Sigorta sektörünün yönünü belirleyen kritik buluşmalardan biri olan 4. Uluslararası Sigorta Zirvesi’nin ikinci günü Türkiye Sigorta Birliği’nin desteğiyle Sigorta Tatbikatçıları Derneği ve IUC tarafından düzenlenen 17. Uluslararası İstanbul Sigorta Konferansı’nda dijital dönüşüm, iklim riskleri, sermaye piyasaları ve yenilikçi sigorta modelleri detaylı şekilde ele alındı. Yerli ve yabancı üst düzey temsilcilerin yer aldığı paneller, sektörün geleceğine ışık tutan önemli mesajlarla öne çıktı.
14. Sigorta Haftası kapsamında Türkiye Sigorta Birliği (TSB) tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Sigorta Zirvesi’nin ikinci gününde, TSB’nin katkıları, Sigorta Tatbikatçıları Derneği ve IUC iş birliğinde sektörün küresel buluşması olan 17. Uluslararası İstanbul Sigorta Konferansı gerçekleşti. Etkinlik, yerli ve yabancı sigorta profesyonellerini İstanbul’da bir araya getirdi.
Açılış konuşmalarında dijitalleşmenin sigortacılıktaki dönüştürücü etkisi, sektörün finansal sağlamlığı, uluslararası pazarlardaki fırsatlar ve Türkiye’nin bölgesel sigorta merkezi olma vizyonu ön plana çıktı. Gün boyunca yapılan panellerde ise yeni ürün geliştirme, teknolojik yenilikler, iklim değişikliğiyle mücadele ve sermaye piyasalarıyla entegrasyon gibi önemli konular tartışıldı.

“Dijitalleşme, sigortacılık her aşamasını dönüştürüyor”
Konferansın açılışında konuşan Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkan Yardımcısı Emine Feray Sezgin, dijitalleşmenin sigortacılık değer zincirinin hemen her aşamasında köklü bir dönüşüm yarattığına dikkat çekti.
Sezgin, dijitalleşmenin sektöre sunduğu fırsatları ve beraberinde getirdiği sorumlulukları değerlendirerek “Dijitalleşme, sigortacılık değer zincirinin her aşamasını dönüştürüyor. İş yazımından hasar süreçlerine, müşteri ilişkilerinden sigorta sahteciliklerinin önlenmesine kadar artık her noktada dijital araçların etkisini görüyoruz. Bu dönüşüm, sadece bir verimlilik artışı değil; aynı zamanda sigortacılığın işleyiş mantığını, ürün tasarımını ve risk yönetimini kökten değiştiren bir devrimdir” dedi.
Sektör için büyük veri, bulut bilişim, nesnelerin interneti, blok zincir ve yapay zekâ gibi teknolojilerin stratejik önem taşıdığını söyleyen Sezgin, “Riskin doğru fiyatlanması, sigortacılığın tarih boyunca en temel dayanağı olmuştur. Ancak bugün, geçmiş istatistiklerin ötesine geçerek gerçek zamanlı veri akışı, gelişmiş analitik yöntemler ve yapay zekâ algoritmalarıyla çok daha hassas ve adil fiyatlamalar yapılabilmektedir. Özellikle reasürans fiyatlamasında yapay zekânın sunduğu imkânlar, doğruluk ve hız kazandırarak belirsizlikleri azaltmakta, sermayenin daha etkin kullanılmasına ve portföy optimizasyonuna olanak tanımaktadır” şeklinde konuştu.
Sezgin, ayrıca yapay zeka ve dijitalleşmenin getirdiği fırsatların yanında önemli sorumluluklar da olduğuna vurgu yaparak “Yapay zekâ kararlarının şeffaflığı, veri güvenliği, kişisel verilerin korunması ve müşteri haklarının gözetilmesi, üzerinde hassasiyetle durmamız gereken konular arasında. Bizler SEDDK olarak, inovasyonun önünü açarken aynı zamanda piyasa disiplinini ve tüketici güvenini korumaya büyük önem veriyoruz” ifadelerini kullandı.
SEDDK’nın vizyonuna da değinen Sezgin, “Biz, dijitalleşmenin getirdiği yenilikleri sadece teknolojik bir ilerleme olarak görmüyoruz. Bu dönüşümü, sigortalıların haklarını güçlendiren, risklerin daha adil dağıtılmasını sağlayan ve küresel dayanıklılığı artıran bir süreç olarak değerlendiriyoruz. Amacımız; güvenli, şeffaf ve kapsayıcı bir düzenleyici çerçeve oluşturmak, sektörümüzün küresel ölçekte rekabet gücünü artırmak ve ülkemizi bölgesel bir sigorta ve reasürans merkezi haline getirmektir” dedi.

“Türkiye sigorta sektörünü dünyanın en büyük 10 pazarı arasına taşıyacağız”
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar ise konferansta yaptığı konuşmada Türkiye sigorta sektörünün ulaştığı büyüklüğü ve geleceğe yönelik hedeflerini aktardı.
Sektörün 2025 sonu itibarıyla 1,2 trilyon TL prim üretimine ulaşacağını, şu anda ekonomiye 2,4 trilyon TL fon sağladığını ve 2024 itibarıyla sigortalılara 339 milyar TL tazminat ödediğini belirten Yaşar, “Bu tablo bize, sigortacılığın sadece finansal göstergelerden ibaret olmadığını; aynı zamanda bireylerin ve işletmelerin yanında güçlü bir dayanışma mekanizması olduğunu gösteriyor” dedi.
Yaşar, küresel ölçekte dünya prim üretiminin 7,2 trilyon dolar seviyesinde olduğunu, Türkiye’nin payının ise yalnızca yüzde 0,45 olduğunu vurgulayarak “Bu oranın düşük görünmesi, aynı zamanda büyük bir fırsat alanına işaret ediyor. Çünkü ülkemizin önünde değerlendirilmemiş, devasa bir büyüme potansiyeli var” şeklinde konuştu.
2030 vizyonuna ilişkin açıklamalar yapan Yaşar, yüzde 4,7 penetrasyon oranı ve 44,3 milyar dolar prim üretimi hedeflediklerini söyleyerek “İstanbul’u bölgesel bir sigorta ve reasürans merkezi haline getirmeye kararlıyız. Bizim vizyonumuz açık ve net: Türkiye sigorta sektörünü dünyanın en büyük 10 pazarı arasına taşımak. Misyonumuz ise; hasar ödeyen sigortacılıktan, risk önleyen sigortacılığa geçiş yapmak. Bu dönüşüm, sadece sektöre değil, tüm topluma fayda sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
Yaşar, dijitalleşmenin bu yolculukta kritik bir rol oynadığını belirterek “Dijitalleşme artık bir tercih değil, zorunluluktur. Yapay zekâ, dinamik fiyatlama ve hasar süreçlerini dönüştürüyor; büyük veri, önleyici sigortacılık anlayışını güçlendiriyor; blockchain, poliçelerin ve reasürans zincirinin şeffaflığını artırıyor. Dijital ödeme sistemleri ise sigortayı günlük hayatın doğal bir parçası haline getiriyor. Bu sayede sektörümüz hem daha hızlı hem daha kapsayıcı bir yapıya kavuşuyor” dedi.
Yeni ürünlerle daha geniş kitlelere ulaşmayı hedeflediklerini söyleyen Yaşar, parametrik sigortalar, mikro sigorta, gömülü sigortacılık ve siber güvenlik çözümleri gibi yenilikçi uygulamaların önümüzdeki dönemde yaygınlaşacağını aktararak “Sigortacılık, yalnızca risk transferi değil; aynı zamanda toplumların direnç kapasitesini artıran bir güven mekanizmasıdır” diyen Yaşar, 6 Şubat 2023 depremlerinin bu gerçeği bir kez daha ortaya koyduğunu hatırlattı. Son olarak kamu politikalarıyla sektörün uyumuna değinen Yaşar, “Zorunlu Afet Sigortası, Bina Tamamlama Sigortası, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi ve katılım sigortacılığı gibi başlıklar Orta Vadeli Program’da da yerini bulmuş durumda. Bu vizyoner adımlar, Türkiye’nin sigortacılık alanındaki küresel rolünü güçlendirecektir. Biz de sektör olarak bu yolculuğu ulusal ve uluslararası iş birlikleriyle, şeffaf ve yenilikçi bir şekilde sürdürmeye kararlıyız” diye konuştu.
“‘Dijital Gelecek’, tartışma konusu değil, bir gerçek”
Konferansın önemine dikkat çeken Sigorta Tatbikatçıları Derneği Başkanı Fahri Altıngöz, ulusal ve global piyasalardan sektörün önde gelen temsilcilerini İstanbul’da bir araya getirmekten duydukları memnuniyeti dile getirerek “Zirvemizin teması olan ‘Dijital Gelecek’, sadece tartışma konusu değil, her gün karşılaştığımız bir gerçek. İnovasyonun hızı, iş birliklerini ve ortak vizyon geliştirmeyi zorunlu kılıyor” diyen Altıngöz, sektörün geleceğini şekillendiren bu buluşmanın kalıcı iş birliklerine vesile olacağını belirtti.


