellikle de çok üst düzey elit sporcularda gördüğümüz ikinci bir kariyer yaratma imkânları da bu süreçte olmuyor” dedi.

Köksal, “30-35 yaşlarında da bir anda sporculuk hayatı bittikten sonra eğer iyi bir birikimi yoksa maalesef ileriye yönelik çok ciddi sıkıntılar yaşayabiliyorlar. Hele bir de sakatlık veya başka türlü bir sorunla bu süreç daha kısa olursa hiç birikim yapamadan çok ciddi sıkıntılarla karşılaşabiliyorlar. Dolayısıyla kulüpler bunları önemsemiyorsa bile sporcuların sigorta konusunda daha talepkâr olması ve kendi geleceklerini garanti altına alacak olan kaliteli ve düzgün sigorta poliçelerini talep etmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Ölüm ve sürekli sakatlık poliçeleri yaptırılıyor

Köksal, programda Türkiye’de kulüplerin ağırlıklı olarak satın aldığı poliçelerle ilgili ilginç bilgiler verdi: “Birincisi ölüm, ikincisi sürekli sakatlık, üçüncüsü de geçici sakatlık. Ölümde ve sürekli sakatlıkta kulüplerin bilançolarındaki aktif değerler dikkate alınıyor. Geçici sakatlıkta da gelir kayıplarında yaşayacağı problemleri teminat altına almış oluyoruz. Ölüm ve sürekli sakatlık aslında ikisi de aynı değerde önemli. Çünkü bu çocuklar gençken bu spora başladıkları için futbol hayatına devam edemezse, spiker olabilir, danışman olabilir. Ama futbol hayatına devam edemediği sürece çok büyük bir maluliyet söz konusu oluyor” yorumunu yaptı.

Bireysel olarak da sigorta yaptırmalı

Köksal’a göre futbolcu menajerleri, bazen bunlar aile bireyleri de olabiliyor, futbolcuları sigorta konusunda doğru bilgilendirmiyor. Futbolcuların kariyerlerinin bitiminde değil daha en başından bir planlama yapmaları gerektiğinin altını çizen Köksal, sporcuların kulüpleri bu kapsamlı sigortaları yapmıyorsa bireysel olarak sporcuların sigorta yaptırmaları ve ek teminat almalarının önemli olduğunu söylüyor.

Programda spor sigortacılığı ile görüşlerini açıklarken konuya Avrupa ve Türkiye arasındaki farkları da ele alan Ebru Köksal, en önemli farkın kulüplerin kurumsallaşma yapıları olduğunu söyledi. Köksal, şöyle devam etti: “Bugün Avrupa’daki üst liglerde oynayan 750’yi aşkın kulübe baktığımızda bizim kulüplerimiz gibi dernek yapısını en tepede barındıran kulüp adedi gittikçe azaldı. Bir Barcelona var, bir Türkiye var 4 büyükler olarak. Onun dışında çok da fazla bu tip örnek kalmadı. Çok sık değişen başkanlar, yönetim kurulları, profesyonel kadrolar, teknik direktörler ve inanılmaz hızlı değişen kadrolar. Çok fazla oyuncu değişimi oluyor. Görevde kalmak için başarılı olmak gerekiyor. Bunun için de kimsenin doğru yatırımları yapacak sabrı ve vakti yok. Bu kısa vadeli bakış açısı da çoğunlukla kötü finansal kararlara sebep oluyor.”

Türk kulüpleri borçlulukta Avrupa’da ilk 10’da

Dolayısıyla bu kısa vadeli başarı hedeflerinin büyük risklerin alınmasına sebep olduğuna dikkat çeken Köksal, “Yani kulüplerimizin başına seçilen başkanlar ve yönetim kurulu üyeleri, önemli iş sahibi insanlar. Benzer kararları, benzer geri dönüşsüz yatırımları hiçbir zaman kendi şirketlerinde yapacaklarını düşünmüyorum. Ama maalesef ki bu popüler kültür, bu taraftar, medya ve camia baskısı doğru kararların alınmasını engelliyor. Finansal duruma baktığımızda maalesef Avrupa genelinde en fazla borçlu kulüpler Türk kulüpleri. Borç ödeme kapasitesini düşündüğümüzde Türk kulüpleri maalesef ilk 10’da. Borç ödemekten aslında yapılması gereken doğru yatırımları yapacak nefesleri kalmıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Futbolun üstünlüğü tartışılmaz

Köksal, programda amatör kulüplerin sigortaya bakış açısını da değerlendirdi. Amatör kulüplerin de bütçelerinin olduğunu belirten Köksal, şöyle devam etti: “Onlar da yabancı sporcu getirip oynatabiliyor. Fakat futbol bütçesinin dominantlığı kesin. Futbol, dünyada 1 numaralı spor. Sonuçta her şey bir döngü içinde. Sektöre daha fazla yatırım yapılması, iyi oyuncuların yetişmesini ve oyun kalitesinin yükselmesini sağlıyor. Oyun kalitesi yükseldikçe daha fazla insan izliyor ve bu şekilde sektörler büyüyebiliyor. Amatör diye adlandırdığımız futbol dışındaki şubelerde maalesef gelir yaratmak konusunda çok ciddi sıkıntılar var.”

“Yani kendi kulübüm Galatasaray da hiçbir zaman bizim takip ettiğimiz sürede amatör şubelerde denk bütçe yürütemedi. Pek çok kulüp de aynı sıkıntıyı yaşıyor. Bunun için de ister futbolda olsun ister amatör şubelerde olsun her şeyin odağı sporcu değil mi? Bugün futbolcu, voleybolcu olmasa o yarışma nasıl olacak? Kim izleyecek? Nasıl gelir elde edilecek? Dolayısıyla aslında bütün kulüplerin hangi branşta yer alıyorsa alsın en değerli varlıkları ve varoluş sebepleri o sporcular” diye konuştu.

Federasyonlar BES’i zorunlu olarak yapmalı

Sporcuların sigorta konusunda bilinçlendirilmesi için menajerlere ve kulüplere çok iş düştüğünü belirten Nildem Global Sigorta ve Reasürans Brokerliği Genel Müdürü Elif Hazinedaroğlu, “Federasyonların bireysel emeklilik konusunda zorunluluk getirmesi gerekiyor. Sakatlık sigortası yaptıran sporcuları sadece kiralanan oyuncularda görüyoruz. Mesela Porto kulübü oyuncusunu başka bir kulübe kiralarsa hemen sakatlık sigortası yaptırmasını istiyor. Bir sporcu bireysel emeklilik sigortasını mutlaka yaptırmalı. Faal sporculuk esnasında özel sağlık sigortalarına pek ihtiyaç duymuyorlar. Çünkü kulüpler çeşitli sponsorluklarla bu ihtiyacı sigorta şirketlerinden karşılayabiliyor. Ancak sporcu faal spor hayatını bıraktığında özel sağlık sigortasını mutlaka yaptırmalı” diye konuştu.

Profesyonellerin yönettiği kulüpler sigortaya daha yakın

SBD olarak spor sigortacılığı özelinde kısa süreli seçilen yönetim kurulları ve başkanlarla idare edilen kulüp müşterileriyle tek başına ve bir CEO gibi yönetilen kulüp müşterileri arasında çok fark gördüklerini belirten Hazinedaroğlu, şunları söyledi: “Profesyonellerin yönettiği kulüpler sigortaya daha yakın. Biz mesela sporcu sakatlık poliçeleri için şirket gibi yönetilen bir kulüple çalışıyorsak 7-8 sene kesintisiz olarak o poliçede gidiyoruz. Ama farklı yapısı olan, dernek olan kulüplerde her yönetim seçildiğinde bu sürekliliğin bozulduğunu görüyoruz. Her yönetimle bütçeye konulması, poliçenin iptal olması veya yeni baştan yapılması gibi sil baştan kararlar alındığını görüyoruz. Keşke Avrupa’daki gibi biraz daha süreklilik yaratabilsek.”

Futbolda kadın yönetici sayısı yeterli değil

Futbolda kadının yerine de değinen Köksal, şu bilgileri paylaştı: “Son yıllarda bir artma olsa da futbolda kadın yönetici sayısı yeterli değil. FIFA üyelerine baktığımızda sadece yüzde 2 si kadınlardan oluşuyor. Dünyadaki tüm antrenörlerin sadece yüzde 10’u kadın. Tüm hakemlerin yüzde 7’si kadın. Sporcuların üçte biri kadın ve bunların çoğu da tam profesyonel değil. Dünyada ve ülkemizde kadın futbolcular maalesef amatör statüsünde.”

Hazinedaroğlu, konuşmasında kulüplerin sahip oldukları stadyumlardan bilgisayarlara kadar her türlü varlıklarını sigortaladıklarını ama; futbolcuları sigortalamada yavaş davrandıklarına dikkat çekti. Köksal, ise bu noktada bir örnek vererek programda şunları söyledi:

Kulüpler bazı riskleri öngöremiyor

“Burada kadercilik veya bana olmaz, benim başıma gelmez düşüncesi de var. Yani en basit sigortayı yaptıralım ötesine gerek yok diye düşünen de var. Şu anda hazin bir dava süregeliyor. Cardiff City 1.5 sene önce Arjantinli bir futbolcu aldı. Bu futbolcuyu eski kulübünden yeni kulübüne getirmek için bir özel jet kiralandı. Jet maalesef denize düştü. Pilot ve futbolcu öldü. Tabii ki iki taraf da suçu kabullenmek istemedi. Veya sorumluluğu kabullenmek istemedi. Arjantin kulübü transfer gelirini talep ediyor, Cardiff City ‘Futbolcu bana gelmedi’ diyor. Bu en düşünülmemiş risklerden birisiydi. Kulüpler böyle riskleri öngöremiyor ama ileride sıkıntı yaşamamaları için futbolcularını sigortalamaları gerçekten çok elzem.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER