Türkiye Sigorta Birliği, TBMM Zirai Don Araştırma Komisyonu’nda sigorta sektörünün tarımsal afetlere karşı üstlendiği rolü ve çözüm önerilerini paylaştı. TSB, artan iklim risklerine karşı üreticinin yalnız bırakılmaması gerektiğini vurguladı.
Türkiye Sigorta Birliği (TSB), TBMM Zirai Don Araştırma Komisyonu toplantısında 2025 yılında yaşanan büyük zirai don felaketine karşı sigorta sektörünün sağladığı katkıları ve geleceğe yönelik önerilerini sundu.
Toplantıda konuşan TSB Genel Sekreter Yardımcısı Atilla Oksay, sigorta sisteminin yalnızca üreticiyi değil, aynı zamanda kamu maliyesini destekleyen ve gıda arz güvenliğine katkı sağlayan stratejik bir yapı olduğunu vurguladı. 2025 yılında gerçekleşen don olayında 21,6 milyar TL tutarında hasar ön ekspertizi yapıldığını belirten Oksay, bu kayıpların ihracat, kırsal istihdam ve fiyat istikrarı üzerindeki etkilerine dikkat çekti.
Sigortalılık oranının hâlâ yüzde 30 seviyelerinde olduğunu anımsatan Oksay, TARSİM ve sigorta sektörünün çok daha fazla sorumluluğu üstlenebilecek güçte olduğunu söyledi.
TARSİM sistemi büyüyor, don teminatı kapsamı genişliyor
TSB tarafından aktarılan verilere göre, kamu-özel sektör iş birliğiyle yürütülen TARSİM sistemi, 2024 yılı sonunda 3,26 milyon poliçeye ulaşmış durumda. Don teminatları; meyve, fide, fidan ve ağaçları kapsayacak şekilde geniş bir alanı güvence altına alıyor.
Zirai don gibi iklim kaynaklı felaketlerin üreticiyi yerle bir ettiğini belirten Oksay, “Sigorta, çiftçinin afet sonrası yeniden üretime geçmesini sağlayan temel güvencedir. İklim krizinin etkileri artık daha sık ve yıkıcı şekilde hissediliyor. Bu risk ortamında üreticiyi yalnız bırakmamalı, kamu-özel sektör iş birliğini daha da güçlendirmeliyiz” dedi.
TSB’den tarımda direnç için üç öneri
TSB tarafından Komisyon’a sunulan politika önerileri üç başlık altında toplandı. İlk olarak, don gibi iklim olaylarında tazminat süreçlerini hızlandırmak amacıyla parametrik sigorta ürünlerinin yaygınlaştırılması gerektiği vurgulandı. İkinci olarak, etkin risk yönetimi ve doğru fiyatlama için mikroiklim ve bölgesel risk verilerinin geliştirilmesi önerildi. Son olarak ise, üreticiler arasında sigorta bilincini artırmak amacıyla farkındalık kampanyalarının hayata geçirilmesi gerektiği ifade edildi.


