Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, sigorta sektörünün yılın ilk 7 ayında 669 milyar liralık üretimle yüzde 51 büyüme gerçekleştirdiğini belirterek “2025’i 1-1,2 trilyon lira üretimle kapatmayı hedefliyoruz. Türkiye’de sigorta sektörü hep yükselen bir trend içinde oldu ve bu trendin süreceğine inanıyorum. Sektörümüzü, ülkemizin ekonomik hedefleriyle paralel olarak küresel ölçekte güçlendirmeliyiz” dedi.
SİGORTAMEDYA ÖZEL
Yılın son çeyreğine yaklaşırken tüm sektörler, 2025 performansını ortaya koyacak Z raporunu almaya hazırlanıyor. Özellikle birçok ekonomik ve sosyal dinamiğin bir arada etkili olduğu sigorta sektörü, enflasyon, maliyet baskıları ve tüketici taleplerini gözeterek dengeli bir büyüme stratejisi izliyor. Bu süreçte sektörün üretim hacmi, aktif büyüklüğü ve sermaye yeterliliği gibi göstergeler hem şirketlerin hem de sigortalıların geleceğe güvenle bakabilmesi açısından kritik bir önem taşıyor. Sigorta Medya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’ın konuğu olan Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, sektöre ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Yaşar, yılın ilk 7 ayında sektörün toplam 669 milyar liralık üretim gerçekleştirdiğini ve reel anlamda güçlü bir büyüme kaydettiğini vurgularken Maher Holding özelinde de 32,5 milyar liralık üretim hacmine ulaştıklarını açıkladı. Türk sigorta sektörünün 2025 yılını 1-1,2 trilyon lira üretim rakamıyla kapatacağını belirten Yaşar, hayat ve hayat dışı branşlardaki portföy dengesi, kasko ve trafik sigortalarındaki gelişmeler ile yeni ürün stratejileri konusunda da detaylı bilgiler verdi.
7 ayda 669 milyar liralık üretim gerçekleştirildi
Sigorta sektörü özelinde değerlendirmelerde bulunan Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, “Türk sigorta sektörü, yılın ilk 7 ayında 669 milyar liralık toplam üretim yaptı. Bu üretimle toplamda yüzde 51 civarında bir büyüme gerçekleştirdik. Bu oran, enflasyonun üzerinde reel bir büyümeyi ifade ediyor” dedi.
Geçen yıl da sektörün yüksek bir büyüme yakaladığını anımsatan Yaşar, “2023’te yüzde 100’lerin üzerinde başlayan ve yıl sonunda yüzde 74 seviyelerinde tamamlanan bir büyüme yaşanmıştı. Pandemiden bu yana diğer sektörlerle karşılaştırıldığında sigorta sektörü reel olarak güçlü bir büyüme sergiliyor” diye konuştu.
Portföy dengesi iyileşti
Yaşar, üretim rakamlarının 576 milyar lirasının hayat dışı sigortalardan, 93 milyar lirasının ise hayat sigortalarından geldiğini aktardı. Hayat dışı sigortaların yüzde 47 büyürken hayat sigortalarının yüzde 80-81 civarında bir büyüme gerçekleştirdiğini aktaran Yaşar, “Toplam üretimde hayat dışı sigortaların payı yüzde 86, hayat sigortalarının payı ise yüzde 14 oldu. Ancak temmuz ayına özel rakamlara bakıldığında, hayat sigortalarının payı yüzde 15,83’e yükselirken hayat dışı sigortaların payı yüzde 84 seviyelerine geriledi. Bu da portföy dengesinin iyileştiğini gösteriyor” dedi.
Trafik ilk sırada, kaskoda gerileme var
Sektördeki 669 milyar liralık toplam üretimin branşlara göre dağılımına ilişkin detayları da paylaşan Yaşar, “Trafik sigortaları 171 milyar liralık üretimle ilk sırada yer alırken sağlık sigortaları 119 milyar liralık üretimle ikinci sırada geldi. Yangın sigortaları 92 milyar lira ile üçüncü sırada yer alırken kasko sigortalarında üretim 77-78 milyar lira seviyesinde kaldı ve dördüncü sıraya geriledi” açıklamalarında bulundu. Yaşar, kaskonun toplam üretimden aldığı payın geçen yıla göre gerilediğini belirterek “Geçen yıl yüzde 15 olan pay bu yıl yüzde 13,52’ye düştü” dedi. Mühendislik ve tarım da dahil genel zararlarda 60 milyar 392 milyon lira civarında üretim yapılırken sorumluluk, finansal sigortalar, nakliyat ve kaza gibi diğer branşlarda toplam 54 milyar liralık üretim gerçekleşti. Bu branşların büyüme oranı yüzde 50 seviyesinde oldu” diye konuştu.
Aktif büyüklük 3 trilyona yaklaştı
Haziran sonu itibarıyla sektörün aktif büyüklüğünün 3 trilyon liraya yaklaştığını açıklayan Yaşar, “Hayat ve emeklilik tarafı 1 trilyon 855 milyar liralık, hayat dışı şirketleri ise 1 trilyon 75 milyar liralık aktif büyüklüğe sahip. Hayat dışındaki aktif büyüme yüzde 63, hayat tarafında ise yüzde 53 oldu. Sektörün toplam aktif büyümesi ise yüzde 56 seviyesinde gerçekleşti” dedi.
Öz sermaye 324 milyar TL’ye ulaştı
Öz sermaye tarafında da önemli bir artış yaşandığını dile getiren Yaşar, hayat dışı sigortalarda öz sermayenin 252-253 milyar lira seviyelerine ulaştığını, hayat sigortalarında ise bu rakamın 71,5 milyar lira olduğunu söyledi. Toplam öz sermaye büyüklüğünün 324 milyar liraya çıktığını belirten Yaşar, “Türk sigorta sektörü haziran sonu itibarıyla yüzde 58 öz sermaye büyümesine ulaştı. Sigortacılık sermaye işidir. Öz sermayenin önemini geçmişte acı deneyimlerle gördük” diye konuştu.
Haziran sonu üretim rakamlarını da paylaşan Yaşar, hayat dışında 498 milyar liralık, hayatta ise 78,5 milyar liralık üretim yapıldığını belirtti. Böylece toplamda 576 milyar liralık kümülatif üretime ulaşıldığını aktaran Yaşar, “Aynı dönemde toplam 218 milyar liralık hasar ödemesi yapıldı. Bunun 206 milyar lirası hayat dışı branşlardan kaynaklandı. Hayat dışı sigortacılıkta 27 milyar liralık teknik zarar bulunuyor, buna karşılık hayat sigortalarında 15,4 milyar liralık teknik kâr elde edildi. Kümülatifte ise teknik zarar 12 milyar lira seviyesinde gerçekleşti. Yatırım gelirleriyle bu zararların telafi edildi. Hayat dışında 133,5 milyar lira, hayatta 21,3 milyar lira olmak üzere toplam 155 milyar liralık yatırım geliri elde edildi” dedi. Sektörün faaliyet giderlerinin toplam 106,5 milyar lira olduğunu belirten Yaşar, bunun 80 milyar lirasının hayat dışı, 26 milyar lirasının ise hayat sigortalarından kaynaklandığını ifade ederek “Haziran sonu itibarıyla hayat dışında 55 milyar lira, hayat sigortalarında 24 milyar lira olmak üzere toplamda 79 milyar liralık dönem kârı elde edildi” şeklinde konuştu.
Sermaye yeterlilik oranlarının da arttığını belirten Yaşar, hayat dışı sigortalarda bu oranın yüzde 159, hayat sigortalarında ise yüzde 298 seviyesinde olduğunu açıkladı. Birleşik rasyonun ise hayat dışında yüzde 108, hayat sigortalarında yüzde 54 olduğunu belirten Yaşar, “Şirketlerimizin bilanço yapısı güçleniyor, sermaye gücü artıyor. Sigortalılar ve yatırımcılarımız adına bir güven ortamı oluşması için tüm sektör olarak SEDDK önderliğinde ve Türkiye Sigorta Birliği rehberliğinde hep birlikte çalışıyoruz” dedi.
Sektörümüzün ülkemizin hedeflerine paralel olarak güçlenmesi gerekiyor
Türkiye’nin orta vadeli planda dünyanın 16. büyük ekonomisi olmayı hedeflediğini hatırlatan Yaşar, sigorta sektörünün de bu hedefe paralel olarak küresel ölçekte güçlenmesi gerektiğini söyledi. “Şu anda dünyada 25-30. sıralardayız. Ekonomimizin bulunduğu seviyeye ulaşmamız için dolar bazında üretimlerimizi 2-3 kat artırmamız gerekiyor. Sigortalılık oranlarımızı yükseltmeli, özellikle deprem bölgesinde koruma açıklarını kapatmalıyız” ifadelerini kullandı.
Trafik sigortasında arz sorunu büyük ölçüde aşıldı
Trafik sigortalarında arz problemine ilişkin değerlendirmede bulunan Yaşar, özellikle ağustos ve eylül aylarına bakıldığında trafik sigortalarında olumlu bir tablo olduğunu söyledi. Yaşar, diğer sektör oyuncularının da pazara daha hızlı girmesiyle birlikte ürünün erişilebilirliğinin arttığını vurgulayarak “Biz ilk günden beri arz güvenliği açısından bir söz verdik. Şirketlerimize gelip teklif alamayan ya da aldığı teklifi poliçeleştiremeyen tek bir vatandaşın bile olmaması gerektiğini ifade ettik. Bugün geldiğimiz noktada ise trafik sigortalarında arz problemi kalmadığını düşünüyoruz. Tabii bu sadece birkaç şirketle olacak iş değil; son aylarda pazara giren oyuncuların çoğalması bu açıdan sevindirici. Ancak sorunlar tamamen bitmiş değil, maliyetler tarafında sıkıntılar devam ediyor” dedi.
Sektörde en fazla konuşulan konulardan birinin serbest tarife olduğunu hatırlatan Yaşar, maliyetlere yeterince müdahale edilememesi nedeniyle sigorta şirketlerinin zorlandığını söyledi. “Biz serbest tarife dediğimizde vatandaşlarımız, sigorta şirketlerinin kafasına göre fiyat belirlemek istediğini düşünüyor. Halbuki mesele bu değil. Bizim öncelikli hedefimiz, maliyetleri yönetmek ve zarar etmemek. Trafik branşında kâr etmek istemiyoruz; amacımız, bize emanet edilen primlerle sigortalılarımızın ve
mağdurların tazminatlarını karşılamak” diye ekledi.
Kasko sigortalarında yeni ürünler geliştiriyoruz
Kasko sigortalarında bir geri çekilme olmadığını belirten Yaşar, aksine sektörde sigortalılık oranını artırmak için yeni ürünlerin devreye alındığını dile getirerek “Kaskoda sigortalılık oranı şu anda yüzde 25 civarında. Biz Quick Sigorta tarafında yeni ürünler geliştirerek bu oranı artırmaya çalışıyoruz. Sektörde de benzer çabalar var. Çünkü kasko, kârlılığın yüksek olduğu bir alan, bu da oyuncuların iştahını kabartıyor” diye konuştu. Yaşar, son dönemde kasko primlerinin trafik primlerinin altına indiğini hatırlatarak rekabetin bu noktadaki etkisine de dikkat çekti. “Eskiden kasko primi, trafik priminin iki-üç katı olurdu. Şimdi ise tersi bir durum var, kasko primi bazen trafiğin yarısı kadar olabiliyor” diyen Yaşar, şöyle devam etti: “Bu gelişmede pazara yeni giren oyuncuların pay alma iştahı ve rekabet önemli bir rol oynuyor. Ayrıca döviz kurunun görece stabil seyretmesi de fiyatlara yansımış olabilir. Kasko tarafında temkinli olmamız gereken bir süreçten geçiyoruz. Önümüzdeki dönemde yaşanacak maliyet artışları fiyatlamalarda dikkate alınmalı.”
Uyuşmazlıkların yüzde 90’ı fiktif
Yaşar, tahkim ve arabuluculuk sistemine taşınan uyuşmazlıkların büyük bölümünün sigortadan kaynaklanmadığını savunarak “Geçtiğimiz yıl 600 bin sigorta uyuşmazlığı tahkime taşındı deniyor. Ancak biz gerçekten bu kadar kişiye ‘hasarınızı ödemiyoruz, başınızın çaresine bakın’ mı dedik? Eğer dediysek sektörün hasar departmanlarının çok ciddi şekilde sorgulanması lazım. Çünkü bizim asli görevimiz hasar ödemek. Oysa buradaki uyuşmazlıkların yüzde 90’ı fiktif. Yani gerçek anlamda bizim tarafımızdan kaynaklanmayan sorunlar” ifadelerini kullandı.
Yaşar, değer kaybı hesaplamalarının da önemli bir maliyet kalemi haline geldiğini ifade etti. Sigorta şirketlerinin poliçelerde bu teminatı almadığını hatırlatan Yaşar, uygulamanın çelişkili boyutlarına dikkat çekerek “Eskiden trafik sigortalarında kıymet kazanma tenzili uygulanırdı. Yani kazada yeni parça takılan aracın değer artışı için sigortalıdan kesinti yapılırdı. Sonra bu adil bulunmadı ve kaldırıldı. Ancak bu sefer de aracın değer kaybettiği gerekçesiyle tazminat ödenmesi gerektiği söylendi. Bu değişiklik yapılırken primlere herhangi bir ek teminat girmedi. Bugün bir araç için 20 bin veya 30 bin TL değer kaybı hesaplanıyor, ardından konu dava veya tahkime taşınıyor. 30 bin TL ödenmişken, 30 bin 200 TL için davalar açılıyor ve bu küçük fark sigorta şirketlerine büyük ek maliyetler getiriyor” açıklamalarında
bulundu.
Bedeni zararlarda mevzuata göre hareket edilmeli
Bedeni hasarlar konusuna ilişkin açıklamalarda da bulunan Yaşar, mevzuata göre sürekli sakatlık raporlarının Bakanlıkça yetkilendirilmiş, farklı branşlardan en az yedi hekimden oluşan yetkili kurulların bulunduğu ve yetkilendirilmiş hastanelerden alınması gerektiğini; yetkili hastaneler ile yetkili kurullar dışından düzenlenen raporların hiçbir kurum tarafından değerlendirmeye alınamayacağını söyledi. Uygulamada ise sigorta şirketlerinin yetkili kurul dışında düzenlenmiş raporlarla sıkça karşılaştığını anlatan Yaşar, örnek vererek iki Adli Tıp uzmanı imzasıyla düzenlenen raporların bile mevzuata uygun olmadığını, bu tür raporların bulgularının ve oranlarının gerçeği yansıtmadığını tespit ettiklerini kaydetti.
Sigortasürans modeliyle önemli sonuçlar elde ettik
Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet YaşarYaşar, Türkiye’de ilk kez uygulamaya aldıkları “sigortasürans” modeli ile ilgili de önemli açıklamalarda bulundu. Yaşar, Quick Sigorta ile Quick Hayat Sigorta’nın geliştirdiği çapraz satış modeli sayesinde üç ayda önemli sonuçlar elde ettiklerini belirterek “Bankasürans ülkemizde çok yaygın, biz farklı bir model denedik. Quick Sigorta ve Quick Hayat Sigorta, iş birliği yaparak sigortasürans adı altında çapraz satış modeli geliştirdi. Sadece kazaya bağlı vefatı değil, eceli de kapsayan yıllık hayat poliçeleriyle üç ayda vefat eden sigortalı sayısı 280’e ulaştı. Bu süreçte hasar/prim oranımız yüzde 70-80 seviyelerine geldi” dedi. Uygulamanın sahadaki ihtiyaca doğrudan yanıt verdiğini vurgulayan Yaşar, “Poliçeden faydalanan bir sigortalının eşi, aldığı tazminat için ‘Üç aylık kiram bu’ dedi. Turhal’da bile kiraların 15 bin liradan başladığı bir ortamda, bu destek çok kritik. Çünkü emekli maaşının bağlanması, aktarılması gibi süreçler aylar sürebiliyor. Bu poliçe, o üç aylık geçiş döneminde aileler için hayati önem taşıyor” diye konuştu.
