İstanbul Uluslararası Finans Merkezi’nden doğan ilk global marka olmayı hedeflediklerini belirten Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren; “Global bir oyuncu olmayı istiyoruz. Türk Reasürans’ı ‘güvence ihraç eder’ konuma getireceğiz” diyor.
Alp SÜER / HAYATIMIZ SİGORTALI
Sigorta deyince aklımıza gelen sözcükleri bir çırpıda saysak, güven, garanti, teminat sözcükleri ilk sırada yer alır. Gerçekten, sloganın da ötesinde ‘Sigortacılık güven işidir’, sigorta şirketleri güvence sunan, birey ve işletme sahiplerinin gece rahat uyumasını sağlayan kurumlardır. Ancak, değerlerin yerine konması için gerekli güvenceyi sunabilmenin güçlü bir ‘reasürans desteği’ ile mümkün olduğunu da akıldan çıkarmamak gerekiyor. Geçen yılın Eylül ayında, Türk sigorta sektöründe reasürans konusunda çok önemli bir gelişme yaşandı. Sektörü ve yayınlarımızı yakından izleyenlerin de çok iyi bildiği gibi ‘Türk Reasürans’ kuruldu.
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından sigorta sektörünün gelişimine katkı sağlamak, yerli reasürans kapasitesini arttırmak ve kaynak verimliliği sağlamak amaçlarıyla kurulan Türk Reasürans, aradan geçen 10 aylık süre içinde önemli işlere imza attı. Biz de Hayatımız Sigortalı olarak Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren’i konuk ettik. Eren’le Türk Reasürans’ın geride kalan 10 aylık dönemdeki faaliyetlerini ve şirketin önümüzdeki dönemdeki hedeflerini konuştuk. İstanbul Uluslararası Finans Merkezi’nden doğan ilk global marka olmayı hedeflediklerini belirten Eren, “Global bir oyuncu olmayı istiyoruz. Türk Reasürans’ı ‘güvence ihraç eder’ konuma getireceğiz” diyor.
Pazara daha yüksek oranda kapasite sunacağız
Şirketin kuruluşundan bu yana geçen 10 aylık süreçte, öncelikli olarak yurt içindeki reasürans ihtiyaçlarına cevap vererek önemli bir hacimde pazara kapasite sağladıklarını belirten Eren, “Türk Reasürans, gerek trete, gerekse de ihtiyari alanda özellikle bu sene içerisinde artacak olan öz sermayesiyle, pazara önümüzdeki dönemde daha yüksek oranlarda kapasite sunacak. Yeni dönem planlamalarımızı, bu hedefi gerçekleştirmek doğrultusunda yapıyoruz” diye konuşuyor. Sigorta şirketlerine ve sektör paydaşlarına sağladıkları destek yanında Tarım Sigortaları Havuzu’na da (Tarsim) önemli oranda bir kapasite sağladıklarını vurgulayan Eren, dünyadaki örnekleri arasında, en başarılı tarım sigorta havuzlarından biri olan Tarsim’e kapasite sağlayarak, yurtdışına aktarılan primin, büyük ölçüde ülkede kalmasını sağladıklarını söylüyor. Eren, Tarsim’e kapasite sağlamak yanında, Havuz’un mevcut reasürans yapısında yer alan yabancı reasürörlerin pay dağılımını da gözden geçirerek yeniden yapılandırılmasını sağladıklarını ifade ediyor.
Uluslararası piyasalarda rekabet edeceğiz
Türk Reasürans’ın önümüzdeki dönemki hedefleriyle ilgili olarak da sorularımızı yanıtlayan Eren, en temel stratejik hedeflerinin, Türk Reasürans’ı global bir marka haline getirmek olduğunu söylüyor. Bunun yolunun da Türk Reasürans’ın sadece yurt içinde kapasite sağlayan bir kurum olmanın ötesine geçerek, uluslararası reasürans piyasalarında rekabet eden global bir oyuncu olmasından geçtiğini vurgulayan Eren, “Bu hedefe kilitlendik ve çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürüyoruz” diyor. Bu doğrultuda öncelikli olarak “rating alma” sürecini yılın başında başlatmak üzereyken, Covid-19 sebebiyle piyasaların daha ölçülebilir ve pandeminin sonuçlarının daha net görebileceği 2020 yılının sonunu beklemeye karar verdiklerini belirten Eren, şunları söylüyor: “Buradaki duruşumuz da, bize verilmesi uygun görülen bir rating’i kabul etmenin ötesinde, yıl sonuna kadar ortaya koyacağımız başarının karşılığına eşdeğer bir rating’e talip olmamız yönünde. Sektör profesyonellerine bu çok iddialı bir hedef olarak gelebilir. Ancak bunun örnekleri mevcut, biz de bu örneklerden bir tanesi olma arzusundayız.”
