Küresel iklim krizi tüm dünyayı her geçen gün daha fazla tehdit ediyor. Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, sosyal medya hesabından yayınladığı yazısında da bu soruna dikkat çekiyor. Gülen, yazısında “Sigorta sektörü iklim kriziyle neden mücadele etmeli? sorusunun yanıtını araştırırken, bu konuda neler yapılması gerektiği konusunda araştırma şirketlerinin ortaya koydukları trendlere yer veriyor.
Küresel reasürans şirketi Swiss Re’nin verilerine göre geçen yıl sel kaynaklı küresel ekonomik kayıplar 82 milyar dolar olarak gerçekleşirken sigortalı zararları 20 milyar doların biraz üzerinde gerçekleşti. Bu durum sel risklerinin yüzde 75’inin sigortasız kaldığını ortaya koyuyor. Bu sadece seldeki tablo. 2021’deki tüm doğal afetlerin 270 milyar dolarlık bir küresel ekonomik kayba yol açtığını ve 111 milyar dolarlık sigortalı zararına neden olduğunu görüyoruz.
Küresel iklim krizi tüm dünyayı her geçen gün daha fazla tehdit ediyor. İklim krizi kaynaklı doğal afetler ve aşırı hava olayları giderek şiddetini artırıyor. Başta seller olmak üzere doğal afetlerden kaynaklanan rekor düzeyde sigortalı kayıplarına rağmen küresel koruma açığı da büyümeye devam ediyor. Bu yılın ilk çeyreğinde Doğu Avustralya’daki büyük sel ve yangın, yıkıma ve önemli sigorta kayıplarına neden oldu.
Swiss Re bu tablonun acil olarak harekete geçmenin önemini gösterdiği görüşünde. Sellerden kaynaklanan kayıpların giderek daha belirgin hale geldiğine dikkat çeken kurum, coğrafi olarak bu kayıplardaki durumu şöyle ortaya koyuyor: “Sel kayıplarının yalnızca yüzde 5’i gelişmekte olan piyasalarda, yüzde 34’ü gelişmiş ekonomilerde sigortalı. Selden korunmada en büyük boşluk Asya’da. Buradaki ekonomik kayıpların sadece yüzde 7’si sigorta kapsamında. Buna karşılık Avrupa’da sel kayıplarının yüzde 34’ü sigortalı.”
İklim krizi giderek ağırlaşırken ortaya çıkan küresel görünüm sigorta şirketlerinin sorumluluklarını artırıyor. Baskılar daha fazla hissediliyor ve iklim kriziyle mücadele etmek sektör için giderek daha öncelikli bir konu haline geliyor. Dünyanın önde gelen fintech şirketlerinden FIS Global de iklim kriziyle mücadele etmenin sigorta sektörü için neden önemli olduğu konusunda bir çalışma yapmış.Burada ortaya konulan trendlerden birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum.
1-Öncelikle temiz enerjiye geçiş yapılan bu dönemde geçiş riskini azaltmak gerekiyor. Bu nedenle fosil yakıtlara yatırım yapmak sigortacılar, özellikle de büyük hayat sigortacıları için geçiş riskini artırıyor.
2-Paydaşların talebini göz önünde bulundurmak önemli. Çalışanlar, poliçe sahipleri ve hissedarlar hem iklim hem Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) yelpazesinin tamamında değişiklik talep ediyor. Bu noktada da sürdürülebilirlik performansı öne çıkıyor. Özellikle hissedarlar sosyal sorumluluk ve iklim krizi konusunda hassasiyet gösteren şirketlere yatırım yapmayı tercih ediyor. Yetenek savaşları yaşanan bir dönemde çalışanlar da şirketlerin ESG performanslarını değerlendirerek o şirkette çalışıp çalışmama kararı alıyor.
3-İklimle ilgili riskler her sektörü olduğu gibi doğrudan sigorta şirketlerini de etkiliyor. Bu nedenle iklim kriziyle tüm yönleriyle şirket genelinde mücadele etmek, sorumluluk almak gerekiyor.
4-Düzenleyiciler değişikliği zorunlu kılacak. Yeşil Mutabakat, Sınırda Karbon Uygulaması Avrupa’daki örnekler olarak dikkat çekiyor. Dünyanın dört bir yanında kurumlar sürdürülebilirlik ekseninde yatırımcılara iklim ve diğer ESG bileşenleri hakkında yüksek kaliteli, şeffaf, güvenilir ve karşılaştırılabilir metrikler sağlıyor. Bu metrikler üzerinden değerlendirilen şirketler performanslarıyla öne çıkacak ya da geride kalacak.
5-Sigorta sektörü iklim kriziyle ilgili aksiyon alırken itibarını yükseltebilir. Bu alandaki değişime öncülük eden her şirket gelecekte daha şanslı olacak. Bir sigorta şirketinin sürdürülebilirlikle olan bağı, bu alanda öne çıkması şirketlerin ya da bazı poliçe sahiplerinin o şirketi tercihinde önemli rol oynayabilir.
Bence bu nedenler yeterli. Sektör olarak iklim değişikliğine karşı daha fazla koruma sağlamalı yenilikçi ürünler geliştirmeliyiz.