17 Ağustos 1999’un üzerinden 26 yıl geçmesine rağmen yaralar kapanmadı. Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Gülen, afetlere karşı hazırlığın sürdürülebilir olması gerektiğini vurgulayarak, sigortanın yaşamın yeniden inşasında kritik rol üstlendiğini hatırlattı.
Türkiye, 17 Ağustos 1999 sabahı tarihinin en yıkıcı felaketlerinden biriyle sarsıldı. Marmara Depremi, binlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neden olurken şehirlerde derin yaralar açtı ve toplumsal hafızamızda silinmeyecek izler bıraktı. Aradan geçen 26 yıla rağmen acı dinmedi; aksine, deprem gerçeğini unutmamamız gerektiğini her gün yeniden hatırlatıyor.
Geçtiğimiz günlerde Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki deprem de bu gerçeğin altını bir kez daha çizdi. Bir kişinin hayatını kaybettiği, yaklaşık 800 konut ve işyerinde hasar meydana geldiği sarsıntı, afetlere karşı hazırlığın önemini gözler önüne serdi.
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Uğur Gülen, 17 Ağustos’un 26. yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, Marmara Depremi’nin yarattığı acıların hâlâ tazeliğini koruduğunu söyledi. Gülen, “26 yıl önce yaşanan büyük felaket binlerce canımızı bizden aldı, şehirlerimizi sarstı. Hayatını kaybedenleri rahmetle, yakınlarını kaybedenleri saygı ve sabırla anıyoruz” dedi.
Türkiye’nin deprem kuşağında bulunduğunu hatırlatan Gülen, afetlere karşı hem bireysel hem de kurumsal hazırlığın sürekli güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Orman yangınlarının da gösterdiği gibi afetlerin yalnızca depremlerle sınırlı olmadığını belirten Gülen, “Depremleri engelleyemeyiz ama doğru şehir planlaması, sağlam mühendislik standartları ve sigorta güvencesiyle etkilerini azaltabiliriz” ifadelerini kullandı.
Özellikle Zorunlu Deprem Sigortası’nın afet sonrası toparlanma sürecinde kritik rol üstlendiğini söyleyen Gülen, sigortalılık oranlarının artırılmasının toplumsal bir sorumluluk olduğunun altını çizerek “Sigorta, afet sonrası hayatın yeniden kurulmasında finansal güvence sağlar. Bu bilinç her vatandaşa ulaşmalı. Afetlere karşı hazırlık yalnızca bugünün değil, geleceğimizin de güvencesidir. Risk yüksek, sigortalılık bilinci artmalı. Unutmayalım; sigorta bir tercih değil, yaşamın sigortasıdır” diye konuştu.
Türkiye Sigorta Birliği, deprem ve diğer afet sigortalarının yaygınlaştırılması ve toplumun afetlere daha dirençli hale gelmesi için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.