DASK’ın teknik işletmeciliği Türk Reasürans’a geçti
Ağustos ayında Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun da (DASK) teknik yönetimi Türk Reasürans’a geçti; Türk Reasürans, DASK’ın teknik işletmeciliğini üstlendi. “Eren, bu konuda ne düşünüyor?”, “Bundan sonraki süreçte DASK ile ilgili ne gibi gelişmeler olacak? DASK’ın kapsamı genişleyecek mi?” Bu sorulara da yanıt vermesini istediğimiz Eren, öncelikle “Uluslararası alanda örnek gösterilen bir sistem olan DASK’ın teknik işletmeciliğini üstlenmemiz ve bu sorumluluğu ilk faaliyet yılımızda almamız bizim için gurur verici” diyor. Hazırlıkları tamamlayarak kusursuz bir geçiş süreci sağladıklarını ifade eden Eren, “DASK, uzun yıllardır yetkin bir ekip tarafından profesyonelce yönetiliyor. Teknik işletmeciliğin devri sürecinde öncelikli hedeflerimizden bir tanesi de bu güçlü ve tecrübeli ekibi koruyarak bünyemize katmaktı. Bunu sağlamakla beraber, ekibi daha da büyütmek adına çalışmalarımız devam ediyor” diye konuşuyor.
Katastrofik Modelleme Platformu hayata geçecek
Eren’in verdiği bilgilere göre, DASK’la ilgili olarak Türk Reasürans, ürün bakış açısıyla geliştirilmiş bir ‘Katastrofik Modelleme Platformu’nu hayata geçirecek. Bu platform, teknolojik açıdan en güncel mimari prensipler üzerine kurulacak ve simülasyon yetkinlikleri ile üst seviyede bir çözüm olacak. Çok deneyimli bir kadro ile hayata geçirilecek bu platformun uzun yıllar Türkiye’ye, talep eden farklı ülkelere ve kurumlara hizmet vermesini hedefleniyor. Söz konusu projenin, bir kurumun bünyesinde sadece kurumun kendi ihtiyacını karşılamak amacıyla hayata geçirilecek bir proje olmayıp, dünya reasürörlerinin de kabul edeceği global bir yazılım olacağını vurgulayan Eren, “Önemle altını çizmek istediğim husus ise oluşturduğumuz ekibin ve ekip liderinin tüm akademik kariyerini bu konuya adamış kişilerden oluşması. Sadece bu proje özelinde, içerisinde yazılımcı bir ekibin de yer alacağı bir kadro çalışmamız olduğunu, bunun da çok yakın zamanda tamamlanacağını büyük bir heyecanla bildirmek isterim” diyor. Eren, bunlara ilave olarak DASK’ın yaygınlığını arttıracak olan bir projeleri ile birlikte, akademik bir ekibin desteğiyle çok yönlü, aynı zamanda birçok paydaşı ilgilendiren, faz faz hayata geçirecekleri bir projelerinin olduğunu söylüyor.
