Sigorta şirketlerinde, acentelerde, brokerlerde, eksperler de, Birlik ile Hazine arasında aksiyon bitmiyor
2013 kadar olmasa da iyi bir 2014 yılı sonrası yeni yıla girildiğinde umutlar sürüyordu. Her ne kadar secim atmosferinde olunması nedeniyle riskler görünse de sektör temsilcileri 2015’e umutla bakıyorlardı. Dövizde yaşanan artış, sektörü yakından ilgilendirse de gelecekte sektörü biraz sıkıntıya sokacağı da bir başka gerçek. Sektör yöneticileri arasındaki değişimler de sektördeki yeniden yapılanmanın on habercisiydi aslında. Dev sigorta şirketlerinin ve broker şirketlerinin yöneticileri birer birer görevlerinden ayrıldılar. Yıla hızlı başlayan sektörde temsilciler, özellikle kasko fiyatlarında tekrar yaşanan fiyat rekabeti sonrası “Demek ki bu iş stratejileri şirketlerin yöneticileri yerine bir şirket politikasıymış” demekten kendilerini alamadı. Kimi görsem “Şu şirket fiyat düşürmüş, bu şirket çekiciye öyle bir fiyat veriyormuş ki sormayın…” diyordu. Anladım ki sektöre rahatlık batmış, ikinci bir 2012 yılı yaşanana kadar fiyatlarda oynanmaya devam edilecek.
Fiyat dışında ise özellikle sigortalanamayan riskler konusunda sigorta şirketlerinin geri adım atması beni çok şaşırttı. Bugüne kadar kabul ettikleri riskleri karsızlık nedeniyle artık kabul edemeyeceklerini söyleyen şirketlerin, mali verileri biraz düzeldikten ve alternatif yeni havuz kurulduktan sonra eskiye donuş yaşadığına ne yazık ki tanık olduk. Yani şirketlerin 2012-2013 yıllarında kabul etmedikleri riskleri iş yazmak düşüncesiyle tekrar yazmaya başlamaları gelecek konusunda bize tekrar fikir verir oldu.
Hazine-TSB diyaloğu artmalı
Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü ile sektör şirketlerinin iletişiminde Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) By-Pass edilmesi bir başka handikap. Hatta Hazine’nin hazırladığı Torba Yasa içerisine koyduğu TSB’nin etkisizleştirilme maddeleri, Allah’tan hükûmetin Torba Yasa’yı TBMM’den geri çekmesiyle şimdilik rafa kaldırılmış oldu. O donemde bu gelişme Hazine’nin, TSB’yi kendi irtibat ofisi olarak görmek istediği şeklinde yorumlanmıştı. İddialara göre Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nün yeni yönetimi TSB’yi pek dikkate almamak düşüncesinde hatta bu iki kurum arasındaki iletişim yarı yarıya azalmış durumda. Sektörün önünde bekleyen çok ciddi sorunlar dururken Hazine yöneticilerinin farklı gündemlerle uğraşmasının sektörün ne yazık ki onunu tıkadığı iddia ediliyor. Özellikle sektörün hızla çözümlenmesini beklediği bedeni hasarlardaki hesaplama konusu mevcutken, Lloyds’un ve Turkiye’de yatırım yapmak isteyen Uzakdoğulu şirketlere kolaylık sağlayacak katılım sigortacılığı konusunda tanımların kanun maddelerinde öncelik tanınması sektörü biraz şaşırtmışa benziyor. Son anda Lloyd’s ile ilgili maddenin yasa taslağından geri çekildiğine ilişkin haberler gelse de baskıya girdiğimiz günlerde net bir bilgi elde edemedik. Hazine ile TSB’nin çalışmalarda senkron tutturamaması, iddialarda olduğu gibi kişisel ilişkilerden kaynaklanıyorsa sektöre çok yazık ediliyor derim. Bu işin kişiler arasındaki çekişmelerden kaynaklandığı iddialarına ben inanmak istemiyor, konu bu kadar indirgememeli diye düşünüyorum. Bence her iki taraf da nerede yanlış yaptığını kendi kendine sorgulamalı. Bu sektörden on binler ekmek yiyor. Secim döneminde bu durum özellikle siyasilere, doğru anlatılmalı. Bir gün poliçe kesilmezse nelerin yaşanacağını herkes düşünmeli. Bence sektörün çok üzerine gelindiğinde bunu hayata geçirecek bir irade olsa da bir gün topluca poliçe kesilmezse ne olacağı herkese bir gösterilmeli diye düşünüyorum. Bu sektör bu kadar hafife alınmamalı.
SAİK Başkanı’nın kararına acenteler tepkili
Sigorta acenteleri ise şubeleşme ile uğraşıyor. Diğer taraftan Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK) Başkanı Hüseyin Kasap’ın ani siyasete atılma kararının şokunu yaşıyor. Dört seneliğine göreve gelip başlangıçta da doğru işlere imza atan SAİK Başkanı’na bu kararı sonrası meslektaşlarından çok tepki geldiğinin altını çizmem gerekir. Umarım Hüseyin Kasap’ın adaylığı kabul edilir ve seçilir, aksi olup tekrar SAİK’in başına dönerse sıkıntıların baş göstereceğini düşünüyorum. Çünkü güven azalmış gibi, her fırsatı değerlendirip önümüzdeki yıllarda da başka ajandasının çıkabileceği düşüncesi tüm acentelerin kafasında kalacak gibi. Bu endişeleri bertaraf ettirmek Kasap için biraz zor olacak sanırım.
