Biz bakın neleri tartışıyorken, diğer tarafta neler oluyor. Hükümet trafik sigortalarında fiyatların belirlenmesinde serbest piyasa ekonomisi kurallarından vazgeçerek tavan fiyat uygulamasına geçti. İl il basamaklardaki tavan fiyatlarını artık Hazine belirleyecek. Başbakan Yardımcımız Sayın Mehmet Şimşek, bu fiyatları belirlerken yüzde 30-40 indirim olacağını söylüyor. Bu ne demek biliyor musunuz acente dostlarım? Öncelikle sizin trafikten kazandığınız prim geliriniz yüzde 30-40 azalacak. Sonrasında gerek döviz artışı, gerek enflasyon, gerekse asgari ücret artışını absorve eden sigorta şirketleri tekrar zarar etme olasılığına karşın önce acente komisyonlarından tırpana başlayabilir. Yani bugün ne kazanıyorsanız, gelirinizin yarıya düşme ihtimali kuvvetli. Tabii ki ağırlıklı trafik çalışıyorsanız… Şimdi seni o acente kardeşimize hakaret eden SAİK Başkanın mı savunacak ya da bu duruma başka bir alternatif mi bulacak? Çok zayıf ihtimal.
Ben şimdi sayın SAİK Başkanınızdan ‘taban komisyon’ atağına geçmesini beklerim ki o da acentelerin tam bir felaketi olur. Çünkü SBM sorgulama uygulaması sonrasında sigorta şirketlerinin IT altyapıları hazır,. Bir buton koyarak poliçeyi direkt internet sitelerinden satabilirler. Böyle bir ihtimal var mı? Var… Buyurun buradan yakın.
Özetle bu uygulama portföy ağırlığı trafik olan yıllık prim üretimi 400-500 bin TL olan ve yoksulluk sınırında ayakta kalmaya çalışan en az 5-6 bin acentenin kapanması demektir. Ne yazık ki dost acı söyler. Durum bu. Üzgünüm. Diğer taraftan sahipsizsiniz, merdivenaltı sigortacılar dolandırıcılar dolmuş ortalığa, hani denetim? Denetim bunların elinde aba altı sopa, kendilerine laf söylenildiğinde ne tesadüf ilk denetim ortalıkta bu kadar dolandırıcı gezerken o acenteye yapılıyor, Bilmiyorum, anlatabildim mi?
Sayın Bakanımız Mehmet Şimşek beyefendinin ve hazine müsteşarının sigorta şirketlerine yasal da olsa sözünü geçirtemediği bir aşıkardır. şimdi kanun koyucuyu bile takmayan sigorta şirketlerine çalışma ruhsatı niçin verilir? Şirket yöneticileri oldukça iyi koşullarda çalıştıkları halde, acentelerinin yaşadıkları sıkıntıları zaten eskiden beri görmezden gelmekteler. bir bakanlık veya müsteşarlık acentelerin haklarını sabitleyemeyecek kadar acizleşebiliyorsa, bunların yetki ve sorumlulukları nerede başlıyor ve nerede bitiyor sorgulamak gerek. bu konuda sadece şu örneği vermek istiyorum. 2015 yılında 154 tl ye poliçe keserken %22 lere varan komisyon verebilen şirketler 2016-2017 yılında 500 tl ye poliçe keserken komisyonları neden % 0 ile 8 arasına kadar düşürme gereği duymuştur. kazanç neredeyse 3 katından da fazlalaşmışken hemde. ben sigorta şirketlerinin iyi niyet düsturundan yoksun olduğu kanaatindeyim. acentelerin nasıl bir suçu olabilir bu konuda onuda aklım kesmiyor. ayrıca trafik sigortası teminatları ve koşulları arasında şöyle bir ibare varmıdır. acente yanlış adama yanlış poliçe düzenlemiş. yani kazaya karışan sanki acenteymiş gibi patavatsızca ve nankörce ve alçakça bir tutum sergilenmektedir. acente resmen cezalandırılmakta acentelik hakları feshedilmekte komisyonları indira gandi yapılmakta sonra devlet gelsin vay sen üretim yapmışsın komisyonda kazanmışsın getir vergini de ver bakalım demesini çok iyi biliyor. yazık kardeşim bu acentelere, bu kadar çektirdiğiniz yeter. saygısızlık boyutunda yazmak istemiyorum ama artık cidden birileri bunu hak ediyor. düzeltin artık şu haklarımızı.
TEBRİKLER