Alacak Sigortası sayesinde KOBİ’ler gönül rahatlığıyla ticaret yapsın
Sektörü yakından izleyenlerin de bildiği gibi Halk Sigorta tarafından yürütülen Devlet Destekli Alacak Sigortası Olağandışı Riskler Yönetim Merkezi (ORYM) görevi de Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın aldığı karar doğrultusunda Türk Reasürans’a verildi. Bu konuda da düşüncelerini öğrendiğimiz Eren, bu görevin Türk Reasürans’a verilmesinde en büyük nedenin, çok kısa bir sürede Alacak Sigortası’nın şirket tarafından uçtan uca yeniden yapılandırılması olduğunu söylüyor. Türk Reasürans olarak reasürans desteğinin yanı sıra, ürünün arkasında güçlü bir reasürans paneli de oluşturduklarını belirten Eren, “Devlet desteğini işlevsel bir hale getirdik. Bunları yapabilmek adına da kendi içinde başlı başına birçok adımdan oluşan önemli bir projeyi kısa bir zamanda tamamladık. Neticede, piyasa ihtiyaçlarına cevap veren faydalı bir ürün ortaya çıktı” değerlendirmesinde bulunuyor.
Türk Reasürans diğer havuzları da yönetecek
‘Diğer ORYM’lerin de (Zorunlu Maden Ferdi Kaza, Zorunlu Tıbbi Kötü Uygulama) aynı şekilde, hazırlıkları bittikten sonra ilerleyen dönemde Türk Reasürans tarafından yönetileceğini belirten Eren şunları söylüyor: “ORYM’lerin kimliği ve yapısı üzerinde bir çalışmamız var. Çok kısa bir sürede bu yapı oluşturularak, içerisinde yer vereceğimiz diğer görevleri de tüm paydaşlarımızla paylaşıyor olacağız. Ben ve ekibim yaklaşım olarak, herhangi bir katma değer yaratmadığımız ya da yaratacağımızı düşünmediğimiz bir kuruma ve göreve talip olmayız. Yönetsel anlamda kazanılan bir gücün, bütüne fayda sağladığı sürece kalıcı olacağı kanaatindeyim.”
Alacak Sigortası sayesinde KOBİ’ler gönül rahatlığıyla ticaret yapsın
Türk Reasürans deyince ilk akla gelen ürün kuşkusuz, ‘Devlet Destekli Alacak Sigortası.’ Küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ), açık hesap, çek ve senet ile yapılan vadeli satışlarını, ödenmeme riskine karşı teminat altına alan Alacak Sigortası, Türk Reasürans tarafından yeniden yapılandırıldı. Alacak Sigortası’nın KOBİ’ler için çok faydalı ve güvence sağlayan bir ürün olduğunu vurgulayan Eren, şu bilgileri veriyor: “Devlet Destekli Alacak Sigortası’nı, yenilenen yapısı ile piyasa ihtiyaçlarına çok daha kapsamlı bir şekilde cevap verebilen bir ürün haline getirdik. Yıllık cirosu 125 milyon TL’ye kadar olan KOBİ’lerimiz bu üründen faydalanabilecek. Türk Reasürans olarak bu yapıda sürecin liderliğini yapıyoruz. Yerli ve yabancı reasürörlerin de desteğini alarak bu ürünün daha etkin ve verimli olmasını sağladık. Aynı zamanda ürünün altyapısıyla ilgili olarak Sigorta Gözetim Merkezi (SBM) ile birlikte ürünün karar destek sistemini de yeniden yapılandırdık. Ayrıca yeni bir satış ekibi ve satış destek sistemi kurduk. Yenilenen yapısı ile Devlet Destekli Alacak Sigortası, KOBİ’nin güven içerisinde ve gönül rahatlığıyla ticaretini yapmaya devam etmesini sağlayacak bir ürün haline geldi.”
Bir kurumun başarısı için ekip çalışması çok önemli
Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren, bir kurumun başarılı olabilmesi için iyi bir ekibin ve ekip çalışmasının önemine inanıyor. Biraz da Türk Reasürans ekibi ile ilgili olarak bilgi vermesini istediğimiz Eren, şunları söylüyor: “Tecrübe olarak kendilerini kanıtlamış, çok donanımlı bir ekiple yola çıktık. Her şeyden önce hepsi çok tutkulu. Ekibimizin tamamı kendi uzmanlıklarını ve katkılarını rahatlıkla ortaya koyabilecekleri, son derece özgür bir ortama hayallerini gerçekleştirmeye geldiler. Şirketimiz, herkesin sesinin duyulduğu, ortak akılla yönetiliyor. Hızlı, ama aceleci olmayan ve ayakları yere sağlam basan bir ekibimiz var. Ekip, liderinin hayaline, heyecanına ve tutkusuna ortak olursa başarı kaçınılmaz oluyor. Bundan sonraki dönemimiz, başarılarımızın devam edeceği, değer katan projelerle sektörde güçlü bir şekilde yer alacağımız bir dönem olacak.”
Resim ve mimariye büyük ilgi duyuyor
Sanatı çok seven Eren, 9 yaşındaki kızı Karla’yı da sanatla iç içe olması için yönlendirmeye çalışıyor. “Bazı sergilere birlikte gidiyoruz; resimlerle ilgili kızımın yorumlarını mutlaka dinliyorum” diyor Eren. Resim dışında mimarinin de kendisi ve kızının çok keyif duyduğu bir alan olduğunu ifade eden Eren, 20 yıl önce ‘Zaha Hadid’ hayranlığı ile mimari yapılara duyduğu ilgi sebebiyle, dünyanın farklı yerlerine birçok seyahat etmiş. Bunun dışında peyzaj, özellikle de içerisinde ‘çabasız özen’ öğeleri barındırdığını söylediği ‘İngiliz Bahçe Sanatı’na ciddi bir ilgi duyduğunu belirten Eren, ağaç ve bitki türlerine de çok hakim olduğunu kaydediyor. Eren, geçmiş kariyeri sebebiyle de moda ile de yakından ilgilendiğini de vurguluyor.
‘Sanat, hayatımızı besliyor ve zenginleştiriyor’
Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren’i biraz da sigortacı kimliği dışında tanımak istedik; kendisine hobi ve ilgi alanları sorduk. “İçerisinde emek, güzellikler ve estetik barındıran her şeye ilgim var” diyen Eren, tam bir sanat aşığı. Sanatın, hayatımızı gerçek anlamda zenginleştirdiği ve beslediğini düşünüyor. Aldığımız bilgilere göre, özellikle resim ve heykel çok yakından takip ettiği sanat dalları. Bu kapsamda güncel sergi ve koleksiyonları takip ediyor. Kendi çapında, ama çok büyük bir zevkle geliştirdiğini söylediği bir resim koleksiyonu da var. Bu çaba içinde sanatçılarla da tanışma fırsatı bulduğunu belirten Eren, “Bu da size, dünyaya başka bir bakış açısıyla bakan insanların varlığını tekrar hatırlatıyor” diyor. Ayrıntılara son derece önem veren, titiz ve mücadeleci bir kişiliğinin olduğunu belirten Eren, “Çok iyi bir gözlemciyimdir. Görsellik ve bunu takip eden nitelikli içerik, benim için olmazsa olmazlardır” diye konuşuyor.
Türk Reasürans’dan sanatçı gençlere tam destek
Selva Eren, gündelik yaşamında oldukça sosyal bir insan. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde birçok dostunun olduğunu belirten Eren, onların vesilesiyle, birçok değerli öğrenci ile tanışma imkânının olduğunu söylüyor. Bu gençlerden bazılarının standart endüstrilerde çalışmaya uygun olmayan ruhlara sahip kişiler olduklarının altını çizen Eren, “Adeta sanatçı olmak için doğmuş ve Güzel Sanatlardan mezun arkadaşlarımızın, sanatlarını sergileyebilmeleri ve bunu sürdürülebilir hale getirmeleri için çok yakında Türk Reasürans olarak adım atacağız” diyor. Eren, yakın zamanda İstanbul Havalimanı’ndan seyahat edecek olan yolcuların karşılaşacağı ahşaptan yapılmış 3 metrelik devasa pilot kız ve erkek figürlü çocuklar heykellerinin de eserin sanatçısıyla yolunun kesişmesi ve IGA yönetimiyle bu sanatçıyı bir araya getirmesi sonucu ortaya çıkmış bir proje olduğunu söylüyor.
Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren, 19-24 Mayıs 2017 tarihlerinde Lizbon-Portekiz’de gerçekleşen 7.Uluslararası Öğrenci Trienali kapsamında, Marmara Üniversitesi öğrencilerinin (yandaki fotoğrafta yer alan) Tuhaf Bir Şekilde Tanıdık “Hayal Şehirler” / Strangely Familiar: Imagined Cities projesine destek verdi.