Finansal ekosistemimizin hedefleri doğrultusunda ilerliyoruz
Maher Holding Sigorta Grubu’nun büyüme ve yatırım stratejilerini detaylandıran Yaşar, grup olarak 600 kişilik bir ekibe ulaştıklarını ve oluşturdukları finansal ekosistemin hedefleri doğrultusunda ilerlediğini belirterek “Acentelerimiz, sayıları 8000’e ulaşan ve Türkiye’nin farklı bölgelerinde bizi temsil eden en önemli halkaları oluşturuyor” dedi.
Yaşar, finansal ekosistemlerini QCar Mobility, Quick Finance, QPay Ödeme Sistemleri ve MHR Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı gibi şirketlerle güçlendirdiklerini aktardı. Bu yapının sigortacılığın öncülüğünde yönetildiğini ifade ederek iş birlikleri ve yeni modeller üzerinde çalıştıklarını belirtti. Finansal sigortalar ve bina tamamlama sigortalarıyla ilgili süreci de aktaran Yaşar, “2018’de finansal sigortaları kefaletle başlattık. Ardından bina tamamlama sigortalarını devreye aldık ve doğru modelleri kurgulamak için ekipler oluşturduk” dedi. Yakın zamanda lansmanını yapacakları QFlats projesini örnek gösteren Yaşar, Türkiye’nin tek akredite deprem laboratuvarı olan Allianz Teknik ile iş birliği yaptıklarını ve deprem performans analizlerini geliştirdiklerini açıkladı.
Yaşar, proje kapsamında inşaat, işveren sorumluluk ve müteahhitlik sigortalarını entegre bir şekilde yöneterek “Güvenli Konut Modeli”ni oluşturduklarını söyledi. Bu modelin, Türkiye’nin kentsel dönüşüm sürecinde kritik bir rol oynayacağını belirten Yaşar, “Orta vadeli plan doğrultusunda dirençli yapılara ulaşmak ve afet riskini azaltmak için bu model olmazsa kentsel dönüşüm tam anlamıyla mümkün değil. Biz bu modelleri kurduk ve QFlats ile hayata geçiriyoruz” dedi.
Motofestler şehir festivallerine dönüştü
Yaşar, Quick Sigorta’nın kurulduğu günden bu yana sürdürdüğü motosiklet festivallerine de değindi. Söz konusu etkinliklerin artık şehir festivallerine dönüştüğünü söyleyen Yaşar, “Motofestlerimiz valiliklerimizden, belediyelerimizden ve ticaret odalarımızdan yoğun talep görmeye başladı. Bu sene 1 Şubat’ta yola çıktık, Q Truck, Q Karavan, Quick Roots gibi etkinliklerle Türkiye’nin dört bir yanında festivaller düzenledik. Geçtiğimiz hafta Balıkesir’de 13’üncüsü düzenlenen Quick Sigorta Motofest’e 20 binden fazla kişinin katıldı. Cunda’da gerçekleştirdiğimiz etkinliğe sektör paydaşlarımız, acentelerimiz, yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluşları ve motosiklet tutkunlarının yanı sıra 8 farklı ülkeden misafirler katıldı. Artık uluslararası boyuta ulaştık” ifadelerini kullandı. Yaşar, Sinop Valiliği’nin davetiyle düzenlenen şehir festivaline de yoğun ilgi olduğunu aktararak “Seneye mutlaka burada görmek istiyoruz, dediler” açıklamasını yaptı.
Sosyal sorumluluk projelerimiz devam ediyor
Şirket olarak sosyal sorumluluğu işlerinin merkezine koyduklarını belirten Yaşar, acentelerle yapılan toplantıların lüks otellerde ya da yurt dışı gezilerinde değil, sosyal sorumluluk projeleri üzerinden şekillendiğini söyleyerek “Biz sahada en çok toplantı yapan şirketlerden biriyiz. Ancak lüks organizasyonlar yerine eğitim ve toplum yararına yatırımları tercih ediyoruz” dedi. Quick Sigorta’nın bu kapsamda hayata geçirdiği projeleri de hatırlatan Yaşar, “2022 yılında Alanya Mahmutlar’da 32 derslikli ilkokulumuzu eğitime kazandırdık. Bu yıl ise deprem sonrası Nurdağı’nda Mahmut Erdemoğlu Tarım Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nin temelini attık. Aynı şekilde 100 öğrencilik Mine Erdemoğlu Yurt binasının inşaatına başladık. İnşallah tamamlandığında hep birlikte teslim edeceğiz” ifadelerini kullandı. Yaşar, sadece eğitim alanında değil, farklı ihtiyaçlara da cevap verdiklerini belirterek “Koyulhisar’da Kerkit Vadisi’nin en büyük itfaiye binasını ve itfaiye aracını belediyeye teslim ettik. Sosyal sorumluluk projelerimiz aynı kararlılıkla devam edecek” diye konuştu.
Maher Holding Sigorta Grubu olarak 32,5 milyar liralık bir üretim hacmine ulaştık
Türk sigorta sektörünün 2025 yılını 1-1,2 trilyon lira üretim rakamıyla kapatacağını belirten Yaşar, Quick Sigorta’nın 27,5 milyar lira, Corpus Sigorta’nın ise 5 milyar lira civarında üretim gerçekleştirdiğini ifade ederek “Toplamda Maher Holding Sigorta Grubu olarak 32,5 milyar liralık bir üretim hacmine ulaştık” dedi. Yaşar, hayat sigortaları alanında da önemli bir başarıya imza attıklarını vurgulayarak “Quick Hayat Sigortamız geçtiğimiz günlerde 1 milyonuncu poliçesine ulaştı. Hayat sigortacılığında bu büyüklük kolay elde edilecek bir şey değil. Bu alana da yenilik kazandırdığımızı söylemeliyim” ifadelerini kullandı.
Sigorta Ekranı:



Trafik Sigortası dünyanın her ülkesinde ZORUNLU bir poliçe türü. Sigortacıların bunu dillerine dolandırmaları artık manasız. Esas konu şu her ay %2,5 ilâ 3 oranında artan poliçe priminin karşılığında TEMİNATLAR çok yetersiz. Örnek Almanya da 80 milyon araç trafikte ve ortalama prim 275 euro teminatlar mağdur maddi . 1 milyon euro ** mağdur kişi 1 milyon euro .. olay başı 5 milyon euro…. Türkiyede ise yapılan şu primi yükseltirken poliçede üzerine farklı teminatlar düzenleyerek YÜKSEK PRİM hesaplaması yapılıyır. Peki yasa ne vâz ediyor : ZORUNLU TRAFİK SİGORTASININ ALINMASI BAŞKA BİR TEMİNATIN ALINMASI ŞARTINA BAĞLANAMAZ. KASKO SİGORTA da penetrasyın artışının olmayışının nedeni ise şu Araç sahiplerine sigortacıların paydaşları ile hasar sonrası uyguladıkları eziyet,umursamazlık ve milii servetleri gayrı milli yapma yarışıdır. Sektör sırcalı köşkünden inip sahaya inmeli ve Eksperine yaptıkları mobing uygulamayı kaldırmalıdır.