Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetimi AŞ Genel Müdürü Zafer Sönmez; TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada sigorta sektörünün ekonomi üzerindeki önemine dikkat çekti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonunun 2018 Yılı Mali Tabloları ve Faaliyetleri ile ilgili Denetim Raporlarının Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi görüşüldü.
Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetimi AŞ Genel Müdürü Zafer Sönmez, Komisyon’da yaptığı konuşmada “Bankacılık sektörünün toplam finansal sektör içindeki payı yüzde 95’lerden çok daha aşağı gelmesi lazım. Bunun oluşturulabilmesi için bir sektörün büyütülmesi gerekiyor. O da sigorta sektörü. Bankacılık kredi bazlı büyüyen bir bilanço, sigorta ise küçük primlerin damlaya damlaya göl olduğu bir yapı. Bir diğer yapı da şu an üzerinde kafa yorduğumuz, sermayeye dönük sektörlerin arttırılması. Yani sermaye sağlayıcı sektörler, finansal kuruluşların oluşturulması” dedi.
Komisyonda sunum yapan Genel Müdür Sönmez, dünyadaki varlık fonlarının değerinin 8 trilyon dolar civarında, 2018 konsolide denetimine göre TVF’nin sermaye toplamının ise yaklaşık 33 milyar dolar olduğunu bildirdi.
Sönmez, TVF’nin daha çok Singapur ve Malezya’daki modele benzediğine işaret ederek, “3 yıllık Türkiye Varlık Fonu esasında daha emekleme dönemini yeni bitirmiş, büyümeye doğru adım atmakta olan bir fondur. Her kurum gibi doğum sancılarını yavaş yavaş aşıp, daha sağlam temellere oturtulmaya çalışılan bir yapıdadır.” diye konuştu.
Denetim yapısı
Fonun 3’lü bir denetim yapısı bulunduğunu dile getiren Zafer Sönmez, öncelikle bağımsız denetim şirketinin denetleyip rapor hazırladığını, Devlet Denetleme Başkanlığının rapor üzerinde inceleme yaptığını ve incelemenin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sunularak sürecin tamamlandığını anlattı.
Sönmez, fonun, ekonomide yapısal sorunlara çözüm getiren, yatırım stratejileri kurgulamak üzere harekete geçen bir yapı olduğunu kaydetti.
Yıl sonunda operasyonel olarak birleştirilecek
Tasarrufun güçlendirilmesi için finansal sektörün mimarisinin değiştirilmesi gerektiğine işaret eden Zafer Sönmez, finansal sektörün bilançosunun yüzde 95’inin bankalardan oluştuğunu söyledi.
Bunu, kriz dönemindeki durumu, kaza yapan bir arabada hava yastığı olmamasına benzeten Sönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun çözülebilmesi için Türkiye’de iki tane alanın güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Birisi, mevcut bilançoyu büyüterek, yani mevcut finansal sektör büyüyecek ama bankacılık sektörünün toplam içindeki payı yüzde 95’lerden çok daha aşağı gelmesi lazım. Bunun oluşturulabilmesi için bir sektörün büyütülmesi gerekiyor. O da sigorta sektörü. Bankacılık kredi bazlı büyüyen bir bilanço, sigorta ise küçük primlerin damlaya damlaya göl olduğu bir yapı. Bir diğer yapı da şu an üzerinde kafa yorduğumuz, sermayeye dönük sektörlerin arttırılması. Yani sermaye sağlayıcı sektörler, finansal kuruluşların oluşturulması.”
“Bu anlamda 2019 sonunda kamu sigorta şirketlerinin konsolidasyonu projesini başlattık. Bunların satın alması Nisan 2020’de tamamlandı. Şu an 6 tane kamu bankasının sigorta şirketinin sahibi Türkiye Varlık Fonudur. Bu bankalarla uzun vadeli dağıtım anlaşması yapıldı. 1 Eylül’de 3 tane elementer, 3 tane hayat sigorta şirketi teke inecek ve yıl sonunda da operasyonel olarak birleştirilecek.”
Zafer Sönmez, Türkiye’de bölgesel, lider bir sigorta şirketi çıkmasını amaçladıklarını belirtti.
“Varlık Fonu banka değil”
Varlık Fonu’nun, banka olmadığını, kredi vermediğini anımsatan Sönmez, “Hazine değildir, bütçeyi fonlamaz. Merkez Bankası değildir, para politikasını belirlemez. Özelleştirme İdaresi değildir, portföyündeki şirketleri satmak gibi bir amacı yoktur, amacı değer yaratmaktır. Sigorta kuruluşu değildir” değerlendirmesinde bulundu.
Zafer Sönmez, TVF’nin yol haritasında, şirketlerin değerini arttırmak, Türkiye’nin stratejik yatırımlarına sermaye sağlamak, yurt dışı stratejisine destek için şirketleri destekleyen yatırımlar yapmak, finansal piyasalardaki iyileşme ve derinleşmeyi desteklemek olduğunu söyledi.
Bunları yaparken finansman da sağlandığını ifade eden Sönmez, TVF’nin Adana Ceyhan bölgesinde toplam 10 milyar dolar petrokimya yatırım projesi olduğunu belirtti.
Fizibilite çalışmasının sürdüğünü de dile getiren Zafer Sönmez, yılda 18 milyar dolar petrokimya ithalatı gerçekleştiğini ve bunun önünün kesilmesi gerektiğini bildirdi.
Türkiye’nin cari açığına dönük yatırımlar
Sönmez, maden projelerini de devreye soktuklarını, 20’ye yakın önemli, kıymetli madeni TVF altına aldıklarını vurguladı.
“Türkiye’nin büyük bir maden holdingini oluşturmak için çalışmalara başladık.” diyen Zafer Sönmez, Türkiye’nin demir, altın, kömür, bakır, alüminyum, çinko gibi madenlerde büyük bir ithalatı bulunduğunu ifade etti.
Cari açığa yönelik başka bir projenin yerli kömürden elektrik üretimi olduğuna değinen Sönmez, TVF’nin büyük bir linyit yatağı olan Afşin-Elbistan C segmentini aktive etmek için fiili olarak çalıştığını kaydetti.
Bu 3 konunun Türkiye’nin cari açığına dönük yatırımları olduğunu vurgulayan Zafer Sönmez, bu yatırımlara Türkiye’nin ihtiyacı bulunduğunu ifade etti.
İstanbul Finans Merkezi projesi
Sönmez, “2022’nin ikinci yarısında inşallah, Sayın Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla İstanbul Finans Merkezini Ataşehir’deki bölgesinde aktive edeceğiz” şeklinde konuştu.
Milli Piyango’nun ihalesini yaptıklarını ve 5 milyar dolarlık bir değer oluşturulduğunu belirten Zafer Sönmez, Türkiye’yi “İpek Yolu” projesinin ayrılmaz bir parçası olarak konumlandırmak gerektiğini de kaydetti.
Kamu bankalarına sermaye desteği
Sönmez, salgın döneminde kamu bankalarının çok hızlı büyüme gösterdiği ve kredi musluklarını açtığı bir dönemde Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank’ın çekirdek sermayesini artırma amaçlı 7’şer milyar liralık sermaye desteği sağlandığını kaydetti.
Kamu bankalarının bilançolarının güçlendirilmesinin önemli olduğuna işaret eden Zafer Sönmez, sermaye desteğinin de mayıs ayı içinde bitirildiğini söyledi.
Net kârı 17. 1 milyar lira
TVF’nin bilançosuyla ilgili bilgi de veren Sönmez, “Toplam aktifleri 1.2 trilyon lira. Öz kaynakları 207 milyar lira. Bunun yüzde 14’ü azınlık payı. Toplam satışları 139-140 milyar lira. Net kârı da 17.1 milyar liradır” dedi.
Zafer Sönmez, “Türkiye Varlık Fonunu uluslararası benzerleriyle rekabet edecek hale getirmek, kurumsallık anlamında her gün bir adım öteye götürmek ve uluslararası anlamda finansal kuruluşlarla uzun vadeli ilişkiler kurmak. Bunun ötesindeki ana amacımız, Türkiye Cumhuriyeti ekonomisindeki yapısal sorunların çözümüne dönük yatırım stratejileri geliştirmektir” ifadelerini kullandı.
Suyun çayın hesabı
Sönmez, sunumunun ardından komisyon üyesi milletvekillerinin sorularını yanıtladı, eleştirilerine cevap verdi.
Varlık Fonunda içilen suyun, çayın hesabını öncelikle kendi vicdanlarına soracaklarını vurgulayan Zafer Sönmez, “Bizim amacımız, Varlık Fonunu bu ülkenin gurur duyacağı uluslararası standartlarda bir kurum haline getirmek” şeklinde konuştu.
İstanbul Finans Merkeziyle ilgili sorulara Sönmez, “Rekabetçi bir finans merkezi yaratmak için finans merkezlerinde çalışmış, iş yapmış, finans merkezlerinin kendisini ayrıştıran hikayesini kurgulamış ekipler oluşturmaya gayret ediyoruz” karşılığını verdi.
Zafer Sönmez, hatalarının olabileceğini, ancak bu işin amacının Türkiye’yi rekabetçi bir noktaya getirmek olduğunu belirtti.
Rusya Varlık Fonu ile yapılan anlaşmanın iki ülkeye de yatırım yapan bir süreci içerdiğini belirten Sönmez, bu dönemde Türkiye’ye olan yatırımları öncelendirmek için durumu yavaş şekilde ilerlettiklerini kaydetti.
TVF Yönetimi AŞ Genel Müdürü Sönmez, “Sözleşme pazarlığı devam ediyor. Herhangi bir şekilde iptal etmedik, rafa da kaldırmadık. Görüşmeler devam ediyor. Salgın döneminde yurt içine yatırım yapalım istiyoruz, bundan dolayı biraz ağırdan alıyoruz. Ama bununla ilgili herhangi negatif bir durum da yok.” değerlendirmesinde bulundu.