23 Aralık 2024, Pazartesi
spot_img

Sektörü hak ettiği yere getirmek için harekete geçmeliyiz

TÜSAF Başkanı Adnan Çelik, sektörün tüm paydaşlarının sık sık bir araya gelerek ortak akılla sorunlara çözüm aradıklarını söyleyerek, “TÜSAF olarak üzerimize düşen her görevi yerine getirmeye hazırız. Sektörümüzün sorunlarını çözmek için birlik ve beraberliğe, penetrasyonun artırılması içinse eğitimli sigortacı bilinçli sigortalıya ihtiyacımız var. Hepinizi sektörümüzü hak ettiği yere getirmek için harekete geçmeye davet ediyorum” dedi.

Değişen koşullar, gelişen teknoloji ve küresel eğilimler her sektörü etkiliyor. Bugün farklı alanlarda faaliyet gösteren sektörlerin her biri çağın getirdiklerine ve gerekliliklerine uygun olarak değişip dönüşüyor. Bu da her sektör için farklı sorunları da beraberinde getiriyor. Özellikle yapısal ve birikmiş sıkıntıları olan sektörler bu noktada daha fazla zorlanabiliyor. Bu anlamda kronikleşmiş problemlerin çözüme kavuşturulması daha fazla önem kazanıyor.

İzmir Ticaret Odası tarafından 2 Haziran 2023 tarihinde düzenlenen “Acenteler Gözüyle Sigortacılık” toplantısına katılan TÜSAF Başkanı Adnan Çelik, sigorta sektörünün sorunlarının çözümü için sektörün dayanışma içinde olması gerektiğine vurgu yaptı. Sektörün geçmişten bugüne kadar kat ettiği yolu anlatan Çelik, mevcut ve olası sorunlar ile bunlara ilişkin çözüm önerileri hakkında açıklamalarda bulundu. Çelik, SEDDK’da yeni yönetimin göreve başlamasından bu yana SEDDK, TSB, TOBB SAİK, TOBB SEİK, TÜSAF ve ticaret odalarının meslek komiteleri ile sigorta acentelerinin düzenlenen toplantılarda bir araya gelerek ortak akılla sorunlara çözüm yolları aradıklarını söyledi. Çelik, bunlarla ilgili gerekli adımların atıldığını da aktararak, “Yapılacak tüm çalışmalarda TÜSAF olarak üzerimize düşen her görevi yerine getirmeye hazırız. Sektörümüzün tüm sorunları ancak ve ancak birlik ve beraberlik içinde ortak akıl ile çözülecek. Penetrasyonun artırılması ise eğitimli sigortacı bilinçli sigortalı ile sağlanacaktır. Hepinizi sektörümüzü hak ettiği yere getirmek için harekete geçmeye davet ediyorum” dedi.

Mesleğe başladığı 90’lı yıllarda sigortacılık bilincinin çok az olduğunu söyleyen Çelik, “Sigorta deyince bir arabası ya da başka taşıtı olan insanların aklına zorunlu trafik sigortası, taşıtı olmayanların aklına da bildiğiniz elektrik sigortası geliyordu. Sanayiciler işyeri sigortasını biliyor, bir kısmı yaptırıyordu ama KOBİ’lerin ilgi alanında değildi sigorta. DASK henüz yoktu. Konut sigortası doğru düzgün bilinmiyordu. Trafik sigortası poliçeleri elle tanzim ediliyordu ve basamak diye bir şey yoktu. Hepsi bugünkü 7’nci basamaktan kesiliyordu. İnternet yoktu. Kesilen poliçeler sistemlere sonradan işlenirdi. 1959 tarihinde kabul edilmiş 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu vardı. Günün şartlarına uygun bir kanunumuz bile yoktu” açıklamalarında bulundu.

1 masa, 1 kasa, 2 sandalye ile acente olunuyordu

Yine aynı yıllarda sigorta acenteleri ile ilgili hiçbir tanım olmadığını belirten Çelik, “1 masa, 1 kasa, 2 sandalye ile herkes sigorta acentesi olabiliyordu. Saygınlık ve itibar maalesef çok azdı. Sigortacılar “kapıdan kovulan, bacadan giren” ithamlarını az duymadılar ama aynı sigortacılar güveni kazanılan müşterinin de vazgeçilmeziydi. Acentelerin birbirleriyle iş paylaşımı yoktu. Çoğu acente tek şirketle, uzun vadelerde ve açık hesap çalışırdı. Bu da onlara ciddi manada operasyonel ve mali yük getiriyordu. Çünkü şirketlere ciddi rakamlı teminat mektupları veriyorlar, müşterilerinden tahsil edemedikleri rakamları sigorta şirketine ödemek zorunda kalıyorlardı. Yanlış bütçe yapanlar oluyordu. Bu ve benzeri sebeplerden dolayı mali durumu sıkıntıya düşerek işyerlerini kapatan, şirketlerle mahkemelik olan ve hatta maddi sıkıntının getirdiği psikolojik çöküntüyle intihar eden meslektaşlarımız bile oldu. Hem sektör hem de biz acenteler sıkıntılı yollardan ve süreçlerden geçerek bugünlere geldik” diye konuştu.

Artık çok büyük bir aileyiz

Zamanın gereklilikleri ve teknolojinin gelişimi ile sigortacılık sektörü ile birlikte sigorta acentelerinin de evirilip geliştiğini kaydeden Çelik, “2007 yılında çıkan 5684 sayılı Sigortacılık kanunu, mesleğimizi kimin nasıl yapacağını düzenleyen ve çerçevesini belirleyen yönetmelikler, mesleki etik kuralları, kanuni olarak biz acenteleri temsil eden ve haklarımızın takipçisi TOBB SAİK, acentelerin hakları ile acentelik mesleğinin saygın, güvenilir ve kazanan bir meslek haline gelmesi amacıyla faaliyet gösteren STK’lar, sigortacılık eğitimi veren üniversiteler, SEGEM, Sigorta Bilgi Merkezi, Emeklilik Gözetim Merkezi, SEDDK, 48 elementer, 21 hayat emeklilik, 4 reasürans olmak üzere toplam 73 sigorta şirketi ve 17681 sigorta Acentesi ile çok büyük bir aileyiz” dedi.  

Acenteler olarak yok olmaktan korkuyoruz

Sektörün evirilmesinin sigorta acentelerinin var olan sorunlarına evrim geçirmiş yeni sorunlar da eklediğini söyleyen Çelik, mevcut sıkıntıları ile ilgili şunları söyledi: “Haksız fesihler, portföy mülkiyetinin olmaması, şirketlerin dağıtım kanalları arasında farklı uygulamalar yapması ve genellikle acentelerin negatif uygulamalara maruz kalması gibi uzun zamandır devam eden sorunlarımız, trafik sigortasının şirketler tarafından yapılmak istenmemesi, acente haricindeki bazı dağıtım kanallarının poliçe tanziminde sorun yaşamayıp çoğunlukla acentelerin sıkıntı yaşaması, reasürans kapasitelerinin daralması sonucu yazılmak istenmeyen riskler ve bunların komisyonlarının diplere çekilmesi gibi dönemsel sorunlarımız, maddi bedeni hasarlarda olayın hemen 3’ncü gününde müşterilerimizin hasar takipçileri tarafından aranmasının verdiği rahatsızlıklar ve bu oluşumlara bu bilgilerin nereden sızdırıldığının bir türlü çözülememesi, acentelerin bilgisayarlarına ve telefonlarına yapılan hacker saldırıları sonucu hem müşterilerin hem acentelerin yaşadıkları mağduriyetler, şirketlerin kendi web sitelerinden ve kendi telefon uygulamalarından acentelerini pas geçerek poliçe satmaları, bankaların kredi verirken poliçeyi kendilerinden yapılmasını zorunlu tutmaları, yine bankaların acentelerin kurumsal işlerine girerek müşterinin kredi kartına çip para iadesiyle poliçe yaparak haksız rekabet uygulamaları, internetten satış yapan brokerlerin müşteriye para iadesi yapmaları, sigorta poliçesi satma yetkisi olmayanların internetten satış yapmaları, yetkisiz ekran paylaşımları, acente olabilme şartlarına haiz olmayan kişilere göstermelik müdür ile şubelikler tesis edilmesi, büyük teknolojik sermaye gruplarının ellerindeki büyük veriyi kullanarak poliçe satma girişimleri gibi teknolojik sorunlardan en çok etkilenen taraf olan biz sigorta acenteleri eriyoruz, ufalıyoruz ve yok olmaktan korkuyor, geleceğe güvenle bakamıyoruz.”

Sigorta Haftası amacına uygun olarak kutlanmıyor

Her yıl sigorta bilincinin toplumda yaygınlaşması amacıyla düzenlenen ve bu yıl 25 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında kutlanacak Sigorta Haftası ile ilgili de değerlendirmeler yapan Çelik, “Her ildeki sigorta acenteleri derneklerinin ya da ticaret odalarının sigortacılık meslek komitelerinin kendi kısıtlı bütçe ve imkanlarıyla farklı farklı organizasyonlar düzenlemeye çalıştığı, TSB’nin düzenlediği ancak sektörün en büyük dağıtım kanalı olan sigorta acentelerinin ve STK’larının davet edilmediği, toplumdan kimsenin de youtube videolarını izlemediği Uluslararası Sigorta Zirvesi organizasyonu ile sigorta şirketlerinin varla yok arasında olduğu bir “Sigorta Haftası”nın amacına uygun olarak kutlanmadığı ve toplumda bilinç oluşmasına hiçbir katkıda bulunmadığı kanaatindeyiz” ifadelerini kullandı.

Tüm paydaşlar Sigorta Haftası’na sahip çıkmalı

Çelik, sektörün tüm kurum ve kuruluşları ile tüm dağıtım kanalları ve çalışanların bu haftaya sahip çıkması gerektiğini belirterek tüm paydaşların Sigorta Haftası’na özel olarak yapılan çalışmalarla toplumda sigorta bilincinin yaygınlaştırılması ve farkındalığı arttırması gerektiğine dikkat çekti. Bu konuyla ilgili ayrıntılı olarak çalıştıklarını söyleyen Çelik, “Çalışmamızı en kısa zamanda TOBB SAİK’e ileteceğiz” dedi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER