25 Kasım 2024, Pazartesi
spot_img

Savaş sırasında mahsur kalan gemilerin zararını sigorta karşılar mı?

Türk P&I Teknik Müdürü Umut Can, Rusya-Ukrayna krizinin sigorta sektörüne yansımalarını ve bundan sonraki süreçte neler yapılması gerektiğini anlattı.

Rusya ve Ukrayna savaşı deniz ticaretini de olumsuz etkiledi. Türk P&I Teknik Müdürü Umut Can, Rusya-Ukrayna krizinin sigorta sektörüne yansımalarını ve bundan sonraki süreçte neler yapılması gerektiği ile ilgili TURKDENİZ.COM‘a bilgi verdi.

Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gerilimin tüm deniz taşımacılığı sektörü paydaşlarının operasyonel zincirlerinde olağanüstü revizyonları gerekli hale getirdiğine dikkat çeken Türk P&I Teknik Müdürü Umut Can, “Yaşanan çatışmaların en bariz etkisi, özellikle Ukrayna sularında deniz taşımacılığının birçok halde can ve mal güvenliği açısından sürdürülemez hale gelmesidir. Karadeniz’de olmak ile beraber sıcak çatışma bölgesinden nispeten uzak kalan Rus limanları ise can ve mal güvenliği açısından nispeten daha elverişlidir. Bununla birlikte Rusya’ya karşı uygulanan ve hızla sertleşme eğilimi gösteren yaptırımlar nedeni ile Rus limanları ve Rus menfaatleri ile ilintili denizcilik faaliyetlerinin öngörülebilirliği ve sürdürülebilirliğini kestirmek pek de kolay olmamaktadır. Bölgedeki denizcilik faaliyetlerine bakıldığında hemen her açıdan gözlemlenen risk artışı, sigortacıların üstlendiği riskleri de arttırmaktadır. Bu yükselen risk profili karşısında, bazı risklerin maddi karşılığının prim ile ölçülemeyecek kadar arttığı hallerde ise sigortacıların teminat sağlama imkânları ortadan kalkabilmektedir” diye konuştu.

Can, özellikle bu süreçte limanda ve demirlemiş olan gemilerin nasıl etkileneceği ile ilgili de şu bilgileri verdi: “Sıcak çatışmaların başlangıcından önce Ukrayna ve Rusya’ya doğru sefer çıkmış olan gemilerde genel eğilim, alternatif varış limanlarının tespiti veya kalkış limanlarına geri dönüş şeklinde olmuştur. Denizcilik sektörünün gösterdiği bu sağduyulu yaklaşım vesilesi ile can ve mal güvenliğine yönelik birçok risk başlamadan engellenmiştir. Bununla birlikte savaşın başlaması sonucu o an bölgede olan gemilerin güvenli bir ortama doğru hareket etmeleri sıcak çatışma ortamında imkânsız hale gelmiştir. Savaşın başlaması ile sıcak çatışma öncesi harp risklerine karşı teminat satın almamış olan gemilerin ise risk başlangıcı ile birlikte teminat satın almaları çok güçleşmiştir. Birçok sektörde olduğu gibi deniz lojistiğinde imzalanan sözleşmelerde de mücbir sebeplere dayandırılarak taraflar karşılıklı sorumluluklarından feragat edebilmektedirler. Bununla birlikte “kiralanan gemilerin güvenli limanlara yönlendirilmesi” gibi kiracıların sıklıkla üstlendikleri sorumlulukların yerine getirilip getirilmediği, gemisi bölgede mahsur kalan armatörlerin gemilerinin gördüğü fiziksel zararlar, navlun ve zaman kaybı açısından hukuki değerlendirmelere söz konusu olabilecektir. Bu sadece bir örnek olmak ile beraber, denizcilik sektörü paydaşlarının savaştan kaynaklı olarak sözleşmesel ve hukuki haklarını nasıl arayacakları ve mücbir sebep kavramının uygulamaları, denizcilik hukuku konjonktüründe uzun yıllardır görülmeyen ölçekte ilerleyen zamanlarda test edilecektir” değerlendirmesinde bulundu.

Mahsur kalan 23 gemi ne yapacak?

Can, değerlendirmesinde Ukrayna’da mahsur kalan 23 gemi ile ilgili de şu bilgileri verdi: “Harp ve Grev Sigortaları, adında da özetlendiği üzere, sigorta konusu geminin, savaş, grev, isyan, ayaklanma, halk hareketleri, terörizm, yasa dışı müsadere gibi risklere maruz kalması durumunda karşılaşacağı fiziksel zararları tazmin etmek amacıyla düzenlenir. Sigortacılar savaş başlangıcından önce savaş risklerine dair poliçede üstlendikleri sorumlulukları, savaş başlangıcında poliçenin geçerli olması halinde üstlenmeyi ve ek teminat ihtiyacı talebi olması halinde bunu ek prim ile sağlamayı genellikle kabul etmektedirler. Bununla birlikte sigortaları harp risklerini içermeyecek şekilde eksik yapılmış gemilerin, savaş başlangıcı ile birlikte bu eksiklerini kapatmaları neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Depreme sigortasız yakalanan bir konuta tam deprem anında nasıl sigorta yapmak mümkün değil ise, “Harp ve Grev” sigortasının da maalesef savaş anında yapılması çoğu zaman mümkün olmamaktadır.”

Sigortanın ihmal edilemeyeceği anlaşıldı

Can, sigortacılık açısından alınması gereken önlemleri ise şöyle sıraladı: “Savaş halinin sonlanmasının ardından, bölgede stabil, yasal ve düzen koruyucu bir idari yapının bulunması, bölge ile ticari ilişkileri bulunan tüm tarafları ve bu ticari faaliyetleri sigortalayan sigortacıları memnun edecektir. Sigorta açısından bakıldığında bu esasta bölgede sağlanacak huzur ve güven ortamı, Harp ve Grev sigortalarının devreye girme ihtimalini azaltacak olmak ile beraber, bahse konu bu sigortaların aslında ne kadar vazgeçilmez olduğu ve bu sigortaların ihmal edilmemesi gerektiği gerçeği, yaşanan bu hadise ile anlaşılmıştır. Bölge tekrar ticarete uygun hale geldiğinde hatırlanması gereken diğer bir önemli bir husus ise yaptırımlar olacaktır. Sigorta şirketleri tıpkı finans sektörünün diğer bileşenleri gibi global finans sistemine entegre olarak hizmet vermektedirler ve bu sistemin tabi olduğu uluslararası kurallar, sigorta şirketleri için de bağlayıcı olmaktadır. Dolayısı ile yerel ve uluslararası kural koyucular tarafından özellikle Rus gerçek ve tüzel kişilere karşı koyulabilecek yaptırımlar, şu ana kadar uygulanan benzeri tüm yaptırımlarda olduğu gibi sigorta şirketleri açısından da bağlayıcı nitelikte olacaktır. Bunun anlamı, sigorta şirketlerinin poliçelerine koyduğu yaptırım klozları ve bu konudaki yasal düzenlemeler sebebi ile yaptırıma taraf olan kişiler ile yapılan veya farklı nedenlerden dolayı yaptırıma konu olan ticari faaliyetlerin sigorta teminatı dışında kalacağıdır. Dolayısı ile armatörlerin, bölgedeki ticari hayat nispeten normale dönse bile sözleşmesel olarak muhatap aldıkları tarafların ve yaptıkları ticaretin yaptırımlara aykırı olmadığından emin olmaları menfaatlerine olacaktır.”

Mahsur kalan gemilerin alabileceği çok fazla aksiyon yok

Can, ayrıca bölgede mahsur kalan gemiler ve mürettebat için zararın önlenmesi için alınabilecek çok fazla bir aksiyon bulunmadığına da dikkat çekerek şunları söyledi: “Bölgede mahsur kalan gemiler ve mürettebat için hatırlanması gereken en önemli husus, hangi taraftan olur ise olsun bölgedeki silahlı kuvvetlerin talimatlarına karşı gösterilebilecek her türlü aykırı hareketin veya şüpheli tutumun silah gücü ile karşılık bulabileceği olmalıdır. Ağır silahlar ile süren mücadelede ticari gemilerin fiziksel mukavemet göstererek veya çeviklik sureti ile silahlı egemen kuvvetlerden uzaklaşması mümkün olmayacağı gibi böyle bir girişim yüksek can ve mal riskine neden olacaktır. Provokasyonda bulunmayan üçüncü ülkelere ait gemilerin bile hedef haline geldiği çatışma ortamında, bölgede egemen güçlerin açık izni ile nispeten güvenli bir çıkış ortamının sağlanması dışında, gemilerin uğrayabileceği zararların önlenmesi için alınabilecek fazla bir aksiyon bulunmamaktadır.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER